15 YILIN ARŞİVİ

Cazkolik`in pop kalemi Cenk Erdem Ebru Gündeş konser izlenimlerinden yola çıkarak bakış açımızı sorgulamamızı öneriyor.

Cenk Erdem |

Sen Allah’ın bir lütfusun Ebru Gündeş!

Kuruçeşme Arena’da bu yaz Muazzez Abacı’yı seyrederken, Kuruçeşme Arena ses gördü diye düşünmüştüm; hatta Muazzez Abacı bir ara elinden mikrofonu bıraktı da gürül gürül sesiyle öyle bir söyledi ki; eskilerin dillerden düşüremediği mikrofonsuz şarkı söyleyen Ümmü Gülsüm efsanesini de hatırlattı bana. Aynı keyfi yaşatabilecek son 20 yılın Türkiye’deki en güçlü kadın sesi Ebru Gündeş. Şimdiye kadar sesiyle meşk edilebilecek şarkıcılardan Yasmin Levy’den tutun, Buika’ya, pop müzik arenası için Aşkın Nur Yengi’den, Sibel Can’a tüm güzel kadın seslerini izleme şansım oldu da; hep istediğim ve ilk kez fırsatını bulabildiğim Ebru Gündeş konseri de, Gündeş’in Kuruçeşme Arena’da, Boğaz’a karşı verdiği ilk konser oldu. İyi ki güzel sesler de var dedirten, öyle güçlü bir kadın sesi ki; Boğaz’dan geçen gemilerin kaptanları bu sesten büyülenip, Kuruçeşme kıyılarına doğru seyrederek kayalarda parçalansalar yeri vardı. Bir siren gibi büyülüyor Ebru Gündeş; davudî sesi kimi yerde nağmeler yaptığında yer yer Lübnan’lı efsanelerin gırtlak nağmelerini ve hatta Arap Klasik müziğini; yer yer alaturka şarkıları ve deniz kenarında kadeh vurulan dert sofralarının aşk yaralarını döküyor.

* * *

Konsere led ekranlarla süsledikleri sahnede son albümünde söylediği Kenan Doğulu şarkısı ‘Yaparım Bilirsin’ ile başlayan Gündeş’e alevler eşlik ediyordu. Gündeş şarkı söylemiyor; yangın çıkarıyor; aşk yangınları. Hele hele ardı ardına söylediği Sezen Aksu’nun yazdığı iki şarkı ‘Kaçak’ ve ‘Unutamam’ kalbi zorluyordu ve böyle yorum yok; ses bu, dedirtiyordu. Şimdiye kadar şiir gibi fadolar söyleyen Mariza’dan; yangın gibi flamenkolar söyleyen Estrella Morente’ye kadar beraber çalışma şansı yakaladığım çok isim oldu ama hepsine Ebru Gündeş’ten de bahsettim; hep aynı fikirdeyim; bir Kibariye’ye, bir Ebru Gündeş’e iyi bir flamenko prodüktörü verin; sadece pop ve alaturka yıldızı olarak değil, birer dünya müziği yıldızı olarak yakabilirler ortalığı. Ebru Gündeş’in anne olduktan sonra bir süper anne olarak zarifliği ve formu da ayrıca pek yerindeydi. İki şık kostümü Elie Saab ve genç yaşta kaybettiğimiz Alexander McQueen imzalıydı. Gerçi annesinin ölümüne dayanamayıp intihar eden Alexander McQueen’in gece elbisesi bu ciğer dağlayan sese ve şarkılara ayrıca bir yakışmıştı. Ebru Gündeş’in sahnede görsellik için harcadığı emeğe bravo denilebilir. 20 dansçının eşlik ettiği konserde; Candan Erçetin’den bildiğimiz Yunan çingene şarkısı ‘Söz Vermiştin’i söylerken Endülüs’ten flamenko çingeneleri havasındaki dansçılar başarılıydı. Ayrıca konserde trapez gösterileri ile yer yer lirik bir hava da estirildi ama aynı dansçıların aynı lirik dansı kostüm değişikliğiyle birkaç kez sunmalarına hiç gerek yoktu; Ebru Gündeş’in sesi zaten kıyamet. Led ekranlarda ‘Alev Alev’ şarkısını söylerken alevler; kimi yerde mehtap; kimi yerde uçsuz bucaksız deniz görüntüleri ve Boğaz’a karşı Ebru Gündeş, gece daha nasıl şiir olsun? Gecede ‘Senin olmaya geldim’ şarkısı iğne atsan yere düşmez kalabalığının, çığlık çığlığa istediği şarkı oldu.

* * *

Eski şarkılarından ‘Fırtınalar’, ‘Divane’, ‘Telafi’, ‘Ceza mı’, ‘Çingenem’ seyircilerin de beraber söylediği şarkılar oldu. Yazdan kalma bir gecede; hiç yağmur yağacağını düşünemezdik ama; Sezen Aksu şarkısı; ‘ Tükeneceğiz’i söylerken, Ebru Gündeş yüksek notaları öyle bir bastı ki, gökyüzü ağladı. Şarkı bitince yağmur da kesti ağlamayı. Bis tezahüratlarıyla sahneye geri dönen Gündeş; o meşhur Onno Tunç bestesi ‘Seni İstiyorum’`u avaz avaz eşlik eden coşkulu bir kalabalıkla söylerken tüm arena ayrıca dans ediyordu. TV’lerden, magazin medyasından hep dobra ve açık sözlü bildiğimiz Ebru Gündeş’in konserin başından sonuna Emel Sayın’ı hatırlatan bir kibarlıkta konuşmasını bana bir yabacılaşma hissi verdi ama kimbilir belki de yaşı olgunlaştıkça, bir dönem vokalistliğini yaptığı o zarif Emel Sayın’dan daha çok feyz alır hale gelmiştir. Ama sözün özü böyle bir ses daha yok buralarda; ‘Sen Allahın bir lütfusun’ Ebru.