Günün Müzisyeni: Nils Frahm, Olafur Arnalds & AWVFTS

Günün Müzisyeni: Nils Frahm, Olafur Arnalds & AWVFTS

Seksenli yıllarda doğan kuşağın ikibinli yıllardan itibaren sadece cazda değil müziğin genelinde tarzları, tavırları belirleyici etkisinin ağır basmaya başladını söyleyebiliriz. Bu kuşağın müzikte gelecek yıllarda etkisi daha yoğun hissedilecek bir başka yönü ise türler üstü hibrid tarzın, içinde kişisel müzik dilinin belirleyici olduğu yeni müziklere eklenen elektronik etkilerin de katkısıyla yoğun yeni ifade biçimleri olacak. Yarın akşam iki gün üstüste Salon sahnesinde konser verecek Nils Frahm & Olafur Arnalds ikilisinin müzikleri de yeni kuşağın müziklerine en iyi örneklerden. Bu neslin bir önemli özelliği müziklerini hayatın olabilecek en geniş skalası içinde kullanmaları. Skaladan kastımız sadece konser ve albüm yayınlamanın ötesinde film ve tiyatro müzikleri yazmaktan tutun, firmalar için özel projelere, avantgart çalışmalara, kurumsal müziklere kadar müziğin içine girdiği her alanı kendi ifade alanlarına dahil görmeleri. Klasik müzisyen tavrının dışında bir endüstriyel tavır olarak kabul edebileceğimiz anlayışın klasik anlamda tutucu çevrelerce (kimi haklı nedenlerle) hoş karşılanmadığı malum ama yeni çağın artık disiplinleri birbirinden kesin çizgilerle ayırıcı, herkes kendi köşesinde kendi sanatını icra etsin anlayışı artık yok. Nils Frahm ve Olafur Arnalds örneğindeki müzisyenler bu anlamda küresel bir şirket olan BMW`nin çevre dostu teknolojilere dönük yeni ürünlerine müzik yazarken, sinema sektörüne, animasyonlara da müzikler yazıyor ama hemen ardından albümlerini yayınlıyor, konserler verip festivallere katılıyor. Zaten bu anlayışın kurumsal neticesi olarak Berlin`de kurdukları Durton Studio çevresinde konuşlanan iki müzisyen müzikal projelerini bu stüdyo konsepti çevresinde şekillendiriyor. İşin ilginci, bunu yaparken hem bağımsız müzisyen kalmayı becerebiliyor hem de ürettikleri müzikleri her alanda kendi kişisel ifadeleri kılmakta başarılı oluyor.

Nils Frahm piyano ile ilişkisini anlatırken biraz da esprili bir dille "başlangıçta, piyanomu komşumu düşünüp daha yavaş tonlu çalarak iyilik yapmak istedim. Gecenin kalın sessizliği içinde zamanla parmaklarınıza daha nazik olmayı öğretiyorsunuz. Bu öğrenme, piyano tarzınızda yoğun katmanlar oluşmasına neden oluyor. Ben bunu bir keşif olarak gördüm ve tarzıma dahil etmeyi tercih ettim." Frahm`ın müziğindeki incelikli zerafetin nedeni demek ki komşusuymuş. İngilizlerin ünlü gazetesi The Guardian ikilinin 2011 albümünü yılın en iyi 42. albümü ilan etti. Drowned in Sound dergisi daha tanımlayıcı yorum yaparak "hayallerini sesle şekilendirmede alkışlanacak başarıya sahipler" dedi.

Yarın akşam Salon sahnesinde klasik eğitimli piyanistlerin tüm tarzların üstünde yeni ve kişisel tavırlarla örülü modern çağın müziğine şahid olacaksınız ama yukarda yazdığımız onca şeye karşın bu müziğin tümüyle sorunsuz olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu açıdan dikkatimizi çeken en önemli nokta müzikteki kişisel rafinasyonun kolektif heyecanı (neredeyse tümüyle) yoketmesi ve doğal bir dürtü olan doğaçlamanın patlayıcı enerjisini müzisyenin elinden (kısmen) alması.

Salon`da Nils Frahm ve Olafur Arnalds`ın yeni müziklerini uzun ve güzel bir uykuda görülmüş pastel tonlar, geniş boşluklu alanlarla dolu rüya gibi dinleyin! (ama bu dediğimiz nasıl yapılır onu bilmiyoruz :) )

İkilinin 2012 albümleri Stare`den seçtiğimiz A1 isimli çalışmayı dinliyoruz. lbümdeki müzikleri Tron filminde kullanılan müziklere benzeten çok oldu, son not olarak ekleyelim.

Cazkolik.com / 17 Ekim 2012, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.