Anita O`Day

Anita O`Day

Tüm zamanların en büyük kadın caz vokalistlerinden, aynı zamanda da eroin bağımlılığını yenmeyi başarabilen ve bu konuda açıkça konuşma yürekliliğini gösterebilen az sayıdaki sanatçıdan biridir. İdolü Billie Holiday gibi son derece zorlu bir hayat yaşar: Fakir ve terkedilmiş bir çocukluğun ardından bir maraton dansçısı olur ve Colton olan ismini O`Day olarak değiştirir, argoda para anlamına gelen "dough" kelimesinin bozuk latincesidir bu. Maraton dansçılığının yanısıra danslarda damı olmayan erkeklere hizmet sunan "taksi dansçısı" olarak da çalışan Anita 50 yıllık kariyeri boyunca yaşadığı bir akıl hastalığı, bir tecavüz, sayısız düşük, 14 yıllık eroin bağımlılığı ve hapiste geçirilen yıllar sonucu tam bir "survivor" olarak efsaneleşmiştir. Sanatçının 1981 yılında yayınlanan otobiyografisi, yaşadığı hayata son derece uygun bir başlık taşır: "High Times, Hard Times". Ancak tüm bu olumsuzlukların yanısıra bir caz şarkıcısı olarak Anita O`Day`in hayatı bir yükseliş öyküsüdür. Caz yazarı Nat Hentoff onu "otantik açıdan en "hot" caz şarkıcısı" olarak tanımlar. 1940`larda, kadın şarkıcıların çoğunun önünde şarkı söyledikleri grubun şımarıkça bir uzantısı olmaktan öteye gidemedikleri bir çağda o, neşeli ve yaratıcı vokalleriyle orkestrayı hareketlendiren bir yıldızdır. Kendisini bir enstrümantalist olarak gördüğünü söylemekte ve buna uygun olarak da sıklıkla gece elbisesi yerine grup üniforması giymektedir. Big Band döneminin en modern kadın şarkıcılarından biri olan O`Day, Gene Krupa ve Stan Kenton gibi mütemadiyen yüksek tempoda çalan orkestraların icralarına nadir bir duygusal tını katmış ve her iki orkestraya da ilk milyon satan hit`lerini armağan etmiştir: Krupa orkestrasında trompetçi Roy Eldridge`le birlikte yaptığı "Let Me Off Uptown" düeti ve Kenton grubuyla yaptığı "And Her Tears Flowed Like Wine". 1950`lerde Verve Records adına yaptığı ve caz standartlarını seslendirdiği albümdeki Fats Waller bestesi "Honeysuckle Rose" icrası için parçanın söz yazarı Andy Razaf "onunki parçanın en mükemmel versiyonuydu, hatta Waller`ın kaydından bile iyiydi" demiştir.

 

Anita Belle Colton olarak 18 Ekim 1919`da Chicago`da doğan Anita O`Day, 14 yaşında evini ve okulunu terkederek otostopla Muskegon, Michigan`a ulaşır ve burada yaşadığı maraton dansçılığı tecrübesinden sonra profesyonel şarkıcı olmaya karar verir. 1938 yılında Down Beat dergisi editörü Carl Cons`un sahibi olduğu Off-Beat kulübünde çalışmaya başlar ve burada Max Miller Quartet`in solistliğini yaptığı sırada Gene Krupa`yla tanışır. Krupa O`Day ve Roy Eldridge`i 1941 yılında işe alacak ve ikili caz yazarı Will Friedwald`a göre Krupa orkestrasını dönemin en güçlü gruplarından biri haline getireceklerdir. O`Day`in en iyi bilinen erken dönem kaydı olan "Let Me Off Uptown", sanatçının ihtiras dolu vokaliyle Roy Eldridge`in hırıltılı sesi ve gürleyen trompetini bir araya getiren, aynı zamanda biri beyaz diğeri siyah iki müzisyenin parça içinde flört ettikleri çığır açan bir çalışmadır. Aynı yıl içinde Down Beat dergisi O`Day`i "Yılın Yeni Yıldızı" seçer. 1942`de Krupa orkestrasıyla birlikte "Thanks for the Boogie Ride" ve "Let Me Off Uptown" adlı "soundie" tabir edilen kısa filmlerde yer alan sanatçı bu sefer Down Beat okuyucuları tarafından en iyi big band şarkıcısı kategorisinde dördüncü seçilir. 1943 yılında Krupa orkestrasının dağılması sonucu Woody Herman`la çalışmaya başlar, bunu 1944 Nisan`ında Stan Kenton topluluğuna katılışı izler. Kenton`la 11 ay çalışan O`Day toplam 21 parça kaydeder, Universal Pictures yapımı bir kısa film olan "Artistry in Rhythm" (1944)`de yer alır ve "And Her Tears Flowed Like Wine" parçası sayesinde Kenton orkestrasının tanınmasını sağlar. Ancak topluluğun entellektüel, "modern" sound`u kendi hafif swingli vokal yaklaşımına uymamaktadır; böylece Kenton`dan ayrılır ve kısa bir Krupa reunion tecrübesinin ardından 1946 yılının sonunda solo kariyerine dönüş yapar. 1940`ların sonlarında genellikle küçük firmalar adına 2 düzine kadar parça kaydeden O`Day`in bu dönemde yaptığı kayda değer çalışmalar arasında "Hi Ho Trailus Boot Whip", "Key Largo", "How High the Moon" ve "Malaguena"yı saymak mümkündür. Sanatçının caz panteonundaki yerini sağlamlaştıran asıl çalışmalarsa 1952-1962 yılları arasında Norman Granz`in Norgran ve Verve plak şirketleri adına kaydettiği toplam 17 albümdür. İlk albümü Anita O`Day Sings Jazz (The Lady Is a Tramp adı altında tekrar yayınlandı) 1952 yılında yayınlanır ve büyük başarı elde eder; bunu 1954 yapımı Songs by Anita O`Day (An Evening with Anita O`Day adı altında tekrar yayınlandı) takip eder. 1958 Newport Caz Festivali esnasında kaydedilen Jazz on a Summer`s Day belgeseli Anita O`Day`in popülaritesini arttırır. Filme alınan konseri esnasında uyuşturucu etkisinde olduğunu sonradan kabul edecek olan sanatçı, kendi performansının festivalin yıldızı olmasından ve ulusal dergilerin kapaklarında yer almasından duyduğu büyük mutluluğu da "hayatımın en güzel günüydü" şeklinde ifade edecektir. 1959 yılında The Gene Krupa Story filminde konuk sanatçı olarak yer alıp "Memories of You" adlı parçayı seslendiren Anita O`Day, yılın sonuna doğru Benny Goodman`la birlikte Avrupa turnesine çıkar. 1962 yılında Verve`le olan sözleşmesinin sona ermesini müteakiben seyrek olarak albüm kaydı yapar ve 1968`de aşırı dozda eroin kullanımı sonucu ölümden dönmesiyle birlikte kariyeri bitme noktasına gelir. Ancak bağımlılığını yenmeyi başaracak ve 1970 Berlin Caz Festivali`yle geri dönecektir. Zigzag a.k.a. False Witness filminde George Kennedy (1970) ve The Outfit (1974) filminde Robert Duvall`le birlikte rol alır, ayrıca Alan Eichler yönetiminde çoğu Japonya`da kaydedilen bir dizi canlı ve stüdyo albümü yapar. Otobiyografisinin yayınlanmasından sonra çeşitli TV şovlarına konuk olur, Avrupa turnesine çıkar ve New York Carnegie Hall`da bir 50. Yıldönümü Konseri verir. 1990 yılında "In a Mellow Tone" adlı çalışmasıyla ilk kez Grammy`ye aday olur, 1997 yılındaysa NEA tarafından "American Jazz Masters" ödülüne layık görülür. Seksapeli ve uyuşturucu bağımlılığından dolayı "the Jezebel of Jazz" olarak da anılan Anita O`Day, 23 Kasım 2006`da zatürre sonucu hayata veda eder. Hiçbir zaman çocuk sahibi olmayı arzu etmediğini söyleyen sanatçı otobiyografisini köpeğine ithaf etmiştir.

 

Arto Peştemalcıgil

 

Cazkolik.com / 18 Ekim 2012, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Arto Peştemalcıgil

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.