Merhaba değerli müzikseverler,
Blues yazılarıma bu kez Bo Diddley ile devam ediyorum. Yazılarımı takip eden okuyucularım bilirler ki, bugün saygı duyduğumuz ve keyifle dinlediğimiz eski dönem Blues gitaristlerinin çoğu henüz daha küçük yaşta bir gitara sahip değilken Diddley Bow olarak bilinen, kendi yaptıkları basit bir enstrümanla çalmayı öğrenmiş ve kendi tekniklerini oluşturmuşlardır. Diddley Bow veya Diddley Yayı, özellikle Mississippi olmak üzere Güney'de varlığını sürdüren, el yapımı tek telli bir çalgıdır. Çoğunlukla müziğe meraklı çocuklar tarafından yapılan Diddley Bow, en basit haliyle bir tahta parçası üzerine tel gerilerek, telin altına hareketli bir köprü olarak yerleştirilen bir taş ve parmağa geçirilen kaydırıcı olarak kullanılan şişe boynu ile çalınan gitar benzeri ilkel bir enstrümandır. Bilim insanları arasındaki belirgin fikir birliği, Diddley Yayı’nın Orta Afrika'nın Monokord Zither’lerinden türetildiğidir. Bo Diddley bu basit enstrümanı icad eden ve Blues'dan Rock and Roll'a geçişte çok önemli rol oynayan bir gitaristtir. Şimdi gelin bu efsane müzisyenin ilginç hayatına ve müziğine detaylı bir şekilde bakalım.
Asıl adı Ellas Otha Bates olan Bo Diddley 30 Aralık 1928 tarihinde McComb, Mississippi'de doğdu. Annesi Ethel Wilson ve hiç tanımadığı babası Eugene Bates'in tek çocuğuydu. Annesi henüz on altı yaşındaydı ve bir aile geçindiremediği için kuzeni Gussie McDaniel'dan oğlunu büyütmesi için destek aldı. Zamanla Ellas, sürekli McDaniel’in yanında kalmaya başladı ve sonunda McDaniel, Ellas’ı evlat edindi. Artık Ellas McDaniel idi. Üvey babası Robert 1934'te öldüğünde, Ellas henüz beş yaşındaydı. Aynı yıl Gussie McDaniel, Ellas ve üç çocuğuyla Chicago'nun Güney Yakası'na taşındı. Ellas Chicago'daki Ebenezer Baptist Misyoner Kilisesi'ne yazılarak burada trombon ve keman öğrenmeye başladı. Kemanda o kadar ustalaştı ki müzik direktörü onu kilise orkestrasına davet etti. Bu fırsatı yakalayan Ella 18 yaşına kadar orkestrada çaldı ancak, yerel bir Pentekostal Kilisesi'nde duyduğu neşeli Afrika ritimlerinden oluşan müzik daha çok ilgisini çekmeye başladı. Bir süre sonra da gitar çalmaya başladı. İlk kayıtları kilise müziğine dayanıyordu.
1950'ler ve ilk single: Bo Diddley
Diddley, geçimini, kilise korosundan sonra bir marangoz atölyesinde tamirci olarak çalışarak sağlıyordu. Fırsat buldukça da John Lee Hooker'ın gitar ve vokalinden aldığı ilhamla akşamları arkadaşlarıyla sokak köşelerinde çalıyordu. Çaldığı grupta o dönem yıldızı giderek parlayan Jerome Green vardı. Grup zamanla Langley Avenue Jive Cats adını aldı ve Green grubun neredeyse sürekli bir üyesi oldu. 1943 ve 1944 yazlarında artık sokaklar yerine, Earl Hooker ile Maxwell Street’de çalıyordu.
1951 yılında bir yetenek şovunda Diddley ile tanıştıktan sonra etkilenerek gitara ilgi duyan Jody Williams Diddley’den o kadar etkilendi ki, Diddley’i tekrar sokaklarda çalmaya ikna ederek hep onun yanında oldu. Böylece tekrar sokaklarda çalmaya başlayan Diddley, gördüğü ilgiden oldukça memnun bir şekilde böyle çalmaya devam etti. Bu süreçte Williams’a da gitar çalma yöntemlerini ve bas partisyonlarını öğretti. Bo Diddley sayesinde tekniğini iyice geliştiren Williams ileride onunla birlikte şarkı kaydedeceğini tahmin bile edemezdi fakat 1956 yılında Diddley’in popüler şarkılarından birisi olan “Who Do You Love?" da bas gitar çaldı.
1951 Diddley için önemli bir yıl oldu. Sokakta çalmak ona hem iyi bir tecrübe hem de popülaritesini artırma ve isminin duyulmasına yol açmıştı. Kendisini düzenli olarak izleyen bir kitlesi vardı. Nihayet aynı yıl Chicago'nun Güney Yakası'ndaki 708 Club'da düzenli bir yer edindi. John Lee Hooker ve Muddy Waters'tan evrilme bir repertuvar ile bu klüpte epey çalarak adını iyice duyurdu. 1954 yılı sonlarında, mızıka sanatçısı Billy Boy Arnold, davulcu Clifton James ve basçı Roosevelt Jackson ile bir araya gelerek "I'm a Man" ve "Bo Diddley" isimli demolarını kaydetti. Şarkıları Otis Spann, Lester Davenport, Frank Kirkland ve Jerome Green'den oluşan bir grup sanatçı ile Universal Recording ve Chess Records için yeniden kaydettiler. Plak 1955 yılı mart ayında yayınlandı. Birinci yüzde yer alan “Bo Diddley" beklenmedik bir ilgi ile bir numaralı hit şarkısı oldu. Bo Diddley’i ileride bir efsane haline getirecek kariyeri bu şarkı ile hızlı bir şekilde başlamış oldu.
Bo Diddley şöhret basamaklarını hızlı şekilde çıkarken hayranlarının da merak ettiği bir konu vardı: Asıl adı Ellas McDaniel olan sanatçının niçin Bo Diddley ismini kullandığı. Diddly "kesinlikle hiçbir şey" anlamına gelen diddly squat'ın kısaltılmış haliydi. Ellas, Chicago'daki okul arkadaşlarının kendisine bu takma adı verdiğini ve mahallede Golden Gloves Bunch lakaplı arkadaşı ile dövüşürken kullanmaya başladığını belirtti. Ellas ayrıca bu adın üvey annesinin tanıdığı bir şarkıcıya ait olduğunu ve daha sonra Leonard Chess'in bu ismi sahne adı ve ilk şarkısının adı olarak benimsediğini söyledi.
20 Kasım 1955'te Diddley, popüler televizyon programı The Ed Sullivan Show'a çıktı. Efsaneye göre, program ekibinden biri onun soyunma odasında "Sixteen Tons" şarkısını söylerken duyduğunda, bu şarkıyı programda seslendirmesi istendi. Sullivan sanatçının programda hem kendi adını taşıyan hit single'ını hem de "Sixteen Tons"u seslendireceğini düşünmüştü ama Diddley’in sadece “Bo Diddley”i söyleyeceğini öğrenince öfkelendi ve Diddley'i programından çıkarttı. "Sixteen Tons" yıllar sonra Chess Records tarafından 1963 tarihli “Bo Diddley Is a Gunslinger” albümüne dahil edildi.
1960’lar ve şöhretin zirvesi
1960’ların başı Bo Diddley’in en popüler olduğu yıllar oldu. Artık şöhret yolunda zirveye hızla yükselme zamanıydı. Arka arkaya gelen single'lar ve devamında albümler seri şekilde devam etti: 1956’da "Pretty Thing", 1959’da "Say Man" şarkılarından sonra 1962’de yaptığı "You Can't Judge a Book by the Cover" en çok satan şarkı olarak listelerde bir numaraya kadar çıktı. 60’lar, 50’lere göre çok daha verimli geçiyordu. “Bo Diddley is a Gunslinger”, “Bo Diddley In The Spotlight”, “Have Guitar Will Travel”, Bo Diddley Is A Lover”, “Bo Diddley’s a Twister” ve “Bo Diddley and the Company” gibi çok sayıda albüm çıkardı. Bunlar kendi yarattığı efsaneyi daha da güçlendirdi. “Bo Diddley’s A Twister” o dönem en çok satan albümü oldu. 1960 ile 1963 arasında Checker Records 10 adet Bo Diddley albümü yayınladı.
Kaliforniya Surfin’ akımı
Bo Diddley yaptığı efsane albümlerle pek çok beyaz hayran edindi. Bu sayede siyah ve beyazlar arasında bir geçiş sanatçısı olarak ünlendi. 1960'ların ortalarında Amerika Birleşik Devletleri'nde moda olan sörf ve plaj partisi çılgınlığından yararlanan müzisyenler arasındaydı ve “Surfin' with Bo Diddley” ve “Bo Diddley's Beach Party” isimli albümleri bu akımın etkisiyle çıktı. Bunlar, Kaliforniya sörf gruplarının kullandığı Fender gitarlarının temiz, bozulmamış seslerinin aksine, Gretsch gitarıyla çalınan ağır, bozulmuş Blues ve deyim yerindeyse bükülmüş notalar ve riff'leri içeriyordu. “Surfin' with Bo Diddley”in kapağında bu tür albümlerin klasik görseli olan büyük bir dalga üzerinde giden iki sörfçünün fotoğrafı vardı.
Rolling Stones ile sahne
1963 yılında Diddley İngiltere’de bir konserde yer aldı. Everly Brothers ve Little Richard'ın yanı sıra o dönem pek de tanınmayan tuhaf bir İngiliz grubu ile sahne aldı. British Blues’un yeni yeni yükselmeye başladığı o dönemde birlikte sahne aldığı grup Rolling Stones idi. Bu Stones için büyük bir olaydı. Örnek aldıkları hatta adeta taptıkları, plaklarını bulmak için uğraştıkları Blues ve Rock And Roll’un öncülerinden biri ile sahneye çıkmışlardı. Stones’un müziğini temelini oluşturan bu müzisyenlerle sahne almak onlar için paha biçilmez bir tecrübe idi. Diddley’de Stones ile birlikte gördüğü ilgiden memnundu. Bu konser onların ilerideki dostluklarının da başlangıcı oldu.
Diddley sadece kendisi için değil, başkaları için de birçok şarkı yazdı. 1956 yılında gitarist Jody Williams ile dostları Mickey and Sylvia için "Love Is Strange" ismiyle yazdıkları pop tarzındaki şarkı 1957'de hit oldu ve listelerde ilk 10’a girdi. Bu başarı üzerine Mickey Baker teliften pay almak için şarkıyı kendisinin ve Bo Diddley'nin eşi Ethel Smith'in yazdığını iddia etti. 1959’da adeta bir bomba etkisi yaratan Rock and Roll filmi “Go Johnny Go” da yer alan "Mama (Can I Go Out)" Diddley tarafından yazıldı ve Rockabilly şarkıcısı Jo Ann Campbell tarafından seslendirildi. Bu şarkı da hit oldu.
Şöhret sanatçının özel hayatını da etkiledi. İlk kez 18 yaşındayken Louise Willingham ile yaptığı evlilik bir yıl sürmüştü. 1949'da ikinci eşi Ethel Mae Smith ile evlenen sanatçının iki çocuğu oldu ancak yoğun plâk kayıtları ve turneler bu evliliğin de sonunu getirdi. Üçüncü eşi Kay Reynolds ile, 15 yaşındayken, Birmingham Alabama'da sahne alırken tanışmıştı. Key beyazdı ve uzun süre devam eden bu arkadaşlık, Diddley’in ikinci eşinden boşanmasından sonra birlikte yaşamaya döndü. Kısa süre sonra da ırklar arası evliliğe karşı tabulara rağmen ilişkileri evlilikle sonuçlandı. Bu evlilikten iki kızları oldu ama yine yoğun müzik çalışmaları sebebiyle evlilikleri yürümedi. Diddley 1992 yılında dördüncü eşi Sylvia Paiz ile evlendi.
Washington DC
Diddley 1959 yılında taşındığı ve 60’ların ortalarına dek yaşadığı Washington’da meşhur 2614 Rhode Island Avenue’deki evinin bodrumunda ilk ev kayıt stüdyosunu kurdu. Müzik dünyasının önde gelen isimlerinin birçoğu tarafından sık sık ziyaret edilen stüdyo “Bo Diddley Is a Gunslinger”ı kaydettiği yerdi. Diddley ayrıca burada geleceği parlak görünen bazı yerel sanatçı ve grupların prodüktörlüğünü ve kayıtlarını yaptı. Kaydettiği ilk gruplardan biri, Marvin Gaye ve Diddley'nin şoförlüğünü de yapan Chester Simmons'ın yer aldığı yerel Doo-Wop grubu Marquees'ti.
Marquees, Lincoln Theatre'da yapılan yetenek şovlarında yar alıyordu ve Diddley, akıcı vokallerinden etkilenerek, stüdyosunda prova yapmalarını istedi. Diddley, Marquees'i kendi plâk şirketi Chess ile sözleşme imzalaması için ikna etti ancak Leonard Chess’in itirazı üzerine anlaşma yapılamadı. Bunun üzerine Columbia'nın yan kuruluşu OKeh Records ile görüşen Diddley firmayı Marquees ile sözleşme yapmaya ikna etti. OKeh ile Chess gizli rekabet halindeydi. 25 Eylül 1957'de Diddley, Marquees'in baş vokalisti Reese Palmer tarafından yazılan "Wyatt Earp"ü kaydetmek için grubu New York'a götürdü. Diddley, grubun kendi grubu tarafından da desteklendiği bir 'session' kaydetti. İlk kayıtlarını, A yüzünde "Wyatt Earp" ve B yüzünde "Hey Little School Girl" bulunan bir single olarak bastılar ancak satmadı. Diddley, Moonglows kurucusu ve yardımcı vokalist Harvey Fuqua'yı, Gaye'i işe almaya ikna etti. Gaye, Moonglows'a birinci vokal olarak katıldı; grup daha sonra Motown Records kurucusu Berry Gordy Jr. İle anlaşma imzalamak için Detroit'e taşındı.
Bo Diddley'nin performans mekanları küçük lokal kulüplerden büyük stadyumlara kadar uzanıyordu. 25 Mart 1972'de New York City'deki Müzik Akademisi'nde Grateful Dead ile çaldı. Grateful Dead bu konserin bir kısmını grubun konser albümü serisi Dick's Picks'in 30. bölümü olarak yayınladı. 1970'lerin başında çığır açan animasyon filmi Fritz the Cat'in film müziği "Bo Diddley" şarkısını içeriyordu.
Farklı şehirler ve değişik tecrübeler
Yoğun müzik hayatından yorulan Diddley, kariyeri boyunca kısa süreyle değişik şehirlerde yaşadı ve müzik dışında işlerle vakit geçirdi. 1971'den 1978'e kadar New Mexico’da Los Lunas'ta yaşayarak sakin birkaç yıl geçirdi. Valencia County Citizens’ Patrol'da iki buçuk yıl boyunca şerif yardımcısı olarak görev yaptı; bu süre zarfında üç adet otoyol devriye takip arabası satın alarak Polis Teşkilatı’na bağışladı. 1970'lerin sonlarında Los Lunas'ı terk ederek Hawthorne, Florida'ya taşındı ve burada yapımına da yardım ettiği büyük bir kütük evde, geniş bir arazide yaşadı. Hayatının geri kalanında zamanını Albuquerque ve Florida arasında gidip gelerek geçirdi. Son 10 yılında ise Gainesville yakınlarındaki küçük bir çiftçilik kasabası olan Archer, Florida'da idi.
Bu süreçte müzikle ilgisi kesilmedi. 1979 yılında dönemin yıldızı parlayan gruplarından The Clash'in ABD turnesinde açılış sanatçısı olarak sahneye çıktı ve müthiş ilgi gördü. Müzik bir taraftan devam ederken, diğer yandan bazı filmlerde ve video kliplerde roller almaya devam etti. 1983'te, “Trading Places” adlı komedi filminde Philadelphia'lı bir rehin dükkânı sahibini canlandırdı. Ayrıca George Thorogood'un "Bad to the Bone" şarkısının müzik videosunda gitar çalan bir bilardocuyu oynadı. 1985 yılında efsanevi Blues sanatçısı Albert Collins ile “Who Do You Love?” şarkısının popüler cover'ını seslendirmek üzere Live Aid American sahnesinde yer aldı. Diddley, Luca Bercovici'nin yönettiği ve başrolünde Dean Cameron'ın yer aldığı 1990 yapımı komedi filmi “Rockula”da Axman adında bir Blues/Rock müzisyenini canlandırdı.
Nike firması ile mücadele
1989 yılında ilginç bir olay yaşandı. Diddley, Talent Source isimli bir spor giyim markasıyla lisans anlaşması yaptı. "Bo Knows" kampanyasındaki Wieden and Kennedy yapımı reklamda Diddley, iki sporcu ile birlikte çalıştı. Anlaşma 1991'de sona erdi. 1999'da Florida, Gainesville'deki bir spor giyim mağazasında Diddley'in resminin ve "You don't know diddley" sloganının bulunduğu Nike firması üretimi olan bir tişört satıldı. Diddley, Nike'ın sloganı kullanmaya devam etmemesi gerektiğini düşündü ve telif hakkı ihlali nedeniyle Nike ile mücadele etti. Her iki tarafın avukatları yenilenmiş bir yasal düzenlemeye varamamış olmasına rağmen, Nike tişörtün üretimine devam ettiği için Diddley adına Manhattan Federal Mahkemesi'nde firmaya karşı dava açıldı.
Legends of Guitar ve Voodoo Lounge konserleri
1991'de İspanya'da canlı olarak filme alınan Legends of Guitar konseri sanatçının adeta yeniden doğuşu oldu. BB King, Les Paul, Albert Collins ve George Benson gibi efsane isimlerle birlikte sahne alan Diddley, festival boyunca sürekli ilgi gören ve tezahürat yapılan bir sanatçı idi. Bu ilgi üzerine Diddley birçok yerel festivale katıldı. 1994 yılında yolu yine Rolling Stones ile kesişti. Stones elemanları ile dostlukları devam eden Diddley, grubun Voodoo Lounge konser yayınına katılarak Miami Joe Robbie Stadyumu'nda "Who Do You Love?" şarkısını seslendirdi. Bu olay Diddley’in Stones elemanları ile çok daha fazla vakit geçirmesinin yolunu açtı.
1996'da Keith Richards, Ron Wood ve The Shirelles gibi konuk sanatçılarla birlikte son stüdyo albümü olan “A Man Amongst Men”i yayınladı. Albüm 1997'de En İyi Çağdaş Blues Albümü kategorisinde Grammy Ödülü’ne aday gösterildi.
Katrina ve Wilma kasırgaları yardım konserleri
Diddley, 2005 ve 2006 yıllarında Rock and Roll Hall of Fame üyesi Johnnie Johnson ile bir dizi gösteri gerçekleştirdi. Klavyede Johnson, davulda Richard Hunt ve basta Gus Thornton'dan oluşan grupla birlikte ülke çapında gerçekleşen bu konserler yine büyük ilgi çekti. 2005 Ağustos ayında meydana gelen Katrina kasırgası ile harap olan Mississippi'deki Ocean Springs kasabasına yardım etmek için organize edilen "Florida Keys for Katrina Relief" isimli bağış toplama konserine baş sanatçı olarak katıldı. Konser 23 Ekim 2005 olarak planlanmıştı. İlginçtir ki konserden sadece birkaç gün sonra bu kez Wilma kasırgası Florida Keys'i vurarak sel ve ekonomik krize neden oldu.
Ocak 2006'da Florida Keys, Ocean Springs'in daha çok etkilenen topluluğuna yardım etmek için bağış toplama konserine ev sahipliği yapacak kadar iyileşmişti. Bağış toplama etkinliği hakkında soru sorulduğunda Diddley, "Burası Amerika Birleşik Devletleri. Birbirimize yardım etmeye inanıyoruz" dedi. Yıldızlardan oluşan grupta Soul Providers üyeleri, E Street Band'den Clarence Clemons, Jefferson Airplane'den Joey Covington, The Village People'dan Alfonso Carey vardı.
2006 sonbaharında CBC Radyo'da Saturday Night Blues'da Holger Petersen ile yaptığı bir röportajda kariyerinin başlarında müzik endüstrisi kuruluşlarındaki ırkçılıktan şikâyet ederek dikkatleri üzerine çekti. Konu üzerine çıkan tartışmalardan rahatsız olan Diddley, erken dönem şarkılarının haklarını satarak 1989'a kadar kariyerinin en başarılı kısmına ait telif hakkı almadı.
Stüdyo albümündeki son gitar performansı, 2006'daki “One Day It Will Please Us to Remember Even This” albümünde New York Dolls ile birlikteydi. Albümün sınırlı sayıda basılan versiyonunda bonus olarak yer alan "Seventeen" şarkısına gitarı ile katkıda bulundu.
Diddley, Mayıs 2007'de, önceki gün Iowa, Council Bluffs'ta verdiği bir konserden sonra felç geçirdi. Konserde oldukça coşkulu bir kalabalığa enerjik bir performans sergilemişti. Birkaç ay sonra da kalp krizi geçirdi. İyileştikten sonra Kasım 2007'de Mississippi Blues Trail'de kendisine ithafen bir plaket töreni için memleketi McComb, Mississippi'ye geri döndü. Böylece “Rock and Roll'un kurucusu olarak beğenildiği" tescillenmişti. Performans sergilemesi beklenmiyordu ancak bu vesileyle yazılmış bir şarkıyı söyleyen yerel müzisyen Jesse Robinson'ın müziğini dinlerken Robinson, Diddley'nin sahnede olmak istediğini hissetti ve ona bir mikrofon uzattı; bu, felç geçirdikten sonra halka açık olarak sahne aldığı tek zamandı.
Sağlık sorunları ve ölümü
Bo Diddley Mayıs 2007'de geçirdiği felç sonucu Nebraska, Omaha'daki Creighton Üniversitesi Tıp Merkezi'nde yoğun bakıma kaldırıldı. Önceki gün konsere başlarken kendini iyi hissetmediğinden şikâyet etmişti. Konserde izleyicilere Güney Georgia'yı kasıp kavuran ve Florida, Archer'daki evinin yakınındaki bölgeye doğru esen orman yangınlarından çıkan dumandan bahsetti. Ertesi gün, evine dönerken havaalanında sersemlemiş ve kafası karışık görünüyordu. Hemen Creighton Üniversitesi Tıp Merkezi'ne götürüldü ve birkaç gün orada kaldı. Daha sonra Gainesville'deki Shands Hastanesi'ne nakledildi. Burada felç geçirdiği açıklandı. Diddley'nin hipertansiyon ve diyabet sorunları vardı ve felç beyninin sol tarafını etkileyerek konuşma bozukluğuna neden oldu. Felçten sonra 28 Ağustos 2007'de Gainesville'de ciddi bir kalp krizi geçirdi. Bu olaydan sonra sağlığı ne yazık ki bir türlü düzelmedi ve moral bozukluğunun sebep olduğu olumsuzluklar peşini bırakmadı.
Bo Diddley, 2 Haziran 2008'de, 79 yaşında, saatler 01:45’i gösterirken, Florida Archer'daki evinde kalp yetmezliğinden hayata veda etti. Birçok aile üyesi öldüğünde yanındaydı. Ölümü sürpriz değildi. "Yatağının başında söylenen bir İncil şarkısı vardı ve bittiğinde, gözlerini açtı, başparmağını kaldırdı ve 'Vay canına! Cennete gidiyorum!' dedi. Şarkı “Walk Around Heaven” idi ve bunlar onun son sözleri oldu.
Diddley'nin cenaze töreni 7 Haziran 2008'de Florida, Gainesville'deki Showers of Blessings Kilisesi'nde görkemli bir şekilde gerçekleşti. Dört saatlik bir "eve dönüş" töreniydi ve grubunun üyeleri şarkının sakin bir versiyonunu çalarken, katılanların çoğu "Hey! Bo Diddley" diye tezahürat yaptı.
Little Richard, George Thorogood, Tom Petty ve Jerry Lee Lewis gibi birçok önemli müzisyen çiçek gönderdi. Hastalığı boyunca izleyicilerinden Bo Diddley için dua etmelerini isteyen Little Richard, cenaze töreninin olduğu hafta sonu Westbury ve New York City'deki konser taahhütlerini yerine getirmek zorundaydı. Konserlerde anarak adını taşıyan şarkıyı seslendirdi.
Cenaze töreninden sonra, Gainesville'deki Martin Luther King Merkezi'nde oğlu ve kızı Ellas A. McDaniel ve Evelyn "Tan" Cooper'ın konuk performanslarının yer aldığı bir anma konseri düzenlendi; uzun zamandır geri vokalistliğini yapan Gloria Jolivet, basçısı ve orkestra şefi Debby Hastings, Animals grubundan Eric Burdon ve eski Bo Diddley and Offspring gitaristi Scott Free konserde yer aldı. Ölümünü izleyen günlerde, dönemin Başkanı George W. Bush, Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi ve BB King, Ronnie Hawkins, Mick Jagger, Ronnie Wood, George Thorogood, Eric Clapton, Tom Petty, Robert Plant, Elvis Costello, Bonnie Raitt, Robert Randolph ve Eric Burdon gibi müzisyenler ve sanatçılar tarafından anma törenleri düzenlendi. Burdon, ABKCO Records'tan çıkan "Bo Diddley Special" adlı parçasını tanıtan bir videoda McDaniel ailesinin ve yas tutan arkadaşlarının görüntülerini kullandı.
2019 yılında ailesi, avukat Charles Littell'in emanetinde tutulan müzik kataloğunun kontrolünü geri almak için dava açtı. Aile, müzik endüstrisinin kıdemli ismi Kendall Minter'ın mütevelli heyetine atanmasını sağlayarak davanın gidişatında önemli bir avantaj elde etti.
Tarzı, müziği, ritimleri ve gitarı
Bo Diddley’in müziğinin temel unsuru, Afrika ritimlerini kendine has vuruşu olan beş vurgulu “Ham-bone” ritmi ile harmanlaması idi. Diddley Bow’dan, kendine özgü dikdörtgen şeklindeki “Puro Kutusu” lakaplı dikdörtgen gitarına kadar olan süreçte Diddley, gitarının sesini geliştirmek için tremolo ve yankı efektlerini kullanarak geliştirdiği teknikler sayesinde öylesine başarılı olmuştur ki, kullandığı ritim daha sonraki dönemlerde Hip hop, Rock ve Pop müziğin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Bo Diddley’in bu ritmi nasıl kullanmaya başladığına dair farklı açıklamalarda bulunmasına karşın, Folk sanatçısı Ned Sublette sonraki bir dönemde bu ritmin Diddley tarafından nasıl kullanılmaya başladığı hakkında şöyle görüş belirtmiştir: "O dönem özellikle plâkta duyulan marakaslarda Diddley, Latin esintili bir kayıt olarak karşımıza çıkmakta. Aynı seansta kaydedilip reddedilen başka bir şarkı ise yalnızca 'Rhumba' başlığını taşıyor ve Bo Diddley bu ritmi sokak sanatçılarının kollarına, bacaklarına, göğüslerine ve yanaklarına hafifçe vurarak, tekerlemeler söyleyerek icra ettikleri bir stil olan Ham-bone tarzına çeviriyor”.
En basit haliyle, Bo Diddley ritmi bir ölçülük veya iki ölçülük bir cümle olarak sayılıyor. Birçok şarkıda akor değişiklikleri olmuyor ve böylece ritimler üst üste gelerek bir heyecan yarattığı belirtiliyor. Bo Diddley, diğer kayıtlarında düz arka vuruştan pop balad stiline ve doo-wop'a kadar çeşitli ritimler kullandı. 1955'teki Rythm and Blues şarkısı sürükleyici bir Afrika ritmi ve Ham-bone vuruşu içeriyordu. Aynı yılın başında Diddley, 1958'de yayınlanan ilk albümü “Bo Diddley'de destek grubu olarak Moonglows'u kullanarak çeşitli Doo-wop vokal gruplarıyla iş birliği yaptı. "I'm Sorry", "Crackin' Up" ve "Don't Let it Go" şarkılarının arka planlarında yumuşak Doo-wop söyleyen Carnations'ın armonilerini ekledi. Diddley, ton ve atakta birçok özel efekt ve diğer yenilikler geliştirdi, özellikle yankılanan tremolo ve ampli efekti şarkılarında önemli rol oynadı. Gitarı, Gretsch tarafından yapılan kendi tasarladığı, türünün tek örneği, dikdörtgen gövdeli "Twang Machine" idi. Bu gitar müzik organizatörü Dick Clark tarafından puro kutusuna benzetildiğinde yıllarca "Puro Kutusu" olarak anıldı. 2005'te Avustralya'daki JJJ Radyosu için yaptığı bir röportajda, dikdörtgen tasarımın tuhaf bir olaydan kaynaklandığını söyledi. Bir konser sırasında, sahnede bir Gibson L5 gitarıyla zıplarken, garip bir şekilde yere düştü ve kasıklarını incitti. Daha sonra, gitarını çalarken sahnede zıplamaya devam etmesini sağlayan daha küçük, daha az kısıtlayıcı bir gitar tasarlamaya koyuldu ve tüm o ritimleri verebilen ama bunun yanında Blues’un hüznünü de yansıtan bu tasarım ortaya çıktı.
Ödülleri ve onur listeleri
Efsane müzisyen yaptığı şarkı ve albümlerle hayranlarının takdirini kazanırken pek çok da ödüle ve onur listesine layık görüldü. Voice Of America onun için, Amerikan popüler müziği üzerindeki etkisi nedeniyle Amerika tarihinde etkili kişilerle ilgili “People in America” isimli radyo programında şu övgüyü kullandı: "Etkisinin o kadar yaygın olduğunu ve Rock and Roll'un onsuz nasıl duyulacağını hayal etmek zor".
Mick Jagger kendisine örnek aldığı dostu Diddley için "müzikte muazzam bir güç olan ve Rolling Stones üzerinde büyük bir etkisi olan harika, orijinal bir müzisyendi. Bize karşı çok cömertti ve ondan çok şey öğrendik. Bir daha asla onun gibisini göremeyeceğiz" dedi.
2004'te Rolling Stone dergisinin Tüm Zamanların En İyi 100 Sanatçısı listesinde 20. sırada yer aldı.
İngiltere'de Uncut dergisi, 1957 çıkışlı ilk albümü Bo Diddley'i 'Dünyayı Değiştiren 100 Müzik, Film ve TV Anı' listesine dahil etti.
Mississippi Blues Komitesi tarafından, Mississippi'de Blues müziğinin gelişimine yaptığı katkının tanınması amacıyla doğum yeri olan McComb'a yerleştirilen tarihi bir Mississippi Blues Trail Anıtı ile onurlandırıldı.
5 Haziran 2009'da Florida eyaletine bağlı Gainesville şehri, şehir merkezindeki meydanının adını Bo Diddley Topluluk Meydanı olarak değiştirdi ve meydan Alachua İlçesi'ndeki evsizlerin durumu hakkında farkındalık yaratmak ve Kızıl Haç gibi yerel hayır kurumları için para toplamak amacıyla sahne aldığı bir yardım konserine de ev sahipliği yaptı.
Şimdi bu efsane sanatçının kabul edildiği onur listelerini ve aldığı ödülleri kronolojik olarak sıralayalım:
1986: Washington Bölgesi Müzik Derneği'nin Onur Listesi.
1987: Rock and Roll Onur Listesi.
1987: Rockabilly Onur Listesi.
1990: Guitar Player dergisinden Yaşam Boyu Başarı Ödülü.
1996: Rhythm and Blues Foundation'dan Yaşam Boyu Başarı Ödülü.
1998: Grammy Yaşam Boyu Başarı Ödülü.
1999: "Bo Diddley" adlı şarkısının 1955'teki kaydı
Grammy Onur Listesi
2000: Mississippi Müzisyenler Onur Listesi.
2000: Kuzey Florida Müzik Derneği'nin Onur Listesi.
2002: Ulusal Siyahi Sahipli Yayıncılar Birliği'nden Öncü Ödülü.
2002: BMI iştirakçileri Chuck Berry ve Little Richard ile birlikte 50. yıllık BMI Pop Ödülleri'nde ilk BMI İkonlarından biri olarak onurlandırıldı.
2003: Blues Onur Listesi'ne girdi ve aynı yıl ABD Temsilcisi John Conyers, ABD Temsilciler Meclisi'nde Bo Diddley'e övgüler yağdırdı ve onu "kuşakları etkileyen, Rock and Roll'un gerçek öncülerinden biri" olarak tanımladı.
2008: Ağustos ayında Florida Üniversitesi tarafından Diddley'e ölümünden sonra Fahri Güzel Sanatlar Doktoru unvanı verildi.
2020: Florida Sanatçılar Onur Listesi.
2010: Hit Parade Onur Listesi.
2017: Ritim ve Blues Müzik Onur Listesi.
2021: New Mexico Müzik Onur Listesi.
Yazıyı bitirmeden önce bir hatırlatma yapalım, yönetmen Phil Ranstrom'un “Cheat You Fair: The Story of Maxwell Street” belgeseli Bo Diddley'nin son kamera önü röportajını içermesi açısından tarihi bir öneme sahip, mutlaka izlenmeli.
Ve her zaman söylediğimiz gibi Bo Diddley gibi sanatçılar Blues için bir hediyedir.
Müzikle kalın.
Tamer Tekelioğlu
Cazkolik.com / 21 Ekim 2024, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.