Müzisyen Aynur Doğan, yeni albümü Hedûr (Zaman'ın Tesellisi) ile dinleyici karşısında. Albümde Kürtçe’nin yanı sıra Türkçe şarkılara da yer veren Doğan, “Türkçe eğitim almış olsan da, anadildeki kaybolmayan duygusal bağ, hissiyatı hatırlatıcı genişliği, derinliği ve gücü var ve ancak o dilde büyüyen anlayabilir. Çocukluğumun, yani anadilimin ilham verici olduğu kuşkusuz” diyor.
Kürtçe müzik dendiğinde parmakla gösterilen isimlerden biri Aynur Doğan. Üstelik yurtdışındaki önemli temsilcilerimizden. Doğan, şimdi ‘Hedûr’ adını verdiği 8 şarkıdan oluşan yeni albümü ile dinleyici karşısında. Türkçede ‘zamanın tesellisi’ anlamına gelen Hedûr’de 2 şarkının söz ve bestesinde Doğan’ın imzası var. Geleneksel Kürt müziği ile çağdaş Batı müziğini ustalıkla harmanlanlayan müzisyen, “Geleneksel müzikleri yeni nefesler, destekleyici tonlarla başka kulaklara sevdirmek, gelecek kuşaklar için yaşatabilmek çok önemli” diyor.
Doğan ile Hedûr’u ve müzik serüvenini konuştuk.
Işıl Çalışkan
Işıl Çalışkan: Türkçe’de zamanın tesellisi anlamına gelen Hedûr albümünü dinleyiciyle buluşturdunuz. Zamanın tesellisini notalarda buldunuz mu?
Aynur Doğan: Müzik, notalar, olumsuz gelişen dönemlerin üstesinden gelmemizi sağlıyor. Dünyanın neresinde olursanız olun, şarkı söylemek, müzik yapmak ve dinlemek insanın özgür olduğu anlardır. Ne tarz veya nasıl bir müzik yaptığınızın önemi yok, müzik en gerçek, en sade haliniz ile buluştuğunuz andır. Farkındalığı güçlendiren, iletişimin büyük anahtarıdır. Sanırım en güçlü teselli anım, nefesimi en çok hissettiğim an! İnsana huzuru, teselliyi fark ettiriyor!
Işıl Çalışkan: Albümü 3 yıl gibi bir sürede hazırladınız. Hazırlık sürecini sizden dinlemek isteriz…
Aynur Doğan: Biraz zaman aldı. Batılı müzisyenlere bu müziği anlatmak kendi kafanızdakine ulaşma çabaları, denemeler, arayışlar derken bu albüme kadar geldik. Geleneksel müziğimizdeki dar armonik yapıları beslemek, melodik bir müziğe uygun armonileri yapay durmayacak şekilde oturtmak zaman isteyen bir şey.
Kurgu kafamda hazırdı, ama asıl önemli olan kafamdakine yakın olanı gerçekleştireceğim birini bulmak. Bu biraz zaman ve birkaç deneme aldı. Sonunda bu iletişimi, aynı zamanda beraber sahne aldığım Franz Von Chossy ile yakalayabildik. Franz ile çalışmak çok güzeldi. Denemelerimi çok önemseyip dinleyip anlamaya çalışır, uzun uzun uğraşırdı. Onunla çalışmak güzel bir tecrübe kattı bana. Disiplinli, ciddi, sabırlı, saygılı ve anlayışlı. Tam bir Alman [Gülüyor].
İşin teori kısmını pratiğe aktarırken de yine çok değerli isimler tüm renklerini kattı. Sevgili Ediz Hafızoğlu, Kağan Yıldız ve İstanbul Yaylı Quartet, hepsi harika bir iş çıkardı. Büyük bir keyifle projeye dahil oldular. Onlarla beraber çalıştığım için çok mutluyum.
Geleneksel müzikleri gelecek kuşaklar için yaşatabilmek çok önemli
Işıl Çalışkan: Kürt müziğini modern çağa uyarlayan önemli sanatçılardansınız. Öncelikle bunu neden önemsiyorsunuz?
Aynur Doğan: Geleneksel müzikleri yeni nefesler, destekleyici tonlarla başka kulaklara sevdirmek, gelecek kuşaklar için yaşatabilmek çok önemli. Biz de bu müziği, kültürü bu sayede öğrendik. Geleneksel müziğin kendine göre içinde bulunduğu dönem ile uyarlanması kaçınılmaz, böylelikle gelecek dönemlere, kuşaklara sevdirebilir, aktarabiliriz. Önemli olan uyarlarken bazı hassasiyetleri gözden kaçırmamak, özü çok bozmadan duygusal yapısını iyi anlamak. Elbette her dönem kendisine ait bir çağdaşlığı katacaktır. Nihayetinde yüzyıl önce yorumlayan biri gibi yorumlamayayız, çünkü öyle yaşamıyoruz. Ben de kendi dünyam ve kendi algı biçimimle müziğimi zenginleştireceğim. Aslında bir nevi yeni modern bir biçim ile kendi dönemimin geleneğini oluşturup yorumlayabileceğim.
Işıl Çalışkan: Peki uyarlarken nasıl hassasiyetleriniz oluyor?
Aynur Doğan: Yaptığınız müziğin özüne, geleneksel yapısına bağlı kaldığınızda, genel vurguları, ana motivasyonunu ve en önemlisi duygusunu bozmadığınız sürece modern veya deneysel çalışmalara karşı değilim. Ayrıca geleneksel müziklere armonik destekler ile herkesin kulağına yatkın tonları keşfetme duygusu güzel. Elbette ki bu aynı zamanda tercih meselesidir de, bazıları ilk duydukları öğrendikleri ile bazıları yeni araçlar deneyerek, bazıları arayış, bazıları ise amaç için öyle yapıp gidiyor şimdilik.
En kolay diyaloğu caz müzisyenleriyle yakaladım
Işıl Çalışkan: Albümde bolca caz tınılarına da yer veriyorsunuz. Kürt müziği ile cazın buluşmasını nasıl anlatırsınız?
Aynur Doğan: Caz dinlemeyi hep çok seviyordum. Fakat yurtdışında yaşamaya başladıktan sonra yaptığım müzikte en kolay diyaloğu caz müzisyenleri ile yakalayabildim. Uzunca tecrübeler sonucu onca zaman geçirdiğim bu müzisyenler ile çalışmak bana çok şey kattı. Bunu fark edince çalışmak zevkli ve yaratıcı geçmeye başladı. Ben geleneksel söyleyen biriyim. Albümü dinlediğinizde caz müzisyenleri ile bir albüm yaptık, fakat ben yine benim, aynı Aynur.
Asıl korkularımız, sonradan sistematik olarak yerleştirildi
Işıl Çalışkan: Albüm hüzünle birlikte bolca umut barındırıyor. Bu duyguları büyüdüğünüz coğrafya ile nasıl ilişkilendirirsiniz?
Aynur Doğan: Çocukluğum dağ, bayır, derelerde geçti. Çocukken bize öğretilen korkular, yırtıcı ya da zarar verici bir hayvana denk gelmekti, ama ona karşı da cesaretimiz yine büyüktü. Asıl korkularımız, sonradan sistematik olarak o topraklara yerleştirildi. Militarist, despotik, şiddet içeren bir anlayış, işkencelerle büyüyen babalarımız, amcalarımız, gözaltında kaybolan insanlarımız, mayınlarda ölen çocuklar saymakla bitmeyen öğretilmiş, hazırlanmış korkulardı. Sonra böyle bir çocukluk yaşadık, kendi köyümüzde evimizde, yaylamızda, insandan gelen, gelecek korkularla dolu bir dönem.
Korku ile büyütülmüş bir toplumda umut, acı, hüzün duygusu fazladır ama korku ve acılarına rağmen, cesaret ve huzur inancı o topraklarda daha büyüktür. Özellikle kadınlarında. O coğrafyada doğup büyüyenler kadar kimse umut, huzur, barış arzulayamaz. Birçok şeyin özlemi genlerimize oturmuş artık. Bu yüzden herkes sevgiyi umuyor ve özlüyor. Bu da bizim sesimiz, sözümün kaynağı oluyor işte...
Işıl Çalışkan: Albümde söz ve müziği size ait olan 2 şarkı var. İlham en çok hangi dilde geliyor?
Aynur Doğan: Çocukluğumun, yani anadilimin ilham verici olduğu kuşkusuz. Türkçe eğitim almış olsan da, anadildeki kaybolmayan duygusal bağ, hissiyatı hatırlatıcı genişliği, derinliği ve gücü var ve ancak o dilde büyüyen anlayabilir. Bizde çok canlı. Yasaklara karşı, aşağılanmaya karşı hep anadilde duygulanırsın, orada saklanıp savunursun, güçlüdür.
Kürtçe benim çocukluğum, duygularım ve özlemim olduğu için hüzün yanı ağır, etkisi derin oldu
Işıl Çalışkan: Türkçe ve Kürtçe söylerken hissettiğiniz duygu farklılığını nasıl anlatırsınız?
Aynur Doğan: Kürtçe benim çocukluğum duygularım ve özlemim olduğu için hep hüzün yanı ağır oldu ve etkisi de çok derinden oldu. Türkçe ise 40 yıllık hayatım, bir hayal yıkılıp yeni bir hayal kuruyorsun gibi başka bir başlangıçtı. Hislerin mi, pratiğin mi, düşüncelerin mi, hafızan mı, hangisi gerçek, bilemiyorum. Eminim her iki dilde de birbirine geçmiş. Bizdeki ana dil biraz parçalanmış, kırılmış, buruk bir dil.
Bazen de duyguyu dildeki farklılık ile yaşamıyorum. Dil bazen duyguyu tıraşlıyor. Gerçekten hissedince bazen dil önemsizleşiyor ses özgürleşiyor, bir saksafon solosu gibi mesela. İnsan biraz da ezber öğretileri tekrarlamayı seviyor.
Albüm çıkar çıkmaz Transglobal World Music Chart'a ilk sıradan girdi
Işıl Çalışkan: Hedûr ilk çıktığında Transglobal World Music Chart'ta ilk sıradaydı. Yurtdışında gördüğünüz ilgiyi Türkiye’de de gördüğünüzü düşünüyor musunuz?
Aynur Doğan: Çok bir beklentim yok artık. Zaten dinleyici bir şekilde kendi imkânları ile buluyor. Benim için dinleyicilerimle güzel konserler yapabilme olanaklarım kolay olsun yeter. Ben o insanlara şarkılar söylemek istiyorum. Yani seni sevenin yanına gitmek gibi bir şey. Bu kadarcık yeter bana.
Işıl Çalışkan: Gelecek planlarınız neler?
Aynur Doğan: Sanırım bunun cevabını söylemek çok zor artık. Fırsat bulduğum her an müzik yapmaya çalışacağım.
Işıl Çalışkan: Cazkolik okuyucuları için bir mesajınız var mı?
Aynur Doğan: Cazkolik ve ‘CANkolik’ dostlarıma, okurlarına bana gösterdikleri ilgi, ayırdıkları zaman, sabır ve emek için şimdiden çok teşekkür ediyorum. Umarım birbirimizi yakalayacağımız müzikli günlerde buluşabiliriz… Sevgiler.
Işıl Çalışkan
Cazkolik.com / 10 Ağustos 2020, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.