"Yılın En İyi Albümleri 2019" dosyası yayında. 2013 yılından beri hazırladığımız Cazkolik Best of listeleri bir geleneğe dönüştü, bu nedenle, öncelikle, aşağıda seçimlerini okuyacağınız sevgili dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz, onların titizliği, özeni ve müzik sevgileri sayesinde yurtdışındaki dergilerin, portalların, gazetelerin Best of listelerine imrenmekten kurtulduk. Bu dosyanın, konusunda, ülkemizde yayınlanmış en yetkin değerlendirme ve başvuru kaynağı olması temel arzumuz ve her yıl kapsamını derinleştirme isteğimizi bu yıl da dostlarımızın katkısıyla pekiştirdiğimize inanıyoruz.
Bu yıl usta kalemlerimiz Hülya Tunçağ, Sevin Okyay, Levent Öget ve Leyla Diana yerli ve yabancı caz listeleriyle, Murat Beşer yerli rock ve yabancı caz, Zekeriya Şen açıklamalı yabancı caz ve dünya müziği listesiyle, Aptülika blues ve rock albümleriyle, Güven Erkin Erkal yıla dair kısa bir analiz ve yerli rock listesiyle, Ümit Baykara yabancı caz albümleriyle, Cenk Akyol açıklamalı caz, blues ve rock karma seçimleriyle, Turgay Yalçın özel notlar düştüğü sadece canlı kayıtlardan oluşan bir listeyle, Ali Haluk İmeryüz avangart ve ana akım müziklerden oluşan açıklamalı iki farklı listeyle, Burak Sülünbaz ağırlıklı yabancı caz albümlerine yaptığı açıklamalı listesiyle yayında.
Bu yıl Cazkolik`in pop ve RB yazarı Cenk Erdem bu iki müzik türüne yönelik ayrıntılı bir yıllık analiz kaleme aldı. "Şarkılarla 2019" başlıklı yazısında Erdem yılın en çok dinlenen şarkılarından en iyi pop isimlerine, klüpler ve dans müziklerine kadar tüm panoramayı ayrıntılı özetledi.
Yazar, eleştirmen ve radyo programcısı dostlarımıza yukardaki soruyu sorduk ve seçimlerinde kendilerini serbest bıraktık. Yani, bu listelerin adını "Top 10" olarak belirledik ama içini doldurmak tercihlere kaldı. Listesini 10 albümden az ya da çok belirleyen de var, sadece yabancı ya da yerli albümlere dönük tercih eden de, sadece uzmanı/ilgisi olduğu alanla sınırlayan da var, seçimlerine açıklamalı notlar ekleyen de... Aşağıda okuyacağınız listeleri bu kadar zengin ve çeşitli yapan da bu oldu zaten.
Best of 2019 / Yabancı (Sıralı)
01 GoGo Penguin "Ocean In A Drop" (Blue Note)
02 Mats Eilertsen Trio "And Then The Comes the Night" (ECM)
03 Randy Brecker Hamburg Radio Jazz Orchestra "Rocks" (Piloo Records)
04 Kendrick Scott "A Wall Becomes A Bridge" (Blue Note/Decca)
05 Joel Ross "Kingmaker" (Blue Note)
06 Cinematic Orchestra "To Believe" (ZEN)
07 Eric Reed Trio "Everybody Gets The Blues" (SSR)
08 Joey DeFrancesco "In The Key Of The Universe" (Mac Avenue Records)
09 Mark Lockheart "Days On Earth" (Edition Records)
10 Michael Wollf Trio "Swirl" (Sunnyside Records)
11 Alfredo Rodriguez, Pedrito Martinez "Duologue" (Mac Avenue Records)
12 Rymden "Reflections And Odysseys" (Jazzland Recordings)
13 Anton Eger "AE" (Edition Records)
14 Fred Hersch With The WDR Big Band "Sky Cat" (A Westdeucher Rundfunk Köln Production)
15 Ed Palermo Big Band "A Lousy Day in Harlem" (Ed Palermo Big Band)
16 Matthew Herbert Big Band "Ste State Between Us" (Accidental)
Best of 2019 / Yerli (Elime ulaşanlara göre)
01 Eda And "Augmented Life" (Z Müzik)
02 Coşku Turhan "Chapter One: Wood" (Jazzla Records)
03 Aycan Teztel "After A Dream" (Lin Records)
04 AVA Trio "Digging the Sand" (Aquadia)
05 Portrait And A Dream "Red Planet"
06 Hakan Başar "On Top Of The Roof" (Equinox Music)
07 Burak Bedikyan "Istanbul Junction" (SteepleChase Records)
Best of 2019 / Yerli (Elime ulaşanlara göre)
- B`r Şeyler Eks`k “B`r Şeyler Eks`k” (A.K. Müzik)
- Kerem Görsev "Perfect Balance" (Emre/Grafson Müzik)
- Güç Başar Gülle "Reverse Perspective" (Meypom)
- Ediz Hafızoğlu "Üç Türkü" (Lin Records)
- Jülide Özçelik "Nefes" (NZ Müzik Yapım)
- Anıl Şallıel "166 Days" (Lin Records)
- Başak Yavuz "Muhip Bey" (ThingsRecords)
- Burak Bedikyan "Istanbul Junction" (SteepleChase Records)
Best of 2019 / Yabancı (Sırasız)
- Kenny Barron And Mulgrew Miller "The Art Of Piano Duo-Live" (Groovin` High)
- The Comet Is Coming "Trust In The lifeforce Of The Deep" (UMG Recordings)
- Chick Corea, Christian McBride, Brian Blade "Trilogy 2 (Live)" (Concord Jazz)
- Jan Garbarek And The Hillard Ensemble "Remember Me, My Dear" (Live in Bellinzona, 2014) (ECM)
- Brad Mehldau "Finding Gabriel" (Nonesuch Records)
- Marius Neset "Viaduct" (ACT)
- Esperanza Spalding "12 Little Spells" (Concord Records)
- Jazz At Lincoln Center Orchestra With Wynton Marsalis ft. Rubén Blades "Una Noche Con Rubén Blades" (Jazz at Lincoln Center, Inc.)
- John Zorn "The Hierophant" (Tzadik Records)
Best of 2019 / Yerli (Sırasız)
- Burak Bedikyan "Istanbul Junction" (SteepleChase)
- Güç Başar Gülle "Reverse Perspective" (Meypom)
- Anıl Şallıel "166 Days" (Lin Records)
- Red Planet "Portrait and A Dream" (PaaD)
- Selen Gülün "Many Faces" (Self Production)
- Yavuz Akyazıcı "Turkish Standards, Vol.3" (Esen Müzik)
- Yalçın Hasançebi "For A New Life" (Garaj Müzik)
- Turgut Alp Bekoğlu "Love Jazz" (Pb Müzik)
- Ruşen Alkar "Hedi Hedi" (Kalan Müzik)
- İlhan Erşahin "Silver" (Nublu Records)
Best of 2019 / Yabancı (Sırasız)
- Chick Corea Trio “Trilogy 2” (A.K. Müzik)
- Louis Sclavis "Characters On A Wamm" (ECM)
- Enrico Rava, Joe Lovano "Roma" (ECM)
- Paul Bley, Gary Peacock, Paul Motian "When Will The Blues Leave" (ECM)
- Gianluigi Trovesi, Gianni Tosca "La Misteriosa Musica Della Regina Loana" (ECM)
- Bill Evans "Evans in England" (Resonance Records)
- Brad Mehldau "Finding Gabriel" (Nonesuch Records)
- Tom Harrell "Infinity" (HighNote)
- Snarky Puppy "Infinity" (GroundUp Music)
- The Bad Plus "Activate Infinity" (Edition Records)
Best of 2019 / Yerli Rock
- Taner Öngür ve 43,75 "Asri Sada" (Tantana)
- Kerim Çaplı Project "Kayıp" (Arpej Yapım)
- 21. Peron "Sanki Hep Burdaydık" (OnAir)
- Demirhan Baylan "Anarko Romans" (Demirhan Baylan)
- Sina Koloğlu "Geceden Sabaha" (Dokuz/Sekiz Müzik)
- Razor Inc "The Road" (Hammer Müzik)
- Kül "Ait ve Dair" (Ada Müzik)
- Tatu Fly? "Nomad" (Big Fat Mama Records)
- Murder King "Fiyasko" (Ces Yapım)
- Sis "Karanlığın Fısıltıları" (Rec-Cat)
Best of 2019 / Yabancı Caz
- David Torn, Tim Berne, Ches Smith "Sun of Goldfinger" (ECM)
- Matana Roberts "Coin Coin Chapter Four: Memphis" (Constellation)
- Damon Blocks Black Monument Ensemble "Where Future Unfolds" (Int. Anthem)
- Dave Douglas "Engage" (Greenleaf Music)
- Robert Glasper "Fuck Yo Feelings" (Loma Vista Recordings)
- Jaimie Branch "Fly or Die II: Bird songs of Paradise" (Int. Anthem)
- North Sea Radio Orchestra "Folly Bololey (Songs From Robert Wyatt`s Rock Bottom" (Dark Companion)
- Angel Bat Dawid "The Oracle" (Int. Anthem)
- Steve Lehman Trio With Craig Taborn "The People I Love" (Pi Recordings)
- Bill Frisell "Harmony" (Blue Note)
Best Of 2019 / Yerli (Sıralı değildir)
- Güç Başar Gülle "Reverse Perspective" (Meypom)
- Hakan Ali Toker "Taurus Mountains" (Pb Müzik)
- Anıl Şallıel "166 Days" (Lin Records)
- Coşku Turhan "Chapter 1: Wood" (Jazzla)
- Yavuz akyazıcı Project "Turkish Standards, Vol.3" (Esen Müzik)
- Jülide Özçelik "Nefes" (NZ Müzik)
- Yinon Muallem "Back Home" (Galileo MC)
- B`r Şeyler Eks`k "B`r Şeyler Eks`k" (A.K. Müzik)
- Burak Bedikyan "Istanbul Junction" (StepleChase Records)
Best Of 2019 / Yabancı (Sıralı değildir)
- Miles Davis "Rubberband" (Rhino)
- Marilyn Mazur "Shamania" (RareNoise)
- Paul Bley, Gary Peacock and Paul Motian "When Will The Blues Leave" (ECM)
- Daniel Herskedal "Emanon" (Blue Note)
- James Carter Organ Trio "Live From Newport Jazz" (Blue Note)
- Chick Corea, Christian McBride, Brian Blade "Trilogy 2 (Live)" (Concord Jazz)
- The Art Ensemble of Chicago "We Are On The Edge: A 50th Anniversary Celebration" (Pi Recordings)
- Christian Scott aTunde Adjuah "Ancestral Recall" (Ropeadope/Stretch Music)
- Enrico Rava, Joe Lovano "Roma" (ECM)
- Dave Liebman, Joe Lovano, Greg Osby "Saxophone Summit : Stree Talk" (Enja)
- Julia Hülsmann Quartet "Not From Here" (ECM)
Öyküler ruhların beslenmesinde önemli bir etkendir. Bu öyküler yazınsal formatta olması olağan karşılanırken, notasal aktarımı ise en önemli duygusal akımı tetikler. Dokunulamayan ama bir sel gibi akan, ritimler ile bezenmiş duygusal cereyan ve hissiyatın doğru kanalı bulunca kontrolsüz aktarımı. Konumuz caz, o sıkı sıkıya kapalı olmayan tınılar ordusu, herkesin kendisinde yakaladığı o giriş yapısı. Bireysel ve komün yaratıcılığın birebir çarpışması sonucu doğan, kimi nerede yakalayacağı belli olmayan o müzik dehlizi; geçtiğimi yıllarda kendine bağımlılığı arttıran ve kendi içerisinde de devşirimler yaşayan bu nağmeler kanvası, Caz! Durup dururken bizleri çeken, benliğimizde eksikliğini ona kadar fark etmediğimiz ritimler. Açık olan benliklere sokulur caz ve ruhunuzu beslemek gibi bir misyonu vardır. Sizinle gelişir, sizi geliştirir. Gelgelelim bir yılın sonunda beni bu bağlamda sarsan ve önceden duymadıkları kulağıma taşıyan en iyilerime. Herkes için oldukça farklı bir yıl olduğu şüphesizdir ama ben bu konuda biraz bencil olup 2019’un müzik anlamında beni saliselik boyutunda sarmaladığını itiraf etmem gerekir. İç içliğimin sonucu ortaya çıkan bu listemi sizler ile paylaşmaktan dolayı tekrar müteşekkirim. 2020’nin artık yıl olduğunun bilincinde bizleri çok farklı şeylerin beklediğine inanıyorum. Müziğin benliğinize ulaştığı ve karşılıklı beslendiğiniz bir yıl olsun.
Özellikle Makaya McCraven ve Marquis Hill gibi değerli sanatçılar ile girmiş olduğu müzik birliktelikleriyle bizlere göz kırpan vibrafonist Joel Ross 2019’da adını Blue Note firmasına yazdırdı. Kendine ait ile albümü olan KingMaker, oldukça sofistike, emin adımlarla işlenmiş, duygusal ve genç. Kendi günü ve hayatı tınısal olarak bizlere döktüren Joss, sadece bir ekip üyesi değil aynı zamanda kendi müziğini üreten bir bestekâr sıfatı ile karşımızda. Bu kuyudan çok daha ritimsel nimetler içeceğimizin ilk sinyali.
İkonik piyanist Amerikalı Ahmad Jamal bu yıl pek çok üretim ile karşımıza çıktı ancak Ballades, 89 yaşındaki müzisyenin uzun zamandır gördüğümüz nadide solo çalışmalarından biri. Yetmiş yıllık bir kariyerin tuşları üzerindeki akıcı tecrübesini şahdamarı niteliğinde kulağınızda hissediyorsunuz. Albümün yapısal olarak sadeliği sizi kandırmasın içerisinde ihtiva ettiği emek ve mütehassıs nitelik ister istemez kendinize bir çekidüzen verdiriyor. Dinlediğiniz yerde kendinize bir ayar yapmanızı sağlıyor. Yanına aldığı emektar müzik yoldaşı basçı James Cammack ile eski eserlerinin yeni çehrelerini, Bill Evans, Johnny Mandel ve Johnny Mercer gibi efsanelerin eşsiz eserlerinin yorumları on eserlik albüm yılın en iyileri arasına yerleştiriyor.
Böylesi bir efsane isimden yıl içerisinde bir üretim çıkarsa ister istemez bir kulak atmak zorundasınız. Kaldı ki, Blue World, 1964 yılında kaydedilmiş ve günümüze kadar hiç basılmamış bir çalışma olursa. John Coltrane ve eşsiz dörtlüsü (Elvin Jones, Jimmy Garrison ve McCoy Tyner) en beğenilen ili albümleri olan Crescent ve A Love Supreme arasında bu müzik celsesini kaydettikleri iddia ediliyor. Adeta bir prova için girilmiş stüdyodan okkalı albüm çıkartıp çıkmış dörtlü ama bir türlü gün yüzü görmek imkânı olmamış. Müzik firmasının geçen sene sürpriz olarak yayınladıkları, Both Directions at Once, girdabından etkilendiği iddia edilebilir ancak Blue World ilk dinlemede bu iddiayı asılsızlığa sürüklüyor. Elbette albüm Coltrane hayranları için Everest’i tekrar keşfetmek anlamına gelmiyor ama Everest’e tırmanırken kullanılan önemli araçlardan biri olduğunu hemen kanıtlıyor.
Deneysel cazın en değerli ekiplerinden biri olan Fire! Orchestra karşımıza 5. üretimleriyle çıktı bu yıl. Grubun yüreğinde Mats Gustafsson, Andreas Werliin ve Johan Berthling yer alıyor ve deli düzeyinde bir karmaşık etkileşim içerisindeler. Dinleyenlerin ürüp ürkmemesi pek umurlarında olmayan ekip yaratıcılık sınırlarına çok iyi hâkimiyet kurup kendi tarzlarına göre işliyorlar. Mariam Wallentin ve Sofia Jernberg’in vokalleri ile albüme farklı bir değer yüklüyor. Tınıların kendi içlerindeki kırınımlarını çok iyi yakalayıp onlar üzerinden dinleyenlerin üzerine yürüyen ekip her üretimi ile dikkat çekmeyi fazlasıyla başarıyor zira akımın tersinde bize doğru yüzmekten çekinmiyor. Dinlemesi kolay değil ancak bir defa içerisine girdiğinizde dışarısı umurunuzda olmayan bir bulaşıcı hastalık niteliğinde olduklarını da vurgulamakta fayda var.
39 yaşında olan Kris Davis, bu yıl karşımıza tam bir müzik çarpışması ile çıktı. Olabilecek en kalabalık müzik eş birlikteliği ile bir araya getirilen albüm tam bir kolaj. Tınılar, polifonik ritimler, atonal sesler, konuşmalar hepsi bir sistem içerisine girip uyumlandırılmış durumda. Kris Davis’in bu fark edilme albümü diyebiliriz, besteci, grup lideri, sistem düzenleyici, piyanist, müzik müellifi olmak özelliklerinin hepsi bu çalışmada bir araya gelmiş durumda. Kris Davis, eserlerini kırıp, çarpık tınılar üzerine yapılandırıyor; parçalanmış döngüsel tonal oluşumlar bir an uzaklaşıp hiç beklenmedik bir köşede birbirlerini kucaklıyor. Yılın en özgün albümlerinden biri.
Tam bir yıldız üçlemesi var karşımızda. Saksofonist Chris Potter, basçı Dave Holland ve tabla virtüözü Zakir Hussain. Ancak bence bu albümün lokomotifi Zakir Hussain, sadece doğu ezgilerini masaya taşımayan sanatçı aynı zamanda Afrika, Küba, Puerto Rico, Haiti, Dominik Cumhuriyeti ve Trinidad’dan gelen enfes vurmalı çalgılar tınılarını albüme taşıyor ve başı çekiyor. Bu üçlünün ilk albümünün adı Good Hope yani İyi Umut ve cidden bu müzik silsilesi içerisinde bu duyguyu fazlasıyla algılıyorsunuz. Geometrik bir planlama içerisinde karşılıklı gizem açılımları dinleyenlere yılın en olgun ve kaliteli albümünü sunuyor. Müzik paleti oldukça zengin ve ne kadar karıştırılırsa da karıştırılsın adeta sek içilen çok kalibreli bir kokteyl kıvamında.
Sizleri bilmem ama 2017’deki “La Saboteuse” (Naim) albümünden sonra ben Yazz Ahmed’İn yeni üretimini bekler oldu ve nitekim 2019’da hayallerim gerçekleşti. Saykadelik Arap caz tarzı olarak konumlandırdığım Yazz, batı dünyasının dominantlığını bu kulvarda nispeten sarsıyor. Kavramsal olarak bir önceki çalışmasına kıyasla oldukça zengin olan Polyhymnia altı cesur ve ilham verici kadın düşünülerek bestelenmiş bir süit özelliğine sahip. Trompetinin derinliklerine süzülen Yazz kesinlikle acelesi olmayan her adımını cazın devrimselliği içerisinde atan bir virtüöz.
Britanya’nın Mercury Müzik Ödüllerine aday bile gösterilmek, başlı başına bir başarı öyküsü. Alto saksofonist ve besteci Cassie Kinoshi ve ekibi SEED Ensemble bunu hak ediyor. Ruha dokunan, yaratıcılığından hiçbir şekilde feragat etmeyen ve sosyal sorumluluğunu yerine fazlasıyla getiren bir çalışma Driftglass. Müziğin içerisindeki acı ve mutluluk dengeli bir platformda ele alınmış ve biri diğerine üstünlük taslamıyor. Sarmal bir yapıdan ırak daha sade ve ulaşılabilir tonda dinleyenlere uzanan ekip cazın olabilecek en temel ritimsel harmanlamasıyla karşımıza dolgun bir çalışmayla çıkıyor.
Bir saksafonist daha bu yıl listede hakkıyla yerini alıyor. Özellikle John Coltrane ve Sonny Rollins severleri fazlasıyla tatmin eden sanatçı, Binker and Moses ikilisinin sokulduğu özgün ve uzaysal caz temasından bu çalışmasında uzaklaşıyor. Daha bir dünya eksenine sokulan saksafonist tanındığı tarzdan cesurca uzaklaşmış durumda. Kısacası yeniliklere açık ve bunu denemekten de korkmuyor. Oldukça çağdaş dokunuşlara sahip bir sert Bop alt tarzında süzülen albüm karmaşık algoritman karakterden uzak olması gereken düzeyde yoğrulmuş durumda. Piyano ve saksafon açılımları ve kapanışları oldukça tatminkâr.
Tuba enstrümanının ön planda olduğu bir albüm dinlemeyeli uzun zaman oldu. Hele hele bunu caz kulvarı içerisinde harmanlayan bir çalışma arşivlerde bile zor bulunur nitelikte. Theon Cross bunu Fyah isimli albümü ile gerçekleştiriyor. Sanatçının içsel serüveni orijinal, cesur müzik kurgusu ile caz tarzının hakkını veriyor. Sons of Kemet eski üyesi olan Theon Cross ilk defe karşımıza solo bir üretim ile çıkıyor ve zannedersem bu kulvarda yürümeye devam edecek. Tuba’sının dans edilebilir ritimlerini çok keyifle bizlere savuruyor. Çağdaş müzik kulvarında çok fazla önem verilmeyen bu enstrümanı hem hak ettiği konuma yerleştiriyor hem de bir duyarlılık oluşturuyor.
Caz kulvarı kendi içerisinde avant-garde ve modernliği çok başarılı kaldırabiliyor. Tarz olarak bunu yapabilirken pek çok grup bunun altından kalkamayabiliyor. Önemli olan bunu grubun iliklerinde hissetmesi ve bu doğallığı kişilik harmanlaması ile meseleci aktarabilmesi. Kasıntılık caz tarzında hemen kendini ele veriyor. Maria Faust, Tim Dahl ve Weasel Walter üçlüsü bu çetrefelli süreci heyecanlı ve eğlenceli bir formatta aşıyor ve bizlere aktarıyor. Saksafonun başı çektiği albüm özellikle sağlam ritimleriyle yaratıcılık konusunda epeyi takdir topluyor.
Cazın isyankâr halini güzel bir şekilde yaşadığımız söz konusu albüm Polonya’dan geliyor. Son dönemlerde biraz sessiz kalan Polonya cazına yeni bir canlandırma diyebiliriz. Trompetçi Damasiewicz hem Polonyalı efsanevi cazcılara atıfta bulunuyor hem de cazın ne kadar kendi başına isyanlar bir tarz olduğunun altını çiziyor. Özellikle kuvvetli öyküsel vurguları, bateri ve piyano atışmaları insanın içini kıpır kıpır ediyor.
Klasik caz her zaman var olup kendi açılımları içerisinde farklı güzellikle bizlere sunmayı başarıyor. New Orleans caz eğitimi ile bezenmiş olan Louisianalı Jon Bastiste bu birikimini üstatları kadar Narin işleyerek bize ulaştırıyor. Sanatçı bu yıl iki canlı performans albümü ile karşımıza çıktı biri yazın sıcak aylarında raflarda yerini alan Anatomy of Angels: Live at the Village Vanguard ve yılın sonunda karşımıza çıkan ikiz kardeşi Chronology of a Dream: Live at the Village Vanguard. Her iki albümde 2018’de New York’ta canlı kaydedilip belli aralıklarla zevkimize sunuldu. Piyanistin akıcı tuş geçişleri Klasik alt yapıyı besleyip liderliğini sorumlu bir şekilde koruyor. Müziğe tematik bir senaryo içerisinde yaklaşan piyanist bestelerinde genele ulaşıp mesajını aktarmayı amaçlıyor.
Bu yıl belki de en fazla dinlediğim caz albümlerinin başında yer alıyor New Orleanslı trompetçi. Kendisini caz dilinin tercümanı, dilbilimi uzmanı olarak görüyorum artık. Caz dilinin en derin anlamlarına sokulup, elektronik ritim açılımlarıyla ve ritme olan geniş yelpazesiyle dinleyeni mest ediyor. Listemde bir öncelik sırası yok ama eğer olsaydı Christian Scott aTunde Adjuah ilk sıraya yerleşirdi. Çok kültürel değişime, dalgalanmalara ve gelgitlere sahip olan albüm tam bir doğaçlama harikası. Köktencilik çalışmanın yüreğinde ve bunun etrafına savrulan direniş ve isyankârlık hem klasik cazdan hem de avant-garde cazdan besleniyor. Sosyal sorumluluk olarak işlenen her eser Christian Scott’un köklerine olan tutkulu bağından kaynaklanıyor. Trompetinin bin bir farklı ritim üzerinde otonom kurup ana çatıyı oluşturuyor olması tamamıyla bir yetenek yansıması. Bu kadar bir ritim kalabalığını toparlayıp dinlenebilir kılmak ise heyecan verici.
Tyshawn Sorey caz dinleyicilerini kesinlikle şımartıyor. Cazın sunduğu her alt tarzı hakkıyla işleyen çok yönlü müzisyen bu yeni üretiminde sükûnetten bir anda yüksek patlamalara nasıl ulaşılabilir kurgusunu bizlere ritimleriyle taşıyor. Momentumu yoğun olan söz konusu albüm özgür-doğaçlama kurgusu içerisinde sanatçıları dengeliyor. Kimse diğerinin sınırlarını geçmiyor ve duygudaşlığı sahipleniyor. Uyum ve ahenk içerisinde kendi uzmanlıklarını sergileyen müzisyenlerin seyirci önünde samimi kaynaşması.
01 Aziza Brahim "Sahari" (Glitterbeat)
02 The Garifuna Collective "Aban" (Stonetree)
03 AKA Trio "Jay" (Bendigedig)
04 Minyo Crusaders "Echoes of Japan" (Mais Um)
05 Kronos Quartet, Mahsa Marjan Vahdat "Placeless" (Kirkelig Kulturverksted)
06 Bassekou Kouyate Ngoni Ba "Miri" (Outhere)
07 Nusrat Fateh Ali Khan And Party "Live At WOMAD 1985" (Real World)
08 Kayhan Kalhor, Rembrandt Freirichs, Tony Overwater, Vinsent Planjer "It`s Still" (Fono)
09 Boban Markovic Orkestar "Mrak" (Fono)
10 Constantinople Ablaye Cissoko "Traversées" (Constantinople, Kora And Ko)
11 Park Jiha "Philos" (Glitterbeat)
12 Janusz Prusinowski Kompania "In The Footsteps" (Buda Musique)
13 Yolla Khalife "On The Road" (Nagam Records)
14 Söndörgõ "Nyolc 8 Nyolc" (SNDRG Music)
15 Alim Quasimov And Michel Godard "Awakening" (Buda Musique)
Bu yıl yeni albümleri pek takip edemedim. Yıl içinde eskileri tüm külliyatıyla dinlemeyi yeğledim. 2019`da en çok dinlediğim isimler ise şöyleydi.
- Alex Skolnick Trio
- Banco Del Mutuo Soccorso
- The Who
- Modern Jazz Quartet
- Oscar Peterson
- İdil Biret
- Blue Cheer
01 Robben Ford Bill Evans "The Sun Room" (Edel)
02 John Mayall "Nobody Told Me" (Forty Below Records)
03 The B.B. King Blues Band "The Soul Of The King" (Ruf Records)
04 Peter Frampton Band "All Blues" (Phenix Phonograph/UMG)
05 Walter Trout "Survivor Blues" (Mascot Label Group/Provogue)
06 Robin Trower "Coming Closer To The Day" (Mascot Label Group/Provogue)
07 Joe Bonamassa "Live At The Sydney Opera" (JR Adventures)
08 Tedeschi Trucks Band "Signs" (Swamp Family Music)
01 Thunder "Please Remain Seated" (BMG Rights Managament)
02 Bruce Springsteen "Western Stars" (Columbia)
03 Sammy Hagar The Circle "Space Between" (BMG Rights Management)
2019`un başında bütün Dr. Skull albümlerinin tekmili birden plâk olarak yayınlanması ve bu kadar yıl aradan sonra grubun tanıtım gecesinde üç parçasını seslendirmesiydi. 1990`lı yılların başında müzik yapan rock grubu Dr. Skull elemanları 1994`te dağılmış ve doktor olarak hayatlarına devam etmişlerdi. Şimdilerde hepsi profesör olan Dr. Skull elemanları kasım ayında bir konser vererek yıla damgalarını vuracaklardı.
Listeyi geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine alfabetik olarak sıraladım. Böyle bir kümede “En” olarak bir ismi diğerlerinden daha öne çıkartmam güç. Her biri kendine göre özellikler taşıyan ve bana farklı anlamlar ifade eden isimler. Yani birini bir diğeriyle yarıştırmam zor. Ayrıca bu tip listelerin yuvarlak hesap “10”dan oluşması ayrı sıkıntı. Bir yıl içinde dikkatimi çeken, ayrı bir yere koyduğum bundan daha fazla isim var. Bu nedenle bari 10’luk bir kümeye sığdırmaya çalıştıklarımı en azından bu şekilde eşitlemeye çalışmış olayım.
Son birkaç yıldır dijital mecradan çıkan albüm ve tekliler (Geçen zaman içinde “tekli” kavramı neyse oturmaya başladı) sayıca CD basımların önüne geçti. Beri yandan plak formatı belli bir oranı yakaladı gibi. Bu arada sunduğum listedeki isimlerin 4’ünün albümleri plak olarak basılmış durumda. 2 tanesi de basım olanaklarını araştırmakta. Arada sadece CD ve dijitalden çıkan ya da sadece dijitalden çıkanlar da var. CD basım gittikçe azalırken, plakla dijital arasından bir denge oluşmuş gibi. Bu durum başta rock ve alternatif türler, biraz da türünde klasikleşebilen yapımlar için geçerli. Bu türlerin müşterileri arşiv konusunda daha bilinçli olduğundan olabilir. Diğer türlerin plak basma furyasına katılması, Unkapanı’nda depoların plaktan şişmesine neden olmuş durumda.
Sunmuş olduğum listeyi belirlerken, her ismin kendi çizgisinde yenilikçi denemelerle yürümüş olmasına da dikkat ettim. Örneğin Taner Öngür, geçmişte manşetlere taşınmış ve popüler kültürde yer bulmuş kimi konuları konsept olarak kullanmıştı. Mor ve Ötesi müziğini başka bir forma sokma çabasına mekan seçimiyle de bir katman eklemişti. She Past Away yaptığı türü daha görünür kılıp, festival ve yarışmalara katılan kimi daha genç gruplar için artık bir ekol olduğunu gösterdi. Murder King oldukça yüksek volümlü müziğini akustik biçimde sunmuş, bunu yaparken oluşturduğu müzikal kimliğinin aynı sertlikte kalmasını sağlamıştı. Demirhan Baylan, Kırkbinsinek, Reptilians from Andromeda ve diğerleri içinde bu yıl bana göre hiç boş yoktu.
Peki albümü olmayıp, tekli tekli yürüyen isimler yok mu? Varlar bu tip listelerde albümler halen öne çıktığı için onları bir listede toplamak zor Sanırım önümüzdeki yıl bu da aşılacak ve albümü olmayan isimler de yaptığı işlerle bir takım sıralamalarda daha görünür olacaktır.
Best Of 2019 / Yerli (Alfabetik)
- Adamlar "Dünya Günlükleri" (Garaj)
- Damla Pehlevan "Karmakader" (Garaj)
- Demirhan Baylan "Anarko Romans" (Demirhan Baylan)
- Eda Baba "Bir Küçük Tebessüm" (Anonim Yapım)
- Kırkbinsinek "Toprak Ana" (Venüs Müzik)
- Mor ve Ötesi "Canlı Senfonik-Aya İrini" (Rakun Müzik)
- Murder King "Sakin" (CES Yapım)
- Reptilians From Andromeda "Bloodlust Of The Doll Witch" (811532 Records DK)
- She Past Away "Disko Anksiyete" (Remoov)
- Taner Öngür "Asri Sada" (Tantana)
Best of 2019 / Alfabetik
- Allison Miller`s Boom Tic Boom "Glitter Wolf" (Royal Potato Family)
- Anne Webber "Clockwise" (Pi Recordings)
- Avishai Cohen "Arvoles" (Razdaz Records)
- Ben Goldberg "Good Day For Cloud Fishing" (Pyroclastic Records)
- Chris Potter "Circuits" (Edition Records)
- Christy Doran`s Sound Fountain "For The Kick Of It" (Between The Lines)
- Dave Douglas, Uri Caine, Andrew Cyrille "Devotion" (Greenleaf Music)
- Dave Liebman, Dave Binney, Donny McCaslin, Samuel Blais "Four Visions" (Sunnyside Records)
- Fabian Almazan "This Land Abounds With Life" (Biophilia Records)
- Hiromi Uehara "Spectrum" (Telarc)
- John Zorn "The Hieropant" (Tzadik)
- Kris Davis "Diatom Ribbons" (Pyroclastic Records)
- Matt Mitchell "Phalanx Ambassadors" (Pi Recordings)
- Michael Formanek Very Practical Trio "Even Better" (Intakt Records)
- Moppa Eliott "Jazz Band, Rock Band, Dance Band" (Hot Cup Records)
- Petter Eldh And Koma Saxo "Koma Saxo" (We Jazz)
- Steve Lehman Trio + Craig Taborn "The People I Love" (Pi Recordings)
ve son olarak belki biraz kategori dışı olmasından dolayı yılın en gözden kaçan albümü diyebileceğim;
bu albümdeki "Nove Alla Turca" geniş çevreler tarafından keşfedilirse yeni nesil Blue Rondo olabilir.
Aşırı doz Afro vurmalılar, pedal vs. ile destekli amorf nefesliler, onlara cuk oturan klavyeler. Dapkings , Antibalas, Budos Band`in nefesliler kadrosundan eski Kaliforniya`lı sonradan New York`lu Cochemea Gastelum Afrikalı atalarına selam yolluyor.
Grubu ismen bilirdim ama Bobby Gentry`i duymamıştım. Albüm sayesinde her ikisinin de eski albümlerine kulak kabarttım. Güzel prodüksiyon, güzel parçalar.
Brezilya`lı gencecik (yaşları 17 ile 21 arasında) 1. sınıf müzisyenler 2 kardeş (klavye, gitar), 1 kuzen (davul) ve babadan (basçının babası Gong`un gitaristi) müzisyenlik referanslı bas gitaristi yanlarına alınca eksiksiz bir dörtlü olmuşlar. Progressive rock, fusion eksenlerinde harika seyahatler yapıyorlar. Dinleyince takipçileri olacaksınız.
Neredeyse otuz sene önce çıkan ilk albümünde de harikaydı. Aradan geçen 15 albümde bir çok farklı türe bulaştı. Hepsinden de alnının akıyla çıktı. Hendrix gibi solak, Hendrix gibi cevval. Southpaw Serenade parçasında Doyle Bramhall II ile düetleri harika.
Son 10 yılın en iyi İtalyan grubu. Adlarında belirttikleri gibi barok, klasik müzik etkilenmeli eklektik bir tür progressive rock yapıyorlar. Yeni vokalistleri ile biraz daha ingiliz popu soslu prog (hep Steven Wilson yüzünden) gibi olsa da usta işi müzisyenlik içeen kuvvetli bir albüm. New Trolls`un 21. yy. reenkarnasyonu desem yanılmam. Tevellütü eskilere New York RnR Ensemble demem gerekebilir. Her halikarda iyi grup, iyi müzik.
Ortaklıkları seven İsveç`li trio Fire! 4. kez Fire! Orchestra olarak karşımızda. Açılış parçası yıllar öncesinin Portishead`i gibi puslu ve uğultulu. Disko grubu Chic`in baladı At Last i`m free ve Robbie Basho`nun acıklı folk şarkısını harika yorumlamışlar. Ne bildiğimiz Big Band ne bildiğimiz caz.
Yine bir gitar albümü. Nadir lezzette soloları kurşun gibi işliyor kulaklara. Son caz-rock gitar silahşörlerinden Scott Henderson`u bu yeni ritm ikiliyle de seyretsek keşke CRR`de. Hep albüm yapsın, hep konser versin. Eşsiz gerçekten.
Bu senenin en güzel şeylerinden biri Carlos Santana`nın müziği hatırlaması oldu. 2 kadının bu harika albüme büyük katkısı var. Buika ve Cindy Blackman Santana Afrika Speaks`te Carlos Santana`yı multi-platin plak ödülerinden , Grammy, Youtube dünyasından görkemli fusion zamanlarına, geri döndürdüler. Benim de kalbimi kazandırdılar tekrardan. Yılın albümü nacizane fikrimce. Santana`nın Milagro`dan sonra müzisyenliğini, eski müzikal görkemini hatırladığı, onu bize doğru hatırlatacak eşsiz bir albüm Afrika Speaks. Albümün kapağı da neredeyse bütün Santana albümleri gibi müthiş.
Kavga etmeden duramayan kardeş kargalardan Chris de Rich de kendi grupları ile kariyerlerinin en iyi zamanlarını yaşıyorlar Black Crowes günlerinden beri. (Bu arada parasız kalmışlar demek ki yapımcıların Black Crowes`u diriltme tekliflerine direnememişler tekrar birlikte Black Crowes olarak turlayacaklarmış) Kardeşlerden Chris`in albümü bence daha iyi. Batı yakası Amerikan Rock`ının medarı iftiharı. Allman biraderler, Dead severlerin ömürleri uzar bu albümü dinlediklerinde. İhya oldum ben de.
Gençlerden oluşan Fransız (Montpellier) dörtlü (davul, bas, klavye, gitar) ilk albümlerini kitle desteği (crowd funding`i böyle çevirdim) ile yayınlamışlar. Parçalar gitarist Jimmy Coste`ye ait. Tertemiz, dingin düzenlemeler tüm enstrümanlara yeterli hacim veriyor. Albümün ismi grubun ses örgüsünü yansıtıyor. Periyodu, salınımı düşük, dingin, ilham verici modern bir fusion. Ama Finnforest grubunu hatırlattı.
Barselona`lı grubun 2. albümü. Ben bu albümle tanıdım. Klavye, saks, davul, bas, gitar. Facebook`taki referanslarına göre karar verseydim şans vermezdim (Snarky Puppy, Ibrahim Maalouf, Bugge Wesseltoft, Steven Wilson) Progressive rock orijinli grupta nefesliler caz duygusunu güçlendirirken keman ve klavyeler senfonik yapıdan vazgeçmemelerini gösteriyor. 5 yıldız.
Lennon`un ilk eşinden oğlu da iyi bir müzisyendi bence. Ama boynuz kulağı geçmiş. Korkunç yengenin oğlu Sean eline ne geçerse çalabilen harika bir müzisyen. Ortağı Les Claypool da yaşlandıkça daha makul bir kuduz olmuş. Harika şarkılar, harika bir sound. Aynı ilk albümleri gibi.
Hem mektepli hem alaylı harika gitarist Ateskhan Huseinov Balkan, Slav, Hint müziklerine hâkim müthiş bir kadrodan kurulu grubu Atesh Tayfa (Stoyan Yankulov, Theodosi Spassov, TBA) ve iki kez beatbox dünya şampiyonu olan müthiş beatbox SkilleR ile oyun havası oynaklığında birinci sınıf ve çok özel bir fusion yaratmış. Kimse ıskalamamalı.
Bu yıl da diğer alt türlere bulaşmadan ana akım caz albümlerinden bir seçki hazırladım.
Charlie Parker’ın 100. doğum yılı kutlamalarının başladığını ilan eden kayıt. Anaakımın 3 usta altocusu zanaatkar bir şekilde Bird’e saygı sunuyorlar. Güne birinci sınıf bebop ile başlamak için ideal. Dinlemek için tıklayın.
Payton ustası olduğu trompetin yanısıra bazen solo ve bazen de eş zamanlı olarak piyano (ve bazen de elektrikli piyano) çalıyor, kendisine eşlik ediyor ve işin ilginci sanki iki ayrı kişiymişçesine kendisini yanyollara iteliyor. (Şu BAM nedir? Anlayan varsa beri gelsin, bize de izah etsin) Neyse biz arkaya yaslanalım, gevşeyelim. Dinlemek için tıklayın.
Alexander’ın yeni canlı kaydı şimdiye kadar yaptığı en ilgi çekici albümü kanaatimce. Komfor alanını dışına çıktığı ‘piyanosuz üçlü formatını’ kankalarıyla değil birlikte sık çalışmadığı iki delifişek müzisyenle deniyor ve şaşırtıcı derecede başarılı çalıyor. Fotoğraf sanatçısı Jimmy Katz’ın kurduğu ve kar amacı gütmeyen bu yeni plak şirketini yakın takibe almanız da faydanıza. (Maalesef sanal alemde bir örnek bulamadım size sunmak için.)
Piyanist Zeitlin, Miles Davis şarkı kitabını solo olarak yorumluyor. Bazı icralar ilk anda aşina gelmezse sabır edin, usul usul açığa çıkacaklardır. Adam ne de olsa bir pskiyatrist; bilinç arkasına dolanmakta pek usta. Enfes Flamenco Sketches yorumunda olduğu gibi. Dinlemek için tıklayın.
Feridun Ertaşkan’ın dediği gibi “cazsever ariftir, tarife gerek yok.” (Okumak için) 3 geceye yayın, öyle dinleyin derim. Şu “Tutti Italiani” standard olsa keşke. (Dinlemek için tıklayın).
Iverson’ın kariyerindeki en doğru karar The Bad Plus’ı bırakması kanaatimce. Kabızlıktan kurtuldu adam. Tom Harrell da sanki sideman olarak daha mı başarılı, ne? ECM’in kaydı da şaheser, söylemeden edemeyeceğim. (Dinlemek için tıklayın).
İstanbul konserini beğenmeyenler varmış. Teselli niyetine bu kayda kulak versinler. Carter çingenelerin peşinde koşarken dehşetengiz çalıyor. (Dinlemek için tıklayın.)
Favori davulcularımdan Clark geride bıraktığı kariyerine yakışır bir grupla (Harrison, McBride, Brecker, Farao, Dixon) capcanlı karşımızda. Monk mücevherleri ve orijinal bestelerden oluşan ilgi çekici bir şarkı listesi, güzel kayıt, enfes sololar… Fırça işçiliğine dikkat! (Dinlemek için tıklayın.)
Yeni keşfettiğim çok yetenekli piyanist Batiste’in bu yıl yayınladığı her iki canlı kayıt da ilgi çekici. Dinledikleri tarzları kendi caz yaklaşımlarına eklemekten ürkmeyen yeni neslin iyi bir örneği Batiste. Müziği sıcak ve zeka dolu. Kendi bestelerinden birisindense test şarkılarımızdan birisi ile dinleyip hakkında hüküm verelim. (Dinlemek için tıklayın.).
Caz samba dendiğinde burun kıvıranlardansanız bu albüme şans tanıyın derim. Kolektif, Jobim bestelerini sulandırmadan, alışıldık düzenlemelere yaslanmadan icra ediyor; görünenin altını kazıyıp bestelerin içindeki mücevherleri açığa çıkarıyor. Gil Evansvari “How Insensitive” size bir fikir versin. (Dinlemek için tıklayın.)
Burak Bedikyan’ın konserlerde fikir zenginliğinin doruğuna çıktığına onu canlı dinleme şansını bulan bizler şahidiz. Bu albüm sayesinde dünyanın geri kalanı da duyacaktır. Ne denir? Bravo Burak! (Dinlemek için tıklayın.)
Bu sene kulağıma dokunan, ilk dokunuşun ardından içeri sızan, yavaş yavaş oraya yerleşen, “bu ne güzel şey yahu” dedirten, kendini tekrar tekrar dinleten, dinlendikçe daha da güzelleşen... albümler arasından -avangart ve anaakım kategorilerinde ayrı ayrı değerlendirdiğim- 10’ar tanesini aşağıdaki gibi seçip sıraladım. Tabii 2019’da çıkmış, dinleyemediğim onlarca başka kayıt da var. Bu listedekiler, doğal olarak dinleyebildiklerim arasından seçtiklerim. En sevdiklerim, kafadan beş yıldız verdiklerim, coşturup heyecanlandıranlar ya da iz bırakanlar:
Mats Gustafsson, Johan Berthling ve Susano Santos Silva’nın da aralarında bulunduğu on dört müzisyeni bir araya getiren kalabalık Fire! Orchestra’nın Arrival albümü, grubun daha önceki “ateşli” çalışmalarının da ötesinde, bir numarada. Yılın “öfffffffff be”, “vay vay vay vay”, “yok daha neler”, “oy, oyyy, oyyyyyyy”, “vaaaaaaaauvvvv”, “haydaaaaaaa”, “hoyda bre” gibi ünlemler çıkarmanıza neden olan albümü. Şa-la-la, ha-ri-ka!
02 Matana Roberts “COIN COIN Chapter Four: Memphis” (Constellation)
Matana Roberts, tamamını on iki “cilt/albüm” olarak planladığı müzik ve Amerika tarihi çalışmasının dördüncü cildinde, siyahların özgürleşme mücadelesinin Memphis durağından sesleniyor: Coin Coin Chapter Four – Memphis. Üçüncü cilt/albüm solo saksofona ayrılmıştı. Bu kez alto saksofon ve klarinet çalan Roberts’in yanında Steve Swell (trombon), Ryan White (vibrafon), Hannah Marcus (gitar, keman ve akordeon), Sam Shalabi (gitar ve ud), Nick Caloia (bas) ve Ryan Sawyer (davul) da var. Tüm müzisyenler, bazen “anlatıcı” tarzında ilerleyen, bazen “şarkı formu”na geçen vokallere de katkı sunuyor. Kimi yerlerde blues/gospel havası, kimi yerlerde özgür doğaçlama, aniden patlayan bir saksofon yahut trombonla birlikte tarihten bir kesit... Cilt cilt sürükleyici bir nehir roman okur gibi dinlemeye ve takibe devam ediyoruz biz de.
03 Marker “New Industries” (Audiographic)
Aynı anda birçok projesiyle kayıtlar yapan, konserler veren Ken Vandermark’ın aktif projelerinden Marker bey diyeceksiniz! Nefeslilerde Vandermark’ın yanı sıra gitarlarda Andrew Clinckman ve Steve Marquette’in, klavye ve kemanda Macie Stewart ve davulda Phil Sudderberg’in yer aldığı Marker’ın yeni albümünün adı ise “New Industries”. Üstadın Made To Break projesi kadar olmasın epey “rock”lıyorlar burada da. Tabiri caiz ise (ki caiz değildir büyük ihtimalle) “avangart caz raklaması” bu. Yarısı stüdyoda kaydedilmiş yarısı konser kayıtlarından oluşturulmuş bir albüm. Böylece hayli uzun ve bir miktar “yorucu” olduğu da söylenebilir. Baştan sona dikkatle dinlemek için “sağlam bir kafa” lazım açıkçası, sonra da bir süre dinlenmek, sindirmek, yeni seferlere hazırlanmak!
04 William Parker “Live/Shapeshifter” (AUM Fidelity)
Büyük basçı William Parker’ın en sevdiğimiz grup yahut projelerinden In Order to Survive dörtlüsü ile yeni kaydının adı “Live/Shapeshifter”. İki CD’lik bu canlı kaydın, ilk kısmı yeni bir süitten oluşuyor. Alto saksofonda Rob Brown, piyanoda Cooper-Moore, davulda Hamid Drake ayrı ayrı ve birlikte döktürüyor. İkinci CD’nin daha “geleneksel” müzik dünyasında ise yeni bestelerle birlikte “bop” da var ve hatta dördüncü sırada bir “blues” bile var. Hayatta kalmak için!
05 Vijay Iyer, Craig Taborn “The Transitory Poems” (ECM)
İlk dinleyişte biraz “soğuk” gelen, dinledikçe ısındığınız, sonunda müptelası olabileceğiniz bir piyano düet albümüne imza attı bu sene Vijay Iyer ve Craig Taborn: The Transitory Poems. Dinliyoruz habire.
06 Kris Davis “Diatom Ribbons” (Pyroclastic)
Avangart camianın önde gelen isimlerinden piyanist Kris Davis, yakın geçmişte kaybettiğimiz efsane piyanistlerden Geri Allen anısına düzenlenen konserler dizisinde, caz dünyasının daha popüler kadın simaları Esperanza Spalding (bas ve vokal) ve Terri Lyne Carrington (davul) ile birlikte çalmış. Sonra da birlikteliklerini bir adım daha ileri taşımış, yeni albümü Diatom Ribbons’a onları da katmış. Bu üç kadın, yanlarına Ches Smith (vibrafon), Marc Ribot ve Niels Cline (gitarlar), Trevor Dunn (bas) gibi isimleri de almışlar. Saksofonlarda ise JD Allen ile Tony Malaby var. Müthiş bir grup yani. Ha, bir de “turntable” olayı da eksik değil. Sonuç, biraz Steve Coleman’ın m-base tarzını, biraz Robert Glasper’ın son dönem denemelerini andıran, zihninizde daireselliği, prizmaları vb. geometrik şekilleri canlandıran modern ve soluksuz bir proje. Daldan dala. Her anı ayrı güzel ama.
07 Scheen Jazzorkester Thomas Johansson “As We See It” (Clean Feed)
Sarsıcı ve kalabalık bir girişim daha: Scheen Jazzorkester Thomas Johansson’dan As We See It. Pek bildiğim müzisyenler olmasa da “Clean Feed” etiketini ve kalabalığı görünce dalıp aralarına dinledim. Sonuç, biraz zorlayıcı ama mükemmel.
08 Marc Ducret “Lady M” (Ayler Records)
Bana hep uzak/soğuk gelen gitaristlerden biri (idi) Marc Ducret. Aldığım bazı CD’lerini, pek huyum olmasa da ikinci elde satmış, elden çıkarmıştım. Ama bu sene koral bölümleri de olan öyle şaşırtıcı bir avangart süit yapmış ki Shakespeare ve Macbeth için, es geçmek mümkün değil Lady M adlı bu kaydı. Tekrar tekrar dinlediklerimden.
09 Tyshawn Sorey, Marilyn Crispell “The Adornment of Time” (Pi Recordings)
Yılın sonunda gelen bir düet, Tyshawn Sorey ve Marilyn Crispell’den The Adornment of Time. Derin ikili. Bazen çok sakin, sessiz, “fırçalı”; bazen, coşkulu, heyecanlı “tomtomlu” davulu Sorey’in ve piyanonun her alanını kullanan “extended technic”i Crispell’in. Dört dörtlük.
World Saxophone Quartet’ten beri eğilmediğimiz bir alana uzandı son sıra! Grubun “veteran”ı Dave Liebman (soprano saksofon), yanında artık “orta yaşlı” olan gençler Donny McCaslin (tenor), David Binney (alto) ve yeni duyduğum bir baritoncu Samuel Blais var. Evet bir saksofon dörtlüsü bu, tıpkı World Saxophone Quartet gibi, ama daha “catchy”, daha geleneksel ve grup üyeleri tek bir nefesliye kilitli, enstrüman değiştirip durmuyorlar yani. Davul yok, piyano yok, bas yok, gitar yok, brass yok, o yok, bu yok ama harika şeyler var! Albüm Four Visions.
Çok güzel albüm. Çok çok güzel albüm. Çok çok çok güzel albüm... çok gider daha böyle klarinetçi Anat Cohen’in on kişilik grubuyla inşa ettiği Triple Helix’i.
Trio ama saksofon trio. Sonny Rollins’ten miras bir format. JD Allen’dan kısa kısa orijinal bestelerle Barracoon. Tarzı Rollins’e değil, Coltrane’e yakın Allen’ın. Hem anaakım hem avangart havalı. Nihayetinde pek havalı.
Trio ama piyano trio. Sessiz ve derinden işleyen Marc Copland Trio. Piyanoda Copland’a basta Drew Gress, davulda Joey Baron eşlik ediyor. Gitarist John Abercrombie anısına, The Beatles’tan da ilhamla And I Love Her diye döktürüyorlar.
Yine bir trio, yine piyano trio, benim için yeni bir trio ama 15 yıldır birlikte olduklarını öğrendiğim bir trio. Sırf trio olarak değil, daha kalabalık farklı projelerde de hep beraberlermiş. Bu yüzden uyumları, birbirlerini dinleyip yanıt vermeleri, kurdukları cümlelerin birbirini tamamlayıvermesi vb. mükemmel. Finli piyanist Alexi Tuomarila’nın triosu bu. Basta Mats Eilertsen, davulda Olavi Louhivuori var. Sphere adlı albümlerinden konuk müzisyen olarak trompetçi Verneri Pohjola da var. İnsanın dinledikçe tekrar dinleyesi gelen triolardan.
BAM! BAM! BAM! “Caz” kavramına meydan okuyor trompetçi (ve artık klavyeci) Nicholas Payton bir süredir. “Black American Music” diyor onun yerine, sonuna da bir ünlem ekliyor: BAM! Relaxin With Nick’s adlı 2019 kaydı, (Bill Charlap’ın üçlüsünde dinlemeye alıştığımız basçı ve davulcu) Peter ve Kenny Washington kardeşlerle nefis bir trio albümü. Anaakım ama fender rhodes’u ile sık sık füzyon da katıyor araya. Başka albümlerinde de yer verdiği “Jazz is a Four-Letter Word”e ve bu bestede anlattıklarına özellikle dikiz.
Branford Marsalis dörtlüsüyle, 2000’lerin başındaki o sarsıcı kuartet kayıtlarının yanına eklenebilecek bir albüme imza attı bu sene The Secret Between the Shadow and the Soul diye.
Piyanist Keith Jarret da çok esaslı bir konser kaydını yayınladı bu sene. Solo çaldığı, emprovizasyondan blues’a farklı alanlara uzandığı, 12 bölümlük özgün denemelerinin ardından dört de standarda yer verip “denge”yi sağladığı Münich 2016’da epey farklı.
Davulcu Dan Weiss “Trio Plus 1” deyip dörtlü bir kayda imza atmış bu sene, Utica Box diye. Aksak ritimlerle gayet hoş bir giriş, duraklama, Esbjörn Svensson Trio’vari uzuuuun bir akış, ardından sakin/lirik/kısa bir parça, sonra iki basın atışmasıyla başlayan bir güzellik, “Rock and Heat”, basın biri rock, diğeri heat, en sonda da “Bonham” var, Led Zeppelin’in efsane davulcusu John “Bonzo” Bonham anısına. İki bas (Eivind Opsvik, Thomas Morgan), piyano (Jacob Sacks) ve liderimiz davulcu (Dan Weiss) döktürüyorlar adeta.
Çağdaş cazda trompet ve flugelhorn’un büyük isimlerinden Tom Harrell, tenor saksofonda Mark Turner, gitarda Charles Altura, basta Ben Street ve davulda Johnathan Blake’den oluşan muhteşem beşlisiyle sonsuzluğa uzanıyor: Infinity. Tadına doyulmaz bir albüm.
Son sırada yılın en “özel albümü” var belki de, Lee Konitz’e ve 93 yaşa saygı sunan Old Songs New! Kadife dokulu kendi “sound”unu yaratmış büyük altocuyu öne çıkarmakta asıl iş, tenorcu (ve düzenlemeci ve orkestra şefi) Ohad Talmor’da tabii. Talmor’un yaylılar ve nefeslilerle oluşturduğu Lee Konitz Nonet, ustaya zemini sunuyor, o da bu temel yapının üstünde, “Goodbye” gibi bilindik parçalarla ya da yeni bestelerle yürüyor, yüzüyor, uçuyor.
Best of 2019 / Yerli
01 Burak Bedikyan "Istanbul Junction" (SteepleChase)
02 Turgut Alp Bekoğlu "Love Jazz" (Pb Müzik)
03 Ediz Hafızoğlu "Nazdrave" "Üç Türkü" (Lin Records)
04 Cem Tuncer "Alright!" (Lin Records)
05 Jülide Özçelik "Nefes" (NZ Müzik Yapım)
06 Eda And "Augmented Life" (Z Müzik)
07 Kerem Görsev "Perfect Balance" (Emre/Grafson)
08 Hakan Başar "On The Top Of The Roof" (Equinox Music)
09 B`r Şeyler Eks`k "B`r Şeyler Eks`k" (A.K. Müzik)
10 Ayşe Deniz Gökçin "Earth Prelude" (Ayşe Deniz Gökçin)
Best of 2019 / Yabancı
01 Emile Parisien Quartet "Double Screening" (ACT)
02 Iiro Rantala "My Finnish Calendar" (ACT)
03 Abdullah Ibrahim "The Balance" (Gearbox Records)
04 Paolo Fresu, Richard Galliano, Jan Lundgren "Mare Nostrum III" (ACT)
05 Bill Frisell "Harmony" (Blue Note)
06 Tord Gustavsen "Taking Back The Garden Of The Eden" (Kirkelig Kurturverksetd)
07 Enrico Rava, Joe Lovano "Roma" (ECM)
08 Julia Hülsmann Quartet "Not Far From Here" (ECM)
09 Hiromi "Spectrum"
10 Charles Lloyd, The Chico Hamilton Quintet "One For Joan / Freedom Traveler" (Sony Music Ent.)
Efsane caz müzisyenleriyle albümler kaydetme şansı yakalamış kıymetli piyanist Cables’tan “Cream de la Cream” bir piyano trio albümü. Latin standartlarından Besamo Mucho, Monk besteleri Ugly Beauty, Monk’s Mood ve Shorter bestesi Speak No Evil albümün en parlak tepeleri.
Piyanist Fred Hersch’ün eşlikçileri Eric McPherson ve John Hébert ile farklı dönemlerde kaydettiği aralarında Grammy adaylıkları aldığı altı albüm üç adamın bas, davul ve piyano ile neler yapabileceğini kayıt altına alındığı bir toplama set ile yayınlandı. Whirl, Alive at the Vanguard, Floating, Sunday Night at the Vanguard, Live in Europe albümlerini bu sette dinleyebilirsiniz.
- Burak Bedikyan "Istanbul Junction" (SteepleChase)
Bedikyan’ın 2013 yılında yayınladığı “Circle of Life” albümünü satın aldığımda eşlikçi seçiminden, stil sahibi ve özgün bestelerine kadar çok keyif aldığım albümler üreteceğini hissetmiştim. Ardından yayınlanan 3 stüdyo albümü ve bir canlı kaydında aynı çizgiyi koruyan Bedikyan Amerika caz atmosferini soludukça daha da olgunlaşıyor. Matt Hall, Gabor Bolla ve Can Kozlu’nun eşliğiyle İstanbul’a selam çaktığı yeni albümünde Burak Bedikyan’ı ustalık eserinde dinliyoruz.
89 yaşındaki Ahmad Jamal ilk solo piyano albümü Ballades’ı yayınladı. Biraz geç olması hiç olmamasından iyidir. Sadece üç parçada basçı James Cammack eşliğiyle tertemiz bir kayıt meydana getirmiş. Her Ahmad Jamal albümü caz tarihi boyunca hakettiği saygınlığını kazanmıştır, bu albümde kesinlikle bu albümlerden biri.
Crosscurents Trio ismiyle pek çok ülkede konserler veren Holland, Hussain ve Potter bu albümleri yayınlanmadan önce ülkemize de uğramışlardı. Kayıda geçilmiş bir materyal olmadığı için bu güzel müzikle konserde karşılaşmış, oldukça etkilenmiştik. Amerikan ve Hint müziklerinin kimyalarını sofistike bir virtüöziteyle bir birbirlerine geçiştiren üçlü dinlerken kelimelerle ifade edemediğim bir müzikal tatmini bana armağan ediyor.
18 yıllık geçmişleri boyunca her zaman orijinal olmayı amaçlamış maceracı ve demokratik bir grup olarak oyunda kendi kurallarını koymuş ve bu kurallara göre oynamış bir grup The Bad Plus. Yakın dönemde yayınlanan Activate Infinity, grubun kendi benzersiz bakış açısını, yaratıcılığını ve karakterini kısıtlama olmadan geliştirmesini sağlamak için öngörü ve tutkuyla birlikte çalışan İngiliz plak şirketi Edition Records ile ilişkilerinin yeni meyvesi.
Redman renkli katmanlarla meydana getirdiği müziğinde çağa her daim uyum sağlayan ve müziği modernize edebilmeyi iyi beceren bir besteci. Aaron Goldberg, Reuben Rogers ve Gregory Hutchinsondan oluşan grup uzun süredir dostlar ve aralarında güzel bir uyum var bu uyum da günün her saati keyifle döndüreceğiniz bir albümü meydana getirmiş.
Ethan Iverson`in yerine gruba yeni katılan Orrin Evans`ın 13. albümleri olan Never Stop II grubun çalışkanlığının, yaratıcılığının ve yarattıkları müziğe bağlılıklarının kanıtı olarak raflardaki yerini alıyor. Rock temelli müzikler canlı performanslarına uyarlanabilir dinamizmde kurgulanmış. Bad Plus, bu albümde Orrin Evans`ı besteci, solocu ve doğaçlamacı yönüyle vitrine çıkarıyor ve yeni oluşumun gelecek albümleri için ümit veren bir debut albüm meydana getiriyor.
New York’lu saksafoncu James Brandon Lewis’ i bir süredir dikkatle takip ediyorum.Kilise müziği ve blues alt yapısı üzerine kurduğu müziğini özgür doğaçlamanın karanlık kıyılarına kadar vardırıyor. Cesaretli ve pek çok önemli caz adamıyla pişe pişe kendini oluşturan zıpkın gibi, fişek gibi bir müzisyenin çığlığı bu. Albümün çıkış mottosu; kendimizi her gün en gerçek haliyle keşfetme arzusu ve keşfettikçe durmadan yenileyerek şarj etme isteği. Bana sorarsanız yüzde yüz otantik bir albüm.
Hank Mobley’nin efsanevi albümlerinden biri olan Soul Station ‘dan “This I dig of You” parçası efsane davulcu Jimmy Cobb’un yeni albümünün isim babası oluyor. Mobley’nin tadına doyulmaz sololarını bu sefer Peter Bernstein’ın gitarından dinliyoruz. Bu sene kaybettiğimiz Harold Mabern’in son kayıtlarından biri olarak hatıra defterimize bu albümü kaydediyoruz. Albümde benim favori parçam Cheese Cake. Bir kulak verin eminim seveceksiniz.
İtalyan trompetçi Enrico Rava ve İtalyan kökenli Amerikalı saksafoncu Joe Lovano Roma’da Auditorium Parco Della Musica’da ilk defa bir kayıt için bir araya geliyorlar ve moden caz severlerin çok keyif alacağı bir canlı kayıt meydana getiriyorlar. Giovanni Gaudi piyanoda, Dezron Douglas basta ve Geral Cleaver davulda kendilerine eşlik ediyor. “Ah o konserde bende olsaydım” diyeceğim türden bir performans.
Günümüzün en aydın müzisyenlerinden Marsalis’in son albümünün ismi “The Secret Between the Shadow and the Soul” Pablo Neruda’nın bir şiirinin İngilizce çevirisidir. Marsalis’e göre müzisyenlerin bu albüme getirdiği üç element var: Müzikal meraklılık, yoğunluk ve tutku. İyi bir grup olmak için müzisyenlerin yeri göğü inleten enstrümantalistler olmasına gerek yok bir çeşit müziksel zekaya sahip olmaları yeterlidir. Albümdeki uyum bu zekanın ürünü ama dinlediğimiz müzisyenlerin her birini starlaştıran bir müzik değil, birlikte güzel tınladıkları, sessel ve içeriksel olarak yoğun bir albüm.
- Chick Corea "Triology 2" (Concord)
Chick Corea, Brian Blade ve Christian McBride 2014 de yayınladıkları Triology albümünde iki Grammy kazanmışlardı. Hayranlarından gelen ikinci albüm isteklerini kıramadılar ve dünya turneleri kapsamındaki performanslarından oluşan ve canlı kayıdın doğasına saygı duyularak hazırladıkları bir albümü de bu sene yayınladılar. Keyifli dinlemeler...
Pop ve RB`de yılın görünümü
Dinlemeye doyamadığınız yeni şarkılar, yeni keşfettiğiniz sanatçılar ve belki sevmeye başladığınız farklı türler ve tüm dünyanın en çok dinledikleriyle 2019 yılını da geride bırakıyoruz. Elbette her geçen yıl, yeni anılar da yüklüyor tüm şarkılara hatta eski şarkılara bile. Ne var ki bu yılın en çok dinlenenlerini Aralık ayının başında tüm dünyada kullanıcıların verileri ile en sağlıklı veren data Spotify dijital platformu üzerinden geldi. Yüzde yüz sağlıklı veriler mi? Hayır. Mutlaka plâk şirketlerinin müdahaleleri de var ama buna rağmen bazı plâk şirketlerinin radyolarda çalınma sıklıklarına bile parayla müdahale ettiği dönemlerden sonra Spotify üzerinden elde edilen verilerde hiç değilse milyonlarca dinleyicinin de payı büyük. Misal yeni çıkan şarkıların ya da keşfedeceğimiz şarkıların görünürlüklerin de bile müdahaleler var endüstride hiç sır değil. Tüm bunlara rağmen 2010’ların başında Lady Gaga’nın ekibinin Christina Aguilera’nın “Bionic” albümü döneminde radyolara “Christina çalınmasın” diye verdiği rüşvetin üstünün örtüldüğü dönemlerden sonra dijital bir dönemdeyiz. Spotify böyle bir tablodan bir tık daha hayırlı verilerle karşımıza çıkıyor. Buna ilave olarak dünya listelerine, popüler olmayı başaran şarkılara ve isimlere baktığımızda da en dikkat çekici konu saf pop müziğin hemen hemen kaybolması. 80’lerdeki Madonna, Whitney şarkıları, 90’larda ve 2000’lerdeki Britney, Rihanna şarkıları ve belki de en son power pop yıldızları olarak Lady Gaga ve Katy Perry ile saf pop etkisini yitirdi. Dünya on yıldır melez türler ve en çok da rap ve hip hop dinliyor. Son 10 yılın en çok dinlenen pop yıldızı Ariana Grande asla tam anlamıyla saf pop müzik yıldızı değil, mükemmel bir RB pop şarkıcısı olduğu da tartışılmaz. Peki koskoca yıl boyunca kimler geldi?, kimler geçti? Sevdiklerimi ve gözlemlerimi paylaşmak için keyifle kaleme döktüm.
Öncelikle tüm dünyada 2019 yılında da son 10 yıldır bahsettiğim gibi rap ve hip hop hakimiyetini açıkça görebilirsiniz. Listelerde, radyolarda ve dijital platformlarda en çok dinlenen şarkılara ve isimlere baktığınızda melez türlerin en popüler şarkılar olduğunu çok rahat söyleyebiliriz. Saf pop müzik yok artık. Belki de bu tablonun en somut örneklerinden biri rap, hip hop, trap ve hatta rock bileşenlerini harmanlayan Amerikalı şarkı yazarı/ şarkıcı Post Malone. İş böyle olunca 2019 yılının Spotify verilerine göre en çok dinlenenler arasında 6 buçuk milyar dinlenme ile “Yılın en çok dinlenen şarkıcısı” Post Malone zirvedeki isim.
Post Malone 62. Grammy Ödüllerinde 2 dalda adaylar arasında. Hem en prestijli “Yılın şarkısı” kategorisinde hem de en iyi düet/ grup performansı kategorisinde Swae Lee ile kaydettiği “Sunflower” ile başrolde. Tabii bunda kapitalist canavarlar Disney’in satın aldığı Marvel stüdyolarının Örümcek Adam filminin şarkıları arasında olmasının da payı var. Yoksa hayatta yılın en şahane şarkısı vesaire değil. Burada işin içine neler giriyor siz karar verin. Yılın “en iyi pop şarkısı” ise bana kalırsa Billie Eilish kaydı “Bad Guy”. Bad Guy Spotify ‘da “en çok dinlenen şarkı” olarak zirve ortağı.
Müzik endüstrisi için dinlemeler bir yana günün sonunda en çok dinlenenleri kimler belirliyor? derseniz elbette plak şirketlerinin minik müdahaleleri ama en önemlisi 16- 19 yaş grubu ergenler. Bu anlamda dış dünyaya bir kimlik tanımlayabilmek üzere kliplerine, tavrına, imajına ve müzik tarzına bayıldıkları, tişörtlerini giydikleri yeni isimler de yeni pop yıldızları oluyor. Peki 2019’un bu kriterlere uyan dev ismi sizce kim? Bana kalırsa tartışmasız Billie Eilish. Tişörtleri bizim sokaklara bile düşmüş. Spotify verilerine göre Post Malone’den sonra dünyada en çok dinlenen 2. yıldız Billie gönlümün birincisi. 6 milyar dinlenme ile en çok dinlenen pop yıldızının albümü “When we all fall asleep, where do we go?” ise “yılın en çok dinlenen albümü”. 17 yaşındaki Billie’nin tarzında kimi yerde caz kimi yerde psychedelic dokunuşlar var. Her şeyden önce yine melez bir tür ve kesinlikle alternatif pop. Grammy ödüllerinde “Yılın en iyi yeni sanatçısı” kategorisi dahil 6 dalda aday olan Billie’nin bir önceki albümü de pop caz kıvamında nefis bir albümdü ancak bu yıl yeni albümüyle gerçek anlamda bir süperstar mertebesine terfi etti. Hala referans olduğu yadsınamaz ancak aday olduğu Grammy’lerde aday olması çok da mühim değil. Özellikle 80’ler boyunca pop kategorisinde notu kıt öğretmenler gibi kimseleri beğenmeyen Grammy jürisi her fırsatta torpilli isimlerle eğlendiğimiz bir ödül şarlatanlığına dönüştü. Grammy tarihine baktığınızda “kalçalarımla seni sarhoş edeceğim” sözleriyle “My Humps” adında bir şarkıya bile ödül verdiler. Buna rağmen kadın cinselliği ve ifade özgürlüğü konusunda cesur kadınları cezalandırmaya devam ediyor sistem. Grammy ödüllerinin bu yılın en anarşist pop yıldızına Miley Cyrus’a tek bir adaylık bile vermemesi oldukça anlamlı. Oysa ki 6 şarkılık EP albümü “She’s Coming” yılın en iyi albümlerinden biri. Velhasıl Grammy çok da lolo (Burada pop anarşisti canım Nazan Öncel’e sevgilerimle)
Miley Cyrus ve Madonna kafa tutan kadınlarıydı yine. Toplumsal kodlara, endüstrinin beklediklerine kafa tutan ve en önemlisi duruşu olan kadınlar olarak özgürlüklere sahip çıkan iki kadın.
Nitekim Miley Cyrus’ın 6 şarkılık EP kaydı #SheisComing açılış şarkısında “Özgürlüğüme bulaşma (Don’t F*ck W My Freedom!), diyordu. Güçlü bir sesle, rest çekerek söylediği şarkısının videosu da toplumsal kodlara kafa tutuyor. O nefis klibi “Mother’s Daughter” MTV ödüllerinde bu yıl tek bir adaylık bile alamadı. Bana Madonna’nın “Justify My Love” şarkısının MTV’de yasaklanmasını hatırlatıyor bu durum. Hala sosyal medya platformlarında erkek memesinin ve üstü çıplak bedeninin sosyal olarak uygun, kadın memesinin ve yarı çıplaklığının yasaklı olması gibi. Albümdeki “Unholy” parçası yalnızlık kederiyle, kendini ait hissedemeyenlere yazılmış bir şarkı olarak yılın en iyilerinden biri kuşkusuz. “Biraz sarhoşum biliyorum, biraz uğursuzum da. Ne olmuş yani, herkes öyle?” diyor Miley.
İsyankar pop- rock tavrıyla Miley bambaşka. Sesi de öyle. Grammy adaylığı yok üstelik albümü dışında müthiş müzik dehası Mark Ronson’la kaydettiği geçtiğmiz yılın sonunda çıkan ve bu yıl boyunca dinlediğimiz “Nothing Breaks Like a Heart” da bana kalırsa “yılın en güçlü country rock şarkısı”. Lady Gaga kaydetmiş olsaydı garanti adaylık almıştı.
Bu yılın en orijinal ve beklenilenin dışında albümüne gelince bir diğer pop anarşisti Madonna’nın albümü “Madame X”. Portekiz, Londra, New York ve Los Angeles’ta 18 ayda kaydedilen albümde Madonna uzun süredir birlikte çalıştığı prodüktörü Mirwais, Mike Dean ve Diplo ile bir araya geldi. “Madame X” henüz 19 yaşındayken dans hocası efsanevi Martha Graham’ın ona verdiği lakap. Baştan sona orijinal işlerle Madonna’nın canının istediğini kaydettiği bir albüm. Latin pop şarkılarının “dünyayı boş ver, canının istediği gibi ol” tavrıyla eğlendiren havasını veren iki şarkısı “Bitch I’m Loca” ve çıkış şarkısı “Medellin” belli ki Madonna’nın da hayatı ciddiye almayarak eğlendiği şarkılar. Medellin ile koluna bir Kolombiyalı damızlık olarak Maluma’yı takıyor. Maddy’nin narkotik pop şarkısı sözleriyle de bir aşk şöleni yaşatıyor. Şarkıda da klibinde de yakışıklı hurmayla düş aleminde bizimki. Tıpkı “La isla bonita” parçasında San Pedro’yu düşlediği gibi. Ancak albümün orijinalliği Fado esintileri ve bir dünya müziği albümü niteliği katan deneysel şarkıları. Madonna’nın Lizbon’da kurduğu dünyasının geleneksel Fado ve dünya müzikleri etkisi coşkulu bir iş olan Batuka’da parlıyor. Batuka (Batuque) Portekiz sömürgesi Cabo Verde’nin kadınlarına armağan coşkulu bir dünya müziği şarkısı. Klibini bir ara izleyin; çok farklı göreceksiniz Madonna’yı. Sezen Aksu’nun “Işık Doğu’dan Yükselir” albümünde introsuyla Karadenizli bir teyzenin harika kaydıyla başlayan “Ben annemi isterim” şarkısının kafasını çağrıştırıyor bana. Madonna da adanın yerlisi kadınlarla söylüyor şarkısını.
Albümdeki en mükemmel pop şarkısı Brezilyalı pop yıldızı Anitta ile kaydettiği “Faz Gostoso”, Madonna’nın albümden en çok dinlenen şarkısı.
Bu yılın en iyi RB pop albümü Ariana Grande’nin albümü “Thank you, next”. Ariana hem sesiyle hem vokal stiliyle kimi yerde 90’lar RB vokal tarzına da yaklaşıyor. Ariana geçen sene de en çok dinlenen kadın pop yıldızıydı ama altını çiziyorum Ariana’nın müziği asla pop değil. “Break up with your girlfriend” ve “7 Rings” albümün hipnotize eden ve defalarca dinlemeye doyamayacağınız şarkıları. Şu aralar “Santa Baby” kaydı da duyduğum en çekici Christmas hediyesi Grande’den.
Bu yılın sonuna yetişen ama mutlaka dinlemeniz gereken bir diğer albümü de RB yıldızı Tinashe’den. Bağımsız olarak çıkardığı ve hemen hemen tüm şarkılarına kendi imzasını attığı albümü “Songs For You” baştan sona hiç şarkı atmadan dinleyebileceğiniz bir RB albümü üstelik kimi şarkılarda soul müzikten de faydalanıyor. “Save Room For Us” tam bir Soul / RB. Albümün partilerde bile çalabileceğiniz ayartıcı kışkırtıcı RB dans şarkısı “Link UP” bağımlılık yapıyor. Link Up şarkısı çıktığında her yerden tweet attım, geçenlerde Ariana Grande de “Link Up” şarkısıyla tweet attı, haberiniz olsun. Şarkı şahane.
Sene boyunca kulüplerde, partilerde dinleyebileceğimiz yüksek enerjili şarkılara ve albümlere gelirsek, İsveç’in pop armağanı Tove Lo’nun albümünü tek geçerim. “Sunshine Kitty” sağlam bir elektronik pop albümü. Albümde ayrıca güçlü bir aşk şarkısı olan “Sweettalk My Heart” şarkısındaki yakarışlarla sesinin gücünü de ortaya koyuyor Tove Lo. Albümdeki büyük sürpriz “Really Don’t Like You” şarkısındaki misafir disko kraliçesi Kylie Minogue. Albümde gizliden Pet Shop Boys eli var deseler, şaşırmam. “Are you gonna tell her” ve “Jacques” kulüplerde de çalınabilecek dört dörtlük elektronik pop ve dans hitleri. Sözlerinde de esprili olan “Jacques” yıl boyunca en çok dinlediğim iki dans şarkısından biri oldu. Bir DJ olarak bu yıl kazandığımız Prodüksiyon üçlüsü Meduza’nın şarkısı “Piece Of Your Heart” parçasına değinmeden geçersem partilere ve djlere ayıp olur. Yılın en iyi dans şarkısıydı.
Cazkolik.com / 16 Aralık 2019, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Devrim Dikkaya
O kadar önemli bir hizmet ki bu listeler. Öncelikle cazkolik.com a ardından liste hazırlayan tüm müzik insanlarına teşekkürler.
Bu Yoruma Cevap Yazın »