İş Sanat Konser Salonu’nun içinde bulunduğumuz sezonda bana göre en önemli konuğu Arturo Sandoval geçen çarşamba akşamı sahnedeydi. Konserin başından itibaren ufak tefek teknik aksaklıklar Sandoval’ın sahnesine musallat olsa da yarattığı müzik her dinleyici profilini yakalayacak türdendi. Sandoval’ı, Dizzy Gillepsie’yle çaldığı dönemlerden bilen-seven bir cazsever için oldukça melodik trompet ve saksafon soloları tatmin ediciydi. Trompetini icra ederken ulaştığı alt ve üst tonlar arası ton aralıkları genişledikçe müziğindeki derinlik etkisi daha da arttı. Konserin ortalarına doğru espirili bir üslûpla trompet çalmanın insana ağrı verdiğini, aslında çalmak istediği enstrümanın piyano olduğundan bahsetmişti. Kimilerimiz piyano çaldığını bile bilmiyorduk ama Sandoval’ın ‘My Passion for the Piano’ albümünü bilenler için Sandoval’ı piyano başında bas ve davulla izlemek hayli keyifliydi. Tabir yerindeyse İsviçre çakısı gibi bir adam Sandoval. Hem usta bir müzisyen hem de izleyenlerinin yüzündeki gülümsemeden beslenen bir sahne ve eğlence gurusu. Yeri geliyor vokal yapıyor, yeri geliyor perküsyon çalıyor, yeri geliyor hammond da progresif rock havası yakalayabiliyor. Uzun yıllar önce Küba`dan Amerikaya iltica etmesi, Amerikada demokrasiyi bulduğunu söylemesi üzerine yapabileceğimiz güncel siyasi yorumlar muhtelif olabilir ama İş Sanat sahnesinde ve ertesi gece İzmir’de sahne alan Sandoval`ı izleme fırsatını yakaladığımız için çok şanslıyız. Yaşına rağmen oldukça formda olan yaşayan bu değerli trompet ustasıl gelecek sezon izleyeceğimiz güzel konserlerin habericisi olur umarım.
Cazkolik.com / 03 Mart 2019, Pazar
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.