İkililer yani düetler cazda nadir görülen bir biçim değildir, üstelik tersine Brad Mehldau ile Joshua Redman 16 Nisanda, Saratoga Springsde verdikleri konserle iki müzisyenin birbirleriyle nasıl empati kurabileceklerini ve nasıl yüksek enerjiyle müzik üretebileceklerini gösterdiler.
Mehldau & Redman ikili konserleri hakkında İstanbuldan bir önce 16 Nisanda Saratoga Spingsde verdikleri konser hakkında çıkan bir yazının içeriğiyle ortak hareket eden eklektik bir yazı derledik. Bundaki amacımız cazseverlere Mehldau ve Redman birlikteliğinin sahnede yaşanmış önceki konserinden alınma duguları taşımaktı. Böylelikle (hani futbolda maçı önceden yaşamak derler ya, öylesi) neyle karşı karıa olduğumuz hakkında daha iyi bir fikrimiz olabilir, bu anlamda onsere hazırlıklı da gidebiliriz diye düşündük. Umarız size de faydası olur.
İkilinin birlikte çıktıkları ve bizim de Cemal Reşit Reyde izleyeceğimiz konserleri mini bir turneye ait, çünkü ikilinin çok yoğun bir çalışma tempoları ve ayrı ayrı gerçekleştirmek zorunda oldukları geniş bir takvimleri var. Tekrar hatırlatalım, Redman bir süre önce İş Sanata James Farm projesiyle gelmiş ve büyük ilgi görmüştü, halen o projesine bir yandan devam ediyor ama bir yandan da Redman için Mehldau ile bu yapması gereken bir projeydi, birlikte neler yapabileceklerini görmeyi çok arzuluyordu.
Skidmor Fakültesinin yeni Zankel salonunda eski ve yeni, standart ve güncel melodilerle başladılar çalmaya. Mükemmel birer doğaçlama ustası oldukları halde benzetmek gerekirse bir çift eldiveni paylaşmış gibiydiler.
Mehldau için "O, benim tüm zamanlar içindeki en favori müzisyenlerimden biridir" diyen Redman devam etti; "Mehldaunun bende büyük etkisi vardır ve inanıyorum ki onunla birlikte sahnede müzik yapabilmek her müzisyen için ele geçmesi çok zor bir fırsattır. Bradle çalmak gibisi yoktur! Kulakları ve hisleri çok derindir. Gerçekten neyin o anda çalınması gerektiğin çok iyi bilir, doğru zamanda doğru şeyi çalmasını çok iyi bilir..."
İlk üç parçanın ikisi Mehldaunun sıradışı yeni albümü "Highway Rider" isimli çalışmasından parçalardı. "The Falcon Will Fly Again" ve "Dont Be Sad" -ki Redman zaten bu albümün müzisyeniydi- ve üstelik bu parçalar klasik caz sözlüğünün tipik parçalarının yapısında da değillerdir. Soprano saksofon çoğunlukla yanlış ellerde çalan nahoş bir enstrüman olmasına rağmen Redmanın elinde bambaşka bir alete dönüşüyordu işin doğrusu. Bu son söze elbette Redmanın improvizasyon gücü ve bu güce Mehldaunun verdiği özgürlük ve desteği de mutlaka eklemek gerekecek.
Brad Mehldaunun doğaçlamaları ise mainstream cazın içinden gelen formlara benzemiyordu. Buradaki formu kimle kıyaslayabiliriz, mesela Keith Jarrettla mı? Ama Mehldaunun ayrı ve kendi tarzı var ve verimli bir hayal gücü...
Redman "Note To Self"te kendi akışını değiştirdi ve tenor saksofona geçti, bir müddet solo çaldı, sanki duygusal bir arayış içindeydi ve ardından peşine Mehldau takıldı. Konser boyunca biri ufak ve zekice kıvırtmalarla çaldı diğeri onu ustalıkla takip etti. Muhabbetleri oldukça dikkat çekiciydi.
"Onunla çalmaktan dolayı adeta şımardım çünkü karşısındakiyle empatisi öylesine güçlü bir müzisyen." diyen Redman, Mehldauyu söyleşinin kalanında da övgülere boğmaktan imtina etmedi. "Doğrusu her yanıyla büyük bir müzikal kişilik toplamı olduğunu gösterdi..." diyerek de bitiriyordu sözlerini.
Hem Redman hem de Mehldau rock içinde olmayı da seven müzisyenler. Bunu Stone temple Pilotsun "Interstate Love Song" isimli parçasında da gördük. Redmanın tenoru parçanın yükselen kısımlarında adeta çığlıklar atıyordu.
Standartlardan da çaldılar. Bunlardan biri Sonny Rollinsin "Oleo"suydu, saf bir bop parçaydı. Mehldau ise parçanın rotasını izlemeyi tercih etmedi, biraz Bud Powellı andırıyordu bu kez. Onun gibi sıradışına çıkıyordu. Ardından "My Old Flame" geldi, bu parçayı onlardan dinlemek gerçekten büyük bir mutluluk oldu. Redman melodiyi takep ediyor, yeniden çalıyor, büyük bir uyumla tonlarla oynuyor ve romantik bir maceraperest gibi ince ince yollarda gezinip duruyordu.
Mehldau yazın yeni albümü için yine Avrupa yollarına düşecek. Redman ise iki ayrı trio ile yazı turlayarak geçirecek, bunları biliyoruz. James Farm, Matt Penman, Aaron Parks ve Eric Harlnaddan oluşan güçlü bir kadro. Redman bu kadro için kendileri için benzersiz müzisyenlerden oluşan bir grup bizimkisi diyor. "Aynı müzikal değerleri paylaşan bir ekibiz. Her birimiz çok çok ayrı kişilikler olsak da ürettiğimiz parçalarla çok ilgili olduğumuz biliyorum. Kolektif doğaçlamayı iyi yapan bir ekibiz ve bunu her seferinde sahnede yenedin test edebiliyor olmak bizim için çok heyecan verici."
Cazkolik.com / 05 Mayıs 2010, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.