Haziran ayında gerçekleşecek Akbank Sanat Caz Günleri bize yurtiçi ve dışından iyi müzisyenleri izleme fırsatı vereceği gibi iyi doğaçlamalar ve yeni müzikler dinleme şansımız da olacak. Bu konserlerin başında (aşağıda kendisinin de söylediği gibi) Dave Allen Trio konseri geliyor. Bir süredir İstanbul`da yaşayan Dave Allen ile uzun süredir istediğimiz röportajı gerçekleştirme imkanı bulduk. Öncelikle sevgili Dave Allen`a teşekkür ediyoruz. Röportajda sadece Akbank Sanat konseri için konuşmadık, hazır böylesine tecrübeli ve bir süredir buralarda yaşayan Dave Allen gibi bir müzisyeni bulmuşken kendi gözlemlerine dayanarak Türkiye caz ortamını ve Türk caz müzisyenlerine dair gözlemlerini ve tespitlerini de konuştuk ve ortaya gerçekten dikkat çeken notlar çıktı. Bu tespitleri Dave Allen`ın yapması ayrıca önemli çünkü eğitimci de olması nedeniyle mukayese yapma imkanı ve objektifliği önemliydi, bu anlamda, dikkatimizi çektiği notların önemle okunacağını tahmin ediyoruz.
Ayrıca, arkadaşımız Burak Sülünbaz`a hayli ilgi çekeceğini düşündüğümüz başarılı söyleşisi için teşekkür ediyoruz.
Cazkolik.com
Burak Sülünbaz: Selam Dave, Drew Gress ve Joey Baron’la konserin öncesi yapmış olduğumuz röportaj için teşekkürler. Öncelikle, Türkiye’ye yerleşmeden önceki hayatından bahseder misin lütfen?
Dave Allen: Philadelphia’da büyüdüm. Gitar çalmaya 13 yaşında başladım ve cazı 16 yaşında keşfettim. New York City Manhattan School of Music’te okumak için New York ‘a taşındım ve burada 25 yıl boyunca bir müzisyen olarak büyük müzisyenlerle çalışma ve kendi müziğimi yapma fırsatı buldum. 8 yıl önce İzmir’li eşimle tanıştım ve kızımızın gençlik dönemlerinde Türkiye’ye yerleşme kararı verdik.
Burak Sülünbaz: İstanbul’da hayat nasıl?
Dave Allen: Çoğu kişinin söyleyeceği gibi İstanbul kolay bir şehir değil. Birçok şehirde olduğu gibi güzel şeyler ve kötü şeyler var. Burada çok iyi arkadaşlarım ve iyi öğrencilerim var ama caz için New York hiç bir şehirle kıyas kabul etmez. New York caz dili gelişmeye devam ediyor ve caz bilgisi çok iyi olduğu halde yeni ve modern müzikler çalabilen birçok müzisyen var. Bu Türkiye’de çok zor bulunabilen özellikler. Umarım Türkiye’de bulunduğum sürece bu özellikleri öğrencilerime kazandırabilirim.
Burak Sülünbaz: Müziğini ilk defa dinlediğimde tonların beni çok etkiledi, temiz ve spesifik tonlar, zengin bir dinamiğe, fonetik bir güce sahipler. Müzikal yolculuğun hakkında ne söylemek istersin? Sana göre müziğinde kendin olabiliyor musun ?
Dave Allen: Teşekkür ederim. Kendimi geliştirmem uzun zaman aldı. Kendimi hala müzik konusunda bir öğrenci olarak görürüm. Müziklerim çalması zor bir yapıya sahip sürekli çalmazsam ve çalışmazsam iyi çalamayabilirim. Yeni bir fikir gelir ve ben nasıl çalacağımı bilmem, sonra bir yol bulmak zorunda olurum. Umarım bu süreç boyunca daha iyi bir müzisyen olabilirim. Keith Jarrett, Wayne Shorter, Pat Metheny , Monk, Coltrane, Steve Coleman ve hatta Bartok, Stravinsky ve Shostakovich gibi bestecilerden minnetle ilham alırım.
Burak Sülünbaz: Hadi biraz da Dave Allen American Trio’dan bahsedelim. Bu proje nasıl doğdu? Bildiğim kadarıyla Drew Gress’la daha önce pena sallamışlığın var ama Joey Baron‘la çalışmış mıydın daha önce. Yeri gelmişken Baron‘ın John Abercrombie, Bill Frisell, John Zorn gibi birçok müzisyenle çalışmış çok tecrübeli bir davulcu olduğunu hatırlatalım. Bu bir gecelik bir grup çalışması mı yoksa birlikte bir tour veya kayıt var mı gündeminizde?
Dave Allen: Şimdilik bir konser için bir araya geldik ama ümit ediyorum ki yakın zamanda birlikte bir albüm kaydetme şansımız olur. Drew’la uzun yıllardır birlikte çalışıyoruz, ondan her zaman ilham alıyorum. Joey’le çalışma fırsatımız hiç olmamıştı. Onu öğrencilik yıllarımdan beri dinliyorum. Gerçek bir usta. Uzun süredir birlikte çalışmayı denedik ama ilk defa sadece bu konser için programlarımız uyuştu. Macera dolu olacak.
Burak Sülünbaz: Öyleyse merakla bekliyoruz. Konserde neler çalacaksınız?
Dave Allen: Bu konser Drew ve Joey için düzenlediğim kendi bestelerimden oluşuyor. Belki de bir standart çalarız. Eminim ki birçok doğaçlama olacaktır.
Burak Sülünbaz: Kariyerin boyunca Seamus Blake, David Liebman, Mark Turner, Jeff Ballard, Miguel Zenon, Ravi Coltrane dünya çapında çok sayıda müzisyenle ve Türkiye’nin en iyi müzisyenleriyle çalışma şansın oldu. Amerikalı müzisyenlerle bizim yerel sanatçılarımız arasında hangi benzer yönler ve farklılıklar gözlemledin?
Dave Allen: Pek çok müzisyenle çalışabildiğim için çok şanslıydım. New York’ta grup liderliği yaparken müziklerimi yazdım bu sayede farklı müzisyenlerle deneyim edinmenin fırsatlarını da yakaladım. Müziklerimi farklı grupların farklı varyasyonlarında dinlemeyi severim. New York ‘ta çok iyi bilinen müzisyenler olduğu gibi, isimsiz kahramanlar da var. Bir çok genç öğrencim vardı ki çok yüksek seviyeye sahiptiler. Türkiye’deki müzisyenleri seviyorum ama kesinlikle benim sahip olabildiğim türden bir şansa sahip olamadılar. Türkiye`de yeterli sayıda yüksek seviyede müzisyen yok ve Türkiye’de dinleyiciler limitli türde konservatif bir caz beklentisi içindeler. Bu yüzdendir ki Türkiye’deki müzisyenler deneyim kazanma ve geliştirme şansını Avrupa veya Amerika’daki bir müzisyene oranla çok az sayıda yakalayabiliyor. Türkiye’deki cazın %80’i vokal ağırlıklı bu da genel olarak standartlar çalınıyor demek. New York’ta bu oran tam tersi, %80’i enstrümantal ve büyük çoğunluğu standartlar değil orijinal kompozisyonlar. Büyük farklılık var. Ben, vokalistlere karşı değilim, aksine, Sibel Köse’yle çalışmaktan büyük keyif alırım. Ayrıca, kendi bestelerini yaratan birçok iyi vokalist var. Bence problem şu ki; Türk caz müzisyenleri daha iyi olabilmek, daha iyiyi elde edebilmek için yeterince meydan okumuyor ve bu noktada rahatlık lüksü tehlikesi devreye giriyor. Bir müzisyen için rahat olmak hiç de iyi değildir. Eğer “Tamam, ben oldum, iyi çalıyorum” dersen gelişimin bir anda duruverir. Bir caz müzisyeni için ego problemi çok tuhaftır. Her zaman senden daha iyi çalan ve daha çok çalışan birileri vardır. Coltrane’in ego problemi yoktu. David Liebman’ın Coltrane’in özeleştirisinden bahsettiğini hatırlarım. Village Vanguard’da çalarken “Evde daha iyisini çaldığını hatırlarım” demişti. Caz tarihi sürekli ilerlemeye çalışıyor. Fakat Türkiye’de oldukça açık görüşlü birçok müzisyen var ve onlarla çalışabildiğim için mutluyum.
Burak Sülünbaz: Istanbul’da ülkeni özlüyor musun? Istanbul’da kalacak mısın yoksa başka bir yere taşınma fikri var mı aklında ve müzik yapma yolunda bir sonraki adımın ne olacak?
Dave Allen: Evet, New York’u özlüyorum. Sanırım Türkiye’de bir yıl daha kalacağız ve sonra taşınacağız. Emin , New York ya da başka bir şehre belki Avrupa’ya...
Burak Sülünbaz: Türkiye’de birçok farklı mekanda güzel konserler oluyor, aynı şekilde Avrupa ‘da da. Bu konserleri izleme şansın oluyor mu? En çekici bulduğun ya da bugünlerde merakla beklediğin bir performans var mı?
Dave Allen: Umarım favori müzisyenlerimi izleme şansı bulabilirim ama onlar Istanbul’a geliyorlar mı bilmiyorum. Benim için En önemlisi Keith Jarrett. Avrupa’nın bir şehrinde solo konseri olursa gitmek isterim. Konserleri benim için her zaman özel olmuştur. 25 yıldır onu çok defa canlı izledim.
Burak Sülünbaz: Sorularımı içtenlikle yanıtladığın için bir kere daha teşekkür ederim. 2 Haziran’da Akbank Sanat sahnesinde Drew Gress ve Joey Baron’la sahnede olacaksın. Biz Türk müzikseverler İstanbul’da yaşamakta olduğun ve İstanbul Ankara gibi şehirlerde seni canlı izleyebilme fırsatı bulduğumuz için çok şanslıyız.
Dave Allen: Teşekkür ederim.
Burak Sülünbaz
twitter.com/buraksulunbaz
buraksulunbaz@cazkolik.com
Cazkolik.com / 27 Mayıs 2015, Çarşamba
Burak Sülünbaz: Hi Dave, thank you for accepting our interview before your concert with Drew Gress and Joey Baron. Firstly can you please tell about your previous life before you have moved to Turkey.
Dave Allen: I grew up in Philadelphia. I began playing guitar at 13 years old and then discovered jazz at 16. I moved to New York City to attend the Manhattan School of Music and spent twenty five years there developing as a musician, playing with great musicians, and composing my own music. Eight years ago I met my wife, who is from Izmir. We decided to come to live in Turkey for a period of time while our daughter is young.
Burak Sülünbaz: How is life in Istanbul?
Dave Allen: As most people will say, Istanbul is not easy. Like any city, there are good things and bad things. I have many good friends here and some good students. But of course no place compares to New York for Jazz. The jazz language in New York continues to develop and expand and you can find many musicians who have a thorough knowledge of jazz history and can also play the new, modern styles. That`s very hard to find in Turkey. I hope I can help while I am here by teaching and playing concerts.
Burak Sülünbaz: As the fist time i listen to your music your tones attract me so well, very clean and specific tones richly dinamic and phonetically powerful.What would you say about your musical journey, do you think you can be yourself as a musician?
Dave Allen: Thank you. It took a long time for me to develop my style. I still consider myself a student of music. The music I write is difficult and challenging and I have to constantly work at it if I want it to be able to play it well. A new idea comes, I am not sure how to play it, then I have to find a way, and in that process I hope to become a better musician. I have been greatly influenced by Keith Jarrett, Wayne Shorter, Pat Metheny, Monk, Coltrane, Steve Coleman, and also by composers like Bartok, Stravinsky, and Shostakovich.
Burak Sülünbaz: So let’s talk about Dave Allen Amerikan Trio Concert how this trio born? I know you have been working with Drew Gress but i don’t know if you have ever worked with Joey Baron who is a master drummer working with John Abercrombie, Bill Frisell, John Zorn and many other world class musicians. Is this a one night concert band or will it be a tour or recording together?
Dave Allen: This is just one concert, for now. I hope I can record with both of them in the near future. I have been working with Drew for years and he is always inspiring. I have not worked with Joey but I have been listening to him since I was a student. He is a true master. We have tried to work together for years but this is the first time that our schedules have come together. It will be an adventure.
Burak Sülünbaz: I m looking forward then :) What will you be playing in the concert?
Dave Allen: This concert will feature compositions of mine that I think will work well with Drew and Joey. Perhaps we will also play a standard. And I`m sure there will be lots of improvisations.
Burak Sülünbaz: In your career you have worked with lots of important jazz musicians like Seamus Blake, David Liebman, Mark Turner, Jeff Ballard, Miguel Zenon, Ravi Coltrane, and so on, also some good musicians in Turkey. What would like to say about world class American musicians and local artist from Turkey, what are the differences and common ways to play with them?
Dave Allen: I have been lucky to work with so many great players. I was always leading bands and writing music while in New York, so I was able to experiment with many different musicians. I like to hear my compositions played by different people, the many variations they can create. There are great well known players, and there are equally great unknown players in New York. I had younger students there that were on a very high level, a professional level. I like the musicians in Turkey very much, but of course it is very hard for them to get the same kind of experience that I had. There are not enough high level players here, and the audience in Turkey expects a certain kind of limited, conservative jazz. So the players are not having the chance to experiment and improve as much as they would somewhere like New York or anywhere in Europe. In Turkey 80% of the jazz includes a vocalist, which usually means playing standards. In New York it is the opposite, 80% is instrumental, and a majority of the music is original compositions, not standards. It`s a big difference. I have nothing against vocalists and I especially love working with Sibel Kose. And there are some very good Vocalists here who are composing their own music. The problem is that the Turkish jazz musicians are not being challenged enough, and there is a great danger of feeling "comfortable". It`s not good for an artist to feel comfortable...to say "I`m playing good...it`s okay". Then you stop improving. It`s very strange if anyone has an ego problem as a jazz player, because there is always someone better and there is always more work to do. Coltrane did not have an ego problem. I remember Dave Liebman saying he heard Coltrane criticizing himself at the Village vanguard, saying "It went better when I played it at home". The history of jazz is about constantly trying to progress. But there are some very good, open-minded musicians here in Istanbul and I enjoy working with them.
Burak Sülünbaz: As “An American Man in Istanbul” do you miss your country? Will you stay in Istanbul or will you planning to go somewhere else? What is your next plan on the way of making music?
Dave Allen: Yes, I miss New York. I think we will stay in Turkey for about one more year and then move on. I am not sure if we will go back to New York, or to another city, or maybe to Europe.
Burak Sülünbaz: There are some good concerts happening around in different venues is Istanbul and Europe , do you have time to go this concerts , live performances , if so what s the most fascinating one these days or which performance you look forward to see in near future?
Dave Allen: I hope I can see some of my favorite players, but I don`t know if they will come to Istanbul. Most important for me is Keith Jarrett. If he does solo concerts in Europe I will try to go. His concerts have been the most special for me. I`ve seen him many times over the past 25 years.
Burak Sülünbaz: Once again thank you so much for answering my questions ,i look forward to see you on stage with Drew Gress and Joey Baron in June 2nd in Akbank Sanat. We (as The Turkish music lovers) are lucky that you are living in Istanbul so that we can see your performances somewhere in Istanbul or Ankara
Dave Allen: Thank you
Burak Sülünbaz
twitter.com/buraksulunbaz
buraksulunbaz@cazkolik.com
Cazkolik.com / 27 Mayıs 2015, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Sait Aydın
"Ben oldum" diye isimlendirdiği his konusunda çok haklı.Caz"ın Amerka"dan ileri gidemeyeceği tespiti de çok doğru,bence.Bizim ülke gibi ülkelerde caz ithal konumda olmuştur.Oysa ABD"de büyük mücadeleyle 20.yüzyılın sanat devrimi olmuştur.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Yahya Dai
Dave şüphesiz ki İstanbul"a gelerek Newyork"daki enerji ve bakış açısını burada yakalamak isteyenler için büyük bir fırsat oldu... Tabii ki söylediklerini dikkatle okudum vede katılıyorum. Dışarıdan gelen ve yorumlarını dikkate alabileceğimiz böylesi bir müzisyenin varlığı bile bu coğrafya için önemli bir şans. Dediklerini dikkatle değerlendirmeliyiz-yorumlamalıyız derim. Teşekkürler paylaşım için
Bu Yoruma Cevap Yazın »Levent Öget
Harika bir röportaj teşekkürler Burak.
Bu Yoruma Cevap Yazın »