Dün akşam, 21. Akbank Festivali`nin programında önemli bir yer tutan JAmZZ Genç Yetenekler Yarışması finalinde gencecik altı caz müzisyenini Babylon sahnesinde izlerken aklımda hepsi birbirinden farklı özelliklere sahip bu genç insanların yarışma ve sahne performanslarını, yeteneklerini değerlendirmekten ziyade, sahnede gördüğüm fotoğraftan bakış açısı çok daha geniş ölçekli bir yarışma manzarasına nasıl ulaşırızı düşünüp durdum.
Küresel örneklerden yerel çıkarımlara varmak ne kadar doğru olur bunun sağlamasını yapmak elbette zor ama ortada hakiki ve büyük bir vizyon için yeterli potansiyeli yaratma imkanı varken (potansiyelin olmasından değil, potansiyeli yaratma imkanından sözediyorum) küçük ölçekli, festival dahili proje unsuru olarak kalınırsa bilemediniz bir kaç sene sonra âkâmete uğraması muhtemel bir girişimden kendi sınırlarımızın da ötesine taşan geleneksel yıllık harikalar diyarı yaratmak mümkün değil mi?
Bence mümkün!
Dün gördüğüm sahnenin ardında çok daha büyük bir resmin yattığını gözlerimle gördüm! Bunu içtenlikle söylüyorum ama bunlar elbette büyük kurumsal kararlardır ve burada yazılan bir kaç cümlenin çok ötesindeki yetkili mercileri ilgilendirir ama vizyona ilişkin potansiyeli seslendirmekte sakınca olmasa gerek ve üstelik böyle bir çalışmayı sanmıyoruz ki Akbank gibi bir kurumdan başka yapabilecek birileri olsun.
Örneğin, 25. Akbank Caz Festivali gümüş yılını kutlarken Azerbaycan`dan, Mısır`a, Balkanlardan Karadenizin ardına uzanan coğrafyanın muazzam potansiyelini buluşturan inanılmaz bir genç yetenekler yarışması neden yapılmasın?
Anıl Bilgen piyanosunu neden çok daha çetin şartlarda sınama imkanı bulmasın, Utku Akyol`un genç yeteneğin ötesine geçmiş müzisyenliği neden uluslararası terazide değerlendirilmesin, Bengisu Önal sesinin derinliklerini neden kendini daha da geliştrecek acımasız şartlara dayanıklı hale getirmesin?
Tüm bu yazdıklarımız yapılır veya yapılmaz hepsi ayrı birer değerlendirmedir elbette, Akbank gibi global ölçekli bir kurum için tüm hareket planları bir kaç yıllık planlamaya dayanıyordur mutlaka, sorun fiziki şartların olumlu ya da olumsuz fizibilite hesaplarında değil, sorun biz de bu potansiyelin olup olmamasında. Yazının başlığındaki gibi, ben dünkü fotoğrafta açığa çıkan bu ısıyı gördüm ve hissettim ama bu gerçekçi değildir ya da şartlar uygun değildir buna bir şey diyemeyiz, fakat olmayacak bir şey de kesinlikle değildir!
Ne kadar önemli bir caz piyanisti olduğunun farkında mıyız bilmiyorum ama Vijay Iyer günümüz modern cazın modern `guru`larındandır! Altmışların piyanisti Andrew Hill tarzı modernizmin, Cezayir asıllı Fransız piyanist Martial Solal ardılı köşeli anlatımın ikibinli yıllardaki versiyonu desek? Grammy adayı (yoksa ödüllü mü?) albümü Historicity geometrik biçimlerin lirizmine dönük olağanüstü estetiğe sahiptir. Yirminci yüzyılın başlarındaki Georges Braque resimlerini bilenler içiçe geçen formlardan yeni formlar üretildiğini görmüşlerdir ya da İtalyan natürmortçusu Giorgio Morandi`nin yalın resimlerindeki eşsiz sadeliği... Bu kadar benzetmenin ardından son olarak şunu söylemeli, konsere gitmeden önce Morandi`nin resimlerinden birini bulun ve uzun uzun bakın, akşam ardından Vijay Iyer`un Leonard Bernstein bestesi Somewhere`ini dinleyin. Bize hak vereceksiniz...
(Fotoğraflar: Leyla Diana Gücük)
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 18 Ekim 2011, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.