Çok güzel bir yaz akşamıydı dün gece… 21. İstanbul Caz Festivali`nde Sabancı Müzesi`nin emsalsiz bahçesinde önce Darcy James Argue konseriyle bildiğimiz caza yeni cümleler eklemişken hemen arkasından bahçenin daha yukarısında, seyir terasında, ayışığına komşu bir yerde, az insana bahşedilmiş mükemmel sesiyle Cecile McLorint Salvant bildiğimiz vokal tarzının kimliksizleştirilenlerinden olmamak için tarzını sesinin labirentlerinde oluşturuyordu. Gece bitti. Hepimiz mutluyduk, evlerimize döndük ama hayatın gerçeği bize üzücü bir haber ulaştırdı.
Caz tarihine free jazz`ın kurucu isimlerinden biri olarak geçen, Ornette Coleman`ın ilk dönem gruplarının basçısı Charlie Haden bu tanımlamanın bir anlamda aksine gerçekte hiç bir zaman biçimsel olarak cazın bir tarzının yekpare ismi olmadı. Mesela, Haden otuzlu, kırklı yılların klasik şarkılarına deli gibi tutkun biriydi. Bunu bize, yayınladığı son albümlerden olan harika proje "Sophisticated Lady"nin prodüktörü Jean-Philippe Allard anlatıyor. Haden aklındaki "The Art of the Song" tarzı projeyi bu tutkusu nedeniyle gerçekleştirmiş.
Ama elbette biz cazseverler Charlie Haden`ı esas olarak birazdan anlatacağımız projelerle ve free jazz dönemiyle tanıdık.
Ahenksiz müziğin basçısı
Profesyonel country müzisyenlerinden oluşan bir ailenin çocuğu olan Haden (iki yaşında radyo programında şarkı söylerken kaydedilmiş sesi var) müziğin içinde büyüdü. Kalabalık kardeşlerdi, üç büyük abisi, üç küçük kız kardeşi vardı. Okulda hocası Sam Thomas`tan bas çalmayı öğrendi. Bir otobüse atlayıp Los Angeles`a müzik eğitimi almaya gitti ama kısa süre içinde kendini sahnede Hampton Hawes, Art Pepper, Dexter Gordon gibi efsanelerle çalarken buldu. Bu dönem aynı zamanda eroin ve uyuşturucu bağımlılığıyla tanıştığı yıllardır. Bu sıra aynı zamanda Paul Bley, Billy Higgins ile beraber çaldığı yıllar...
Çalmadığı bir gece ünlü bariton saksofoncu Gerry Mulligan`ı evinde görmeye gider, evde oturan biri daha vardır; Ornette Coleman. Bu sayede tanıştılar. Birlikte çalmaya başladıkları ilk anlar o geceyle başladı. Bir süre Don Cherry, Coleman filan hep birlikte Hillcrest Club`da çaldılar bir yıl sonra da beraber New York`a gittiler. Çalmadığı kısa bir süre hariç 1966`da Ornette Coleman`la çalmaya başlayıp belki bir yirmi yıl beraber çalmayı sürdürdüler. Ama Archie Shepp, Carla Bley, Mike Mantler gibi isimlerle Jazz Composers Orchestra ile o dönem mesela Haden`ın Escalator isimli albümünde de çaldılar. Altmışlar hareketli dünyasında ilgisiz kalamayacağınız şeyler vardı, mesela politik konular… Özellikle latin Amerika`ya karşı ilgiliydi.
1969 yılında Guggenheim`ın verdiği beste ödülünü kazandı ve aynı yıl Carla Bley ile kökeninde insan hakları kavramlarına adamış oldukları Liberation Music Orchestra isimli topluluğu kurdular. Dönem dönem biraraya gelip albümler kaydeden topluluk 1991 tarihli albümü Dream Keeper ile ödüller kazandı, Grammy adayı oldu. Grup son olarak 2004 yılında bir araya gelip Village Vanguard`da özel bir performans gerçekleştirmişti.
Altmışların sonu, yetmişlerin başı sırası Paul Motian ve Dewey Redman ile Keith Jarrett Quartet`in üyesi oldu. 1972 yılında Gato Barbieri ile "Paris`te Son Tango" filmiin soundtrack`inde çaldı. Seksenlerin ortasında ise ismini karısının koyduğu Quartet West isimli topluluğu hayata geçirdi.
Charlie Haden yıllarca kulak çınlaması derdinden muzdaripdi ama bu durum onun işini yapmasını engellemiyordu. 1989 yılında, Montreal Jazz Festival`de sekiz konserlik bir program yaptı. Ekibe Don Cherry, Ed Blackwell, Pat Metheny gibi isimler de dahil olmuştu.
Doksanların ortasında Portekizli gitarist Carlos Paredes ile, James Cotton ve Louis Walker ile farklı tarzlarda müzikler kaydetti. Kurt Weill`ın müzikleri için televizyonda göründü. Hank Jones ile düetler olarak kaydettiği Steal Away ile iki Gramm adaylığı aldı. 1997`de film müziği yazdı. Hep meşguldü, hep projeler vardı...
Gonzalo Rubalcaba, Egberto Gismonti, Brad Mehldau, Michael Brecker gibi isimlerle ikibinli yıllarda çaldı. Arada pek çok albüm ve işbirliği oldu ama daha önemlisi 2010 yılında gerçekleşen Keith Jarrett ile duo projesi Jasmine oldu. Bu ara bir de Sophisticated Ladies isimli önemli albümünü yayınladı. Yine bu sıra ilkini 1995`de yaptıkları projenin bir çeşit devam olan düet ile Hank Jones`la yeniden bir araya geldi. Jones bu albümün ardından üç ay sonra öldü. İşte, o sıralar Quartet West ile çıktığı bir turneyle o yıllar aralıklı iki kez İstanbul`a geldi. Biri İş Sanat, diğeri Salon`du yanılmıyorsak.
Yazamadığımız daha yüzlerce, binlerce şey var ama artık Charlie Haden yok.
Diskografisinden seçmeler:
- Duets w/ Kenny Barron
- Beyond The Missouri Sky (duets w/ Private Collection No.1, 2 (1995)
- Steal Away (1994, duets w/ Hank Jones)
- Always Say Goodbye (1993)
- Quartet West: Haunted Heart (1991)
- Dream Keeper (1991, Liberation Music Orchestra)
- First Song (1990)
- Dialogues (1990)
- Montreal Tapes (1989, series of CDs)
- Quartet West: In Angel City (1988)
- Silence (1987)
- Etudes (1987)
- Quartet West (1986)
- Ballad of the Fallen (1982, Liberation Music Orchestra)
- Magico (1979)
- Folk Songs (1979)
- Gitane (1978)
- Old and New Dreams (1976)
- Golden Number (1976, duets w. Coleman and others)
- Closeness (1976)
- As Long As There`s Music (1976)
- Liberation Music Orchestra (1969)
Cazkolik.com / 12 Temmuz 2014, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.