Yıl 2009... Günlerden soğuk bir kış öğle sonrası internet üzerinden satın aıp Cazkolik arşivine kattığım The Portico Quartet`in açıkçası müzikal zihnimi bu kadar meşgul edeceğini hiç tahmin etmemiştim. Black White Sessions`ın girişindeki Dawn Patrol çalmaya başladığında odanın içini dolduran klavyenin (electronics) insanın içini tırtıklayan a-tipik ritmine kontrbasın müstehzi eşliği de katılınca hayırdır inşallah ile parçanın âkıbetini merakla beklemeye başladım. Oysa esas sır meğer soprano saksafonda imiş, anlamam kısa sürmüştü.
Yazının bundan sonrası bu kadar laubali devam etmeyecek, merak etmeyin.
Duncan Bellamy, Milo Fitzpatrick, Nick Mulvey ve Jack Wyllie bu çekici belâgati sevmiş olmalılar ki meğer bir önceki albümleri Knee-Deep In The North Sea`nin girişindeki News From Verona`da benzer bir çalışmaymış ama Dawn Patrol daha ileriye taşıdıkları bir varyasyon olmuş açıkçası.
The Portico Quartet`in öyküsü 2004 yılında, hepsi doğu Londralı gençler olan dört müzisyenin ikisi, davulcu Duncan Bellamy ve perküsif enstrümanlar çalan Nick Mulvey`nin World Music Festivali (Womad)`da kurulan geçici müzik mağazasında karşılaşmalarıyla başlıyor. Bellamy mağazadan aldığı bir takım gereçlerle ilginç bir enstrüman yapar, askılı çelik davul gibi bir şeydir bu alet (bu ilginç aletin sesini Knee-Deep In The North Sea albümünde bol bol dinleriz). Aslında her iki genç müzisyende keşfettikleri bu aletin kendileri için ne kadar önemli olacağının henüz farkında değillerdir.
Grubun diğer ikilisi basçı Fitzpatrick ve saksofonist Wyllie ise neredeyse anaokulundan beri arkadaş olan iki gençtir. Grubun müziğinin deneysel tabir edilen kısmının sahibi vurmalı ikilisi Bellamy ve Mulvey ise, daha kromatik müzik icra eden ikilisi ise Fitzpatrick ve Wyllie`dir. Ama en başta grubun sahip olduğu `sırrın`da saksofonist Wyllie`e ait olduğunu yeri gelmişken bir daha hatırlatalım. Portico Quartet dört müzisyenden oluşan bir `dörtgen` olmasına rağmen müziğin yerleşimi kareden ziyade baklava biçimini andırıyor. Sembolün sağa ve sola uzayan kısmında Mulvey ve Wyllie`nin olduğu bir şekil bu.
Wyllie, "müziğinizdeki sınırlamalar içinizdeki kuşun özgürce uçup konmasını engellemekten başka bir şeye yaramaz" diyor ve ekliyor, "elinizde sadece bir piyano varsa ve bu piyanonun da tüm tuşları aynı notayı çalıyorsa dahi bu sizin kendinizi ifade etme biçiminiz konusunda için hiç bir şey farkettirmemeli." Bu açıdan bakılırsa basit gibi gelen bu kısıtlamalar yazar John Walters`a göre Portico Quartet`in olanaklar dünyasına müzikal bir ağdan oluşan geçit oluştumasına yol açtı. Alto ve (çoğunlukla) soprano saksofon, kontrbas, davul ve (bir çeşit) asma davuldan oluşan müzisyen grubu bir jam session ya da bir pop ekibinin yanında hiç de uzaylı bir müzik yapmıyorlar, üstelik kendi içinde oldukça seçkin ve hüzünlü bir müzik bu. Son yıllarda kimseden bu kadar etkileyici soprano saksofon sesi duymamıştık.
Geldik sona ve şu soruya bir cevap vererek tamamlayalım, Peki grubun müzikleri nereden geliyor? Kendilerine sormuşlar elbette bu soruyu, verdikleri cevap şöyle, Quenn, Miles Davis, Esbjörn Svensson Trio, Philip Glass ve Toumani Diabete. Coğrafi olarak da Afrika, Asya ve özellikle Karayipler.
Salon İKSV 2 Aralık Cuma akşamı sahnesinde ikibinli yılların Doğu Londra`sından dünyaya anlamlı ve etkileyici sesler armağan eden müzik grubu The Portico Quartet`i ağırlayacak. Hala aynı evi paylaşan dört genç müzisyenin müzikleri İstanbul dinleyicisinden de hakettiği ilgiyi görecektir eminiz.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 01 Aralık 2011, Perşembe
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.