Bu makalenin orijinali Natalie James ve James Hardy tarafından yazılmış ve 13 Mayısta openDemocracy isimli portalda yayınlanmıştır.
Avrupa'da yükselen aşırı sağ söylem sempatizanlarını radikalleştirebilmek için COVID-19 kısıtlamaları ve komplo teorilerinden besleniyor
İngiltere ve Avrupa'da bir yıldır tecrit altında yaşanan uzun süreli izolasyon ve sosyal uyum eksikliğinin zararlı etkileri hakkında tartışmalar artmaya başladı. Bu tartışmalar sadece insanların akıl sağlığı konusunda değil, aynı zamanda, farklı aşırılık biçimlerine karşı savunmasız kalmaları konusunda da sürüyor.
Galler bölgesi Aşırılık ve Terörle Mücadele Birimi (WECTU) başkanı geçen yıl pandeminin gençler arasında radikalleşme riskini artırabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu. Radikal sağ söylemin yürüttüğü COVID-19 eleştirileri ve komplo teorilerini uzun süredir sürdüren kinâyelerin ve anlatıların gençleri algı yoluyla belli bir hizaya sokma fırsatı yakaladığına dair korkular oluştu.
İngilizlerin terörle mücadele stratejisi CONTEST’e göre sosyal izolasyon ve yalnızlık, radikalleşme veya potansiyel istismara yol açacak güvenlik açıklarından biri olarak kabul ediliyor.
Sosyal psikologlar ve radikalleşme akademisyenleri, izolasyonun zaten var olan şikâyetleri daha da artırarak bireyleri muhtelif aşırılıklara karşı savunmasız bıraktığının altını çiziyor. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, sosyal dışlanma yaşayanların "düşük öz saygı ve daha az anlamlı varoluş duyguları" yanında güçlü "öfke, hayal kırıklığı, üzüntü" duyguları bildirdiklerini belirtiyor.
Psikologlar, aidiyet duygusunu yeniden kazanmak için kendilerinden çok farklı görüşleri benimseyen yeni bir gruba uymak anlamına gelse dahi bireylerin sosyal aidiyet fırsatlarına açık hale geleceğini savunuyor. Aynı araştırma, tecrit edilmiş ve dışlanmış bireylerin, izole olmayanlara kıyasla aşırılık yanlısı bir gruba katılma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Yine de, izolasyonun, savunmasızlığa yönelik duyguların net bir göstergesi veya aşırılığın nedensel bir açıklaması olduğunu ileri sürmek yanlış ve sorunlu olabilir.
Tecrit, var olan şikâyetleri daha da artırarak bireyleri aşırılığa karşı savunmasız bırakıyor
COVID-19 karantinalarının getirdiği zorunlu izolasyon, ekonomik sorunlar, sosyal dışlanma veya yoksunluğu birleştiriyor.
Araştırmacılar, Avrupa'daki aşırı sağ söylemin radikalleşme sürecinin ilkeleri olarak ekonomik güvensizlik ve sosyal dışlanmanın rolünü araştırdı. Bu faktörler radikalleşmenin belirleyicileri değilse de pandemiye verilen diğer tepkilerle birleşmektedir.
Verimli zemin
COVID-19 salgınından önce İngiltere'de radikalleşmeye karşı birden çok kurumdan oluşan bir koruma merkezi olan Channel'a yüksek düzeyde bildirimlerin olduğu alanlar Londra, Kuzey Batı ve Kuzey Doğu olarak gösteriliyordu.
Buralar aynı zamanda salgınla mücadele tedbirlerinden en sert şekilde etkilenen bölgelerdi ve diğer bölgelere göre daha sıkı kapanma ve kademeli düzenlemeler uygulanmıştı. Ayrıca iş, işyeri ve okulların kapanması nedeniyle diğer bölgelere göre daha sert ekonomik ve sosyal sonuçlara maruz kaldılar.
BM, özgürlüklerin sınırlandırılmasının, özellikle de önleyici COVID-19 tedbirlerini zorla dayatan yerel yetkililerin nüfusun en savunmasız kesiminin haklarından daha fazla mahrum bırakılmasına yol açabileceğini öngördü. Kısıtlamalara yönelik eleştiriler komplo teorileri ve dezenformasyonla da bağlantılı hale geldi.
Ayrıca, sosyal izolasyon gibi mevcut şikâyetleri daha da kötüleştiren küresel salgın nedeniyle daha fazla insan işsiz veya eğitimsiz kaldı.
Tüm bunlar, bütün bu dezavantajları kendi çıkarına kullanarak insanları radikalleştirebilecek Avrupa aşırı sağı için verimli bir zemin sağlıyor.
Okul dışında
Eğitim kurumlarının kapatılması da bu endişeyi artırıyor. Eğitim uzmanları, İngilizlerin Önleme Programı'na yapılan yönlendirmelerin yaklaşık üçte birini sürekli olarak hesaba katmıştır. Bu sevk süreci, öğretmenler dahil olmak üzere kamu sektörü çalışanlarının günlük uygulamalarında karşılaştıkları endişeleri tespit etmekle görevlendirildiği Önleme Görevi'nin de temelini oluşturur.
Okulların kapatılması, öğrenmeyi sınıftan çevrimiçi alanlara kaydırdığı için kaçınılmaz olarak öğrenciler ve öğretmenler arasındaki teması azaltmıştır. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, eğitimcilerin sadece bu sevk süreçlerinde değil, aynı zamanda öğrencilere korunaklı bir bakış açısıyla destek sağlamadaki önemli rolünü de göstermektedir. Temasın ve faydalı sınıf sohbetlerinin sınırlandırılması, öğretmenlerin öğrencilerin zorluklarla ne zaman karşılaşabileceklerini fark etmelerini de zorlaştırdı.
Kurumsal desteğe yönelik bu sınırlı fırsatlar, artan izolasyonla birlikte, marjinalleştirilmiş ve dışlanmış kişileri aşırı sağ anlatılara doğru sürükleyebilir. Ancak bu senaryo, 'panik' yönlendirmelerinin potansiyel yükselişine ilişkin endişeleri de artırıyor, çünkü, öğretmenlerin öğrencilerini günlük olarak gözlemleme şansı yok.
Referans sayısı
Aşırı sağ söyleme yönelik içerikler 1 Ocak-20 Kasım 2020 arası yüzde 43 oranında arttı. Bunun nedeni, aşırı sağ söylemin tecritten yararlanmasından mı yoksa böyle bir sömürüden korkulmasından mı kaynaklanıyor konusunu daha fazla araştırmak gerektiyor.
Çevrimiçi işe alım
Öğrenciler İngiltere'de okullara geri dönmüş olsalar da, tam bir normalleşmeyi beklerken, çevrimiçi alanların kullanımı artmaya devam ediyor.
Avrupa'da aşırı sağ söylemle ilişki kuran bireyler her zaman kendi isteklerine göre hareket etmiyor, aksine, karizmatik aşırılıkçılar COVID-19 önlemleri altında sosyal olarak izole olmuş ve sıkılmış olabilecek gençleri kasıtlı olarak hedefliyor ve pandemi hakkında komplo teorileri yayarak tabanlarını büyütme fırsatlarını kolluyor.
Pandemi sırasında Gab veya Telegram gibi aşırı sağ söylemle ilişkili sosyal medya uygulamalarına katılan kullanıcıların sayısı arttığından bu konunun da takibi zorlaşıyor. Telegram tek başına Nisan 2020 ile Ocak 2021 arasında 100 milyon yeni kullanıcı kazandı. (Cazkolik itirazı: Yazar bu detayı verirken What's Up'ı neden konu dışında tuttuğu merak konusu)
İnsanlar ayrıca çevrimiçi olarak daha fazla zaman geçiriyor. Avrupa Birliği Konseyi, radikal sağ söylemin anlatılarını bir örgütleme aracı olarak COVID-19 komplosunu kapsayacak şekilde uyarlaması "korona krizinden yararlanmaya" başladığı konusunda uyarıyor.
Radikal sağ söylemin ideologları bir "Plandemic"in varlığı gibi bir dizi komplo teorisini ileri sürmek için Bill Gates ve aşı mikroçipleri vs. gibi dezenformasyon kampanyalarından da faydalandılar. (Cazkolik itirazı: Açıkçası, Bill Gates ve aşı mikroçipleri gibi konular sadece Avrupa'da değil Türkiye dahil dünyanın genelinde de fazlasıyla tartışılan, konuya özne olan kişilerin de tedirgin edici açıklamalarda bulunduğu konulardır)
Büyüyen bir tehdit
İlginç bir şekilde, söylem o kadar dirençli hâle geldi ki, COVID inkarcılarını kandırırken, aynı zamanda, virüsten şüphe duymayanları da yanına çekebiliyor. Community Security Trust'ta yayınlanan bir rapor, aşırı sağ söylemin dolaşıma soktuğu komplo teorilerindeki antisemitik kinâyelerin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Ancak bu komploların öznesi olanlar sadece Yahudiler değil. Steve Bannon ile bağlantılı bilim adamlarından, Çin hükümetinin COVID-19 oyununu yayarak beyaz ırkı ortadan kaldırmaya çalıştığına varan iddialar radikal sağ söylem tarafından önerilerek toplumun çöküşünü teşvik eden faşist bir teori olan 'hızlanma' fikirlerine dönüşüyor.
Aşırı sağ söylem COVID inkarcılarını avlarken virüsün gerçek olduğuna inananları da yanına çekebiliyor.
Müslümanların Ramazan Bayramı7nda tecrit kurallarına aldırmamasına yönelik dezenformasyon hikâyeleri de bu teorileri ırkçı söylemlere dönüştürerek aşırılık yanlılarının İslamofobiden beslenmesine izin veriyor.
Bu tür propagandalar öyle bir etki yarattı ki, İslamofobik/antisemitik saldırılar COVID'i azınlıklara karşı kullanma plânlarına ilham verdi.
Radikal sağ söylemlerdeki aşırılık salgından önce zaten artıyordu, ancak COVID şüpheciliği ve komplo teorileri sürekli büyüyen tehdidi daha da artıracak gibi görünüyor.
Natalie James, James Hardy
Çeviri: Cazkolik
Cazkolik.com / 18 Mayıs 2021, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.