Bir kısım cazsever müziğe rock dinleyerek başlamıştır. Hala da dinlerler. Şahsen ben, rock müziğe harcanan emeği cazdan farklı görmem diyerek hemen konuya gireyim, icrada yetkinlik, enstrüman kullanımında yaratıcılık her ne ararsak bu İtalyanlarda fazlasıyla var. Francesco Bearzatti ve tayfasından bahsediyorum. Bu sıcak tavırlı, bitirim İtalyanlar çizmenin farklı bölgelerinden gelmişler ama yıllardır birlikteler. Monk bestelerini kalburüstü rock besteleriyle harmanlıyorlar. Albümleri Monk’n Roll’un kapağında Monk’un 1967 tarihli albümü Underground’a öykünmekle kalmamışlar bununla birlikte geri planda grubun “Godfather”ı trompetçi Giovanni, koskoca Monk’u sandalyeye bağlamış trompetiyle tehdit ediyor. Şaşırtıcı bir fikir değil mi? Bu renkli müzisyenlerden de tam olarak böyle renkli, eğlenceli bir konser beklerdim. Beklediğimi de buldum...
Francesco Bearzatti bol kesim asker pantolonu, rock tişörtü ve bacaklarını dizlerinden kırıp öne doğru eğilişiyle John Zorn’u andırsa da müzikal ifadesi farklı. Sahnede seyirciyle ve birbirleriyle bol bol şakalaşıyorlar, ekibin trompetçisi Giovanni Falzone’yle grubun frontman’i Bearzatti gönülden bağlı iki kan kardeş tavırlarıyla müzikal bütünlüğü yüksek enerjiyle sergilerken aynı zamanda İtalyan sıcakkanlılığının sembolü halleriyle dinleyiciyi eğlendirmenin yolunu buluyorlar. Konserin patlama noktasına ulaştığı anlarda seyirciyi ayağa davet edip cep telefonu ışıklarını açtırarak salonda ışıkların dansını yaratıyorlar. Bearzatti saksafona bağlanan aparatla distorsiyonlu saksafonunun sesini elektro gitar sesine çevirip saksafonla gitar sololar atıyor, seyircisini şaşkına çeviriyor. Konser sırasında rock konserinde miyim caz konserinde miyim ayırt edemiyorsunuz. Bu tam da onların arzu ettiği şey. ”Rock mı caz mı işte bütün mesele bu” diye sormuyorlar biz tam ortasındayız diyorlar. Bu düpedüz bir koltukta iki karpuz taşımak gibi. Konser sırasında o karpuzlar buz gibi masamıza servis edilmiş adeta, keyifle salondan ayrılıyoruz. Yani, sahnedeki müziğin müzikal kalitesi o derece keyif veriyor. Konser tekmili birden 2013 kayıtları Monk’N’Roll’ eserlerinden bir repertuvardan oluşuyor. Taraflı tarafsız eleştirmenlerden olumlu not almış bir albüm bu. Konserin açılış parçası albümde de olduğu gibi Misterioso. Bu parça Monk estesiyle Pink Floyd’un "Shine on You Crazy Diamond" harmanı, sonrasında güçlü bas ritimlerinin derinden bize “Another one bites The Dust"ı söylettiği "Bemsha Swing" devreye giriyor. Caz ve rock melodilerinin kimyaları akılda kalıcı şekilde birbirlerinin içine geçişiyor. Parçalar bir bir albümdeki sırayla akmaya devam ediyor. 16 parçalık albümden 10 parça çalındıktan sonra konser albümdeki gibi "Criss Cross" yorumuyla sona eriyor. Konser sonrası sohbet ettiğim deneyimli müziksever dostların, bu deli fişeklerin müziğinin daha büyük coşkuyla dinlenebileceği, belki de elde bir kadeh, daha geniş ve ayakta izlenebilecek bir mekanda tekrar dinlemenin daha keyifli olabileceği fikirlerine yürekten katılıyorum.
* * *
Akbank Sanat’ta bir sonraki konser biletleri uzun süre önceden tükenen Cezayirli Karima Nayt olacak. Bu konseri uzun süredir bekliyorduk. Elini çabuk tutup biletini alan müzikseverler güzel bir konserin keyfini çıkaracak.
(Fotoğraflar için sevgili Tunçel Gülsoy`a teşekkürler)
Burak Sülünbaz
twitter.com/buraksulunbaz
buraksulunbaz@cazkolik.com
Cazkolik.com / 20 Haziran 2015, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.