Güzel bir albüm kimi zaman bir hayal imgesiyle başlar. Ses dalgaları bir şekilde ışık dalgalarına benzerlik gösterebilir mi? Müzik yaratılırken seslerden renkler veya şekiller yaratılabilir mi? Sanırım Dominic Miller’in bazı doğa üstü güçleri var. Pek emin değilim. Kendi albümlerinde tamamen biricikliğini korumayı başarırken eşlik ettiği müzisyenlerin müziğini de bir şekilde kendine aitmiş gibi bize hissettiriyor. Silent Light ECM kataloğunun bu seneki en iyi albümlerinden. “Sakin bir dünya mümkün mü?” sorusunu sorduruyor düşünen zihinlere. Cevapları dinleyicinin özgür iradesine bırakıyor. Albümün tanıtım videosunu ilk seyrettiğimde çok etkilenmiştim. Çok sevdiğim bir dostumun önerisiyle albümün tamamını dinleme fırsatı buldum. Dominic Miller albüm notlarında albüm yaratım aşamasının zorluklarından bahsetmiş. Çıkış noktası olarak Egberto Gismonti’nin “Solo” albümü ve Pat Metheny’nin “Offramp” albümlerini referans göstermiş. Ulaşmak istediği sesin niteliklerini “temiz, berrak ve saf” kelimeleriyle nitelemiş.
Miller dünyaları baştan yaratmıyor, yeri göğü inletecek gösterişlere de kaçmıyor. Gitarıyla baş başa sohbet ediyor. Parmaklarında doğduğu toprakların etkisinden ziyade farklı ülkeler yaşarken tenine nüfuz etmiş farklı türlerde müzikleri de barındırıyor. Bu yönleriyle Miller tam anlamıyla orijinal bir kayıt yapmamış olsa bile kalbimizde mükemmel bir hissiyatla dokunuyor ve dinlediğimiz kayıdı hiç kimsenin kendisi kadar iyi yapamayacağına da güveniyor. Yağmurlu bir sabah veya serin bir akşam üzeri yürüyüşünde yüzümüzde oluşan küçük bir gülümseme kadar güzel bir albüm.
Burak Sülünbaz
Cazkolik.com / 26 Eylül 2017, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.