Maffy Falay hayatını kaybetti. Türk caz tarihinde benzersiz yeri olan öncü bir sanatçıdır Maffy ve aynı zamanda hepimiz için candan bir dost, bir ağabey idi. Bir süredir sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü biliniyordu ama bundan daha fazlası var. Maffy'nin ardından herkesin bileceği biyografik bir anlatım yerine Maffy'nin uzun yıllar yakın dostu olmuş Emin Fındıkoğlu hocamıza, yakın dostu ve özellikle son dönem ilgisi ve yakınlığıyla hep yanında olmuş Hakan Atala ve Arda Cabaoğlu'na bize Maffy ile ilişkilerini, özellikle son döneme dair yaşadıklarını anlatmalarını rica ettik. Her üç dostumuz da bizi kırmadı ve hatıralarını, notlarını paylaştı, aşağıda okuyabilirsiniz. Cazkolik'te Maffy ile ilgili zaman içinde birçok içerik yayınladık ama bunların ikisi bizim için ayrı önemdedir. Radyo Cazkolik'te Tunçel Gülsoy ve Leyla Diana ile yıllar önce yaptığı radyo kayıtları bugün artık birer arşiv belgesi özelliğine kavuştu. Fırsat bulursanız bir ara dinleminizi tavsiye ederiz.
Feridun Ertaşkan
1956 yılında Dizzy Gillespie'yi Türkiye ziyareti sırası havaalanında karşılayanlar arasında önde elinde trompetiyle Maffy Falay başı çekiyordu
Bugün yitirdiğimiz Muvaffak (Maffy) Falay 1950'lerde Ankara Devlet Konservatuarı öğrencileri arasında caz rüzgarını başlatan, Melih Gürel, Metin Gürel, Selçuk Sun, Aydemir Mete gibi okul arkadaşlarının caza bulaşmalarına yol açan çok değerli trompetçimizdir.
1956 ilkbaharında Ankara'ya gelen Dizzy Gillespie'yi uçağının merdivenlerinden iner inmez trompetiyle bir be-bop parçası çalarak karşılayan ve şaşırtan Maffy bu andan başlayarak Dizzy'nin koruması altına girdi. O yıllarda karşılayıcılar inen uçağın yanına kadar gidebiliyorlardı.
Daha sonra Avrupa'ya açılan Maffy ilk önceleri Almanya'da WDR (Köln Radyo Orkestrası) ile çalıştı, daha sonra İsveç'in çok hareketli caz ortamının içinde buldu kendini. 1962 yılında Belçikalı piyanist-aranjör Francy Boland ile Amerikalı davulcu Kenny Clarke'ın ortaklaşa kurdukları, yarısı Amerikalı ünlü caz müzisyenleri, yarısı Avrupa ülkelerinin en parlak cazcılarından oluşan büyük orkestranın (Clarke-Boland Big Band) kurucu üyelerinden oldu. Bu orkestranın ilk albümü Amerikada Atlantic Records'dan "Jazz Is Universal" adıyla satışa çıktı, albümün kapağında sekiz kadar ülkenin bayrağı yer alıyordu ve Atlantic plâk şirketinin başındaki Nasuhi Ertegün bayrağımızın kapaktaki görüntüsüyle öğünmüştü. Daha sonra gene Atlantic'den çıkan ikinci albümün kapağında ülkelerin pulları yer alıyordu, orada da Maffy'nin fotoğrafının üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Postaları, altında ise Ahmet Muvaffak Falay yazıyordu. İsveç yıllarına iki evlilik de sıkıştırmıştı Maffy. Bu Maffy adı ise mavi kelimesinin İzmirli ağzı ile bir çeşit söylenmesinden geliyordu, trompetçimiz İzmirliydi.
Francy Boland'ın 1962 yılında çıkan albümünde Türk bayrağı maffy sayesinde albüm kapağında yer aldı
İsveç'e gelen ünlü Amerikalı orkestra şefleri Nelson Riddle, George Russell gibi isimler big band oluştururlarken kesinlikle Maffy'yi de görmek isterlerdi. İsveçli trompetçiler arasında kıskananlar da oluyordu tabii. Kendi adına oluşturduğu daha küçük topluluklar yanında ülkenin bir numaralı tenor saksofoncusu Bernt Rosengren yer alıyordu. 1970'lerin başında İstanbul'dan gelip aldığı genç tromboncu Elvan Aracı'nın da katılımıyla dikkatleri toplayan bu grubu Youtube kanalında, Maffy Falay Sextett adı altında izleyebilirsniz. Ayrıca Okay Temiz ile oluşturduğu, bambaşka tür bir müzik çalan "Sevda" adlı grubuyla İskandinavya'da büyük kitlelerce tanındı. Bu toplulukta Bodrum'dan alıp götürdüğü yerel sanatçı
Salih Baysal Avrupa caz klasmanlarında en iyi beş kemancı arasına girdi.
Daha sonraki yıllarda Maffy Türkiye'de sık sık görüldü ve oluşturduğu gruplarla caz kulüpleri ve konserlerde dinleyicisiyle buluştu.
Şimdi Elvan'ın yanında. Birlikte üflerler artık.
Emin Fındıkoğlu
Hakan Atala ile Lale Plak'ın önünde
Ben sizlere Maffy'i tartışılmaz müzisyenliğinin dışında bizim birlikte geçirdiğimiz zamanlardan bahsederek anmak isterim.
İstanbul'a geldiğinde mutlaka Asmalımescit'te Devman otelinin küçük odasında kalırdı. Çok küçük bir bavul içinde birkaç çamaşırı, gömleği, pantalonu ve bize getirdiği şekerlemeler olurdu ama en önemlisi (rahatsızlığı sırası bende Lale Plâk'ta kalan) eski trompeti ve ağızlıkları içinde olan deri çantası...
Bizim buraları (Tünel) tercih etmesinin yegâne sebebi Lale Plâk'tı çünkü zamanının çoğunu bizde geçirirdi ve etraftaki esnafla da arası çok iyiydi, çok sevilirdi. Özellikle (geç uyuduğu için geç kalkar) Armada restoranda tavuk suyu çorba ve kuru fasulye ile güne başlardı, sonra da bize gelir ve oradan da tatlı getirirdi, ayrıca, yan taraftaki komşumuzdan da mutlaka nar suyu içerdi.
Elbette beraber tüm vakti cazla geçerdi. Kendi CD ve LP'lerini, yıllar önce kendisinden bahsedilen gazete kupürlerini getirmeyi de ihmal etmezdi ve onların mutlaka en önde, vitrinde yer almasını isterdi.
Huysuz ama çocuksu ve sevimliydi. Charlie Parker onun için adeta tanrı idi. Kenny Dorham'i da pek severdi ama Miles Davis'i sevmezdi mesela, hatta, Lale Plâk'ta vitrine koyduğumuz ve güeşlik vazifesi gören büyük posterler vardı, Davis'in posterini arkaya koyup Parker'ı öne alırdı.
Kendisine burada (Türkiye'de) çok çaldırmadıklarını (aslında haksız sayılmazlarda çünkü sahneden pek inmez ve ekibini titizlikle seçerdi), genç müzisylenlerin kendisinde faydalanmadıklarını (genç müzisyenlere sürekli aynı şeyi tekrarlardı Time! Time! Time! ve hayıflanırdı.
Dizzy ile olan ve isminden kaynaklanan malum (!) diyalogları, Bill Evans ile Stockholm maceraları gibi önemli müzisyenlerle geçen hikâyelerini anlatmaya bayılırdı. Onun varlığı benim ve Lale Plâk için bir şanstı...
Evet sevgili dostum, büyüğüm, caz arkadaşım, bazen çocuğum (!) Maffy ile ilgili anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Onu belki başka bir ortamda tekrar anmak kaydıyla...
Güle güle Maffy, Charlie Parker'e selam...
Hakan Atala
Muvaffak "Maffy" Falay ve Arda Cabaoğlu 2019 Asmalı Mescit, Beyoğlu, Fotoğraf: Deniz Yüksel
Aynı mesleği yapıyoruz, birimiz 1930, ben 1981 doğumluyum. Aramızda 51 yaş fark var. Maffy caz trompetçisi ve çok koyu bir Charlie Parker Hayranı. Ben ise Maffy’nin çağında Charlie Parker neyi temsil ediyorsa ben de benim çağımın özgür müziklerinin yönünde yol alıyorum. Maffy gibi Cumhuriyet’in ilk yıllarında doğan özellikle 1930lu kuşaktaki sanatçılar benim tanıştığım en değerli ve kendileriyle vakit geçirdiğimde bu zamanın en özel zaman olduğunu hissettiğim kuşak. Maffy’yi çok özleyeceğim. Bir arkadaşıma bu sabah telefonda “Bize dağıttığı ışığı bizde başkalarına aktaracağız” demişim. O da bunu paylaşmış insanlarla. Sizinle de bunu paylaşmak doğru olur. Bu kuşaklarla değişecek bir his değil bence. O ışığı ne mutlu Maffy’den aldık, başka kuşaklara aktarabiliriz, aktarmalıyız.
Son dönemini sormuştunuz. Size anlatabilirim. Maffy, Okay Abi (Temiz) ve benim birlikte olduğumuz bir sıra Kasım 2019’da Tünel İstiklal Caddesi’de Narmanlı Han’ın yeni yapılan mermer basamaklarından dengesini kaybederek düşmüş ve omurgasında L2 ve sol kolundaki Humerus kemiğini kırmış.
İki-üç aylık bir süreçte Taksim İlkyardım ve GATA hastanelerinde iki başarılı ameliyat (omurilik çimentosu ve humerus için platin takılması) geçirdikten sonra sevenleri ve arkadaşlarının desteği ve yardımlarıyla Kayışdağı’ndaki Darülaceze’de yoğun şekilde bakılarak pandemi başladığı dönemde korunması sağlanmıştır.
Bu sürede ben hep aktif olarak Maffy’ye destek oldum ve tabi bütün seven arkadaşları olarak organize olduk ve onu yalnız bırakmamaya çalıştık. Pandemi süresinde katı kurallar olduğu için onu hiç göremediğimiz, fizikî olarak yanında olamadığımız zamanlar oldu. Ve tabi 90 küsür yaşında ayrıca Alzheimer hastalığı olan bir sakinin oradan çıkarılması (ki kendi isteğidir) başka bir yere gitmek için bir vasî atanması konusu oldukça uzun bir süreç haline geldi. Oğlu Emil, Stockholm’de olduğu ve Türk vatandaşı olmadığı için kendisini Vasî olarak kabul etmeyen Darülaceze ile uzun süren bir dava süreci sonunda Emil’in avukatı vasî atanmıştır. Kendisinin isteği üzerine Darülaceze’den çıkarılmasına çalıştık ama bu organizasyonu tam yaptık, bitirdik derken Maffy’nin konuşma yetisi durdu ve iki hafta önce yaptığımız MRI taramalarında beyninde kötü huylu birkaç kitle tespit edildi.
Bu süreç sürekli uzadı ve Darülaceze doktor randevularının alınmasının zorluğunu bize neden olarak gösterdi. Kısaca, bu kitle için bence geç kalındı ve Maffy’yi bu sabah (22 Şubat) kaybettik. O konuştuğu herkese mutluluk verdi, bu süreçte destek olan herkese teşekkürler. Müzikle kendini ifade eden ve müzikle yaşayan bir insandı. Son dönem müzikten uzak kaldı, bence bu yüzden de sağlığı kötüye gitti diye düşünüyorum.
Maffy Falay'ın cenazesi 26 Şubat Cumartesi ikindi namazını müteakiben (16:38) Kuşadası merkez Hanım Camii’nden kaldırılacak ve Kuşadası Yeni Mezarlık’ta toprağa verilecektir.
Arda Cabaoğlu
Cazkolik.com / 23 Şubat 2022, Çarşamba
Kuşadası belediyesi hemşerileri Maffy'i 2011 yılında açılışını yaptıkları bir heykelle onurlandırmıştı. Bu heykel muhtemelen Türkiye'de bir caz müzisyeni adına dikilmiş tek heykeldir. Maffy heykel açılışında, sarıldığı arkadaşının ise Kuşadası'ndaki çocukluk yıllarından olduğunu söylemişti.
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Ahmet Şükrü Uluçay
Öncelikle Maffy beyi kaybettiğimiz için çok üzgünüm kendisini tanıma ve defalarca sohbet etme şansını bulan insanlardanım; Lale plağın kültürü ile sevgili manevi ağbeyim Hakan Atalanın katkılarıyla oluşan müzik bilgilerimin yanında böyle efsane isimleride tanıma şansı buldum Türk ve Dünya Jazz sanat hayatı bence bir ÇINAR’ını yitirdi...Nur içinde uyu değerli büyüğüm Maffy ❤️🎶🔊🏆 Not: Böyle değerli röportaj içinde sizlere sonsuz teşekkürlerimi saygılarımı sunarım
Bu Yoruma Cevap Yazın »