"Bi' Şarkım Var" projesi yaşadığımız günlerin duygu ve tavır koleksiyonuna dönüşen bir belgesel

2014 yılında Başak Yavuz ve Ceyda Özbaşarel'in “Bi' Şarkım Var!” fikri şarkı yazarlarını profesyonel veya amatör farkı gözetmeksizin birbirleri ve dinleyicilerle buluşturan bir platform olarak yola çıkmıştı.

Projenin ilk albümü "Bi' Şarkım Var! Stüdyo" adıyla 2016 yılında yayınlanmış ve içlerinde projenin kurucuları Başak Yavuz ve Ceyda Özbaşarel'in de olduğu 14 farklı besteci/yorumcunun şarkıları yer almıştı.

Pandemi projenin ruhunu derinden etkiledi

Dünya artık pandemi öncesi ve sonrası diye ikiye ayrıldığına göre müzikal projeleri de öyle tanımlamak mümkün. Elbette pandemiyle birlikte yazılan şarkıların çoğunun ruhunda bireyin yalıtılmışlığı ve varoluşsal sorunlar/sorular ağırlık kazanıyor.

"Bi' Şarkım Var" bu kez EV formatında

İlk proje stüdyo kayıtlarıyla yayınlanmıştı, pandeminin gerçekliği ise sanatçıları eve yöneltti. Yeni projede Yavuz ve Özbaşarel şarkılarıyla yer almıyor ama başta Şevket Akıncı, Esra Kayıkçı, Ceren Tokgöz, Cansun Küçüktürk gibi isimlerin yanında nisbeten daha yeni isimleri de görüyoruz.

Yavuz ve Özbaşarel 'projeye seslerden oluşan bir belgesel mantığında yaklaştık'larını belirtiyor. Açık Radyo'da radyo programı olarak süren "Bi' Şarkım Var" projesi için "sahne, radyo, albüm kayıtları, kayıt görüntüleri, belgesel film, festival, akademik yayınlar, basın vb. çeşitli aktarım yöntemlerinde ömrümüz yettiğince üretimleri teşvik etmeye ve paylaşmaya devam etmeyi planlıyoruz" diyen Yavuz ve Özbaşarel ilk projenin sağladığı tecrübeyle Türkiye'de kendine has bir sese dönüşmeyi başardı.

Ayrıca, projenin açık bir fikir olması sayesinde ülkenin dört bir yanından gelen müzisyeninden öğretmenine, memurundan işçisine kolektif bir şarkı koleksiyonuna dönüştü ve ilk albüm, yayınlandığı dönem dünya müziği listelerine ilk sıradan girdiği gibi Grammy gibi önemli bir vitrinde aday adayı olarak güçlü bir mesaj vermeyi başardı.

Prodüksüyon bakımından, albümde yer alan şarkıların ardında müzisyen kadrosunun gönüllü varlığı yatıyor. Bu isimler, Ali Bakır (perküsyon) Alparslan Türer (gitar), Cansun Küçüktürk (synth), Ceyda Özbaşarel (vokal), Emre Kayaman (klavye), Erkan Zeki Ar (gitar), Esra Kayıkçı (kontrbas), Hakan Kamalı (gitar), Kurtuluş Göksu (gitar), Özgür Salıcı (elektrik bas), Şirin Soysal (vokal) gibi isimler.

Albümün prodüksüyonunu Başak Yavuz ve Ceyda Özbaşarel üstlenirken kayıt, miks ve mastering Cansun Küçüktürk, video ve fotolar Murat Dürüm, logo tasarımı ve kapak görseli Sanat Deliorman imzalı. Albüm, Things Records firmasından yayınlandı ve tüm dijital platformlardan dinlenebilir.

Albümde yer alan parçalara dair kısa dinleme notları;

Şarkıların tamamı gitar vokal merkezli besteler. Elbette sözlerin önemi büyük, hatta çoğu müzik sözlerin akışını ve vurgulayıcılığını desteklemek için kurgulanmış. Timur Selçuk'u andıran Brechtyen tarzıyla gitar-vokal türü şarkıların hiciv tadında örneği "Dök Dök Yerlere"de Yasin Bozkurt ile başlıyor albüm.

Bir sonraki "Çöpadam Hilmi'nin Şarkısı" yine gitar-vokal anlatımlı bir çalışma. Sahtegi'nin şarkısı az müziğin sözlere altlık olarak kullanıldığı, daha ilk cümlesi "İstifayı bastım"la Orhan Veli tarzı bir bohemliği çağrıştırıyor kulaklara.

Yıllardır merakla takip ettiğimiz Esra Kayıkçı da "Beni Al Yanına" şarkısıyla seçkide yer alan isimlerden. Hem şarkı söyleyen hem kontrbas çalan Kayıkçı'nın güçlü yanı olan şarkı yazarlığına bu parçada bir kez daha tanık oluyoruz.

Albümdeki dördüncü şarkı Batuhan Polat'ın "Yaşıyor muyuz biz?" sözlerinde büyük bir soru işaretini barındıran gitar-vokal artı ıslığın da küçük bir solo yaptığı "şiir-şarkı-varoluşsal bir soru" üçgeninde bir çalışma.

Kimdir unutamadığını unutan... Şevket Akıncı da albümde yer alan isimlerden. Uzun yıllardır caz dünyasında sayısız projede izlediğimiz Akıncı'yı gitar vokal şarkıda yazdığı sözleri inlemek, farklı bir yanına tanık olmak bakımından önemli.

Gitar-vokal anlatımı 20. yüzyılın müzikte en büyük anlatı gücünü oluşturduğu gibi, ozan-şarkıcı kimliğinin dünya üzerinde müzik kadar sözlerin de ne söylediğinin önemli olduğu bir format oldu. Albümde yer alan sanatçılar da bu gücün çevresinde dolanıyor, iç döküyor, duygularını dile getiriyor ve kişisel anlatılarını vurguluyor. Ceren Tokgöz'ün 'gözlerinin içinde bir yer var sadece orda kırılmaz ışıklar' gibi sözlerle oluşturduğu "Işıklar" şarkısını da bu eksende dinlemek mümkün.

Cansun Küçüktürk'ün "Modan Yaylası" çağdaş bir halk türküsü iken Dilek Yılmaz'ın "Oyun"undaki armonika-gitar-vokal-söz döngüsü yaşam kısır döngüsünü sorgulayan bir şarkı ve albümün son çalışması Ardından'ın "Derin"i ise 'hergün farklı rüyaya yattık, kalktık, uyandık, yeniden başlayamadık' sözleriyle albümü tamamalıyor.

Dokuz benzemez şarkıyla içten bir repertuvar oluşturan "Bi' Şarkım Var! Ev" proje albümü kendi açtığı yolda kendi özelliklerini oluşturarak ilerliyor. Zaman içinde çoğalacak albümler ve şarkılar gerek geçirdiğimiz insanî dönüşümün etkilerini şarkı sözlerinden takip etmek, gerek sanatçıların kişisel perspektiflerini gözlemek bakımından önemli çalışmalar. Başak Yavuz ve Ceyda Özbaşarel'in dediği gibi, bu şarkılar gerçekten birer ses belgeseli ama gizli saklı yanıyla da içinde yaşadığımız zamanın duygu ve tavır koleksiyonuna dönüşen bir belgesel.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 14 Şubat 2022, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN