İnsanlarla onları tanıyacak kadar yakın olmadan hayatlarının nasıl olduğunu bilemezsiniz. Bir fotoğraf görürsünüz, fotoğraftaki kişinin görünümünden, halinden onun için hayatta her şeyin yolunda gittiğini düşünürsünüz ama gerçekten öyle midir?
Sheila Jordan genellikle gülen fotoğraflarıyla hatırlanacak olsa da hayatı kolay biri olmadığı gibi caz dünyasında asla ulaşması gereken zirveye ulaşamadı
Ulaşamama sebepleri kuşağının ve dönemin genel sorunları yanısıra çocuğunu babası olmadan yalnız bir anne olarak büyütmek zorunda kalması da vardır. Kızı Traci doğduktan sonra eroin bağımlısı ünlü caz piyanisti kocası Duke Jordan evi terkederek küçük çocuğunu annesiyle bırakır.
Ama, eşiyle olan zorlu hayatından önce anne babasıyla da zor bir hayatı olmuştu Sheila Jordan'ın. Asıl adını söylersek, Sheila Jeanette Dawson dünyaya geldikten kısa süre sonra babası evi terkederek başka biriyle evlenmeyi tercih etmişti, o sıra annesi de alkol bağımlılığıyla mücadele ediyordu.
Kısmen şanslıydı denebilir çünkü annesi çocuğuna bakamayınca küçük Sheila'yı büyükannenin yanına gönderdi, küçük Sheila hayatı boyunca çok az hissettiği şefkati sadece burada yaşayabildi ama burada da büyükbaba alkolle boğuşuyordu.
Zaman geçip de tekrar Detroit'e, annesinin yanına dönünce şehirdeki caz klüplerinde şarkı söylemeye başladı.
Hayatına yön veren şey Charlie Parker'ın müziğiyle tanışması oldu
Annesinin yanına dönüp şarkı söylemeye başlayınca kariyeriyle ilgili olumlu adımlar atmanın yollarını aramaya başladı. Bu adımlar arasında Parker ile tanışmak da vardı, Parker ona şarkı söylemesini tavsiye etti.
Ellilerin başında New York'a taşındı. Daha sonra New York'a taşınmasının nedenini Parker'a yakın olmak olarak açıklamıştı. Parker'ın müziği üzerine yoğunlaşmayı tercih etti ve kısa süre de olsa Parker'ın ölümüne kadar arkadaş oldular. Bu dönem soyadını alacağı piyanist Duke Jordan ile evlendi ama mutsuz bir evlilikti çünkü Jordan da ağır uyuşturucu bağımlısı bir müzisyendi, kızı Traci bu evliliğin belki tek olumlu yönü idi Sheila Jordan için.
Yolunda gitmeyen ama düzelmesi için çok uğraştığı bu yorucu bir hayata rağmen "Portrait of Sheila" gibi albümleri sayesinde altmışların önde gelen şarkıcılarından biri olmayı başardı.
Altmışların başında New York klüplerinde şarkı söylemeye devam etse de bir süre sonra kızının sağlıklı büyümesi amacıyla sahnelerden çekildi, bu süre zarfında, para kazanmak amacıyla, yirmi yıla yakın sekreterlik yaparak kızına baktı ve hayatını böyle kazandı.
Yetmişler Jordan için görece kontrolü eline alabildiği yıllar oldu
City College of New York'da uzun yıllar ders vermesi yaşamını belli bir düzene sokmasını sağladı denebilir. Türkiye'den de kimi sanatçıların kendisinden ders aldığı ve hayranlıkla söz ettiği Jordan, Massachusetts Üniversitesi, Amherst ve Vermont Caz Merkezleri, Interplay Jazz and Arts gibi yerlerde dersler vererek uluslararası atölyeler düzenledi.
Şimdi, geriye bakınca, aradan geçen yarım asrın ardından caz sahnesinde ulaşılabilecek en büyük onur kabul edilen National Endowment of the Arts tarafından Jazz Master ünvanıyla onurlandırılan Jordan bu ödülü en fazla hak eden sanatçılar arasında yer alır. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Gençlik yıllarında, özel hayatındaki çalkantılara rağmen, yaşlandıkça eski albümlerine çeki düzen verir ve asıl olarak, 2000 sonrası 19 adet albüm kaydeder.
Son albümü, son canlı performansı "Portrait Now" 14 şubatta yayınlandı
Jordan, Detroit'de fakir ve istismara açık bir ailede dünyaya gelmesiyle birlikte kurtuluşu bir anlamda cazda bulmuş biridir, cazdan ilham alır, şarkı söylemek onun tek kaçış yoludur ama bu kurtuluşun en etkili ismi Charlie Parker'dır, Jordan bunu hep söylemiştir, Parker'ın "Reboppers" isimli parçasını keşfettiğinde hayatının amacını da bulmuş olur.
O anı anlatırken şöyle demişti: "Bird 'Now is the Time'ı çalıyordu. İşte, müzik bu dedim. Hayatımı ona adayacağım".
Cazkolik.com / 13 Ağustos 2025, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.