Leyla Diana: Birbirinden değerli iki müzisyen... Haklarında yazılanlardan da bildiğimiz üzere Alfredo Rodriguez klasik müzik kökenli ve Küba müziği geleneğinden geliyor. Pedrito Martinez de Kübalı ve tamamen sokaktan diyebiliriz. Kübalı olup da müziğe ilgi duymamak mümkkün değildir ama, biraz bu müziğe nasıl ilk adımınızı attığınızı öğrenmek isteriz.
Alfredo Rodriguez: Müzik her zaman Küba kültüründen ayrı olacak. Müzikal bir evde büyüdüm. Konservatuvara 7 yaşında başladım ve klasik müzik gelişimimin bir parçası oldu. 12 yaşımda caz müziğini Keith Jarrett`in albümünü rastgele alarak keşfettim ve o zamandan beri caz, müziğimin ana parçası oldu.
Pedrito Martinez: Küba, Avrupa klasik müzik geleneğine sahiptir. Bu, bazı Kübalıların konservatuvarda eğitim görmeleri için uygun bir sistem ama bunun için bağlantılarınızın olması gerek. Benim bağlantılarım yoktu ama çocukken, evimizin ön kapısı parka açılıyordu ve orada Afrika folklorik müziğinin etkileriyle büyüdüm... Rumba ve Yorumba, danslar, şarkılar, perküsyonlar.
Leyla Diana: İlk olarak 2012 yılında mı konserde birlikte çaldınız? Daha önce birbiriniz hakkında düşünceleriniz neydi ve ne zaman birlikte yol alabileceğinize inandınız?
Alfredo Rodriguez: 2014`te ikinci albümüm Invastion Parade`da stüdyoda birkaç şarkı kaydettik, birlikte harika bir enerjimiz vardı ve gelecekte birlikte bir şeyler yaptığımızdan emin olmak istedik. Birkaç yıl sonra St. Louis`de Jazz Bistro`da bir arada oturduk. Beş gün boyunca orada çaldık ve bu ikili için bir başlangıç noktasıydı. Jazz Bistro`dan önce sahnede birbirimizi tanımıyorduk, sahnede birlikte nasıl çalacağımızı öğrendik. Seti, o gün müziğimizde istediğimiz arka planı oluşturduk. Sahnede çok büyük bir kimya vardı, bu yüzden birlikte bir albüm yapmaya karar verdik.
Pedrito Martinez: Montrö’de biraz jamm yaptık ama şov olarak çalmadık. Buna rağmen birlikte zaman geçirmekten gerçekten zevk aldık ve hem müzikal hem de kişisel anlamda bağlantıda kalmamız için bir başlangıç oldu bu. Bir kaç yıl sonra da, St Louis MO`daki Jazz St. Louis`de beş gece süren ilk şovumuzu yaptık.
Fotoğraf: Anna Weber
Leyla Diana: Sizce sizi bir araya getiren ve birlikteliğinizin gücünü neydi?
Alfredo Rodriguez: Müzik! Bizi ve kişiliklerimizi bir araya getiren şey müzikti. Harika bir yolculuk oldu. Sadece sahnede değil, sahnenin dışındaki, bu da çok önemli bir şey. Seyahat etmek, birisiyle yaşamak, bir bağlantınız olması gerekir. Başından beri çok iyi bir arkadaşlığımız olduğu için her ikimiz de çok şanslıyız.
Pedrito Martinez: Hali hazırdaki kişisel bağlantımızla ilgili. İki farklı dünyanın birbirine karşı duyduğu saygı ve sevgiyi Kübalı olarak paylaştık. Müzikal tecrübemizi geleneksel müziğe ve ayrıca ülkemizin popüler müziğine borçluyuz.
Leyla Diana: Duolog albüm ismi olarak bu ikiliye de tam yakışan bir isim olmuş. İsmi nasıl ortaya çıkt? Bende hem bir diyalog hem de bir dualiteyi de beraberinde çağrıştırdı. Ne düşünüyorsunuz?
Alfredo Rodriguez: Tiyatrodan gelen bir kelime. Bir oyun ya da oyunun bir parçasını rollerle iki aktörün konuşması anlamında kullandıkları bir terimdir. İsimler arıyordum ve bu ismi duyduğumda kendime “Duologue adını vermeliyiz” dedim. Gerçekten bu kelime ne aradığımızı söylüyordu. Basit ve açık. Ilk duyduğumuzda, Duo ve Diyaloğun, bu kelimelerin bir birleşimi olduğunu düşünüyoruz. İşte biz buyuz.
Pedrito Martinez: Güzel, açıklayıcı. Alfredo ile benim aramızda müzikli bir diyalog... Ve işe yaradı, çalışıyor!
Leyla Diana: Duolog projesinden sonra ne gibi projeler var?
Alfredo Rodriguez: Açıkçası her zaman müzik üzerinde çalışıyoruz ve hayranlarımız için birlikte daha fazla müzik kaydetmeyi çok isteriz.
Pedrito Martinez: Başka bir kayıt için müzik üzerinde çalışmaya başladık, takvimde 2020`de birlikte turneye çıkacak pek çok randevumuz var ve her ikisinin de uzun yıllar boyunca bu proje için zaman ayırmayı planlıyoruz. İkimiz de ikili olarak çalmayi seviyoruz.
Leyla Diana: Alfredo siz defalarca ülkemize geldiniz ve sizi dinlemekten büyük keyif aldık, Padrito sizin sanırım ilk gelişiniz, neler hissediyorsunuz, Türkiye hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Alfredo Rodriguez: Çok seviyorum! En sevdiğim şeylerden biri seyahat etmek Bunun da sebeplerinden biri yeni insanlarla tanışmak ve yeni kültürleri öğrenmek. Neyse ki ABD`ye taşındığımdan beri tüm dünyayı geziyordum ve İstanbul çok defa ziyaret ettiğim bir şehir oldu. Türk müziğini çok seviyorum, birlikte çalmak istediğim çok müzisyen var. Kültür benim için en önemlisi ve Türkiye çok zengin bir kültüre sahip.
Pedrito Martinez: 2013`te Uluslararası Caz Günü`ne katılmadan önce İstanbul`da çalmıştım. Burada çalmayı çok seviyorum.
Leyla Diana: Türkiye’nin cazını takip edebiliyor musunuz? Türkiye’den müzisyenler ile ortklaşa bir proje yapmak ister miydiniz, olsaydı kimler ile olurdu?
Alfredo Rodriguez: Keşfetmem gereken çok şey var ve keşfetmem gereken müzisyenler var ama ben hep Türk Caz müziğini dinliyorum. Laço Tayfa en sevdiğim Türk gruplarından biri!
Pedrito Martinez: Tıpkı başka kültürlerden olduğu gibi mesela, İspanya, Hindistan, New Orleans gibi türk caz müziğinin de içine katılmayı çok isterim. Türkiye’nin caz müziğini takip etmediğim için herhangi bir isim veremiyorum ama festivalde tanışmak dileğim.
Leyla-Diana Gücük
Cazkolik.com / 15 Ağustos 2019, Perşembe
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.