Bu bir İlhan İrem yazısı değil, onun sesinin ilk duyulduğu yıllarda aynı şehrin diğer ucundaki yeni yetme bir başka çocuğun gözlemleri, hatırladıkları.
Bugün gibi hatırlıyorum. Zayıf mı zayıf, incecik, kırılgan bir çocuk, dişlek masum bir yüz, ancak o bedenden çıkacak kadar incelikli bir ses...
'Sazlıklardan havalanan' diyor, bağırıyor denemez, ancak sesleniyor olabilir.
Vıcık vıcık bir arabesk müziğe sol-sağ marşların karıştığı yıllar. Her tarafta bayraklar, flamalar, sloganlar, gürül gürül mitingler. Bakmayın bugünün kutuplaşmalarına, o yıllar çok daha kızgın, hırslı, karmaşık ve heyecanlı. Popun ve sinemanın sultanlarıyla kralları köşebaşlarını çoktan tutmuş ama bu çocuk sesiyle kimseyi itip kakmadan aradan sıyrılmaya çalışıyor.
'Hep bir ümit uğruna yaşıyoruz hepimiz'
Bir tarafta İbrahim Tatlıses "Ayağında Kundura" diye yeri göğü inletirken, Ferdisi, Orhanı, Müslümü kim varsa her biri bir köşede koltuk kapmaya çalışıyor. Pop altmışlardaki aranjman dönemini çoktan kapamış Anadolu pop yıllarına girilmiş, yeni moda bu! Mahalledeki çocuktan aldığım Edip Akbayram kasetindeki sözleri babama okuyorum, adam zaten Karaoğlan'cı, istiyorum ki daha solda olsun ama onun niyeti yok, Karaoğlan yetiyor, bıyıkları terlememiş yeni yetme fikirlerime hiç ihtiyacı yok. Zülfü Livaneli dış kulvardan öne geçmeye çalışıyor. Çok keskin bir rekabet var ama herkesin kulvarı farklı, herkes kendi müşterisine sesleniyor. Aynı günlerde İlhan İrem de "Boşver Arkadaş"ı yazmış. 'Hep bir ümit uğruna yaşıyoruz hepimiz' diyor.
Kardeşleri olmayan Robin Gibb
Anlattıklarımın yanında diskonun da çılgın gibi estiği yıllar. Tamam, müşterisi az ama rüzgarı çok. Müzikal olarak geniş ve karmaşık bir yelpaze, sosyal olarak karmakarışık bir dünya. Aynı yıllarda memlekette bir de Bee Gees, Gloria Gaynor gibilerin disko fırtınası var, şarkıları çok seviliyor, bir yerlerde diskolar da var ama nerde, kimler gidiyor? İlhan İrem'in ilk çıktığı yılları fotoğraflamaya çalışıyorum. Anlı şanlı rakiplerin ortasında ince, kuru bir çocuk. Kimseye rakip değil, kimse de ona bakmıyor zaten.
Köye karşı şehir romantizmi
Osmanlı'dan miras İstanbul modernleşmeden büyümeye başlamış. Görmüş geçirmiş çoğu köklü semtte kanalizasyon bile yok üzerine bir de Ümraniye gibi daha on yıl öncesine kadar köy olan yerler bir anda patlamış, ne yol, ne su, doğru düzgün kaldırım bile yok ama her seçim bol vaat var.
Liseli kızların kucaklarındaki defterlerin hülyalı çocuğu
Sinemada Tarık Akan'ın ilk yılları gibi popta da İlhan İrem. Tamam, Tarık Akan kadar gösterişli değil ama kızların gönlünü çelen bir tarafı var, halbuki çapkın bir imajı da yok. 'Sazlıklardan Havalanan' sadece İlhan İrem'in o şarkısı değildi, en çok o kızlar, o kızlara bakan biz oğlan çocuklarıydık, üç kuruşla ay sonunu getirmeye çalışan annemiz babamızdı, ne olduğunu bilip anlamadan uğruna kavga ettiğimiz keskin sloganlardı...
İlhan İrem o yılların en masum, en mahzun seslerindendi.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 29 Temmuz 2022, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.