Dün akşam (10 Ekim 2013) izlediğimiz İstanbul Gençlik Caz Orkestrası konserini yazmak için önce hikayenin en başına kısaca bir uzanmak lazım. Hikayenin başı derken, bizim orkestranın vereceği ilk konserden haberdar olduğumuz anları kastediyoruz. Çok değil. 23. Akbank Caz Festivali`nin ilk konserlerinden birindeyiz. Yer Cemal Reşit Rey Salonu. Konser sonrası salonun hemen fuaye kısmında Bahçeşehir Üniversitesi Caz Okulu`nun yöneticisi sevgili Yeşim Pekinel, Akbak Sanat genel müdürü sevgili Derya Bigalı bir kaç cazsever daha, ayaküstü o akşam izlediğimiz konseri ne kadar beğendiğimizi konuşurken sevgili Yeşim (dün akşamki konseri kastederek) İstanbul Gençlik Caz Orkestrası`nın ilk konserine mutlaka gelmemizi istemesiyle dün akşamki heyecan ve hayret verici anların ilk fitili ateşlenmiş oldu. Caz Okulu`nu zaten biliyorduk, Baki Duyarlar`ın kurduğu Big Band`i -adeta- hayatının projesi haline getirdiğini de işitiyorduk ama işte nasıl olur bilirsiniz, bu ülkede öyle çok şey konuşulur ve gelir heyecanla gündeme oturur ve sonra iz bırakmadan geçip gider ki ne yalan söyleyelim bu projeyi de okulun geliştirdiği bir çeşit prestij projesi sandık.
Ama ülkemiz caz sahnesinin geleceğine sağlam bir Big Band orkestra temeli inşa etmişler meğer nerden bilelim
Dün akşam konsere yukarda anlatmaya çalıştığımız duygularla gittik ama karşımızda şahane bir orkesta bulduk. En heyecan verici kısmı ise zaten yetişkin müzisyenlerden böyle bir orkestra kurulsa şaşırmayacaksınız ve beğeneceksiniz ama tamamı genç ve belki de bir çoğu enstrümanına daha kısa süre önce dokunmuş idealist insanların belli ki hayli kısa zamanda ve başta Baki Duyarlar, Aycan Teztel, Yeşim Pekinel (ve daha bir çokları gibi) usta isimlerin yönetiminde bu kadar hızlı yol katetmiş olmaları başlı başına bizce çok önemli. Önemli zira konserdeki ikinci altoistin hemen önümüzde oturan annesinin heyecanı ve kızımı ilk kez izliyorum demesi dahi nasıl bir iş başarıldığının canlı kanıtıydı.
Baki Duyarlar harika bir `Genç Caz Orkestrası` yaratmış
Yine dün akşamki konserden bir kaç gün önce sevgili Baki ile bir başka festival konseri çıkışında ayaküstü konuştuğumuzda kendi orkestrasından nasıl heyecanla söz ettiğini işitip de müthiş bir orkestra yarattık demesi doğrusu merakımızı daha da kamçılamıştı.
Akşam konseri ayrıca bu gözle de izledik. 2 alto, 2 tenor ve 1 bariton saksofon önde, hemen arkalarında biri bas 4 trombon ve en arkada 4 trompetin olduğu nefesliler sahnenin (bize göre) sağında, solunda ise rhytm section yani piyano, kontrbas ve davul ile gitar. Tam bir (şef dahil) 18 kişilik büyük orkestra.
Baki Duyarlar ve orkestrası hem daha ilk sınavında çok başarılıydı hem de gelecek için çok önemli bir Big Band oluşumunun ipuçlarını verdi. Bu orkestrayı Akbank`ın desteklediğini biliyoruz, umarız destekleri kesintisiz sürer orkestra zamanla çok daha geniş ve profesyonel imkanlara erişir. Aynı şekilde Bahçeşehir Üniversitesi de öyle... Duyduk ki üniversite Caz Okulu projesinden oldukça memnunmuş ve okulu lisans eğitimine dönüştürmeyi dşünüyormuş. Bilgi Üniversitesi Caz Bölümü`nün nasıl gelecek yılları şekillendiren harika isimler yetiştirdiğiğini biliyorsak aynı şeyin belki de daha iyisini niye Bahçeşehir Üniversitesi yapmasın ve kurduğu bu Gençlik Caz Orkestrası`nı da okulun sembolü haline getirmesin.
İşin doğrusu, yazarken bile heyecan veriyor
Konserin repertuvarından da özellikle söz etmek gerek... Baki Duyarlar gerçekten çok başarılı parçalar seçerek orkestradaki genç müzisyenlerin hem tek tek yeteneklerini sergilemesini sağlamış, hem orkestra bütünlüğü içinde ortak sound üretmelerinin önünü açmış. Hepimiz biliriz ki her iyi Big band`in kendi soundu vardır. Bu özelliğini hem orkestraya ruhunu veren şefinden, hem de müzisyenlerinden alır. Baki Duyarlar bu anlamda örnek gösterilecek bir başarıyı yakalamış. Bunu yaparken tek tek müzisyenlerine ne kadar güvendiğini göstererek konser esnasında hepsine kendine ifade etmeleri için küçük pencereler açmış. Altocuların ilki başta olmak üzere her ikisi de, iki tenor saksofonun bilhassa ilki mesela harika cümleler üretti. Trombon dörtlüsü bir bütün ve ortak sound olarak dikkat çekiciydi. Aycan Teztel`in nasıl iyi bir ekip yarattığını gördük. Trompetler de öyle...
Genç piyanisti İKSV`nin Genç Caz yarışmasından tanıyoruz. Aradan bir kaç ay geçmesine karşın nasıl hızlı yol katettiğini akşam gözlerimizle gördük. Caza ve piyanosuna hayatında yer vermeye devam ederse Türkiye`nin Beegie Adair ile Ryuichi Sakamoto arası tuşeye sahip bir piyanisti olması işten bile değil.
Genç davulcu grubun atardamarı gibi hareket ediyor. Özellikle Budy Rich parçasında izlemeye değerdi. Swingli çalışı başta fazla sertti ama konserin başında ilk bir kaç dakika sonra nefeslilerle ritim gerçekten iyi uyum yakaladı. Hatta, grup için rahatlıkla konserin başından sonuna kadar bile birliktelik konusunda hızlı mesafe katettiler.
Söyleyeceğimiz o ki, böyle güzel bir çekirdek yakalamışken bu yetenekli müzisyenlere birlikte sürekli çalma imkanı üretilmesi lazım. Okulun düzenli konserlerinde, festivallerde, üniversitelerde, özel ve resmi gecelerde... buldukları her yer ve sosyal ortamda çalmaları bize bir kaç yıl içinde uluslararası çapta bir big band kazandıracaktır. Cazkolik ta o zaman yazmıştı dersiniz.
Emeği geçen herkesi tebrik ederiz.
Cazkolik.com / 11 Ekim 2013, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.