400 yıllık taş duvarların, begonvillerin, zeytin ağaçlarının altında caz dinlemek

400 yıllık taş duvarların, begonvillerin, zeytin ağaçlarının altında caz dinlemek

Bodrum, Gümüşlük`ün nasıl bir yer olduğunu çoğumuz biliriz. Bodrum`un içinde dahi ayrı ve özel bir ruhu vardır. Bohemdir, serkeştir, aylaktır, uykucudur, güzeldir, miskindir, küçüktür, özeldir, şaşı bakan kedi sokağı vardır, kalamar hiç bir yerde ordaki gibi değildir, denizde yürüyormuş hissi verir... Caza çok yakışır... Öyle olduğunu Gümüşlük Müzik Festivali yetkilileri de düşünüyor olacak ki geçen sene ve bu sene ikinci kez festival içinde Gümüşlük Caz Günleri konserlerini yaptılar, şu günlerde halen devam ediyor... Üstelik, cazın bu küçücük kasabada en çok yakışacağı bir yer olan 400 yıllık, vaktiyle kilise olarak yapıldığı bilinen Eklisia`da olması konserleri daha da güzelleştiriyor. Çağları aşan taş duvarlar kimbilir nelere tanıklık etti, onların ve begonvillerin, zeytin ağaçlarının huzurunda, yıldızların altında caz.

 

Gümüşlük Caz Festivali`ni hayata geçiren yetkili arkadaşlarımızla konuştuk, biz sorduk onlar neler düşündüklerini, şimdi ve sonrasını anlattılar.

 

 

lk merak ettiğimiz elbette Gümüşlük Müzik Festivali, caz günlerinin doğduğu esas festival, nasıl doğdu, neler oldu, kimler geldi, kimler geçti... Bu konuda dostlarımız gerçekten belki de basında en doyurucu bilgiyi edineceğiniz içtenlikte ve detayda anlattılar;

 

"Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, 2004 yılından bu yana her yıl düzenli olarak Bodrum`un tarihi değerleriyle öne çıkan şirin balıkçı kasabası Gümüşlük`te, yaz aylarında sanatseverlerle buluşuyor. Her yıl yaz mevsiminde 1,5 ila 2,5 aylık bir dönemi kapsayan festival, yurdumuz ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen, birbirinden değerli müzisyenleri çatısı altında konuk ediyor. Dünyanın ve Türkiye`nin en uzun soluklu ve kapsamlı festivalleri arasında yer alan Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, her yıl 30 civarında konser ve gösteriyle bugüne kadar 200`ün üstünde etkinliğe ev sahipliği yaptı. 400 yıllık bir tarihe sahip Ortodoks şapeli olan ve Eklisia olarak adlandırılan mekânda ve bu mekânın bahçesine büyük senfoni orkestraları için kurulan platformda gerçekleştirilen konserleri her yıl 10 – 15 bin civarında konuk izleme olanağı buluyor.

 

Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, tamamen gönüllülük ilkesiyle ve sanatsal idealler çerçevesinde kapılarını ilk kez 2004 yılında açtı. Piyanist Eren Levendoğlu`nun Sanat Yönetmenliği’nde, Devlet Sanatçısı Gülsin Onay`ın Sanat Danışmanlığı’nda ve Gümüşlük Kültür ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Pekergin`le başlayan bu serüven halen aynı kadroyla ve Festival Direktörü Lon Briet`in de katılımıyla yoluna devam ediyor.

 

2012 yazında dokuzuncu kez sanatseverle buluşan festivalin izleyicileri, Eklisia`nın olağanüstü akustiğinde gerçekleştirilen konserlerde bugüne kadar yurdumuzun önde gelen piyanistlerinden Gülsin Onay, İdil Biret, Hüseyin Sermet, Eren Levendoğlu ve Emre Elivar gibi ustaları izleme fırsatı buldular. Piyanonun yanı sıra bugüne kadar ülkemizin önde gelen virtüözleri Eklisia`da sahne aldılar; Kemancı Cihat Aşkın, Hakan Şensoy, Viyolacı Ruşen Güneş, Flüt sanatçısı Gülşen Tatu, Arpist Şirin Pancaroğlu, Çelist Ümit İşgörür ve Benyamin Sönmez, Soprano Burcu Uyar ve Şef İbrahim Yazıcı gibi isimler bunlardan sadece bir kaçı.

 

Ayrıca festivalin yabancı konukları arasında da enstrümanlarında virtüözlüğü yakalamış isimler bulunuyordu. Bunların arasında Rus piyanist Lilya Zilberstein, Hollandalı piyanist Karst de Jong, Litvanyalı piyanist Muza Rubackyte, İngiliz piyanist Jonathan Plowright ve Peter Katin, Rus asıllı Piyanist Ilya Itin, Fransız Piyanist Jean-Bernard Pommier, Japon Piyanist Makoto Ueno, Arjantinli Piyanist Valentin Surif, Sırp Piyanist Aleksander Madzar ve Misha Dacic, Hırvat Piyanist Kemal Gekiç, İtalyan Piyanist Francesco Libetta, Bulgar asıllı Piyanist Julian Gorus, Alman Çelist Wolfgang Boettcher ve Tobias Kühne, İskoç Çelist Alexander Baillie, Hollandalı Çelist Frank Wakelkamp, Alman Kemancı Valery Oistrakh, Gürcü Kemancı Nana Jashvili, İsrailli Viyolacı Guy Ben Ziony, Bandoneon Sanatçısı Arjantinli Hector Del Curto, Macar asıllı Gitarist David Pavlovitz, Alman Soprano Christine Wolff, ABD`li Escher Quartet, Alman Alma String Quartet ve daha birçok ustayı saymak mümkün.

 

 

Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali büyük orkestralar için hazırlanan prefabrik platformunda Şef Peter Ash yönetimindeki Londra Okullar Senfoni Orkestrası, Şef Işın Metin yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası ve Modern dansın Türkiye`deki en önde gelen temsilcisi Zeynep Tanbay Dans Projesi ve Bremerhaven Stadttheater Balesini ağırladı. Festival, dönem dönem Bodrum Kalesi’ne de taşınarak, aralarında Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın da bulunduğu orkestra ve müzisyenleri konuk etti.

 

Diğer yandan Festival boyunca konserlere gelen müzisyenler, organizasyon kapsamında faaliyet gösteren Eklisia Summer Music Academy (ESMA) bünyesinde masterclass atölyeleri açarak, genç müzisyenlere ustalık dersleri veriyor. Dünyanın dört bir yanından Gümüşlük`e gelen virtüözlerden ders alma fırsatını yakalayan genç müzisyenler için bu, hem unutulmaz bir tecrübe oluyor, hem de kursların ardından genç müzisyenler bir de konser veriyorlar. Festival kapsamında bugüne kadar 350 civarında genç müzisyen dünyaca meşhur virtüözlerin masterclass atölyelerine katılarak piyano, keman, viyolonsel, flüt, arp, orkestra şefliği, şan ve gitar dallarında sertifika sahibi oldular.

 

Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, bu yıl ilk defa düzenlenen Ahmed Adnan Saygun Bodrum Piyano Yarışmasına ev sahipliği yaptı. Sosyal bir sorumluluk olarak yola çıkılan bu fikrin ana teması genç yetenekleri teşvik etmek ve Cumhuriyet tarihimizin en önemli bestecilerinden Ahmet Adnan Saygun’un adını layıkıyla yaşatmaktı. İki ayrı yaş grubunda yapılan yarışmada genç yetenekler tüm hünerlerini sergileyerek, ödüllerini Jüri Başkanı Devlet Sanatçısı Gülsin Onay’ın elinden aldılar. Üstün bir performans sergileyen gençler gelecek için ümit vaat ettiler."

 

Az önce okuduğunuz bilgiler bize festivalin doğuşu ve caz günlerine varan süreci ve bu yılı anlattı, bizim bu noktada merak ettiğimiz ayrıntı festivalin içinde ayrı bir bölüm olarak caza yer verme sebepleriyle ilgili antılanlar ise şöyle; "Gümüşlük Caz Günleri bu yıl ikinci kez cazseverlerle buluştu. İlk olarak 2011 sezonunda birincisini gerçekleştirmiştik. Bundan önce de festival organizasyonunun kış etkinlikleri çerçevesinde 2010-2011 kış sezonu boyunca Gümüşlük’ün seçkin mekanlarından Amavi’de caz konserleri gerçekleştirdik, yine klasik konserlerle birlikte yürüdü bu organizasyon ancak klasik müzik konserlerini Eklisia’da yapıyorduk. Bu yılkini “2. Gümüşlük Caz Günleri” olarak adlandırmak daha doğru olacaktır.

 

Gümüşlük Caz Günlerine, ülkemizde caz müziğe olan ilgiyi desteklemek ve daha geniş kitlelere ulaşmasını amaçlayarak başladık. Sonuç olarak festivalin temel ilkesi ve ideali bir kültür hizmeti sunabilmektir. Eklisia Kültür Merkezi kurulduğu yıl olan 1989’dan beri zaten gerek avantgarde projeler olsun, gerek klasik caz grupları olsun her yıl bir çok grup, müzisyen ve projeye ev sahipliği yapıyordu. Bu perspektiften bakınca biz sadece önceden yılın çeşitli tarihlerine yayılmış olan konserleri bir araya toplayarak, festival takipçilerimizin de önerileriyle Klasik Müzik Festivalinin bir parçası yapma kararı aldık."

 

 

Peki o zaman, dedik ki gelelim bu yaza, halen süren konserlere, bu yaz caz günlerinde kimler vardı, hangi konserleri izledik; "Bodrum’un kültür ve sanat merkezi haline gelen Gümüşlük, birbirinden değerli caz sanatçılarını bu yıl ikinci kez misafir etti. Caz müziğinin Türkiye’deki önde gelen temsilcileri arasında yer alan Devlet Sanatçısı Piyanist Erol Erdinç’in 16 Ağustos’ta verdiği konserle başlayan caz günlerine büyülü sesiyle Sibel Köse ve grubu, ülkemizi dünyada da başarıyla temsil eden Saksafoncu İlhan Erşahin, başarılı ikili Ayşe Gencer İmer Demirer Grubu ve gerek kendi besteleri gerek yorumlarıyla caz gitarının ustaları arasına giren Sarp Maden, gruplarıyla birlikte Gümüşlük Caz Günleri’nde müzikseverlerle buluştu. Bu sene Gümüşlük Caz Günlerinde 1 solo konser ve 4 grubun verdiği 7 ayrı konser planladık, bu hafta sonu gerçekleşecek Sarp Maden Grubu konseri ile caz günlerini bu sezon için sonlandıracağız. Bu yıl ilk olarak caz müziğinin Türkiye’deki önde gelen temsilcileri arasında yer alan, akademisyen bir konuğumuz vardı. Kendisi aynı zamanda Kültür Bakanlığı Güzel Sanat Genel Müdürü olan Devlet Sanatçısı unvanına sahip Piyanist Prof. Erol Erdinç’i Eklisia Teras’ta verdiği solo konserle cazseverlerle buluşturduk. Ardından cazseverlerin yakından tanıdığı Sibel Köse ve Grubu, Eklisia Teras’ta iki gün arka arkaya sahne aldı. Festivalin önceden de konuğu olan, sentezlediği tarzlarla kendi özgün stilini yaratan ve ülkemizi yurt dışında başarıyla temsil eden İlhan Erşahin bir akşam Eklisia’da sevenleriyle buluştu... Bir sonraki konuk ise mükemmel uyumlarını caza taşıyan çift Ayşe Gencer-İmer Demirer ikilisi oldu...."

 

Araya girerek merak ettiğimiz bir diğer ayrıntıyı da soruya çevirdik, zaten duyduğumuz bildiğimiz ilgi gayet yoğun ve güzeldi ama düzenleyenlerin gözünden detaylar nelerdi ve basının ilgisi nasıldı? "Gümüşlük Caz Günleri, bizler için duygusal ve mental acıdan tatmin edici geçti. Konserlerde klasik müzikte olduğu gibi Eklisia’nın akustiğinden yararlanmamız gerekmiyordu, çünkü ses sistemi kurulduğu için ve daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşabilmek açısından Eklisia’nın terasında gerçekleştirdik konserleri. Eklisia’nın bahçesi her konserde doldu, bu da ilginin güzel olduğu anlamına geliyor. Diğer yandan Gümüşlük, son yıllarda Bodrum yarımadasında sanatsal etkinlikler ve daha düzeyli organizasyonlarla öne çıkan bir belde olma özelliğine sahip oldu. Bu özellik doğal olarak daha kısıtlı, daha küçük bir çevreye hizmet ediyor, bu nedenle caz dinlemek isteyen tatilci, ister istemez Gümüşlük’ün yolunu tuttu. Basın tabii ki ilgilendi, gazetelerde, web sitelerinde birçok haber ve duyuru yapıldı."

 

Okurlarımız, özellikle bu yaz izleyemeyen ama önümüzdeki yıllarda orada olmayı isteyen okurlarımız merak edecektir, caz günleri gelecek yıllarda konsepti daha da genişleyerek devam edecek. Düzenleyenler, zamanla daha olgunlaşan ve gelişen caz günleri yaratmak istiyorlar, bu konuda kararlılar. Geçen sene ve bu sene sahne alan müzislenler yerli müzisyen ve gruplardan oluşuyordu ama yetkililer gelecek yıllarda caz günlerini uluslararası boyuta taşımaya kararlı. Bu konuda sponsor desteği elbette önemli. Eklisia`nın dostları begonviller ve zeytin ağaçlarının bundan böyle dünya isimlerini izlemeye başlayacak olmaları fikri bile heyecan verici. O konserlerin haberlerini de memnuniyetle yapmak ve zevkle izlemek dileğiyle bizimle bu içten sohbeti yapan yetili dostlarımıza teşekkür ederek kolay gelsin diyoruz.

 

Cazkolik.com / 31 Ağustos 2012, Cuma

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.