1959 yılı cazın altın yılı kabul edilmesine rağmen müzik dünyasında rock'n roll ile başlayan, Black Music çeperinde ise r'n'b ve soul müziklere yönelen yeni bir dönemin kapıları açılıyordu.
Bu değişimi en iyi gören de değişimin ekonomik kâr kokusunu alan büyük müzik şirketlerinin yapımcılarıydı. Oldukça zeki ve temelde para dilinde konuşan bu adamlar cazdan daha büyük ve kitlesel bir müzikal dönemin başladığını görmüştü. Hem bu yeni dönemde kendilerine düşen rolleri kapmak, hem caz dünyasında edindiği projecilik tecrübelerini yeni fikirlere dönüştürmek istiyordu.
Geçmişe bakınca bunlar benim aklıma gelen düşünceler ama doğru olduğunu tarihi süreç gösterdi. Nitekim, daha 1960'ların başlarında caz yüzyılının en güçlü ve altın yılı yaşanmışken, 1960'larda cazda yeni ekollerin doğuşu hızlanmışken bir yandan bu sektörel tereddütler boşuna mıydı? Elbette değildi. Caz çalmaya bebop ile başlayan çok sayıda Afro Amerikalı müzisyen hızla soul müziğe yöneltti. Elektrik gitar, hammond org gibi yeni nesil elektrikli enstrümanlar geleneksel cazda değil bu yeni müzikal alanlarda kendini daha iyi anlatıyordu. Bu sırada yapımcılar da yeni fikirler peşindeydi ki o yıllarda market raflarını kaplamaya başlayan ilk nesil derleme LP'ler dönemi açılmış oldu. Daha önce kısmen tecrübe edilen bu tarz dinleyicide karşılığını bulmuştu. Bu hınzır yapımcılar anlı şanlı caz efsanelerini yeni tarza ikna ettiler ve 1960'ların başında Ella Fitzgerald gibi büyükler dönemin toy gençleri The Beatles şarkılarını cazca söylemeye başladı. Caz dinleyerek büyüyen o toy gençlerin caz efsanelerinin kendi bestelerini söylemesi herhalde hoşlarına gitmiştir.
İşte, ta o günlerde başlayan popüler hitlerin cazca kavır alışkanlığı müzik yayıncılığında önemli pazara dönüştü. Hem caz müzisyenleri, hem şarkıları caza uyarlanan popüler isimler hoşnuttu. Elbette şirketler de yeni bir satış kanalı keşfetmişti. Bu gelenek 60 yıldır yenilenerek devam ediyor ve her sene bu alanda yeni albümler yayınlanıyor.
Bu türün yeni örneği popüler müziğin 30 yılı aşkın süredir sevilen isimleri arasında olan Björk'ün ünlü şarkılarının caz müzisyenleri tarafından yorumlanan şarkı ansiklopedisi oldu.
Björk'ün son dönem ürettiği müziklere ilgi duymama rağmen bu şarkıcıya özel merakım yok ama albümü görünce fırsat bulup geçmişe yönelik bu kısa analiz üzerinden bu albüme yönelmeye karar verdim.
Björk in Jazz
Bazıları iyi tanıdığım, bazılarının adını bildiğim caz müzisyenleri Björk'ün 15 şarkısını caz üzerinden yorumlamış. Bu isimler arasında Eric Legnini, Gretchen Parlato (ki bu sanatçının Björk ile arasında doğal müzikal ilinti bulma mümkün bence), Viktoria Tolstoy, Yaron Herman, Bill Cunliffe, Vincent Peirani, Michael Wolnny gibi çoğu Avrupalı isimler var. Avrupa caz sahnesinin önde gelen isimleri elbette yorumladıkları şarkılara özenmiştir. Ben mesela ilk iki şarkıyı beğendiğimi söyleyemem, hareket ve yorum alanı esnek olduğu ve yeni denemeler yapma fırsatı buldukları için mi bilmem vokalsiz olanları daha başarılı buldum. Peirani/Wolny ikilisinin "Hunter", Yaron Herman'ın "Army of Me", The October Trio, özellikle Bill Cunliffe "All is Full of Love"da caz tarzına en yakın akustik yoruma imza atmış mesela, vokallilerden ilgimi çeken ise Björk ile adları yanyana yazılınca pek uymayacağı sanılan The Swingle Singers vokalli olanlardan ilgimi çekti. Tercih sizin tabi.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 23 Ekim 2022, Pazar
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.