Duygularıyla hareket ettiği, enerjisini güzelliklerden aldığı o kadar belli ki. Tıpkı o nefis şarkısındaki gibi, dilleri şiir, muhabbeti hayat dolu. Seyyal Taner demek aşk ve enerji demek. Etnik rock, dans ve cesaret demek. Leopar demek, panter demek. Gökkuşağının tüm renkleri, sahneler, ışık ve dans demek. Duygu tonu yüksek şiire vurgun seçtiği şarkılarda, duygularıyla yaşıyor. Ne güzel bana, uçuyorum muhabbetine erdiğimden.
Cenk Erdem
Cenk Erdem: ’Son Verdim Kalbimin İşine’, ‘Naciye’, ‘Leyla’ ve daha bir sürü meşhur şarkınız arasında bir pop rock yıldızı olarak son yıllarda konserlerinizde en coşku veren şarkınız sizce hangisi?
Seyyal Taner: Tabii ki `Naciye` ama bir o kadar da `Şiirimin Dili`. Beni yükselten, duygularımı ve toplumun duygularını çok ciddi tetikleyen iki parçadır.
Cenk Erdem: 90’lar popunun en büyüklerinden ‘Alladı Pulladı’ albümü güçlü bir albümdü çünkü o sazlar ve etnik rock duygusu popun içine nefis yerleşmişti; size en çok etnik rock yakışıyor gibi geliyor, ne dersiniz?
Seyyal Taner: Tabii `Alladı Pulladı` güçlü, etnik rock duygusunu elde etsin diye sevgili müzisyen arkadaşlarımla 1.5 sene kadar stüdyoda yatıp kalktık. Benim karakterimle doğru orantılı. Etnik müziğin o yıllarda çok çok çok ötesinde, dünyayı etkileyeceğini bilerek bu çalışmayı yapmıştık. Dolayısıyla, güzel ve benim karakterime çok uygun bir çalışma oldu.
Cenk Erdem: O albümde, ‘Şiirimin Dili’ şarkınızda sözler içine işliyor insanın; Ömer Çakmakçı’nın şiirinde siz en çok hangi kısma vurulmuştunuz?
Seyyal Taner: Şiirimin dili sevgili Kemal Boran`ın bestesi, Ömer Civano Çakmakçı`nın sözleri. Beni çok etkileyen bir şarkıydı. İlk dinlediğim andan itibaren çok sevdim, çok heyecanlandım. Özellikle de `Elleri bağlı mıyam, dil bilmez dağlı mıyam?` kısmı beni çok etkilemiştir.
Cenk Erdem: Sizin bir yandan dans müziği için sıradışı bir duruşunuz ve enerjiniz hep oldu; gazinolara çıktığınız o ilk dönemlerdeki leopar bitmeyen enerjisini nelerden alıyor?
Seyyal Taner: Dans eden insanda enerji vardır zaten. Dolayısıyla benim içimdeki enerjiden çıkan bir desen o leopar. Leopar benimle çok özdeşleşmiş birşey. Türkiye`de herhalde sahnelerde leoparı giyen ilk benim sanıyorum. Dolayısıyla, kedi türünden bütün hayvanlar benimle alakalıdır diye düşünüyorum. (Gülüyor) Bir kedilik var yani bende.
Cenk Erdem: `Son Verdim Kalbimin İşine’ diyorsunuz ama aşkın peşine düşen ve aşka aşık bir yanınız var; kalbin işine hiç son verilmesin değil mi?
Seyyal Taner: Ya daha o yaşta kalbin işine son verilir mi allah aşkına? O yüzden zaten hemen akabindeki şarkıda `Kalbimi Affettim` diye yazmıştı sevgili Ülkü Aker. Yani, çok küçüktüm bu şarkının sözlerini söylerken. Aaa insan aşktan vazgeçebilir mi? Kalbin işine son verilir mi hiç? Asla. Asla, hiç kimse kalbinin işine son veremez. Son verilmez. Son yoktur. Kalp attığı müddetçe aşk da var, sevgi de var, enerji de var, hayat da var, yaşam da var. Özellikle de aşk var.
Cenk Erdem: Şu küçük yaşlarda ailenizden gizli katıldığınız güzellik yarışması öyküsünden eğlenceli neler hatırlıyorsunuz?
Seyyal Taner: Yaşımın küçük olduğu için birincilik değil ikincilik verildi. Dolayısıyla çok üzülmüştüm. Belim incecik, vücudum düzgündü. Plaj güzellik yarışması yapılıyordu, bir katılayım dedim. Hakikaten çok iyi oldu ama yaşımın küçüklüğünden dolayı derece yüzünden üzülmüştüm. Valla komik değil ya, komik olan birşey yoktu. Eğlenceli birşey yoktu. Eğlenceli olan şu, herkes çok şık, çok güzel bilmem ne, ablalarımın yanında ben işte endam sergiliyorum orada. Aşırı bir heyecan vardı, hepsi o.
Cenk Erdem: Sıradışı ve cesur duruşunuza gay profil ayrıca bayılıyor; ilk gay ikonlarımızdan biri olarak pop tarihimizde sizin en cesur bulduğunuz isimler kimler?
Seyyal Taner: Valla bu ilk gay ikonlarımızdan biri falan diyorsunuz ya, bence, ilk gay ikonu zaten benim. Benden önce kim vardı bilmiyorum ama pop olmasa da tabii ki en cesur Zeki Müren, Bülent Ersoy var. Pop olmamak şartıyla ben mesela Selda Bağcan diyebilirim.
Cenk Erdem: Diva Bülent Ersoy ile çok muhabbetliymişsiniz vaktinde, efsane kariyeriniz boyunca ünlü isimler arasında arkadaşlığını en içten bulduğunuz kimler oldu?
Seyyal Taner: Bülent`in bendeki yeri çok özeldir. Çok severim, çok değerlidir. Kariyerim boyunca da bütün arkadaşlarımla son derece iyi ve nazik ilişkiler içinde olduk. Tabii ki dostluklar ayrı bir durumdur. Dolayısıyla yani arkadaşlıklar çok fazla ama dostluğumu hâlâ sürdürdüğüm sevgili Selda Bağcan var, Halil Ergün var. Bunlar.
Cenk Erdem: O Bodrum’a aşık olup gittiğiniz dönemleri biliyorum; belki o aşk geride kaldı ama Bodrum aşkınız nasıl gidiyor?
Seyyal Taner: Bodrum`a aşık olmak, Bodrum`da aşk yaşamak... Bodrum demek aşk demek, bütün bunlar zaten biliniyor. Bodrum`un kendisi aşk. Bodrum`a aşksız gelen aşkı bulur, aşkla gelen başka aşk bulur. (gülüyor) Bodrum eşittir aşk.
Cenk Erdem: Boğaziçi Üniversitesi Retro Şenliği`nde sahneye çıktığınızda sizi izleyen ve coşan binlerce kişinin arasındaydım, o gece sizce de büyülü değil miydi?
Seyyal Taner: Hakikaten çok coşkulu, değerli ve büyülüydü. İnanılmaz bir seyirci vardı. Titrettiler beni, galiba ben de onları titrettim. Çok güzel bir gün ve iyi bir organizasyondu. Tekrarını diliyorum, teşekkür ediyorum.
Cenk Erdem: O gece arkanızdaki ekranda gökkuşağı bayrağı dalgalanırken, ne güzel “Hepimiz bütün bu renklerin içindeyiz,” diyordunuz, toplum olarak pek yan yana olamıyoruz ama artık değil mi?
Seyyal Taner: Geçer geçer, bunlar da geçer. Herşey geçer. Herşey geçer, değişir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisi. Herşey düzelir, herşey geçer, herşey bir gün anlaşılır, herşey değerini bulur. Hepimiz bu gökkuşağının renklerinin altındayız ve içindeyiz diyorum, tekrar ediyorum, istediğimiz kadar yan yana olmayalım, istediğimiz kadar yan yana olamıyoruz gibi durumlar olsun hepimiz aynı geminin içindeyiz ve hepimiz o gökkuşağının altındayız.
Cenk Erdem: 2012 yılında çıkardığınız sözü müziği Kemal Boran’ın ‘Sevda Zindanları’ yine size çok yakışan bir şiir ve şarkıydı; duygu tonu yüksek şiirlere vurgun gibisiniz, öyle mi?
Seyyal Taner: Valla, hayatım boyunca duygularımla yaşadım, yani, mantıkla duygu arasında gidip gelenlerden olamıyorum. Bende duygular hep önde, duygularımın götürdüğü yerlere gidiyorum. Duygularla yaşıyorum, duygularla hareket ediyorum. Duygu, benim yaşam enerjim, dolayısıyla duygu tonu yüksek şiirlere vurgun ifadeni çok sevdim. Hakikaten duygu tonu yüksek şiirlere, müziklere vurgun geldim, vurgun gideceğim.
Cenk Erdem: Son olarak bir üçlü yayınlamıştınız, o son şarkılarda da yine size yakışan bir dans tonu var değil mi?
Seyyal Taner: En son üçlü de sevgili Hakan Eren`in firması Ossi Müzik ile bir çalışma yaptık. Dr. Selahattin Erhan`ın sözü müziği. Güzel, değişik bir çalışma. Dans edilebilecek tonda ve renkte bir çalışma oldu. Bir de, çok romantik bir şarkı var içinde. Güzel bir çalışma, hani, günün değerleri üzerinden bakıldığı zaman iyi bir müzik alt yapısı var fakat müzik sektörü artık bizim bildiğimiz müzik sektörü değil, dolayısıyla, verilecek cevabı dinleyici veriyor.
Cenk Erdem: Sırada nasıl sürprizleriniz var?
Seyyal Taner: Sürpriz hiç bitmez vallahi, yaşadığımız müddetçe sürpriz var. Şimdi artık, o bu müzik değil, onun bunun istediği gibi de değil. Ben hep zaten kendi isteklerimi ön plana koymuşumdur genelde ama bu sefer hakikaten kalbimden, ruhumdan ne geliyorsa onu yapacağım. İçimden ne geçiyorsa o müziği yapacağım. Gerçek bir `Let`s make a music (hadi müzik yapalım) olsun diyeceğim, yani, müzik yapmış olmak için değil, müzik çalmak, müzik hissetmek için. Müziği müzik olarak duyabilmek için yeni bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Yeni besteler olacak. Belki de akustik olur, bilemiyorum. İçinde bizden motifler mutlaka olacaktır, onu biliyorum tabii ki ama güzel, çok güzel birşey çıkacağına emin olduğum hisler içindeyim.
Cenk Erdem: Muhabbetiniz de tıpkı sizin gibi çok keyifliymiş, teşekkür ederim.
Seyyal Taner: Çok çok mersi röportaj için. Gökkuşağının altında rengarenk bir dünya diliyorum.
Cenk Erdem
Cazkolik.com / 27 Ağustos 2017, Pazar
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Mehmet Nuri Yılmaz
Senyal abla ben sizin saklambaç gazetesinde oynadığınız fotoraman okumuştum çok etkilendim şuan 60 yaşındayım halen Benin yaşantımda davranışlarımda etkisi olan bir fotoramandı çok teşekkür ederim öyle bir projede bulunduğunuz için
Bu Yoruma Cevap Yazın »