Seçimlerle ilgili muhasebesini hala tamamlamayan Tunçel Gülsoy bu haftaya sarkan notlarını iletiyor...

Seçimlerle ilgili muhasebesini hala tamamlamayan Tunçel Gülsoy bu haftaya sarkan notlarını iletiyor...

Sevgili Müzik Dostlarım,

Seçimler bitince takke düşer kel gözükür, sandıktan ne çıkmışsa siyasette o yenir demiştik ama olmadı. Bizim siyaset erbabı derde doymuyor, eğer işler yolundaysa hemen el ele verip bir dizi belayı sofraya getiriyorlar. Şimdi de seçildiği halde tutuklu bulunan milletvekilleri ile ilgili başımız belada. Halkın iradesine saygı diye bağırıp çağıranlar ortaya konulan iradeyi istedikleri yöne çekiştirmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Sırası geliyor top yargıda diyorlar, yargıya soruyorsun top mecliste diyorlar, kısacası seçim var, irade var ama insanlığın asırlardan beri acılara katlanarak geliştirdiği ahlak henüz siyasetin parçası olamıyor.

Halbuki havalar ısındı, sınavlar bitti, üniversiteler mezunlarını uğurluyor, yeni öğrencilerin kapıyı çalmasına pek az zaman kaldı. İnsanlar biraz nefes almak, yaz tatilini yaşamak ve günlük dertlerine çözüm arıyorlar. Cumhurbaşkanı herkesi meclise davet etti ama Salı günü dananın kuyruğu kopacak gibi gözüküyor.

Beyaz Türkler seçimden çıkan sonucu görünce havlu atmış gibi duruyorlar. Bekir Coşkun bir yazısında kendi kendisini sorguluyor ve “değer miydi?”  diye soruyordu. Ben Facebook’tan ona “her şeye rağmen değer” diye bir cevap verdim ve gerçekten inanarak söyledim. Ben, her zaman geçmişe sanal bir yolculuk yaparak bu günü değerlendiririm 1911 yılında bugün Türkiye dediğimiz yerler çok zor günler geçiriyorlardı ve felaketin büyüğü henüz yaşanmamıştı. Bu gün önümüzdeki zorluklarla baş etmek için çok daha iyi donanımlıyız, tüm eksikliklerimize rağmen daha iyi bir ülkede yaşıyoruz. Çok daha fazla yetişmiş insanımız var. 1923 de başlayan Cumhuriyet dönemi tüm eksikliklerine rağmen Türkiye Cumhuriyetinin insanlarını ileri götürdü. Şimdi ilk dönemlerde aceleye getirilmiş şeyleri yeniden irdeliyoruz, bastırılmış farklılıklarımızla yüzleşiyoruz, bugüne kadar olan gelişmelere göre kendi ülkemizi yeniden kurguluyoruz. Hayat devam ediyor, çocuklar büyüyorlar, mevsimler geçiyor, rahmetli Fecri Ebcioğlu’nun şarkı sözlerinde olduğu gibi dünya durmadan dönüyor dönüyor…..! Umut yüreklerinizden eksik olmasın.
 
Bu hafta “Evde Çalamadıklarım” sizlere 18. İstanbul Caz Festivali`ni tanıtan özel bir programla karşımızda olacak. İKSV`den sevgili arkadaşımız Harun İzer ile birlikte bu yıl festival bizlere neler sunuyor hep beraber göreceğiz. Sadece görmeyeceğiz, Harun’un seçtiği güzel müzikleri de sizlerle paylaşacağız:
 
01 / Herbie Hancock  & Paul Simon / I Do It For Your Love
02 / Angelique Kidjo & Dina Reeves / I Love You
03 / Randy Crawford & Joe Sample / Me, Myself And I
04 / Buika & Javier Limon / Oro  Sarb
05 / Jamie Cullum / Don’t Stop The Music
06 / Joss Stone / Super Duper Love
07 / Amadaou & Mariam / Senegal Fast Food
08 / The Neil Cowley Trio / Degree in intution
 
Son sözler
Siyaset erbabı için: Erken yediğim hurmalar gelir midemi tırmalar
Beyaz Türkler için: Aldırma gönül aldırma
Bekir Çoşkun için: Uzun ince bir yoldayım
Karamsarlar için: Gecenin en karanlık olduğu zaman şafak vaktidir.
Cazseverler için: Müzik müzik müzik……..!!
 
Sevgiyle kalın,
Tunçel GÜLSOY
Cazkolik.com / 26 Haziran 2011

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Tunçel Gülsoy

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • Salim Zaimoglu
    28 Haziran 2011 Salı 10:03

    Tunçel Ağabey, Radyo programlarınızın zaten takipçisiyiz. Ama bu yazılarınızın tadına doyum olmuyor, elinize, beyninize sağlık, iyi ki varsınız..Sevgi ve Saygılar

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.