Baki Duyarlar yeni albümü "Time of Spring"i yayınladı
Son üç albümün ikisinde `denizaşırı` müzikleriyle caz dağarcığımıza paletinden güçlü `renkler` katan Baki Duyarlar`ı en son `Kemenjazz`ın daha yerel, daha sıcak soundlarıyla dinlemiştik. Bahse mevzu albümlerinde tam on farklı müzisyenle çalan Duyarlar, şimdi, eğer tarifi mümkünse, `zamansız bahar halleri` diyebileceğimiz "Time of Spring"le yeniden cazseverin kapısını çaldı.
Farklı albümler, farklı müzisyenler
Önceki üç albümündeki alışkanlığını sürdüren Duyarlar "Time of Spring"de de bizi yeni müzisyen dostlarıyla tanıştırıyor. Bu isimleri biraz olsun yakından tanımak Duyarlar`ın yeni albümüne dair ayrıntılı bir fikir vereceği için önemli olmalı.
"Time of Spring" dört arkadaşın müzikal paslaşma ve paylaşmalarıyla, birinin bıraktığı yerden bir diğerinin devam etmesiyle gerçek bir ensemble albümü… Piyanoda Baki Duyarlar, alto saksofonda Justin Vasques, elektrik basta Janek Gwizdala ve davulda Louie Palmer`ın yer aldığı albümde bestelerin tümü Baki Duyarlar`a ait. "Time of Spring" yeni yayınlanmakla birlikte 2012 Ekim`in de kaydedilip yayınlanma sırasını beklemeye başlamış.
Albümün iki solist enstrümanından biri olan alto saksofoncu Justin Vasques 26 yaşında genç bir müzisyen. Caza bakışı hakkında ilginç fikirleri olan altoist, yalın ve yaşından daha olgun icraya sahip. Albümde elektrik basıyla dinlediğimiz Londra doğumlu ama yaklaşık onbeş yıldır dünya müzik sahnesinde sayısız ünlü isimle çalan Janek Gwizdala özellikle alto saksofonlu bölümlerde oluşturduğu bas katmanıyla dörtlünün adeta çimentosu. Güçlü ve sağlam bir sounda sahip. Gwizdala ve Vasques gibi Los Angeles merkezli bir müzisyen olan davulcu Louie Palmer özellikle `fusion` cazın önde gelen pek çok ismiyle çalan bir isim. Nerdeyse bebekliğinden beri müzikle içiçe olduğu düşünülürse oldukça teknik, sert ve tavizsiz bir stile sahip olan Palmer çalımında tam bir kontrast ve ritmik balans ustası.
Baki Duyarlar`ın müziği yerel olan ile evrensel olan arasındaki parametrede geliştirdiği kişisel bir bakış açısına dönük
Müzisyenlerin isimleri değişse de dörtlü formatını değiştirmeyen Duyarlar müziğinin yapı taşlarını bestelerindeki temel melodik dürtü üzerine kurguluyor. Tahminimiz o ki, sevgili Duyarlar`ın bir besteci olarak en tiizlendiği, oluşturduğu müzikal omurganın sağlamlığı konusu olmalı. Bu omurga bestecinin gözünde tartışmaya ihtiyaç kalmayacak şekilde sağlamlığını bulduğu taktirde, iş, bestenin bir çeşit akrostiş kurgulaması gibi mısraları oluşturmaya kalıyor sanırız ki bestenin bu aşaması baharatlı ve lezzetli olmalı. İş bu noktada anlaşılıyor ki, her albümde farklı müzisyenlerin kişisel renkleri ve katkılarıyla müziğin coğrafi sınırlamaları bir çeşit kendi kendini ortadan kaldırıyor.
Peki ya bahar?
Bahar aslında bizim içimizde taşıdığımız bir mevsimin adıdır… Bazen onu bizatihi mevsimlerin kendileriyle tahrik ederiz, bazen de hayatın ritmi içindeki mücbir sebepler bizi coşkuya sürükler. Müzik, hiç tartışmasız bu sebeplerden biridir. Tıpkı Baki Duyarlar`ın yeni albümü "Time of Spring"de yapmaya çalıştığı gibi.
Cazkolik.com / 06 Ekim 2014, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.