Kaş’ta yaşamın kıyısında zamanlar
Büyük şehirlerde yaşayan ve çalışan insanların yıl boyunca kurdukları hayal değil midir yaz tatili? Ben de uzun zamandır beklediğim tatile kavuşmak için İzmir’den güneye, Kaş’a doğru hareket ettim. Yola çıkmadan kısa bir süre önce sevgili arkadaşım Beliz Hazan’ın beni tanıştırdığı “Ben Kaş’tayım burada bir başkayım ben yine Kaş’tayım” şarkısı ile Aklan Akdağ albümü yolda bana uzunca süre eşlik etti.
Günün önemli zamanını alan yolculuğun sonunda Kaş bizi gün batımında karşılıyordu ve tatilin başladığı ilk andan itibaren içim huzur ile doluyordu.
Kaş deniz ve doğa herkesin tatilinde farklı keyifler bulabileceği oldukça şirin bir tatil beldesi. Büyük tatil yörelerinin maruz kaldığı bozulmaya uğramamış, dalga seslerinin her an sizi sarmaladığı, geceleri yıldızlara değecek kadar çok yaklaştığınız gizli bir cennet. Aslında yetmişlerde, seksenlerde, doksanlarda da böyleydi, Kaş`ın sırrı bu olsa gerek.
Yaşamın kıyısından bakma ihtiyacını karşılayabileceğiniz bir yer aynı zamanda Kaş... Yaşamın kıyısında durup, biraz etrafımızda neler olup bittiğine bakmak, nereden gelip nereye doğru gittiğinize dair bir iç muhasebe yapmak, klişelerden arınmak, “şimdi” ve “burada”ya yoğunlaşabilmek için oldukça uygun bir yer, üstelik öyle insanlardan uzak kalacağınız ıssız bir yer de değil üstelik. Sadece şehir hayatının yorucu detaylarından sıyrılmış oluyorsunuz.
Buncadoğal bir hayatın sürdüğü yer Kaş’a en yakışan şeylerden biri de jazz. Pek çok farklı yerden kulağınıza tınlayan cazı duymak oldukça hoş bir duygu veriyor insana. Bir şeyler atıştırdığınız sıradan bir kafede müzikçalardan caz işitmek hiç de şaşırtmıyor insanı. Jazz burada hayatın akışına çok uyuyor zira o anınızla ilgili doğaçlama yaşayabildiğiniz bir yer Kaş.
Popüler sahil beldelerinde yüksek volümlü müziğin insanı çıldırttığı, çılgınca dans edildiği mekanlara rastlanmıyor burada ama irili ufaklı pek çok mekan var ve üstelik bu mekanlarda genelde bir şeyler içerken size caz, blues, soul, soft rock müziğin emsalsiz tınıları eşlik ediyor.
Ben de tatilim boyunca akşamları Kaş’ın havasının ve mekanlarının güzelliğini tamamlayan harika müzikler dinledim. Canlı çalınan caz için de Kaş’ta bir kaç mekan birden var.
Bunlardan biri İzmir’in köklü barlarından biri olan Kybele Bar’dı. Barda bizi DHOZZ organizasyondan Hülya Özses tüm güler yüzlülüğüyle karşıladı. Kaş’a ilk kez geldiğini belirten sevgili Hülya Hanım’ın Kybele Kaş için duyduğu heyecan yüzünden okunuyordu. Kybele Kaş’ta HI-FLY grubunun Pazar akşamları caz, diğer günler ise Jazz, RB, Soul ve Funk tarzında müzik yapıldığını öğrendim. Grup, vokalde Nardis ve ardından Nomme Jazz Estonya yarışmalarında birincilikleri bulunan Evrim Özşuca; piyanoda yerli yabancı pek çok usta müzisyenle çalan caz sahnemizin en yetenekli isimlerinden Burak Bedikyan, bas gitarda bir çok bağımsız projede ve Türkiye`nin pop sahnesinde çalışmalarına devam eden Deniz Kançelik; davulda Berlin`de yaşadığı dönemde tanıştığı dünyaca ünlü hocalardan ders alan ve yine bir çok caz müzisyeniyle önemli caz klüplerinde çalan, Türkiye`nin önde gelen caz müzisyenlerinden ve İzmir`de yaşayan Ayhan Öztoplu’dan oluşuyor.
Hi Fly ekibinden, İzmir’de yaptığımız röportaj ve programlardan tanıdığımız sevgili Ayhan Öztoplu bizi karşıladı. Kaş’ta çok güzel bir ortam olduğunu belirten Ayhan Öztoplu’nun doğrusu keyfinin yerinde olduğunu gördük. Güzel bir programa Kaş’ın akşam serinliği ve terasımızdaki yıldızların eşlik etmesinin verdiği keyif ise bambaşkaydı.
Tatilimize, Pazar akşamını caz gecesine çevirmenin verdiği keyifle başladık. Burak Bedikyan, Ayhan Öztoplu ve Matt Hall sahnede dinleyenlere oldukça keyifli bir gece geçirttiler. Hafta içi Kybele Bar’a gittiğimizde ise bu kez vokal Evrim Özşuca ekibe katılıyordu. HI FLY; Jazz, RB, Soul ve Funk şarkılardan oluşan hareketli bir repertuvar ile bu kez dinleyicileri de harekete geçiriyordu... Şarkılara eşlik eden seyirciler, dans ederek coşkulu bir akşam geçirdiler.
Kaş’a gittiğinizde Kybele Bar’ı bulmak için meydana çıkmanız ve sağ tarafınızda teraslara bakmanız yeterli, kendini hemen size hissettiren bir yer zaten.
Kaş’ta geçirdiğimiz cazlı gecelerden bir diğerini ise Echo Bar’da yaşadık. Tatile başladığım ilk gün Bilal Karaman’ın programını öğrenmiştim ve daha program başlamadan yerimizi almıştık. kapılarını 2006 yazında açan Echo Bar bu sene yeni yerinde Liman Caddesi’nde Merkez Camii’ni geçince sağda ışıklı tabelası ve bahçesiyle sizi karşılıyor. Eski bir deve ahırı olduğunu öğrendiğim mekanın çok güzel bir bahçesi var. Echo Bar’ın yanındaki 5 bin yıllık su sarnıcı da çok hoş bir hava katıyordu doğrusu.
İşletmeci Mesut Bey bize önümüzdeki haftalarda Kaş’ta gerçekleşecek programlardan sözetti. Ece Göksu, Sibel Köse, Birsen Tezer, Jeff Giansily, Blues A La Turca bahsi geçen isimlerdi. Program için hechocafebar.com`a göz atabilirsiniz.
Sıra müziğe geldiğinde ise Bilal Karaman yeni çıkan albümü BAHANE ile tastamam karşımızdaydı. Ona basta Matt Hall, davulda Derin Bayhan eşlik ediyordu. Anadolu’nun hüzünlü sesinin caz tınılarıyla hoş buluşması dinleyenleri çok keyiflendirdi.
Echo Bar`da müziği isterseniz içerde, müzisyenlere daha yakın, isterseniz de güzel bahçesinden eşsiz Kaş manzarası ve dalga sesleri arasında dinleyebilirsiniz. Biz bahçeyi tercih edenler olarak ambianstan çok etkilendik. O akşam, caz ile fazla haşır neşir olmayan ancak müziği çok seven sevgili tatil arkadaşım Sezin Acet`de bu harika müziği böyle bir ortamda yaşamış ve yakınlaşmış oldu, cazın kimi anlamsız önyargılardan ibaret olmadığını, ayrıca etnik müzik türleriyle harmanlandığında çok daha tanıdık müzikler haline geldiğini yaşamış oldu. Aslında ‘’caz’’ diye isimlendirmediği pek çok müziğin caz türüne girdiğini keşfetti. Sezin`in müziğe karşı meraklı ve önyargısız tutumu geceden aldığım keyfi daha da perçinledi doğrusu. Albümü çıktıktan sonra bir süreliğine sahne programlarına ara verdiğini ve tatil yapacağını söyleyen Bilal Karaman’ın tatil sonrasında depoladığı enerjinin etkisiyle yine harika performanslara imza atacağından eminim.
Echo Bar güleryüzlü personeli, ferah mimarisi, güzel müzikleri ile Kaş akşamlarına ayrı bir tat veriyor. Mekanda en çok hoşuma giden unsurlardan biri ise dinleyiciye eşlik eden bahçede uzanıp günün yorgunluğunu atan sevimli sokak köpekleri oldu. Sanki müzikle onlar da mest oluyorlar... Yaz aylarında umarım sizler de sıcaklarda susuz kalmamaları için sokak hayvanlarını düşünerek evinizin önüne bir kap su koymayı ihmal etmiyorsunuzdur.
Cazseverleri hem doğayla iç içe keşif dolu zaman geçirmesi hem de akşamları enfes caz performansları dinleyebilecekleri için Kaş’a mutlaka gitmelerini öneriyorum. Gündüzleri deniz kıyısında dalga seslerine cazın çok yakıştığını da belirtmeden edemeyeceğim. Yaz öncesi ve sonrası çıkan yeni albümleri Kaş denizine doğru uzanırken dinlemenin lezzetini mutlaka tatmanızı tavsiye ediyorum.
Tatilde bana eşlik eden sevgili arkadaşım Sezin Acet’e, tatil boyu yaptığım meditasyonlarla tanışmamı sağlayan Beliz Hazan ve Selin Vatansever’e, Kybele Bar’ın işletmecisi Hülya Özses’e, bizi tüm programlardan haberdar ettiği için Ayhan Öztoplu’ya, keyifli sohbeti için sevgili Bilal Karaman’a, göstermiş olduğu ilgi için Echo Bar’ın işletmecisi sevgili Mesut Bey’e ve tatilde beni özleyen tüm sevdiklerime çok çok çok teşekkür ederim. Herkesin huzurlu tatiller geçirmesi dileğimle.
Yazı ve Fotoğraflar: Ceren Erdur
Cazkolik.com / 04 Ağustos 2011, Perşembe
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Murat İcten
Bir caz festivali konserinden Bilal Karaman"ı keşfederek çıktım. Onunla ilgili araştırma yaparken bu samimi yazı karşıma çıktı. Hemen Kaş"a gitmek istedim. Bilal Karaman"ın 7 yıl önceki performanslarından haberdar olmuş oldum. Keşke hala yazılarınıza devam etseniz.
Bu Yoruma Cevap Yazın »