The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble`un kurucusu Jason Köhnen röportaj

The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble`un kurucusu Jason Köhnen röportaj

Jason Köhnen: "Babylon`da, İstanbul izleyicisinin de dahil olacağı `sonic` bir yolculuğa çıkmak istiyoruz"

 

Sami Kısaoğlu: The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble`ın arkasındaki öykü nedir ve daha önemlisi sessiz filmler üzerine müzikler yaparken yola çıkış noktanız ne idi?

 

Jason Köhnen: Biz bu projeye 1999 / 2000`li yıllarda başladık ve o zaman yola çıkış noktamız ikili olarak varolan sessiz filmler üzerine yeni soundtrack`ler üretmekti. Projemiz zamanla bir grup haline dönüştü ve ikili olarak yakaladığımız yaratıcı düzeyi eklenen her müzisyenle benzer düzeyde yakalamayı başardık.

 

Sami Kısaoğlu: Müziğinizin yaratım sürecinde resim, video art gibi sanat dallarından ilham alıyor musunuz?

 

Jason Köhnen: Tabii ki... Görsel ve işitsel olarak olsun, kitaplar, insanlar, doğa... Her açıdan besleniyoruz...

 

Sami Kısaoğlu: Sizler grup üyeleri olarak hem farklı geçmişlere sahip insanlarsınız hem de farklı ülkelerden bir araya geldiniz ama müziğinize baktığımızda sanki çocukluğunuzdan beri aynı sokakta büyümüş, aynı şeyleri yapmış insanlar gibisiniz, burada şunu merak ediyorum, stüdyoda çalışırken yaratım süreciniz nasıl şekilleniyor?

 

Jason Köhnen: Yaratım süreci pek çok farklı şekilde gelişebilir. Bazen parçalar bir kişi tarafından bestelenirken bazen de birlikte çalma esnasında şekillenebilir. Bu açıdan müziğimizde belirgin bir üretim şekli yok.

 

Sami Kısaoğlu: Önceki albümlerinizden birinin adı Black Wing Butterfly / Goya olarak geçiyor, isim hakkında merak ettiğim bu isim büyük İspanyol ressam Goya`nın Pinturas Negras (The Black Paintings)`lerini hatırlatıyor, bu doğru mu yoksa sadece bir tesadüf mü, ne dersiniz?

 

Jason Köhnen: Goya isimli parça büyük ressama ithaftır. Black Wing Butterfly ise sadece bir isim...

 

Sami Kısaoğlu: Merak ettiğim bir başka konu ise albüm kapaklarınız... Kapak tasarımlarınızda gizli bir anlam ya da bir sanatçıya dair bir özel bir gönderme mi var? Bu sorunun devamında ise özellikle merk ettiğim canlı albüm kaydınız olan I Forsee The Dark Ahead`in kapağı, bu kapağın bir öyküsü var mı zira bana ünlü ressam Rene Magritte`in resimlerini hatırlatıyor?

 

Jason Köhnen: Hayır! Kapak tasarımlarımızın arkasındaki anlamları çoklu olarak tanımlamak doğru olur. Biz kendi aramızda konseptleri ve ortaya çıkan fikirleri tartışıyoruz ama tasarımları farklı etkileşimlere de açık tutarız. Müziğimiz gibi görsel bakımdan da mümkün olduğunca geniş kişisel hayal gücünü muhafaza etmeyi istiyoruz. Şöyle düşünüyorum, sabit bir alan içerisinde hayal gücünü zorlayarak yaratıcı şeyler yapmak müziğimizin sihirini de besleyen bir unsurdur.

 

Sami Kısaoğlu: Canlı kayıt albümünüz I Forse The Dark Ahead, If I Stay son beş yılın konserlerinden muhtelif parçaları içeriyor. Bu albüm Hollanda ve uluslararası müzik sahnesinde nasıl yankı uyandırdı?

 

Jason Köhnen: Genel olarak çok olumlu. Bu albümün bize verdiği bir başka cevap ise `musical business` anlamında yeni gelişmeleri ve değişimleri gözlemek açısından iyi bir test işlevi görmüş olması. Bu albümde "ücretsiz / beğenirsen öde" yönteminin kullanılması gün sonunda bize oldukça ilginç ipuçları verdi.

 

Sami Kısaoğlu: TKDE isimli albümünüz işin başında enstrümantal projeydi, peki ne oldu da ekibin içine vokal eklemeye karar verdiniz?

 

Jason Köhnen: Biz aslında kendimizi hiç enstrümental veya vokal etiketli bir grup olarak görmedik. Müziğimizin yaratım sürecinde tümüyle özgür olmayı tercih ediyoruz, herhangi bir kısıtlamanın veya kuralın bizi engellemesine izin vermedik. Bu bakımdan, Here Be Dragons isimli LP`deki besteler için vokal arayışına girdik ve dahil ettik, sonuç gerçekten işe yaradı...

 

Sami Kısaoğlu: Sizin de dahil olduğunuz çalışmalarda kayıt teknikleri ve teknolojilerinin önemini sormak istiyoruz? Parçalarınıza dair albümlerinizdeki kayıtlarla konserlerinizdeki kayıtlar arasındaki farklar neler ve tercihen albümlerinizdeki sanatçı perfomansını mı yoksa konserlerde maceracı ve doğaçlamaçı biri olmayı mı tercih ederdiniz?

 

Jason Köhnen: Hem TKDE hem de TMFDJC albümlerinde bu dediğiniz her iki dünyanın da en iyi sonucunu elde etmeyi başardık. Yani, hem stüdyo çalışmaları hem de doğaçlamaları birbirinin içine dahil ederek doğru müzikal dengeyi, ilhamı ve motivasyonu bulma konusunda başarılı çalışmalar oldu.

 

Sami Kısaoğlu: The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble ile çalarken başınıza gelen en unutulmaz sahne tecrübeniz, anınız neydi?

 

Jason Köhnen: Şimdi düşününce öyle özel bir show aklıma gelmiyor ama muhtemelen Succubus kaydı sözünü ettiğiniz deneyime ilişkin en iyi kayıt olabilir.

 

Sami Kısaoğlu: The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble`ın İstanbul konserinde izleyicileri ne bekliyor? İstanbul sahnesindeki programınızı nasıl şekillendireceksiniz?

 

Jason Köhnen: Umarım İstanbul konserinde Türk izleyicilerin de müzikal alanımızın içine dahil olduğu `sonic` yolculuğa hep birlikte çıkarız.

 

Sami Kısaoğlu: Son soru olarak sizden rica etsem kendi kişisel bakış açınızda belirgin bir kırılma yaratan sessiz film ve müzik örneklerini bizimle paylaşır mısınız? Hangi müzikal gelenek (mesela Hint, Afrika gibi) sizi etkiledi ve bunun nedenini açıklayabilir misiniz?

 

Jason Köhnen: Bunun cevabını vermek gerçekten zor, etkileyici pek çok film var ama size özellikle Nosferatu filmini örnek verebilirim. Etkileyen müzik geleneği-tarzına gelince, özellikle belli bir tarz / sound / şarkı veya bölgenin diğerlerinden daha etkileyici olduğunu iddia edemem, biz grup içinde herşeyi dinlemeyi seven insanlarız.

 

Sami Kısaoğlu
Müzikolog

 

Cazkolik.com / 10 Ekim 2012, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Sami Kısaoğlu

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.