Bud Powell

Bud Powell

Charlie Parker ve Dizzy Gillespie ile birlikte bebop`un gelişiminde anahtar rol oynamış ve enstrümanında göstermiş olduğu virtüoziteden dolayı "piyanonun Charlie Parker`ı" olarak da anılan Amerikalı caz piyanistidir. New York`un Harlem bölgesinde doğan ve bir stride piyanist olan babasının enstrümanıyla 5 yaşında klasik piyano dersleri almaya başlayan Powell 7 yıl boyunca Debussy, Beethoven, Liszt, Chopin, Schumann ve Bach`ın eserlerini çalışır. Çocukluk arkadaşı piyanist Elmo Hope`la klasik plaklar dinlemeyi alışkanlık haline getiren genç Bud onlu yaşlarının başlarında caza da ilgi duymaya başlar. İlk etkilendiği müzisyen John Kirby grubunun piyanisti Billy Kyle`dır. 15 yaşındayken trompetçi abisi William`ın grubunda çalar ve bir süre sonra yaşadığı yerin çok yakınındaki Uptown House`un müzikal açıdan macera dolu ve heyecan verici atmosferine kapılır. Burası modernizmin ayak seslerinin ilk kez duyulduğu ve Charlie Parker`ın henüz bir gruba bağlı değilken ilk kez sahne aldığı kulüptür. Burada 1942 yılında Thelonious Monk`la tanışır ve Monk tarafından Minton`s Playhouse`da toplanmaya başlayan bebop müzisyenleri çevresine dahil edilir. Çekingen ve içe dönük bir karaktere sahip olan Bud, Monk`un onayı ve himayesi sayesinde bu çevrede kabul görmeye başlayacaktır. Monk`un Powell`ın bu ilk dönemiyle ilgili görüşü şöyledir: "O zamanlar fazla birşey çalamıyordu, akor dizilerinden ve armoniden bihaberdi. Onu beğenen bir tek bendim, kimse ne çaldığını anlamıyordu." Monk Powell`a olan sevgi ve ilgisini onun en büyük mentörü olarak gösterecek ve "In Walked Bud" adlı eserini ona ithaf edecek, buna karşılık Powell da bu büyük dahinin müziğinin yanlış anlaşıldığı ve kabul görmediği zamanlarda bile Monk çalmayı ve onun bestelerini kaydetmeyi sürdürecektir.

 

1940`ların başlarında Powell birkaç dans orkestrasında çalar, ki bunlardan Cootie Williams`ınki en kayda değer olanıdır. Hatta 1944 yılında Williams`la birlikte Monk`un ünlü "Round Midnight"ının ilk plak kaydını yapar. 1945`in Ocak ayında Williams`tan ayrıldıktan sonra 52nd Street caz sahnesinin aranan bir ismi haline gelir ve John Kirby, Dizzy Gillespie, Don Byas, Dexter Gordon, J.J. Johnson, Allen Eager, Sonny Stitt, Fats Navarro ve Kenny Clarke gibi isimlerle çalışır. Özellikle hızlı tempolardaki becerisi dikkat çekicidir. Charlie Parker`la sadece bir stüdyo kaydı yapan Powell, Haziran 1947`deki bu Savoy kaydında Miles Davis, Tommy Potter ve Max Roach`un da yer aldığı bir grupla birlikte  Donna Lee, Chasing the Bird, Cheryl ve Buzzy adlı parçaları icra eder. İkilinin bilinen diğer plak kayıtları Jazz Cool etiketiyle canlı kaydedilen birkaç parça ve 1953`teki Jazz at Massey Hall konserinden ibarettir. Parker`la Powell`ın birlikte neden daha sık çalışmadıklarını piyanist Walter Bishop şöyle izah eder: "Bird ve Bud`ın kişilikleri çatışıyordu. Bud`ın kendisi de lider statüsündeydi." Parker`la kaydı haricinde 1947`nin büyük bölümünü inaktif geçiren ve yoğun miktarda alkol tüketmeye başlayan sanatçı, Kasım ayında Harlem`deki bir barda diğer bir müşteriyle giriştiği bir kavgada başından darbe alır ve kaldırıldığı hastanede sergilediği tutarsız davranışlardan dolayı Creedmoore Devlet Hastanesi`ne kaldırılır. Burada 11 ay tutulan Powell, gördüğü elektroşok tedavisi sonucu kariyerinin sonuna kadar duygusal açıdan istikrarsızlıklar gösterecektir. Ekim 1948`de hastaneden taburcu edilen sanatçı, 1949`un başlarında artan alkol tüketimi neticesinde ikinci (fakat daha kısa) bir hastane periyodu yaşadıktan sonra kariyerinin sanatsal açıdan en yüksek noktasına ulaşır. 1949-1953 yılları arasında en iyi kayıtlarını yapar. Blue Note, Mercury, Norgran ve Clef etiketleriyle yaptığı plaklar şunlardır: 1949-50: Bud Powell Piano Solos (Mercury / Clef); 1949-51: The Amazing Bud Powell (Blue Note); 1950: Bud Powell Piano Solos No. 2 (Mercury / Clef); 1950-51: Bud Powell`s Moods (Mercury / Clef) aka The Genius of Bud Powell (Verve); 1953: The Amazing Bud Powell, Vol. 2 (Blue Note); 1953: Bud Powell Trio, Volume 2 (Roost). 1951`de Curly Russell ve Max Roach`tan oluşan üçlüsüyle yaptığı Blue Note kaydında yer alan "Un Poco Loco" adlı bestesi eleştirmen Harold Bloom tarafından 20. yüzyıl Amerikan sanatının en önemli ürünleri arasında sayılmıştır. 50`ler boyunca Blue Note ve Norman Granz`in plak şirketleri adına kayıtlar yapmayı sürdüren Powell, marijuana bulundurmaktan tutuklanarak 1951 sonunda tekrar akıl hastanesine gönderilir ve 1953`ün başına kadar burada tutulur. Sonraki dönemde çalışı şizofreni tedavisinde kullanılan Largactil ilacından ciddi şekilde etkilenir ve 1956`da abisi Richie`nin Clifford Brown`la birlikte bir trafik kazasında ölümü sonucu yaşadığı ciddi şokla çöküşe geçer. 1954`teki bir hastane yatışında tanıştığı Altevia "Buttercup" Edwards`ın teşvikiyle ve onun gözetiminde 1959`da Paris`e taşınan Bud Powell, burada Pierre Michelot ve Kenny Clarke`tan oluşan bir üçlüyle çalışır. Buttercup`ın kendisini yüksek dozda Largactil`e maruz bırakmasına rağmen performanslarını ve plak kayıtlarını sürdüren sanatçının 1960 yılındaki canlı Essen Caz Festivali kaydı (Clarke, Oscar Pettiford ve bazı parçalarda Coleman Hawkins ile) özellikle dikkat çekicidir. Aralık 1961`de Columbia adına ve Cannonball Adderley himayesinde "A Portrait of Thelonious" ve "A Tribute to Cannonball" albümlerini yapan Powell 1962 yılında caz hayranı ve amatör piyanist Francis Paudras`la tanışarak derin bir dostluk kurar ve onun evine yerleşir. Paudras`ın organize ettiği 6 haftalık bir Birdland sözleşmesiyle 1964 yılında New York`a geri döner, ki bu aynı zamanda kendisini mahveden alışkanlıklarına, özellikle de alkol bağımlılığına geri dönüş anlamına gelmektedir. 1965`teki felaket bir Carnegie Hall konseri ve nihayet 1 Mayıs`ta çıktığı Charlie Parker tribute konseri onun son sahne performansları olurlar. Bud Powell 31 Temmuz 1966`da tüberküloz, yetersiz beslenme ve alkolizmin yol açtığı komplikasyonlar sonucu hayata veda eder. Harlem`deki cenaze töreninde binlerce seveni kendisini son yolculuğuna uğurlamaya gelmiştir. Bud Powell ile ilgili bölümümüzü caz eleştirmeni ve yazar Gary Giddins`in onun hakkındaki sözleriyle noktalayalım: "Hepimizin birlikte büyüdüğü temel caz piyanosu stili, ki bu ister Bill Evans olsun ya da McCoy Tyner veya Tommy Flanagan, Red Garland, aklınıza hangisi gelirse, hepsi Bud`dan gelir, çünkü yeni müziğin klavye üzerinde nasıl çalınacağını onlara Bud göstermiştir."

 

Arto Peştemalcıgil

 

Cazkolik.com / 27 Eylül 2012, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Arto Peştemalcıgil

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.