Viyana’ya üçüncü gelişim. Bu defa motivasyonum ne schnitzel, ne strudel, ne kase-krainer ne de schnapps. Kuzenimin yeni doğan kızı dünyalar güzeli Karla’yı görmek için geldik eşimle.
Viyana’ya gelince operaya gitmeli diyor, elbette haklı, sadece o harika binanın içine girmek, muhteşem salona dahil olmak bile yeter ama ben de küçük klüplerde caz, blues dinlemek istiyorum. Bunun için harika mekânlar var. Jazzland, Porgy and Bess ve ZWE ilk akla gelenler. O gün aklımda Prag’a Fenerbahçe’min maçına da gitmek vardı ama pek akla yatkın bir fikir değil, dört saat git, dört saat gel, hem son dakikada bilet bulmaya çabalamak, ayrıca eşimin pek hoşuna gitmeyeceğine de eminim.
ZWE caz klüpte bir gece
ZWE kuzenimin oturduğu mahalle olan Leopoldstadt’da yürüyerek 15 dakika. Bu akşam için ZWE ideal. Konserler 20:00’de başlıyor. Tam vaktinde klübe varıyoruz. 30-40 kişi kapasiteli harika bir canlı müzik mekânı. Kapıdaki afişte bir piyano trio var, Rotwelsch. İçeride çok fazla kişi yok. Genç müzisyenler, melodik, şarkı bazlı bir parçayı bitiriyorlar. Ve piyanist içerideki kalabalığa uygun olarak Almanca takdim ediyor çaldıkları müziği. Anahtar kelimelerden (Great American Songbook, alternate, Great European Songbook, Operette, Österreich-Ungarn, Emmerich Kalman) nasıl ayrıksı, benzersiz bir repertuvar olduğunu anladım. Habsurg şehri Viyana’da geçen yüzyıla ait referansları olan bir playlist gerçekten çok hoşuma gitti. Tam olarak bu şehre ait bir caz gecesinin içindeydik. Piyanist Philip Maria Rosenberg’den bir sonraki takdimi İngilizce yapmasını rica ettim.
Viyana'da görsel ve işitsel mutluluğum
20. yy.’ın başında Hollywood’u şekillendiren Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sinemacıları kadar (ki bir çoğu Yahudi) müzisyenlerinin de aynı şekilde Atlantik’in öbür yakasına göç ederek Broadway’de de söz sahibi olduklarını öğrendik Philip Maria’dan. Zaten uzun zamandır 20. yy. müzisyenlerine kafayı takmış durumdaydım. Schonberg, Ravel, Bela Bartok, Debussy, Shostakovich, Satie ... Bunlar herkesin bildiği isimler... Bu akşam ufkum daha da açıldı. Kalman Imre, Karl Millöker, Richard Tauber, Lehar Ferenc ... Bu şehrin silueti, eski binaları, geniş bulvarları zaten 19. yy sonu, 20. yy başını tahayyül etmenizi çok kolaylaştırıyor. 3-4 gündür müzelerde bu devrin eserlerine hayran olup, Egon Schiele, Gustav Klimt, Koloman Moser resimleriyle kendimi sağaltıyordum. Şimdi mutluluğum “görsel ve işitsel” oldu.
Gelelim piyano triomuza; grup Basel’den Jazzcampus isimli eğitim kurumunda öğrenim görmüş üç arkadaşdan oluşuyor. Piyanist Philipp Maria Rosenberg, basçı Florian Kolb ve davulcu Jordi Pallares Barbera. Grubun ismi Almanca konuşulan ülkelerde serserilerin, dilencilerin, haydutların kullandığı, Almanca, Yidişce, İbranice, romanca kelime dağarcığından oluşan bir çeşit içrek, kadim argo lisandan almış. Philipp Maria Rosenberg bunun caz ve doğaçlamaya dönük müziklerini temsil ettiğini söylüyor. Kasım ayı boyunca İsviçre, Almanya ve Avusturya’yı turlamışlar.
Florian Ekimde İstanbul'daymış
İki set arasında basçı (davul da çalıyor ayrıca) Florian ile sohbet etme imkanı bulduk, Ekim ayında Kadıköy, Karga’da Schrödinger or Boom Boom God isimli kendi tabirleriyle “fake industrial folklore“ ikili bir proje ile konser vermişler. Bu projede Florian tulum (evet bildiğimiz tulum) ve davul pad çalıyor, diğer isim Pablo Ulises Lienhard ise kendi yaptığı “crackle synth” ile çeşitli distorsiyonlar, elektronik seslerle katkıda bulunuyormuş. Deneysel bir iş olduğu aşikâr. Davulcu Jordi’nin de sanatın birçok farklı kolu ile kesişen farklı formasyonda projeleri var.
Konser repertuvarları Rosenberg’in kendi bestelerinin yanısıra bahsettiğim “Great European Songbook”u oluşturan Robert Stolz, Joseph Beer, Alfredo Catalani, Karl Millöker, Carl Zeller gibi müzisyenlerinin dönemin meşhur operetleri için yaptığı bestelerin aranjelerinden oluşuyordu. Philipp parça aralarından birinde “Lütfen dikkat edin, düzenlemelerimle dönem müziklerini oldukça değiştirdim, şayet orijinallerini dinlerseniz bunu fark edersiniz. Melodiyi asla değiştirmesem de, bir "düzenleme kuralı” olarak anahtarı, ritmi ve tabii ki armoniyi değiştiriyorum. Bu düzenlemelerde amacım her zaman melodiyi zenginleştirmeye çalışmak oluyor, çünkü bazen dönemin orijinal düzenlemelerini oldukça sıkıcı buluyorum... Çünkü bu güçlü bestelerin o dönemdeki orijinal düzenlemelerindeki amaç operete hizmet etmekti, bestecilerin “sadece müzik" olarak kendilerini sergilemesi değildi” diye özenle izah etme ihtiyacını duyuyor müziklerini. Rotvelsch’in 2022’de bu düzenlemeler ile kaydettiği albümü Die Welt Hat Das Genialste Lieben” var.
Bu seyahat bitti... Yeni seyahatler planlamak lazım
Kısa Viyana tatilimiz işte bu harika canlı performansla taçlanıyor. Eşim Gülden de çok istediği o meşhur eski Viyana operetlerini küçük caz klübünde de olsa dinlemiş oldu. Herkes mutlu. Şimdi evde Viyana 1900 kitabımı okurken bir yandan da geçmişin parlak Viennese’lerini kurcalamak, oradan yeni mefhumlara, isimlere ulaşmak. Ultravox’un Vienna’sı hem güzel bir tezat hem de iyi bir fon müziği olabilir bu zevkli meşgâle için. Ziyadesiyle heyecanlıyım. Sonrası bir yerlerden kısıp, para biriktirip, yeni seyahatler planlamak ;)
https://www.philippmariarosenberg.com/
https://jordipallaresbarbera.wordpress.com
https://www.instagram.com/florian_kolb_music/
https://www.zwe.cc/
Cenk Akyol
Cazkolik.com / 07 Aralık 2024, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.