"Yılın En İyi Albümleri 2018" yayında... 2013 yılından bugüne Türkiye`de hakkıyla yapılamadığına inandığımız bir geleneği oluşturmaya çalışıyoruz. Tam da bu noktada Cazkolik olarak ilk önce teşekkür edeceğiz. Öncelikle, aşağıda seçimlerini okuyacağınız sevgili dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz, onların titizliği, özeni ve müzik sevgileri sayesinde yurtdışındaki dergilerin, portalların, gazetelerin Best of listelerine imrenmekten kurtulduk. Bu dosyanın, konusunda, ülkemizde yayınlanmış en yetkin değerlendirme ve başvuru kaynağı olması en temel arzumuz ve her yıl kapsamını derinleştirme isteğimizi bu yıl da değerli dostlarımızın katkısıyla pekiştirdiğimize inanıyoruz. Geçen sene olduğu gibi bu yıl da sevgili Cenk Erdem RB, pop ve soul listesiyle yayında. Sevgili Zekeriya Şen tıpkı geçen sene olduğu gibi bu sene de seçimlerinin haricinde bir de dünya müziği listesi ekledi. Best of serisine geçen yıl katılan sevgili Abdülkadir Elçioğlu`nun blues albümlerine ilişkin değerelendirmeleri kısa ama bütün yılı özetler nitelikte. Sevgili Turgay Yalçın bu yıl da sadece `live` albümlere odaklandı ve benzeri olmayan bir liste derledi. Sevgil Ali Haluk İmeryüz ise bu yıl değerlendirmesini üç başlık altında topladı.
Gerek yıllarca Açık Radyo`da yayınlanan "Terra Incognita" isimli radyo programıyla, gerek yıllardır Cazkolik`te çıkan yazı ve röportajlarıyla müzikseverlerin yakından takip ettiği sevgili Cenk Akyol caz rock ve türevleri seçimleriyle bu yıl ilk kez `Best of` dosyasında. Cenk`in hem kalemi, hem gözlemleri, hem notları ve değindiği albümler birden çok kuşağın seveceği müzikleri öneriyor. Sevgili Cenk`e katkıları için çok teşekkür ediyoruz.
Yazar, eleştirmen ve radyo programcısı dostlarımıza yukardaki soruyu sorduk ve seçimlerinde kendilerini serbest bıraktık. Yani, bu listelerin adını "Top 10" olarak belirledik ama içini doldurmak tercihlere kaldı. Listesini 10 albümden az ya da çok belirleyen de var, sadece yabancı ya da yerli albümlere dönük tercih eden de, sadece uzmanı/ilgisi olduğu alanla sınırlayan da var, seçimlerine açıklamalı notlar ekleyen de... Aşağıda okuyacağınız listeleri bu kadar zengin ve çeşitli yapan da bu oldu zaten.
Best of 2018 / Yabancı (Sıralı)
01 Christian Sands "Facing Dragons" (Mac Avenue Records)
02 Ambrose Akinmusire "Origami Harvest" (Blue Note)
03 Makaya McCraven "Rising Grace" (2016-2017) (ECM)
04 Terence Blanchard feat. The E-Collective "Live" (Blue Note)
05 Keith Jarrett, Gary Peacock, Jack DeJohnette "After the Fall" (ECM)
06 Chris Gall Trio "Cosmic Playground" (GLM Music)
07 Kristjan Randalu "Absence" (ECM)
08 John Coltrane "Both Directions at Once: The Lost Album" (Impulse!)
09 Kenny Barron Quintet "Concentric Circles" (Blue Note)
10 The Count Basie Orchestra "All About That Basie" (Concord Jazz)
Best of 2018 / Yerli (Elime ulaşanlara göre)
01 Burak Bedikyan "New Beginning" (SteepleChase)
02 Eren Coşkuner "Respective" (Esen Müzik)
03 Elif Çağlar "The Art of Time" (Nu-Dc Records)
04 Tamer Temel "Töz" (A.K. Müzik)
05 Ercüment Orkut "Persona" (Lin Records)
- 25. İstanbul Uluslararası Caz Festivali Açılış Konseri (Nesiller Boyu Türkiye Cazı) 25. İstanbul Caz Festivali
- Fred Hersch Trio (Zorlu PSM) 25. İstanbul Caz Festivali
- The Bad Plus (CRR Konser Salonu) 28. Akbank Caz Festivali
Best of 2018 / Yabancı (Alfabetik)
- John Coltrane "Both Directions at Once: The Lost Album" (Impulse!)
- John Scofield "Combo 66" (Decca Records)
- Kenny Barron Quintet "Concentric Circles" (Blue Note)
- Jeremy Pelt "Noir en Rouge" (Live in Paris) (HighNote)
- Ambrose Akinmusire "Origami Harvest" (Blue Note)
- Brad Mehldau "Seymour Reads the Constitution" (Nonesuch Records)
- Matthew Shipp "Sonic Fiction" (ESP Disk)
- Dave Holland "Uncharted Territories" (Dare2)
- William Parker "Voices Fall From the Sky" (Centering Records)
- Cecil McLorint Salvant "The Window" (Mac Avenue Records)
Best of 2017 / Yerli (Elime ulaşanlara göre)
01 Burak Bedikyan “New Beginning” (StepleChase)
02 Can Çankaya, Kağan Yıldız "Timeless" (Lin Records)
03 Eren Coşkuner "Respective" (Esen Müzik)
04 Cazzip Project "Stories" (TMC)
- Fred Hersch Trio (Zorlu PSM) 25. İstanbul Caz Festivali
- 25. İstanbul Uluslararası Caz Festivali Açılış Konseri (Nesiller Boyu Türkiye Cazı) 25. İstanbul Caz Festivali
Best of 2018 / Yabancı (Sıralı)
01 Brad Mehldau "Seymour Reads the Constitution" (Nonesuch)
02 Marcin Wasilewski Trio "Live" (ECM)
03 Orrin Evans and the Captain Black Big Band "Presence" (Smoke Sessions)
04 Black Art Collective "Armor of Pride" (Nonesuch)
05 Cecil McLorint Salvant "The Window" (Mac Avenue Records)
06 John Surman "Invisible Threads" (ECM)
07 Nik Bartsch`s Ronin "Awase" (ECM)
08 The Bad Plus "Never Stop II" (Legbreaker Records)
09 Bobo Stenson Trio "Contra La Indecision" (ECM)
10 Keith Jarrett "After the Fall" (ECM)
Best of 2018 / Yerli (Sıralı)
01 Can Çankaya, Kağan Yıldız "Timeless" (Lin Records)
02 Elif Çağlar "The Art of Time" (Emre Grafson)
03 Kerem Görsev "After the Hurricane" (Emre Grafson)
- Cross Currents Trio konseri (Zorlu PSM) 25. İstanbul Caz Festivali
- Out of Land konseri (Zorlu PSM) 25. İstanbul Caz Festivali
- The Bad Plus konseri (Zorlu PSM) 28. Akbank Caz Festivali
Best of 2018 / Caz
- Can Çankaya, Kağan Yıldız "Timeless" (Skoti Pati)
- Burak Bedikyan "New Beginnings" (SteepleChase)
- Cenk Erdoğan "Fermata" (Lin Records)
- Ercüment Orkut "Persona" (Lin Records)
- Farketmez "Deelicious" (Balyoz Müzik)
- Cazzip Project "Stories" (TMC)
- Barış Demirel/Barıştık mı "Fail-Play" (Lin Records)
- Ercüment Gül "3 Generations" (Z/Kalan Müzik)
- Kerem Türkaydın "Candid Music" (Sony)
- Hakan A. Toker "Şehir Hayatı / City Life" (Yeni Kapı Müzik)
Rock, pop, diğer...
- Serdar Ateşer "İş İşten Geçer Geçmez Ordayım" (Kalan Müzik)
- Taner Öngür 43,75 "Sayko Ana" (Tantana Records)
- Ari Barokas "Lafıma Gücenme" (Garaj)
- Timsahın Gözyaşları "Meczup" (CES Yapım)
- Mert Koral "Laterna" (Mumo Müzik)
- So Duo "Ay Ana" (Kalan Müzik)
- Gözyaşı Çetesi "Karar" (Tantana Records)
- Özgür Yılmaz "Haller" (Tantana Records)
- Suitcase "Sustukça Unutuyorum" (Garaj)
- The Ayılar "Sokaktan Hikayeler" (Prof Sny)
Best Of 2018 / Yerli (Sıralı değildir)
- İlhan Erşahin`s Istanbul Sessions "Solar Plexus" (Nublu Records)
- Hakan Ali Toker "Şehir Hayatı-City Life" (Yeni Kapı Müzik)
- Burak Bedikyan "New Beginning" (Steeple Chase)
- Eren Coşkuner "Respective" (Esen Müzik)
- Bora Çeliker "Tersyüz" (Pb Müzik)
- Cazzip Project "Stories" (TMC)
- Can Çankaya/Kağan Yıldız "Timeless" (SN Music)
- Cahit Kutrafalı "Transitions" (A.K. Müzik)
- Elif Çağlar "The Art of Time" (Nu-Dc Records)
- Gürol Ağırbaş " Bas Şarkıları 3" (Ada Müzik)
Best Of 2018 / Yabancı (Sıralı değildir)
- Joshua Redman feat. Ron Miles, Scott Colley Brian Blade "Still Dreaming" (Nonesuch)
- Nicola Conte Spiritual Galaxy "Let Your Light Shine on" (MPS)
- Red Baraat "Sound the People" (Rhyme Reason)
- Wayne Shorter "Emanon" (Blue Note)
- Randy Brecker, UMO Jazz Orchestra Matts Holmquist "Together" (Mama Records)
- John Scofield "Combo 66" (Universal Music Division Decca Records)
- Billy Childs "Rebirth" (Mac Avenue Records)
- Andrew Cyrille, Wadada Leo Smith, Bill Frisell "Lebroba" (ECM)
- Brad Mehldau Trio "Seymour Reads the Constitution" (Nonesuch)
- Wolfgang Muthspiel, Ambrose Akinmusire, Brad Mehldau, Eric Harland, Larry Granadier "Where the River Goes" (ECM)
- Bobo Stenson Trio "Contra La Indecision" (ECM)
- Okay Temiz Babylon
- Miroslav Vitous feat. Aydın Esen Zorlu PSM Caz Festivali
- Bill Frisell, Thomas Morgan Zorlu PSM Caz Festivali
Best Of 2018 / Yabancı
01 Norma Winstone "Descansando, Songs for Film" (ECM)
02 Andy Sheppard Quartet "Romaria" (ECM)
03 R+R Now Robert Glasper "Collagically Speaking" (Blue Note)
04 Youn Sun Nah "She Moves on" (ACT)
05 E.S.T. "Symphony" (ACT)
Best Of 2018 / Yerli
01 Tamer Temel, Ercüment Orkut, Cem Aksel "Töz" (A.K. Müzik)
02 Ercüment Orkut "Persona" (Lin Records)
03 Can Çankaya, Kağan Yıldız "Timeless" (Skoti Pati)
04 Cenk Erdoğan "Fermata" (Lin Records)
05 Cahit Kutrafalı "Transitions" (A.K. Müzik)
01 TGB (TubaGuitarraBateria), European Jazz Conference, CCB, Lizbon, 15 Eylül 2018
02 Fred Hersch Trio, Zorlu PSM 25. İstanbul Caz Festivali
03 Andre Fernandes "Centauri", Hot Clube de Portugal, Lizbon, 31 Mart 2018
365 gün dolu dolu müzik ile geçen bir süreç oldu. Cazın yaratıcılığı her zaman olduğu üzere sorumlu bir şekilde etkinliğini korudu. Daha neler olabilir sorularına 2018 bence yeterince güzel cevap verdi. Geçen sene bahsettiğim tarz içerisindeki paralel kırılmalar bu yıl daha bir derinleşti. Çatallaşmaların çoğu başarısız sonuç verirken aradan sıyrılan akıllıca kurgular ciddi anlamda yeniliğe nefes oldu. Kayıp eserlerin yeniden keşfi, tarza akan hatta sürekli akan yeni kanların getirdiği dinamizim cazın nabzını tutmayı başardı. Bu liste sınırlayıcı benim için en az +/- 30 albüm daha eklemek isterdim zira heyecanın doruklara süzüldüğü bir süreç oldu. Ama işte burada önem sırası olmadan sizlere beni en çarpan on albümü ifade etmek isterim. Müziğin size doğru şahlandığı bir yeni yıl olması dileklerimle.
Zekeriya Şen`in listesindeki albümleri Spotify`dan dinlemek için lütfen tıklayın!
- Lars Danielsson and Paolo Fresu "Summerwind" (ACT)
Bazı albümler vardır ki fazla yazmaya gerek yok, müziğin kendisi içeriğini dinleyene taşır. Basçı ve çelist Lars Danielsson ilk defa trompetçi Paolo Fresu ile bir araya geldiği Summerwind isimli albüm böylesi bir yapıya sahip. Üstatların geniş bir yelpaze içerisinde enstrümanlarını döktürdükleri bir oluşum var karşımızda. Nota nota yazılan bir şiirsel ahenk sadeliğin yaratıcı kuvvetini ön plana çıkartıyor. Doğru zamanda doğru yerde olmak gibi bir ve bir ikilinin müziğinde hata yapma payı yok. Enstrümanın silahın ve bunu olabildiğince ön plana taşımak söz konusu. Her iki üstatta bu eserde söz konusu özelliği sahneye.
Bir baterist, yapımcı ve müzik simyacısı McCraven. Universal Beings açılmayı bekleyen katmer katmer içiçe geçmiş bir müzik kutusu adeta. Los Angeles, New York, Şikago ve Londra gibi dört metropolde kaydedilen albümdeki müziğe McCraven organik vuruş müziği lakabını takmış. Ambiyans ve hip-hop protokollerinden beslenen albüm, takınçlı doğaçlama sınırları içeriinde hayalî bir rehavet evreninde süzülüyor. Karşımızda ciddi bir keşfetme heyecanı içerisindeki müzisyenlerin sanatlarını nasıl yakalayıp bizlere aktarma meselesi yatıyor. Önceden tasarlanmış bir müzik kurgusunun ancak kırıntılarına kulak misafiri olduğumuz bu albüm kesinlikle canlı performans hedef alınarak oluşturulmuş. Zamansız ve mekânsız bir müzik tasarımcısının çağrışımları nefes kesiyor. Cazın bir sopnraki evrelerine sokulan yaratıcı ve özellikle heyecan verici bir eser.
- Wayne Shorter "Emanon" (Blue Note)
Bu listeye girmeseydi olmazdı, 2013’deki “Without a Net” den sonra gelen ilk yeni üretim Wayne Shorter’dan. Tam üç CD’lik bir canlı performans ve stüdyo koleksiyonu var karşımızda, adı da “Emanon”. Albüm şu ana kadar sadece fiziksel olarak basıldı yani sanal ulaşımı biraz zor, bu da ayrı bir özellik katıyor elbette. Ama asil önemli dokunuş 84 sayfalık bilimkurgu çizgi romanı ile geliyor olması. Shorter ve Monica Sly tarafından yazılan bu eser çizgi romancı Randu DuBurke tarafından çizilmiş. Bu toplu oluşum içerisindeki eserlerin çoğu Shorter’ın dörlü ekibi ve 34 kişiden oluşan Orpheus Chamber Orkestrası tarafıdan icra edilmiş. Bu yılın en epşic çalışması diyebilirim.
- Idris Ackamoor the Pyramids "An Angel Fell" (Strut)
1970’lerde paydos veren bir üstat, grubu ile 2012’de tekrar bir araya gelip yine üretmeye başladı. Bu yıl karşımıza üçüncü albümleri olan ‘An Angel Fell’ ile çıktılar. Ruhani afro-funk ve fezasal ritimlerden oluşan oldukça tatminkâr bir albüm. Gerçek adı Bruce Baker olan 1951 doğumlu sanatçı Kuzey Amerika içerisinde her zaman Afrika köklerini araştırdı. Yoğun sosyal ve ırkçı temaları ıçeren müzığın amacı dünyanın dıkkatını çekmek. /0’li yıllardaki sorunların hala ve farklı bir boyutta devam ettiğini iddia eden Idris Ackamoor bu bağlamda içeriksel bir sürdürülebilirlik yakaladığını iddia ediyor. Yine caz tarzının bu tür sorumlu meselelerde lider bir kurgu olmasının da altını çiziyor. Albümün meselesi ağır olsa bile içeriğindeki ritimler oldukça iyimser ve insanlığa olan umudu beslemekte. Herşeye rağmen var olan o güzellikleri besliyor ve suluyor. Sonuç olarak bu albüm şunu vaad ediyor: derin müzik silsilesi içerisinde toplumsal ıyıleşmenın kendı avucumuzun ıçınde olduğuö kendı ıçımıze ve dışımıza bakmamızı ıfade edıyor.
- Brad Mehldau Trio "Seymour Reads the Constitution" (Nonesuch)
Brad Mehldau ve 2005’ten beri birlikte olduğu ikili müzik yoldaşı baterist Jeff Ballard ve basçı Larry Grenadier bu yıl yine dolgun bir çalışma ile çıktı. Albümde üç tane özgün Mehldau eseri haricinde yine aşina olduğumuz pop eserleri yorumu ve Frederick Loewe’un “Almost Like Being in Love” güzel bir yorumu mevcut. Her ne kadar Ballard ve Grenadier kusursuz bir enstrüman hakimiyeti içerisinde olsalar bile liderliği her zaman olduğu üzere Mehldau çekiyor piyanosuyla. Bryan Wilson’dan Paul McCartney’e ve Sam Rivers’ın ‘beatrice’ine kadar oldukça heyecan verici yorumların yer aldığı albüm bir kaya gibi tutunduğu anı bırakmıyor.
- John Coltrane "Both Directions at Once: The Last Album" (Impulse!)
E,siz bir bestecinin kayıp bir eseri bulununca müzik camiası hop oturur hop kalkar. Bu albümde caz dünyası için öyle bir gizli cevher. Both Directions At Once, John Coltrane’in daha önce dinlemediğimiz bir seansı. Coltrane kariyerinin doruğunda ve yanında efsane dörtlüsü piyanist McCoy Turner, basçı Jimmy Garrison ve baterist Elvin Jones. Fiilen bir kayıp albüm tekrar hayata geçmiş durumda. Bu oluşum belki de kaydedilirken bir albüm olarak düşünülmeyip muhtemelen daha çok ileride yayınlanmak üzere yapılan yedek kayıtlar olarak kurgulanmış olabilir. Coltrane ve ekibinin patlamasından bir adım önceki bu çalışma o yoğunluğu ve enerjiyi bizlere yaşatıyor. Belki tahminlerden çok geç bir zaman sonra ama sonuçta biz caz severlere ulaştı. Adeta bir Tanrı göndergesi gibi.
- Kamaal Williams "The Return" (Black Forest)
Kamaal 2016’daki ‘Black Focus’ ile Britanya cazını adeta okkalı bir şekilde caz haritasına yerleştirdi. Bu yıl çıkan ‘The Return’ Kamaal’ın kalıcılığını pekiştirdi ancak bu daha onun için başlangıç. Albüm funk, kozmik bateri ve saykadelik sintasaysır harmanlaması ile caz tarznı farklı bir evreye taşıyor. Kalifornia ve Londra ekseninde ilerleyen albüm benim için Kamasi Washington’un iki yıl önceki Epic silsilesi kadar etkin. Cazın temellerinden beslenen eserler spontan izlenimi vermesine rağmen aslında hesaplanmış bir tasarım içerisinde bizlere ulaştırılıyor.
Liran Donin Tel Aviv doğumlu bir virtüöz, özellikle kendisini Led Bib adlı grup ile kanıtladıktan sonra bu yıl karşımız ilk solo çalışmasıyla çıktı. Biraz Orta Doğu, Dünya Müziği harmanlamasıyla süzülen caz severler için bu albüm yılın en iyileri arasında. Aniden büyük bir gürültü içerisinde tamamlanan parçalar özünde melodik ve sımsıcak saksafon tınıları ile dinleyeni sarmalıyor. Albümün adı “88 songs” olmasına rağmen aslında dokuz parçadan oluşuyor ve hepsi Donin’in İsrail ve Fas köklerine uzanan birer Sahra arka planı üzerine inşaa edilmiş durumda. Albüm içerisinde oldukça heyecan verici bazı melodik oluşumlar yer alıyor ve dinleyeni heyacnadırdığı aşikâr. Özet olarak, genç ve daha dinamik ve monotonluktan uzak bir Avishai Cohen benzetmesi yapsam.
- Ambrose Akinmusire "Origami Harvest" (Blue Note)
2014’deki efsane “The Imagined Savior Is Far Easier to Paint” albümünden sonra trompetçi Ambrose Akinmusire işleri oldukça ağırdan aldı. Ya dönem dönem grubunun başında ya da yan destekçi müzisyen olarak kendisini dinledik. Ama Blue Note’tan oldukça sıkı bir albüm ile karşımıza çıkmayı başardı bu yıl. Özellikle Amerika’daki siyahi insanlara karşı olan ve gün geçtikçe sertleşen tutuma bir haykırış olarak nitelendirebiliriz bu eseri. Yoğun bir besteleme sürecinden sonra yanına aldığı Mivos String Quartet, rapçi Victor Vasquez (Kool A.D.) ve aşina olduğumuz müzik yoldaşları Sam Harris (piyano), Marcus Gilmore (bateri) ile işleyişi sağlam uygulanmış bir ritim şöleni var karşımızda. Çağdaş Klasik tarzların kapışması arasında serpiştirilen akıcı hip-hop, funk ve esnek caz tınıları bu albümün yüreğini oluşturan en önemli elementler. Dinleyeni ilk andan beri kavrayan album özellikle duygusal bağlamda senkronize içerisinde. Beklenmedik müzik birlikteliklerin ortaya çıkarttığı güzel bir süpriz.
Funk avant garde caz üçlüsü Medeski Martin Wood bu yıl 20 kişiden oluşan çılgın Alarm Will Sound adlı ekip ile bir araya gelerek “Omnisphere” adlı albüme imza attı. 2015’de canlı kaydedilen albüm ancak 2018’de gün yüzü gördü. Her iki ekibin katkısıyla oluşan yedi özgün beste ve Medeski Martin Wood`un 2004’deki ‘End of the World Party (Just in Case)’ isimli albümünden iki eserin yorumu yer alıyor. Birleştirici ve ileriye dönük yapısı ile nev`i şahsına münhasır yaratıcı ifade gerçek bir bileşene vesile olmuş. Müzisyenlik, aranjmanlık ve performans üçlüsü denkser bir bütünlük içerisindeher iki tarafında gerçek özelliklerini koruyup yapıcı bir amalgam sağlıyor.
01 Gaye Su Akyol "İstikrarlı Hayal Hakikattir" (Glitterbeat)
02 Dur Dur Band "Dur Dur of Somalia: Volume 1, Volume 2 Previosly Unreleased Tracks" (Analog Africa)
03 3MA: Ballake Sissiko, Driss El Maloumi, Rajery "Anarouz" (Mad Minute Music)
04 Tootard "Laissez Paser" (Glitterbeat)
05 Gabacho Maroc "Tawassol - 10h10" (Les Arts Aliés)
06 Monsieur Doumani "Angathin" (Monsieur Doumani)
07 El Naan "la Danza de las Semillas" (RockCD)
08 Catrin Finch Seckou Keita "Soar" (Bendigedig)
09 Fatoumata Diawara "Fenfo-Something to Say" (Snachie)
10 Ammar 808 "Maghreb United" (Glitterbeat)
11 Samba Toure "Wanda" (Glitterbeat)
12 Vigüela "Triempo Real" (ARC Music)
Bu sene seçimlerimde moda deyimle biraz `pozitif ayrımcılık` yaparak kadın bluesculara ilk 6`da yer verdim ama fazla abarttığım da söylenemez. Bir yıldır en çok onları zevkle dinledim.
01 Lindsay Beaver “Though As Love” (Alligator)
02 Amanda Fish “Free” (Self Production)
03 Sue Foley “The Ice Queen” (Stony Plain)
04 Beth Hart “Live at the Royal Albert Hall” (Mascot Label Group)
05 Layla Zoe “Gemini” (Cable Car)
06 Anthony Right “The Way That I Am” (Self Production)
07 Robin Trower "Let There Be A Blues" (Chinese Dragon Music)
08 Buddy Guy "The Blues is Alive and Well" (RCA)
09 Elvin Bishop`s Big Fun Trio "Something Smell Funky `Round Here" (Alligator)
10 The Marcus King Band “Carolina Confession” (Fantasy)
Yılın en iyi efsane dönüşleri:
01 Yes feat. Jon Anderson, Trevor Rabin, Rick Wakeman “Live at the Apollo” (Eagle Rock Ententainment)
02 Roger Daltrey “As long As I Have You” (Polydor)
03 Steve Perry “Traces” (Fantasy)
Yılın en güzel saygı albümü:
Bob Daisley Friends “Moore Blues for Gary” (earMusic)
Gary Moore için yapılmış bu saygı albümünde büyük sürpriz yokmuş gibi gözükse de konuk olarak katılanların çokluğu dikkat çekiyor. Tanıdığımız müzisyenlerin yanısıra ismini pek duymadığımız ama mahir müzisyenleri keşfetmemize olanak veriyor. Bunlardan biri de Gary Moore`un oğlu.
Joe Bonamassa “British Explosion Live” (JR Adventures)
Her yıl bir albüm çıkarmayı alışkanlık haline getiren müzisyen bu yıla da üç albüm sığdırdı. İşte, onlardan biri. Çitli konser albümünde sanki ansiklopedi nideliğindeki İngiliz blues`unun klasiklerini biraraya getirmiş.
Yılın Sürprizleri
Prince "Piano and a Microphone" (Warner Bros.)
Prince`in ölümünden sonra evindeki kasasında bir kayıt bulunur. Bu, 1983 yılında evinde yaptığı sadece piyanoyla parçalarını seslendirdiği kayıt ilk kez gün yüzüne çıktı.
Raul Midon "İf You Really Want" (Artistry Music)
Arf Mardin`in son kefi Raul Midon, Vince Mendoza`nın yönettiği Metropole Orkestrası eşliğinde karşımıza çıktı.
Ana Popoviç konseri, Zorlu PSM, 23 Kasım 2018
Best Of 2018 / Yerli (Alfabetik)
- Ari Barokas "Lafıma Gücenme" (Garaj)
- Burcu Tatlıses "Uzaklar" (Ada Müzik)
- Demirhan Baylan "Yapayanlış Şarkılar" (Demirhan Baylan)
- Gaye Su Akyol "İstikrarlı Hayal Hakikattir" (Glitterbeat)
- Genç Osman Yavaş "Sensizlik Anlatılmaz" (Arpej)
- Peyk "Lay Lay Lom" (Peyk)
- Sena Şener "İnsan Gelir İnsan Geçer" (Pasaj)
- Serdar Ateşer "İş İşten Geçer Geçmez Ordayım" (Kalan Müzik)
- Taner Öngür "Sayko Ana" (Tantana Records)
- Yasemin Mori "Estrella" (Sony Müzik Türkiye)
Bu yılın benim için tartışmasız en büyük yapıtı, John Zorn`un 25 yıllık Masada serüveninin görkemli finalini yapan, 92 beste ve 11 CD`den oluşan üçüncü ve son kitabı "The Book Beriah" idi.
Bu anıtsal yapıtın dışında, New York camiasından Bobby Previte, Jamie Saft ve Thumbscrew gibi sanatçı ve gruplar başarılı albümlere imza attılar. Kızgın modda bir yıl geçiren Marc Ribot, önce grubu Ceramic Dog ile çıkardığı, sonra da Tom Waits ve Steve Earl gibi isimlerin konuk olduğu iki albümle kulaklarımızın pasını sildi. Nels Cline dörtlüsü bomba gibi bir albüm yayınlamış derken, birden canlı olarak da karşımıza çıkıverdi...
Sürekli olarak işlerini takip ettiğim Julian Lage, Cuong Vu, Ben Weldel, Sons Of Kemet, Ömer Avital, Antonio Sanchez, Mary Halvorson, Myra Melford gibi isimler ustalıklı albümlere imza atarken, John Surman, Charles Lloyd ve Vinny Golia gibi usta sanatçılar da genç sanatçıarla birlikte nitelikli albümler yayınladılar.
İsmini sayamadığım daha birçok başarılı albümün yayınlandığı 2018 yılından sözünü ettiğim albümlerin listesi ise şöyle:
Best of 2018 / Yabancı
- John Zorn "The Book Beriah" (Tzadik)
- Marc Ribot`s Ceramic Dog "YRU Still Here" (Northern Spy)
- Marc Ribot "Songs Of Resistance 1942-2018" (Noise Inc./Anti)
- The Nels Cline 4 "Currents, Constellations" (Blue Note)
- Jamie Saft Quartet "Blue Dream" (RareNoise)
- Bobby Previte "Rhapsody" (RareNoise)
- Thumbscrew "Ours" (Cuneiform)
- Thumbscrew "Theirs" (Cuneiform)
- Mary Halvorson Bill Frisell "The Maid with the Flaxen Hair, A Tribute to Johnny Smith" (Tzadik)
- Cuong Vu 4TET "Change In The Air" (RareNoise)
- Myra Melford`s Snowy Egret "The Other Side of Air" (Myra Melford and Firehouse 12)
- Julian Lage "Modern Lore" (Mack Avenue Records)
- Ben Wendel "The Seasons" (Motéma)
- Sons Of Kemet "Your Queen Is A Reptile" (Verve)
- Omer Avital "Qantar" (Zamzama Records)
- Antonio Sanchez "Channels of Energy" (Cam Cine TV Inc.)
- John Surman, Nelson Ayres, Rob Waring "Invisible Threads" (ECM)
- Charles Lloyd The Marvels + Lucinda Williams "Vanished Gardens" (Blue Note)
- The Vinny Golia Sextet "Trajectory" (Ninewinds/Orenda)
Piyasayı çok fazla takip etmeyen biri olarak 2018`de yayınlanan albümlerde keşiflerimi değil de bildiğim isimlerin yeni albümlerini paylaşabiliyorum sizlerle. Tam tersi daha değerli bence ama elimden gelen bu. Bir de Cazkolik de olsa rock, blues da olan bir liste olsun istedim.
Best of 2018 / Caz, Rock, Blues (Sıralı değildir)
- Roger Daltrey "As long As I HaveYou" (Universal Music)
İlk gençlik kahramanımız. Bundan üç-dört sene önce Wilko Johnson ile ortak albümü de çok sağlamdı, bu da hayal kırıklığı yaratmadı.
- Paul Simon "In the Blue Light" (Sony Music Ent.)
Katil suç mahalline uğramadan duramazmış misali eski parçalarının farklı yorumları. Çok beğendim.
- Oytun Ersan "Fusiolicious" (Oytun Ersan)
"Kıprıslı" Ersan kardeşler fusion sahnesinde medar-ı iftiharımız.
- Soft Machine "Hidden Details" (Soft Machine)
John Etheridge eski takımı topladı toplayalı tutabilene aşk olsun.
- The Marcus King Band "Carolina Confessions" (Fantasy)
Güneyden çıkan son harika çocuk.
- John McLaughlin the 4th Dimensions Jimmy Herring the Invisible Whip "Live in San Francisco (Abstrack Logix)
Jimmy Herring, McLaughlin`in Mahavishnu ruhunu aşka getirdi. İki gitar ustası ve grupları sahneye sığmıyor.
- Blicher Hammer Gadd "Omara" (C-Nut)
Cazkolik`te yazmıştım, harika bir albümdür.
- Wayne Shorter "Emanon" (Blue Note)
Wayne Shorter 85 yaşında oda orkestrası eşliğinde çizgi romanla beraber yayınlanan albümüyle kariyerinde `taptaze` bir sayfa açtı.
- Sterling Ball, John Ferraro, Jim Cox "The Mutual Admiration Society (Mascot Label Group)
Yıldız konuklar, yüzlerce albümlük bir portfolyo, yüzlerce yıllır tecrübe... Amerikan batı yakası tarihi.
- Barry Goldberg "In the Groove" (Sunset Blvd.)
Cazkolik`te yazdığım albümlerden biri. Yılın en iyisi desem inanın başım ağrımaz.
Best of 2018 / Yabancı (Sadece canlı kayıtlar)
- Charlie Haden Brad Mehldau "Long Ago and Far Away" (Impulse!)
(Brad Mehldau piyano, Charlie Haden bas). Dipsiz bir hayal gücüne sahip iki usta, sanki, kendilerini rüzgara bırakmış, gökyüzünde süzülüyorlarmışcasına çalıyorlar; öyküsel hatta şiirsel bir performansa imza atıyorlar. Armoni zenginliği, akıcılık, yoğunluk, zerafet... Seni özlüyoruz Bay Haden.
Fred Hersch piyano, John Hebert bas, Eric McPherson davul). Hersch’ün uzun ömürlü grubundan bir şaheser albüm daha. Habersiz yapılan ve mükemmel tınlayan kayıt. Trio oldukça formunda; el ve eldiven gibiler. Repertuvar sağlam, güzel orijinaller, Shorter, Monk besteleri. Hersh’e neden stüdyo kaydı yaptırırlar ki? Bu adam sahnede her daim olağanüstü.
Hank Jones piyano, Mads Vinding bas, Shelly Manne davul. PR’ı fazla yapılmadığı için kolaylıkla ıskalanacak muhteşem bir albüm. Hazine sandığından çıkmış sürpriz bir kayıt. Gelmiş geçmiş en büyük doğaçlama ustalarından Hank Jones ve üçlü zarifçe swing ediyor. Gereksiz nota, aşırı süs yok. Her şey yerli yerinde.
Harold Mabern piyano, Eric Alexander tenor saksofon, John Weber bas, Joe Farnsworth davul. Bu dörtlü caz tarihinin en uzun ömürlü grubu olmaya aday. Yaşayan en önemli piyanistlerden Mabern’in tenorcu Eric Alexander ve ritm seksiyonu ile uyumu efsanevi denecek düzeyde; bir bedene yerleşmiş dört zihin gibi; neredeyse içgüdüsel çalıyorlar. Kayıt kalitesi muazzam. Smoke’dan kanlı canlı!
Jeremy Pelt trompet, Victor Gould piyano, Vicente Archer bas, Jonathan Barber davul, Jacquelene Acevedo perküsyon. Genç, enerjik, yoğun bir performans. Sunset-Sunside caz kulübünün duvarları titremiştir. Başta Pelt olmak üzere herkes dört dörtlük çalıyor ama şu, bıyığı henüz terlemiş Victor Gould’u gördüğünüz yerde ona kitlenin. Bu kadar mı güzel eşlik edilir soliste, bu kadar mı çaktırmadan yönü çevrilir icraların.
Martial Solal solo piyano. Bu seriden çıkmış 15. kayıt. Gerisini de deşin, pişman olmazsınız. Avrupa cazının anıtsal ismi Solal, istisnai tekniğini lirisizmin emrine amade etmiş, tarifsiz, doyumsuz güzellikte bir konser performansı sunuyor. Sadece Ellington potpourri’si bile yeter.
Miles Davis trompet, John Coltrane tenor saksofon, Wynton Kelly piyano, Paul Chambers bas, Jimmy Cobb davul. Davis ve Coltrane’nin birlikte çaldığı son turne, son kayıtlar. Coltrane, biraz da gönülsüzce çıktığı bu turnenin konserlerinde eskisi kadar iyi, ara vermeden önceki dönemde çaldığı düzeyde çalmıyor; grup turnenin yoğunluğundan ötürü bazen yorgun tınlıyor vs ancak bu sonucu değiştirmiyor. Caz tarihinin en görkemli kayıtlarına birlikte imza atmış bu grubun konserleri, icraları mütevazi mucizeler yaratmaya devam ediyor. Yeteri kadar albümü var bende diyorsanız bilemem ama bir haftasonunuzu bu turnenin kayıtlarına ayırın derim. Sonuçta bunların hepsi vahiy!
Caleb Curtis alto saksofon, Todd Bashore alto saksofon, John Raymond trumpet, Bryan Davis trompet, Josh Lawrence trompet, David Gibson trombon, Brent White trombon, Stafford Hunter trombone, Troy Roberts tenor saksofon, Orrin Evans piyano, Madison Rast bas, Anwar Marshall davul, Jason Brown davul. Orrin Evans’ın koştuğu kulvarları takip etmek heyecan verici. Genç ustalardan mürekkep bir orkestra, sıkı besteler, akıl dolu yazılar, akıcı düzenlemeler, birinci sınıf sololar ve zımba gibi icralar. Daha ne olsun?
Richie Beirach piyano, Michael Brecker tenor saksofon, Randy Brecker trompet, John Scofield gitar, George Mraz bas, Adam Nusbaum davul. Yılın arşivlerden kurtarılmış albümler serisinin belki de en iyisi. Cazın süper yıldızlarından kurulu bir süper grup. Benzerlerinin aksine kimya da simya da tutmuş. Kendinden sonraki kuşağı derinden etkilemiş (misal Potter’a yakından bakın) son büyük stilist Michael Brecker’ı böylesine güzel bir grupla dinlemenin tadı anlatılmaz. Uptempolar müthiş ama baladlardaki Brecker’a doyamayacaksınız. Beirach mı? O zaten eşsiz, benzersiz.
Steve coleman alto saksofon, Jonathan Finlayson trompet, Miles Okazaki gitar, Anthony Tidd bas, Sean Rickman davul. Konser, modern cazın doruk noktalarından biri niteliğinde. Grubun, sofistike, ‘rasyonel’, bir parça çetrefil doğası, şaşırtıcı ritmik desenler yerli yerinde duruyor ancak icralar ‘groove’dan hiç ödün vermeden ama stüdyo kayıtlarına göre biraz daha sade, daha somut çizgilerden oluşuyor. Babanızın cazı olmadığını not edelim.
Bu yıl üç ayrı kategoride 33 albümü “yılın albümleri listesi”nde değerlendirmek istedim. “Avangart caz” kategorisinde on beş, “mainstream/anaakım caz” kategorisinde on beş ve “kategori dışı” üç albüm... Her yıl olduğu gibi bu sene de dinleyemediğim, erişemediğim çok sayıda albüme haksızlık yaptığımı biliyorum ama dinleyebildiklerim arasında beni en derinden etkileyenleri, bu üç ana kategoride, aşağıdaki gibi sıralıyor, tüm müzikseverlere de dinlemelerini öneriyorum:
Yılın avangart albümleri:
01 The Heat Death, “Glen Miller Sessions” (CleanFeed)
Üç CD’lik, iki saatlik olağanüstü bir “şalala”. Martin Küchen ve Kjetil Moster başta, Kuzey cazının avangart temsilcileri, içinden “swing” de geçen, geleneksel olanı bozup bozup yeniden yapıverdikleri değişik bir resital sunuyorlar. E, sonuçta Glen Miller çalıyorlar!
Yine üç CD’lik muhteşem bir albüm. Her yorum, her beste, her emprovizasyon, her bileşim, her an olağanüstü… Blues, tarih, bugün, yarın, seslerin dokusu, enstrümanların müdahalesi, Parker’ın beste ve yorum tarzı, müziğe ve gerçekliğe yaklaşımı, eleştirel sözleri, duygusal sözleri, her şeyi olağanüstü...
40. yaşgününü kutlayan davulcumuz Daisy’nin liderliğinde altı Şikagolu müzisyen, 36 dakikada harika bir işe imza atıyor. Yarı kompozisyon, yarı emprovize, her anı dinamik, birbirlerini dinleyerek, ritimden ritme geçerek, muhteşem sololarla, süit gibi ama tek tek de değerli ve doğum günü kutlaması aşkına pek neşeli...
Cesaret ister Dave Holland gibi “mainstream” akımın içinde önemli yere sahip biri için yeniden girmek avangardın ve emprovize müziğin bu bilinmedik, tekinsiz, “uncharted” bölgelerine. Holland uzun bir sürenin ardından Evan Parker’la birlikte, Ches Smith ve Craig Taborn eşliğinde yine orada!
Keskin, farklı, “indie” bir vokal tarzıyla birlikte Mary Halvorson’un beste ve yorumları kesişiyor. Hatta önce sözler yazılmış, üstüne besteler. Ters dalga. Ambrose Akinmusire’nin trompeti de Halvorson’un gitarı kadar önde. Bir buçuk saatlik bir güzellik!
Yine üç CD’lik, iki buçuk saatlik bir uçuş. Bu kez düo ve farklı “mood”lar var. Ateşli, hüzünlü, düşünceli/dalgın, heyecanlı/atak… piyano ve saksofon bu farklı ruh hallerini, uzun uzun aralarında konuşarak, özgürce doğaçlayarak yansıtıyorlar.
Bir başka güzel düo albümü. Tim Berne’ün tonu her zaman ayırt edici. Mitchell’ın tuşlarıyla, sıklıkla unison çalarak, esaslı buluşmalar gerçekleştiriyorlar.
İkiliden üçlüye geçelim. Yakın zamanda kaybettiğimiz Ornette Coleman, Paul Bley ve Geri Allen için de, onların tarzına uygun bestelerle “tribute”lerin yer aldığı çok etkileyici bir albüm. Piyanoda Courvoisier’le birlikte basta Drew Gress ve davulda Kenny Wollesen döktürüyor.
Bir başka, bu kez daha “elektronik” bir üçlü. Altoda Zorn ve davulda Ches Smith’e, Ikue Mori elektronik “text”ler örüyor, onlar da onun üzerinde hareket ediyor. Üç bestelik albümde özellikle ikinci “karanlık” beste çok çarpıcı. Zaten karanlık Ingmar Bergman filmlerinden bir kesit: “Thorough a Glass Darkly!”
Perelman’la düetinin ardından dörtlüsüyle de giriyor listeye Shipp. Kendini ve piyanosunu biraz geri çekip, nefeslilerde Polonyalı Mat Walerian’ın öne çıkarıp, arada Michael Bisio’nun basına da özgür alanlar açıp hoş bir avangart dünyaya uçuyor.
Avangart sahnenin ünlü davulcularından Marc Edwards’ın gitarist Mick Barr ile yaptığı bu harika albüm, akla Sonny Sharrock enerjisini/ateşini getiriyor… ah bir de saksofonda Brötzmann olsaymış dedirtiyor!
Sakin, dokunaklı, Kris Davis’in piyano üzerinde yüzdüğü çok güzel bir açılış, Tony Malaby’nin “circular” saksofonu ve ikinci besteyle birlikte ağırlığını hissettiren Formanek, davulda adamımız Ches Smith… dört dörtlük bir avangart kuartet.
Bir başka kuartet, derin, etkileyici, düşündürücü, tekrar tekrar dinleme isteği uyandıran türden. Ama “içine girmesi/yerleşmesi” biraz zor olanlardan. Piyanoda Delbecq, saksofonda Mark Turner, basta John Hebert ve vurmalılarda Gerald Cleaver.
Şikagolu piyanist, o güzel nefesli çalan abileri Josh Berman (kornet) ve Nick Mazerella’yı (alto) yanına almış, üzerine davulda Tim Daisy’yi katmış, şahane bir albüm yapmış. İki besteden oluşan, sadece otuz yedi dakikalık, keşke hiç bitmese, daha uzun uzun çalsalar diyebileceğiniz türden.
Açılışta Oliver Lake’le birlikte döktürdüğü çok güzel bir bestesi var tromboncu Blaser’in. Oradan yakaladı zaten albüm! Daha sonra Russ Lossing’in synth sound’uyla birlikte füzyonumsu bir arkaplan oluşuyor ama trombon “blues” çalarak sürekli onu sakinleştiriyor. Denebilirse “blues avangart”.
Yılın Mainstream Albümleri:
Frisell’in bugüne kadarki bestelerinden, içli yorumlarından seçmelerle nefis bir solo gitar albümü.
Üç ustanın konserde “kendilerinden geçtiği”, dinleyenleri de kendinden geçirdiği çok etkileyici bir konser kaydı. İki Monk, iki Shorter bestesi ve orijinal bestelerden oluşuyor. Lirik duyarlılık, beste ve yorumda ustalık ile özgür yaklaşım bir arada.
Texier’in Afrika’dan alıntılarla dolu “catchy” müziğinin dinleyiciyi nasıl yakaladığı malum. Biraz da özlediğim için sanırım, çok sevdim. Neşesi, coşkusu ve bazen hüznüyle çok güzel kompozisyonlar. Texier’in “Amir” gibi eski bestelerinin yeni yorumları da var.
Süperillo bir trio! Stenson’un yakın geçmişteki daha “soyut” albümlerine göre lirizmi üst düzeyde. Satie, Mompou, Bartok ve Silvio Rodriguez yorumları dışında, bestelerde ağırlık basçı Anders Jormin üzerinde.
En sevdiğim Barron albümü “Things Unseen”e yıllar sonra yeniden geri dönüyormuşum hissini yaşadım. Orijinal besteleri, hard-bop yorumları, ballad’ları ve her zamanki gibi Latin etkileşimiyle kusursuz bir albüme imza atıyor Barron.
Her şeyin kıvamında olduğu coşturucu bir neo-füzyon albümü. Ve siyasi olarak da müzikal anlamda da “siyah” bir albüm. Çoğu parça, 60’ların Blue Note döneminden Horace Silver gibi müzisyenlerin bestelerinden “transpoze” edilmiş. Genç arkadaşlar, vibrafoncu Harris’in liderliğinde döktürüyorlar.
Evet, ECM’den bu yıl içinde çıkan iki albümü çıktı Bro’nun. İlki dörtlü, ikincisi üçlü, ikisi de ruhunu sağaltıyor insanın. Bravo bro!
Babası Dewey Redman’ın “Old and New Dreams” mirasının izinde, rüyayı sürdüren çok güzel bir albüme imza atmış J. Redman. Kaçırmayın!
Özellikle ECM ve Jan Garbarek tarzını sevenler/özleyenler için bire bir. Gagarin’e ithaf edilmiş bir beste de var, daha ne olsun!
Piyanosuz/gitarsız “chord” derdi olmayan sağlam bir dörtlü. Swing’li besteler ve ballad’lar, en sondaki Shorter bestesi hariç hep özgün. McBride’ın tüm besteleri etkileyici ama özellikle de Monk için yazdığı “Ballad of Ernie Washington” kendini defalarca dinleten türden.
Fazla söze gerek yok, günümüz anaakımının zirvesi.
Projeye adını veren blues müzisyeninin mirası ve mimarisiyle son derece başarılı bir albüm. Saksofonda Ohad Talmor ve gitarda Steve Cardenas çok şey katıyor albüme.
Washington “Epic” albümüyle birlikte yakaladığı özgün füzyon sayesinde “bu iş”i çözmüş durumda. Bu da devamı. Bir yanda soul, blues, electric Miles ve Hancock dönemleri, arada biraz rap ve hiphop, diğer yanda Sanders, Coltrane ve Ayler. Eh, kolay değil böyle bir “iş”i çözmek! Cazda –artık ne kadar mümkünse– popülerliğe ulaşabilecek tarzda yenilikçi bir isim ve yaklaşım. İsyankâr, ateşli, protest, ırkçılık karşıtı çizgisi de ayrı bir değer.
Uzun zamandır haber alamadığımız davulcu Leon Parker’ı bize geri veren trio! Avrupa’da bir yerlerde saklanıyormuş, Goldberg bulup çıkartmış. Listelerde genelde Brad Mehldau, Keith Jarret vb. yeni trio kayıtlarıyla öne çıkacaktır ama Aaron Goldberg’e de bir kulak verip “temcit pilavı” ile “arayışçılık” arasındaki farkı bir görün dilerseniz.
Pek yeni/yenilikçi bir özelliği olmasa da bilhassa albüme adını veren harika bestesiyle ve Arthur Rimbaud için yazılan ballad’ıyla son sıradan giriverdi listeye trompetçi Fresu.
Kategori dışı üç güzel albüm:
Yılın sürprizi, yeni bir Coltrane albümü oldu herhalde. Kayıp kayıtlar/besteler bulundu, kulaklarımız şenlendi. Bildiğimiz Coltrane yorumlarıyla birlikte iki “Untitled” (isimsiz) yeni beste ve farklı “take”ler var. Hep o güzel insanlar, o güzel atlara binip giderken, o müthiş grup, o müthiş kayıtlarından biriyle geri geldi işte!
Özellikle Tom Waits’in “Bella Ciao” yorumuyla sükse yaptı ama John Brown yorumu ve açılıştaki muhteşem şarkıya da dikkat ediniz. Country, gitar, caz, rock ortaya karışık.
Basın büyük ustasından, seksen küsur yaşında, solo bir “son”, solo bir veda. Dörder bölümlük üç süit halinde, “Quest”, “Inner Door”, “Outer Window”, baştan sona, sondan sona, saygıyla…
Hayat akıp gidiyor ama iyi ki hep müzik var. Üzerinden biraz zaman geçtiğinde, belki bir gün, 2018 yılının bazı şarkılarını içiniz gülümseyerek hatırlayacaksınız. Dilerim 2019 yılına da güzel melodiler, şarkılar ve aşk dolsun. Müzik endüstrisinin yıl sonu listelerinde yok 2018’de dinlenme oranlarıymış, yok grammy adaylarıymış, yok satış listeleriymiş, Spotify birincileriymiş siz hepsini bir kenara bırakın birlikte güzel albümlere ve şarkılara bakalım. Yeni yıla güzel şarkılarla girelim. Mutlu yıllar.
RB divası Toni Braxton’a 8. stüdyo albümü "Sex and Cigarettes" ile 2018 baharında kavuştuk. 2017 Eylül döneminde harika albümünün müjdesini veren ilk single "Deadwood" olmuştu. Şarkıdaki gitar, sözler ve Toni Braxton`ın vokali her zamanki gibi çok hoştu. Ne var ki Toni bir sonraki adımında promosyon single olarak 2017 Kasım ayında çok daha hoş bir şarkı olan "Coping" parçasına remix düzenlemelerle bir de EP yayınladı. Nitekim “Coping” müthiş remix aranjeleriyle Şubat 2018 döneminde Billboard Dans Kulüp listelerinde 1 numara olmayı başardı. Şarkı daha 2017 sonbaharından albüm için heyecanlı bir ipucu veriyordu. Toni Braxton o duygu yüklü sesiyle, şarkının zarif sözleriyle ve hüzünlü havasıyla Amerika’da kulüplerde 2018 yılında böylece yeniden hit oldu. Gel gelelim, albümün kalbi delip geçen, esas şahanesi Şubat döneminde çıkardığı single "Long As I Live".
Şarkı piyasaya çıkar çıkmaz, "O nasıl güzel söylemek öyle ve o 80`lerin aşk şarkıları gibi nasıl güzel bir şarkı" tweetiyle şarkıya aşkımı ilan ettim. Canım Berna Laçin`in, "Cenk dinle derse dinlenir" tweetiyle havamı da attım üstelik. “Long As I Live” şu günlerde "En İyi RB Şarkısı" ve "En İyi RB Performansı" kategorilerinde Grammy adayı.
1993 yılında ilk stüdyo albümünü yayınladığından beri dumanlı sesiyle soul ve RB dinleyicisini tavlayan Toni Braxton "En İyi Albüm" kategorisinde "Sex Cigarettes" albümü ile adaylardan biri. Velhasıl 2018 yılının bana kalırsa en iyi RB albümü: Sex and Cigarettes. Albümde "Missin" şarkısını da hatırım için mutlaka dinleyin. Tüm şarkıları keyifle dinlenen Grammy adayı albümde hem melodiler çok güzel hem de şarkılar Toni Braxton`ın sesine çok yakışmış.
Mariah Carey’nin 16 Kasım 2018 çıkışlı yepyeni stüdyo albümü “Caution”, yılın sonuna yetişen ama kesinlikle 2018 yılının en iyilerinden biri olan, dört dörtlük bir “Smooth R B” albümü. Rolling Stone dergisinin “Mariah Carey’nin son 10 yılda yayınlanan en iyi albümü” olarak tarif ettiği albüm adeta Carey’nin yeniden doğuşu. Düşünsenize, Carey’nin son büyük hiti “We Belong Together” 2005 yılında piyasaya çıkmıştı. Her Christmas dönemi “All I Want For Christmas” parçasının listelere yeniden girişini saymazsak “Caution” albümü dijital müzik dönemi gençleri ve Spotify nesli için uzun zamandır çok da fark edilmeyen Mariah Carey adına şık bir geri dönüş oldu. “Caution” seksi, yalın pop havasında ve yer yer de esprili sözlerle müthiş bir midtempo RB/ Hip Hop albümü. “Caution” için ayrıca baştan sona hiç şarkı atlamadan dinleyebileceğiniz çok az sayıdaki albümlerden biri diyebiliriz. Bu arada, albümün sosyal medyada viral olmayı başaran şarkısı “GTFO” (Get The F*ck Out) dinledikçe müptela ediyor. Hele Mariah’nın o tatlı söyleyişine eşlik ederseniz, içinizden şöyle okkalı bir çektiri hak eden öyle çok insan geçirebilirsiniz ki…Hele hele bu ülkede.
Albüme ismini veren ve çoğunlukla Jay Z. ile çalışan prodüktör No I.D. imzası taşıyan “Caution” harika bir radyo şarkısı. Albümün genel tarzı olan pop, RB melezi havasına 90’ların RB tadını da eklediğinizi düşünün. Dinlemeye doyulmuyor. Albümdeki asıl favorim “A No No” da kulağımdan hiç düşmüyor. Aslına bakarsanız, bu şarkıda da, Mariah yine tatlı tatlı posta koyuyor. Şöyle loş ışıklı ve hatta Dionysos’u şereflendirdiğiniz bir gecede baştan sona güzelce dinleyin!
David Guetta ve Sia’nın birlikte kaydettikleri 7. şarkı “Flames” aynı zamanda David Guetta’nın 7. stüdyo albümünün 4. single çalışması. Bir de 7. single olsaymış, var bir keramet şu 7’de derdik; ama keramet Sia’nın vokallerinde. Çünkü Sia yine büyüleyici, yine nefis. Sia, David Guetta, Christopher Braide, Giorgio Tuinfort ve Marcus Van Wattum Flames şarkısını birlikte yazmışlar. Belki bir şarkı için 7 mahalle toplanmışlar ama 2018 yılının en iyi pop şarkısını yazmışlar. Sia’nın vokali ve o vurucu sözleri şarkıdaki duyguyu öyle yukarıya çekiyor ki...Hip hop şarkılarının domine ettiği 2018 yılının en iyi pop parçası kesinlikle “Flames”.
22 temmuzda yaz ortasında piyasaya çıkan bir Murdabeatz ve Cubeatz prodüksiyonu olan Nicki Minaj’ın rapçi Tekashi 6ix9ine ile birlikte söylediği “Fefe” için “yılın en eğlenceli ve en yüksek enerjili hip hop şarkısı” denilebilir. “Dirty rap” türünde edepsiz sözleri müthiş eğlenceli ve kulağa öyle çok ayıp sözler gibi de gelmiyor. Bol bol cinsellik göndermeleri ile birlikte Minaj’ın mücevherleri, giyimi kuşamı ve cinsel becerileri hakkında hava attığı şarkının sözlerinde sırf kafiye olsun derken çok eğlenceli bir iş ortaya çıkarmışlar. Eğlendiriyor.
Yılın en güzel sürprizi ağustosta Cher ‘in ABBA şarkısı "Gimme Gimme Gimme"’yi nefis bir düzenlemeyle dinlemek oldu. House alt yapısı ile Cher’i yeniden kulüplerde dinleyebilme heyecanı yaratan parça, ABBA cover albümünün müjdesini veriyordu. Aslında Cher’in rol aldığı ABBA müzikalinin devam filmi “Mamma Mia 2” Temmuz sonunda vizyona girdikten sonra ABBA cover albümü çok da beklenmedik bir sürpriz sayılmazdı. Cher, filmde tavrıyla şâhâne bir diva rolü üstlenirken “Fernando” şarkısını nefis yorumluyordu. 28 eylül 2018 çıkışlı ABBA cover albümü "Dancing Queen" de yılın en güzel albümlerinden biri oldu. Cher, filmde tüm kadro ile birlikte "Super Trouper" şarkısını söylerken eminim benim gibi hayranlarının içinden bir ABBA cover albümü de geçmiştir zaten.
Şimdi, tüm Cher hayranları "Here We Go Again" turnesinin heyecanını yaşıyor. Cher, 21 eylül 2018’de Yeni Zelanda’da start verdiği ve eylül - ekim döneminde Avustralya`da devam ettiği konserlerine, yeni yılda 30 gösterilik bir Amerika turnesi ekliyor. Pop Rock divası Cher, “Here We Go Again” turnesi ile eylül 2019 döneminde ise Avrupa’ya geliyor. Avrupa’daki ilk konser 26 eylül’de Berlin’de. İsveç, İsviçre, Almanya, İngiltere, Danimarka, Hollanda, Belçika derken neredeyse tüm Avrupa’yı gezecek Cher’in ziyaret edeceği ülkeler arasında maalesef Türkiye yok. 2019’da Cher’i sahnede canlı izlemek yılın en büyük hediyelerinden biri olur. Darısı başımıza. Güzel bir seneye, şarkılara ve anılara.
Best of 2018 / Yabancı
01 John Coltrane "Both Directions at Once: The Lost Album" (Impulse!)
02 Eric Dolphy "Musical Prophet" (Resonance Records)
03 Wayne Shorter "Emanon" (Blue Note)
04 Kenny Barron Quintet "Concentric Circle" (Blue Note)
05 Lars Danielsson, Paolo Fresu "Summerwind" (ACT)
06 Fred Hersch Trio "Live in Europe" (Live) (Palmetto)
07 Keith Jarrett, Gary Peacock, Jack DeJohnette "After the Fall" (ECM)
08 Anna Maria Jopek, Branford Marsalis "Ulotne" (Inny)
09 John Surman "Invisible Threads (ECM)
10 Keith Jarrett "La Fenice" (ECM)
Best of 2018 / Yerli
01 Cenk Erdoğan "Fermata" (Lin Records)
02 Burak Bedikyan "New Beginnig" (SteepleChase)
03 Can Çankaya, Kağan Yıldız "Timeless" (Skoti Pati)
04 Selim Selçuk "Miles Kuçles" (Pb Müzik)
05 Ercüment Orkut "Persona" (Lin Records)
06 Bora Çeliker "Tersyüz" (Pb Müzik)
07 İlhan Erşahin`s İstanbul Session "Solar Plexus" (Nublu)
08 Kerem Görsev "After the Hurricane" (Emre Grafson)
09 Barış Demirel "Fail-Play" (Lin Records)
10 Evrencan Gündüz "Mevsim Çiçekleri" (Self Production)
- Helge Lien, Adam Baldych (Fransız Sarayı) 25. İstanbul Caz Festivali
- Cross Currents Trio (Zorlu PSM) 25. İstanbul Caz Festivali
- Avishai Cohen (Swiss Hotel) 25. İstanbul Caz Festivali
- Miroslav Vitous Group (Zorlu PSM) Zorlu PSM Caz Festivali
- Lisa Simone (CRR Konser Salonu, Ekim 2018)
- Tord Gustavsen, Mahsa Vahdat (CRR Konser Salonu, Mayıs 2018)
Best of 2018 (Sıralı değildir)
Cazın tecrübeli ve üretken ustalarından biri olarak 80 yaşına kadar çok yaratıcı işlere imza attı. "Vanished Gardens" ismiyle bu yıl Blue Note etiketiyle yayınlanan albümünde süper kahramanlardan oluşan ekibine bir de kadın süper kahraman Lucinda Williams`ı dahil ediyor. "I long to see you" albümünde beraber çalıştıkları Bill Frisell, Eric Harland, Ruben Rogers ve Greg Leisz`e vokalde Grammy ödüllü besteci ve şarkıcı 5 parçada eşlik ediyor. Willams ve Lloyd ilk bakışta garip bir ikili gibi gelebilir ama icra tarzlarına dana derinden bakarsanız iki müzisyenin meditatif icralarla dinleyicinin çevresinde konfor alanı bıraktıklarını fark edeceksiniz. Bu albümün yeni sesler evrenine açılan taptaze bir kapı olduğunu düşünüyorum. "I long to see you" albümünde Bobby Ray Simmons`ın bestelediği Bob Dylan`ın sesinden dinlediğimiz "Masters of War" parçasını vokalsiz dinlemiştik. Daha sonrasında yaşanan politik gelişmelerin etkilediği Williams ve Lloyd bu parçayı canlı kaydetmişlerdi. Lucinda Williams`ın Johnny Cash, Bob Dylan, Neil Young kadar heybetli gelen sesiyle eşliğini dinlediğimde birlikte kaydedecekleri albümün blues-country geçişlerinin daha belirgin olacağını hissetmiştim. Nitekim öyle de oldu. Zamanla yıllanarak daha da keyif verecek viski tadında bir albüm olacağını öngörüyorum. Bu işin içinde yanılmakta var tabii. Seneler geçtikçe viskinin yıllanma süresinde "meleklerin payı" dediğimiz buharlaşmalar olduğunda, yani, kulaklarımız müziğe daha da alıştığında bakalım damağımızda nasıl bir tat kalacak.
2018 yılı caz severlerin şanslı yılıydı. Konsept yaratım gücü bakımından nadir yeteneklerden biri olan piyanist Fred Hersch`ün 1997 Temmuz`unda Village Vanguard`da kaydedilen üç Cuma gecesinden bir seçkisiyle Palmetto Records etiketiyle yayınlandı. Songbook Standartlarından, klasik caz kompozisyonlarından ve Hersch`ün bestelerinden bir seçkiyi o güne kadar 5 yıldır beraber çalıştıkları basçı Drew Gress ve davulcu Tom Rainey`le beraber ilk defa kaydediyorlar. Bu kayıt aynı zamanda üçlünün birlikte tek kayıtları olma özelliğini de taşıyor. Fred Hersch Trio`97 yalnızca sayısız Village Vanguard kayıtlarından biri değil aynı zamanda bu yılın en heyecan verici buluşlarından birisi.
Özgür doğaçlamanın tekinsiz yollarında başına buyruk yolculuklar yapmaktan hiç bir zaman çekinmeyen Dave Holland saksafoncu Evan Parker, piyanist Craig Taborn ve perküsyonist Ches Smith`le beraber 20`si doğaçlama olarak 23 parçalık bir albüm kaydetti. Dave Holland bir defasında "Ne yaptığını anlatması gereken insanlarla çalışmak istemem, çalıştığım insanlar bana neye sahip olduğunu göstermeli" demişti. Bu albüm takdime ihtiyacı olmayan müzisyenlerin doğaçlama denemelerinden oluşuyor. Özgür doğaçlamanın bilinçli şekilde yapıldığı tüm albümlerin başımızın üstünde yeri var özellikle de Dave Holland`ın elinden çıktıysa.
Müziğinde en çok kendimden sesler bulabildiğim piyanistlerden Burak Bedikyan muhtemelen Amerika`da kurduğu yeni hayatına ithafen "Yeni Başlangıç" ismini verdiği albümde yine harikalar yaratıyor. Albümde kendisine Aram Nusbaum ve Jay Anderson eşlik ediyor. İyi bir piyano trio albümünde aradığım hemen herşeyi bu albümde bulabildiğimi söyleyebilirim.
- Jeff Hamilton Trio "Live from San Pedro" (Capri)
Davulcu Jeff Hamilton 17 yıldır beraber çalıştığı üçlüsüyle San Pedro`daki The Alvas Showroom`da yüksek tempolu bir geceye imza atıyor. Piyanist Tamir Hendelman`ın eğlenceli icrasına basçı Christoph Luty`nin eş zamanlı cevaplarına Hamilton`ın gösterişli davulu eklendiğinde parmak şıklatarak eşlik edeceğiniz bir trio kaydı yaratıyor. Albümde dikkatimi çeken parçalar Ahmad Jamal`dan Poinciana ve bir Monk bestesi olan "In Walked Bud". Listenizde fevkalade albümler yer alıyorsa bazı albümler bir adım geride takip edebilir. Jeff Hamilton Trio Live From San Pedro belki bu katagoride yer almalı.
Mirabassi, muhtemelen Sarah Lancman`la yarattıkları JazzEleven`la yeni projelere yelken açmadan önceki son albümü olan Summer`s Gone`da sadık yoldaşları Gianluca Renzi ve Lukmil Perez`le yine bir araya geliyor. Albümde yer alan 11 parça Mirabassi`ye biri Astor Piazzola`ya ait. Caz müzisyenlerinin müziklerinde karakter kaybetmeye başladıkları bu dönemde İtalyan cazının en safkan iki veya üç caz piyanistinden biri olarak Mirabassi bu albümde de ilk nota da dinleyicisini kavramayı başarıyor.
Bu yıl yayınlanmış caz albümleri listelerinde müzik yazarlarının gözünden kaçmayacağını tahmin ettiğim albümlerden bir olarak Kenny Barron`ın yeni albümünü ben de listeme eklemek istedim. Uyum, kompozisyon bütünlüğü, partisyonlar arasında ilişkiler ve pek çok farklı açıdan etkileyici bir albüm. İçerisinden ilginç sürprizler çıkan güzel bir kabuğu var albümün, bu kabuğun derinliklerine girdikçe her müzisyenin kendini gösterdiği solo bölümlerle karşılaşıyorsunuz. Detaydan genele ve genelden detaya iki yollu güzellikler içeren bir kayıt.
Ethan Iverson`in yerine gruba yeni katılan Orrin Evans`ın 13. albümleri olan Never Stop II grubun çalışkanlığının, yaratıcılığının ve yarattıkları müziğe bağlılıklarının kanıtı olarak raflardaki yerini alıyor. Rock temelli müzikler canlı performanslarına uyarlanabilir dinamizmde kurgulanmış. Bad Plus, bu albümde Orrin Evans`ı besteci, solocu ve doğaçlamacı yönüyle vitrine çıkarıyor ve yeni oluşumun gelecek albümleri için ümit veren bir debut albüm meydana getiriyor.
Tutkulu caz severlerin uzun süredir beklediği bir kayıt olan Musical Prophet, Dolphy`nin yıldızlar karması müzisyenlerle oluşturduğu bir kaydı günümüze ulaştırdı. Albüm Dolphy`nin ölümünden sadece bir yıl öncesine uzanıyor. Resonance Records`un işlerine aşina müzikseverlerin alıştığı türden bir kaliteyle sınırlı sayıda basılan plak ve ustaca tasarlanmış, kaliteli bir prodüksiyonla Record Store Day`de koleksiyonerlere ve kaliteli müziksever kulaklara ulaştı.
ECM kataloğundaki albümlerin çağdaş müziğe ve dolayısıyla caza katkısı yadsınamaz. Çoğu müziksevere göre caz demek biraz da ECM demek. Bu sene ECM`in sessizlikle ses arasında kurduğu ilişkinin güzel örneklerinden biri olarak Wolfgang Muthspiel` in şirketle beraber lider olarak kaydettiği üçüncü albümü seçtim. Bu albümde de bir önceki albümdeki kemik kadro yerini koruyor ama sadece davulda Brian Blade`in yerini Eric Harland alıyordu. Muthspiel`in derin düşünceler evrenine dalışına Brad Mehldau`nun yıllar içinde belirginleşen icrası, Mehldau`nun uzun süreli yol arkadaşı Larry Grenadier`in birebir uyumu ve müziği genişleten trompet tonunda Ambrose Akinmusire eşlik ediyor. ECM albümlerine alışık kulakların veya cağdaş müziğe meraklı müzikseverlerin bu ekolden hoşlarına gidebilecek bir albümle listemize renk katıyor.
Dev adam Dexter Gordon`ın piyanist Al Haig`le beraber olan tek kayıt 25 Ekim 1977 Paris konserine ait. Bu yıl hayata kazandırılan belki de en kıymetli hazine bu albüm. Piyanoda Al Haig, basta Pierre Michelot ve davulda Kenny Clarke yer alıyor. Muazzam bir Dexter Gordon performansı daha yine karşımızda.
Cazkolik.com / 12 Aralık 2018, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Aytuğ Karaçul
Çok detaylı yabancı listeler var çok beğendim yerli albümlerde aynı şekilde çok olsa!!! albümmü yok siz mi almadınız?!
Bu Yoruma Cevap Yazın »