ENKA Sanat Türkiye'de kültür ve sanata 40 yıldır destek veriyor

ENKA Sanat Türkiye'de kültür ve sanata 40 yıldır destek veriyor

 

ENKA Sanat kırkıncı yılını kutluyor

 

 

ENKA Sanat Türkiye'de kültür ve sanata karşılıksız destek olan özel kurumların önde gelenlerinden biridir ve üstelik bunu kırk yıldır kesintisiz sürdürüyorlar. Klasik müzik konserlerinden caz ve pop gibi popüler müzik türlerine, tiyatrodan belgesel çalışmalara kadar farklı disiplinlerde düzenli içerik üreten ENKA SANAT ile kırkıncı yılları kapsamında özel bir röportaj gerçekleştirdik. ENKA Sanat Direktörü Sayın Gül Mimaroğlu ile yaptığımız sohbet hem ENKA Sanat'ın kırk yıllık sanat yolculuğunu, hem geçmiş ve gelecek yakın dönemlerin projelerini ve vizyonunu konuştuk.

 

Feridun Ertaşkan

 


 

 

 

Geliştirdiğimiz projelerle sanata çok yönlü katkı sağlıyoruz

 

 

Feridun Ertaşkan: Türkiye'de kültür sanat faaliyetleri genellikle devlet kurumları ve belediyeler aracılığıyla yürürken, özel kurumların faaliyetleri de zaman içinde ağırlık kazandı, ENKA Sanat olarak siz de bu alanın öncü kurumlarından birisiniz. 1980'li yılların başına uzanan 40 yıllık bir geçmişten söz ediyoruz, öncelikle, bize bu geçmişten söz edebilir misiniz?

 

Gül Mimaroğlu: Öncelikle, çok teşekkür ederiz bu güzel sözler için. Evet, sizin de belirttiğiniz gibi, kurumumuz, ENKA Vakfı’nın kültür sanat alanındaki faaliyetlerini yürütmek üzere 40 yıl önce kuruldu. Kuruluşuna şahitlik ettiğim ve kültür sanat alanındaki faaliyetlerinin uzun yıllardır başında bulunduğum ENKA Sanat olarak, 1984-89 yılları arasında, yeni bilimsel-teknik araştırmalar ve sanat eserlerini değerlendirmek, uluslararası düzeyde yeni eser verilmesini teşvik etmek amacıyla ENKA Bilim ve Sanat Ödülleri’ni verdik. 1989 yılından itibaren ise, Kültür Sanat Buluşmaları başlıklı etkinlikler düzenlemeye başladık. Halen daha üç ayrı mekanımızda, Açıkhava Tiyatrosu, Oditoryum ve Sanat Galerisi’nde müzikaller, tiyatro oyunları, klasik, caz, popüler müzik konserleri, film gösterimleri ve çocuklara yönelik özel temsiller gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda, genç sanatçıların eğitimine yönelik burs programları hayata geçiriyor; farklı kurumlarla işbirliği içerisinde sponsorluk çalışmaları yürütüyor; kendi belgesel yapımlarına imza atıyor; geliştirdiğimiz proje ve programlarla sanata katkılarımızı çok yönlü olarak sürdürüyoruz.

 

 

Etkinlikleri belirleyen kriterler?

 

 

Feridun Ertaşkan: Teşekkür ederim. “Kültür-Sanat” deyince birbirinden farklı disiplinlerden söz ediyoruz, ENKA Sanat olarak yoğunlaştığınız belirli bir alan var mı? Yıl boyunca yer verdiğiniz içerikleri nasıl projelendiriyorsunuz?

 

Gül Mimaroğlu: Etkinlik programlarımızı ve projelerimizi oluşturma sürecinde pek çok kriter aynı anda etkili oluyor diyebilirim. Kültür ve sanat hayatının güncel eğilimleri ve izleyici beklentisinin yanı sıra sektör profesyonelleri ve kurumlardan gelen işbirliği teklifleri programlarımızın ve projelerimizin şekillenmesini sağlıyor. Elbette, kurumun değerleriyle örtüşen, kapsayıcı, çeşitliliği gözeten, güncel ve nitelikli bir içerik olması en temel kriterlerimizi oluşturuyor. Bu anlamda faaliyetlerimizin sanatın farklı alanlarında geniş bir yelpazede olmasına dikkat ediyoruz.

 

 

Fazıl Say, Genco Erkal dinletisinden

 

 

ENKA Sanat'ın iki ana etkinlik mekânı var

 

 

Feridun Ertaşkan: ENKA Sanat gibi köklü özel kurumların faaliyetleri yanında kurumsal altyapılar da önemli. Siz, geçen 40 yıl içinde bu alana da yatırım yaptınız, bu ayrıntıları sizden öğrenebilir miyiz?

 

Gül Mimaroğlu: Kurum bünyesinde iki etkinlik mekânımız var; ENKA Oditoryumu ve ENKA Açık Hava Tiyatrosu. Oditoryum, fuayesi, sahnesi, kulisleri, profesyonel teknik donanımı, çağdaş tasarımı ve akustiği ile sanatçılarımızın İstanbul’da önerdiği sayılı mekânlardan biri.

 

Esasında, 1984 yılında inşa edilen ENKA Açık Hava Tiyatrosu ise, 2004 yılında Mimar Dr. Emre Erkal tarafından yenilenerek çelik konstrüksiyon çatı sistemiyle çağdaş bir görünüme kavuştu. Bugün, İstanbul’un önemli açık hava sahneleri arasında yer alan tiyatromuz, profesyonel teknik donanımı, yenilenmiş kulis yapısı, geniş fuayesi, yeşillikler içinde korunaklı yapısıyla sanatseverlerin de vazgeçilmezleri arasına girdi.

 

 

Borusan Quartet konserinden

 

Feridun Ertaşkan: Başarılı ilk döneminizin ardından ENKA Bilim ve Sanat Ödüllerini vermeye başladınız. Bize, bu ödüllerin geçmişinden ve bugüne kadar kimlerin bu ödülleri alıp bugünlere geldiğinden söz edebilir misiniz?

 

Gül Mimaroğlu: Az evvel de belirttiğim gibi, yeni bilimsel- teknik araştırmalar ve sanat eserlerini değerlendirmek, uluslararası düzeyde yeni eser verilmesini teşvik etmek amacıyla ENKA Bilim ve Sanat Ödülleri’ni 1984- 89 yılları arasında verdik. O dönemde bu ödül programı, sektörümüz açısından döneminin en önemli girişimlerinden biriydi. Alanlarında Türkiye’nin en önemli isimlerini bir araya getiren jürisiyle (Adnan Çoker, Sabri Berkel, Metin And, Yıldız Kenter, İdil Biret, Doğan Hızlan, Ara Güler, Füsun Onur ilk aklıma gelen isimler) öne çıkan ödüllerin birincileri arasında Resim dalında Burhan Doğançay, Müzik dalında İstemihan Taviloğlu, Heykel dalında Koray Ariş gibi Türk sanat tarihinin önemli isimleri bulundu. O dönemde üniversite öğrencisi olan Nuri Bilge Ceylan, Fotoğraf dalında ödül kazanan isimler arasında yer alıyordu.

 

 

Lisans ve lisansüstü burslar ile genç sanatçılara destek

 

 

Feridun Ertaşkan: Ödüllerin yanı sıra burslar da veriyorsunuz. Bursların yapısından ve nasıl faydalanabileceğinden söz edebilir misiniz? Yani, sanatın her dalı faydalanabiliyor mu mesela?

 

Gül Mimaroğlu: Geçtiğimiz yıl, genç yeteneklerimizin yurt dışındaki lisans ve lisansüstü eğitimlerine destek olmak amacıyla Lale Tara Sanat Bursu’nu hayata geçirdik. Bu burs, ENKA Vakfı’nın eğitim, spor ve sanatla genç nesiller yetiştirme misyonu ile uzun yıllardır genç sanatçılara burs imkanı sunan Sayın Lale Tara’nın vizyonundan hareketle doğdu. Sanatın ve sanatçının daimi dostu Sayın Lale Tara'nın yıllardır genç sanatçılara verdiği desteği sürdürülebilir kılmak amacıyla hayata geçirdiğimiz burs ile, Türkiye'deki yetenekli genç sanatçıların yurt dışındaki eğitimlerine katkı sağlayarak onların potansiyellerini geliştirmelerine destek olmayı hedefliyoruz. Burs ön başvuruları, kurumumuz web sitesi bünyesinde oluşturduğumuz bir dijital başvuru sisteminden her yıl duyurulan tarihlerde gerçekleştiriliyor. Ön başvuruların Burs Seçici Kurulu’nun puanlamasının ardından belirlenen isimler görüşmeye davet ediliyor. Burs geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da klasik müzik alanında enstrüman branşına odaklanacak; önümüzdeki yıllarda diğer sanat dallarına yönelik çalışmalar da yürütmeyi hedeflediğimizi vurgulamak isterim.

 

 

Kerem Görsev Quartet konserinden

 

Feridun Ertaşkan: Son yıllarda özellikle prodüksiyonunu yaptığınız belgeseller öne çıkıyor, bize bu yapımlardan söz etmeniz mümkün mü?

 

Gül Mimaroğlu: Elbette... Son yıllarda, Türk tiyatro tarihinin yapı taşlarını oluşturan birbirinden değerli sanatçıların ilham verici hikâyelerini kayıt altına almak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla sanatçı belgesellerine odaklandık. Yapım sponsorluğunu üstlendiğimiz, yapımcılığını Porte Film’in, yönetmenliğini Selçuk Metin’in yaptığı, Türk tiyatrosunun duayen iki duayen ismi Yıldız Kenter ile Genco Erkal’ın tiyatroya bıraktığı izleri odak noktasına alan Caniko ve Genco belgeselleri, özel gösterimlerin ardından Netflix’te yayına geçti. Bir kültür sanat kurumu olarak tiyatro arşivlerimize bu denli kalıcı eserler bırakmış olmak bizi gururlandırıyor. Yeni bir yapımın çalışmalarına başladığımızı, prömiyerin bu yıl yaz aylarında gerçekleşeceğini buradan müjdeleyelim.

 

 

Caniko belgeseli gösteriminden

 

 

Bizim için süreklilik ve sürdürülebilirlik önemli

 

 

Feridun Ertaşkan: Türkiye'de sanata destek olan kurumların çalışmalarını yorumlayabilir misiniz? Yani, içerik üretmek mi daha önemli, altyapıya destek olmak mı daha önemli, yetişkin veya genç sanatçılara destek mi daha önemli? Türkiye'de özel kurumların desteğini kendi pencerenizden nasıl yorumlarsınız?

 

Gül Mimaroğlu: Özel kurumlar, sanatın toplumsal etkisini artırmak ve kültürün sürdürülebilir bir şekilde gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla, farklı kapsamlarda destek sağlıyor. Ben, içerik üretmenin de genç sanatçıların eğitimlerine veya kariyerlerine yönelik destek programları geliştirmenin de sanatsal üretime destek olmanın da oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

 

Kurumumuz bünyesinde bizler, her şeyden önce sanatın sürekliliğini sağlamak, sanatçıların üretimlerine destek olmak, bu üretimlerin genç nesiller başta olmak üzere geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu amaç doğrultusunda, çalışmalarımızı sanatın, sanatçının ve izleyicinin odağında, günümüzün getirdiği ihtiyaçlara, beklentilere, çağın ve teknolojinin gereksinimlerine göre değiştirip geliştirdiğimizi söyleyebilirim. Örneğin pandemi sonrası hayata geçirdiğimiz ve bu yıl 4. yılına girecek olan ENKA Sahne projesi ile sanat hayatının başındaki genç yeteneklerin ulusal ve uluslararası platformlarda önlerini açmayı hedefliyoruz. Onlara izleyiciyle buluşacakları bir sahne açmakla kalmıyor, performansların görüntü ve ses kayıtlarını dijital platformlar üzerinden sayısız izleyiciyle buluşturarak, geniş kitlelere ulaşmasını hedefliyoruz. Proje kapsamında sunulan maddi desteğe ek olarak, yapılan profesyonel kayıtları kendi tanıtımlarında, yurt içi-yurt dışı eğitim ve ödül başvurularında kullanabilmeleri için müzisyenlerle paylaşıyor; portföylerine katkı sağlıyoruz.

 

 

Sertab Erener, Emre Kula konserinden

 

Feridun Ertaşkan: ENKA Sanat olarak geçen yılı nasıl geçirdiniz?

 

Gül Mimaroğlu: Geçtiğimiz yıl 40. yaşımızı  tüm yıla yayılan, farklı alanlardaki kültür sanat etkinlikleriyle, özel proje ve programlarla kutladık. Çeşitli sanat disiplinlerinin yenilikçi örneklerini ve nitelikli yorumlarını salonlarımıza taşıdığımız etkinlik sezonu, farklı yaş ve farklı ilgi alanlarına yönelik geniş bir seçki sundu. Programda yediden yetmişe tüm yaş gruplarına hitap eden, tiyatro sahneleri ile klasik, caz ve popüler müziğin en sevilenleri sahnelere taşınırken, ülkemizin alanında duayen isimleri ve gelecek vadeden genç yetenekleri ağırladık. Başka Sinema iş birliğiyle hazırlanan seçki, açık havada yıldızların altında benzersiz bir sinema deneyimi sundu. Eylül ayından yıl sonuna kadar düzenlediğimiz etkinliklerde ise Cumhuriyetimizin 100. yılını sanatçılar ve sanatseverlerle kutladık.

 

 

2024'ün ilk yarısı tiyatro, ikinci yarısı konser ağırlıklı olacak

 

 

Feridun Ertaşkan: Peki 2024 yılını nasıl görüyorsunuz? Bu sene hangi projelerin gerçekleşeceğini dair bilgiler alabilir miyiz?

 

Gül Mimaroğlu: Bu yılın ilk sezonunda tiyatro ağırlıklı bir program hazırlığı içerisindeyiz, önümüzdeki günlerde detayları duyuracağız. Program, son dönemin üretken, genç, yerli ve yabancı yazarların kaleme aldığı güncel metinlere odaklanıyor. Kimi kişisel hikâyelerle örülü kimi yaşadığımız çağın dinamiklerine ve toplumsal meselelerine odaklı; çarpıcı oyunculuklar, yaratıcı müzik, ışık ve sahne tasarımlarıyla öne çıkan, mizah ögeleriyle, doğaçlama ve interaktif unsurlarla örülü performanslar, tiyatro deneyimini zenginleştirirken izleyiciye yeni perspektifler sunacak.

 

 

Burçin Büke, Güvenç Dağoğlu

 

 

Bu sene de caz müziğin yaratıcı melodilerini dinletmek istiyoruz

 

 

Feridun Ertaşkan: Bu yıl caza dair özel duyurularınız olacak mı?

 

Gül Mimaroğlu: Geçtiğimiz yılın son sezonunu caz ve klasik müziğe ayırmıştık. Bu yıl da yaz ayları ve sonrası için yine caz müziğin ritmik, yaratıcı ve özgür melodilerinden güzel örnekler dinleyeceğiz.

 

Feridun Ertaşkan: ENKA Sanat adıyla tematik bir yerli caz festivali kurumunuza çok yakışır ve caz dünyasının böyle bir festivale çok ihtiyacı var, bu fikri nasıl karşılarsınız?

 

Gül Mimaroğlu: İleride neden olmasın!

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 23 Ocak 2024, Salı

 

Birsen Tezer konserinden (Altta)

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.