15. yüzyıl İspanya’sından zor kullanılarak ayrılan Yahudilerin, Akdeniz’e yayılıp, kalplerinde taşıdıkları hikayelerini geleneksel Ladino şarkılarında anlatan Yasmin Levy, şarkılarındaki Endülüs flamenkosu tutkusunu, sesindeki yakarışlarla birleştirirken kulağımıza söylemiyor, sanki şarkıları kalbimize saplıyor.
Daha en başında bir Mayıs gecesi Topkapı Sarayı’nın avlusunda şarkılara doğru yürümek bile yeterince keyifti ama konseri izlemek aşk oldu. Yasmin Levy’nin şarkılarının hikayelerini anlatarak izleyiciyle paylaşması ve tarihi Aya İrini atmosferi 2. Uluslararası Mistik Festivali’nin adını haklı çıkarmayı başarıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün düzenlediği festivali Kültür A.Ş. organize ediyor. Ellerine sağlık çünkü canım İstanbul hakkettiği güzel bir gece daha yaşamış oldu.
Tüm etkinliklerin ücretsiz olduğu gecenin final yıldızı olarak Yasmin Levy’den daha iyi bir isim düşünülemezdi. Gecede Aya İrini’deki konser alanına giremeyenler için bahçede barkovizyon ve kolonlarla konserin izlenebilmesi için ortam yaratılmıştı. Buna rağmen ilk şarkıda içeri giremeyenler kısa süreli bir protesto yaptılar ve bence çok ayıp ettiler çünkü güzel bir mayıs akşamı, Topkapı Sarayı’nın avlusunda çimenlerde Yasmin Levy dinlemek ayrıca çok keyifli olabilirdi.
Üzgünüm ama ben balkonda yerimi kaptığımda dünyayı ve bahçedekileri unuttum. İlk şarkıda mikrofona ses gelmemesi gibi bir teknik aksilik bile gecenin tadını bozamazdı. Levy’nin sesi o kadar güçlü ki, akustik şarkı söylerken öyle bir yakarıyor ki, her hikayesi hançer gibi Levy’nin. Hikayelerden birinde 58 yaşlarında orta yaşlı bir kadınla tanışmış vaktinde Levy, kadıncağızın 30 yaşında yakışıklı bir sevgilisi varmış. Bir gün hiç sebepsiz terk etmiş kadını, nedenini sorduğunda, genç adam: "Bir başkasına aşığım”, demiş. Kadından tek cümle çıkmış: "Bir gece daha sev beni”. Bu hikayeyi anlatarak söylediği "Una Noche Mas”, tarihi 4. yüzyıla dayanan Aya İrini kilisesi’nde, her yeri aşka boyuyordu.
Sahnede Yahudi İspanyolcası, izleyicilerin büyük çoğunluğu olan türbanlı hanımlar ve şarkılar için en büyük Bizans Kilisesi. Bu ilginç bütünleşmede şarkılar yine bir ediyordu insanları. Yasmin Levy’nin kızını kaybeden bir babanın hikayesini anlattığı şarkı da, karnımıza yumruk oldu gecede. Çok kederli eski bir İspanyolca şarkıydı. Mezar kazıcısı bir babanın, kaybettiği kendi kızını gömdükten sonra, kasabaya döndüğünde, onu çok üzgün gören birine söylediği cümle: “Bu kez kalbimi gömdüm” oluyor şarkıda. Yasmin Levy bu şarkıyla öyle bir ağıt yaktı ki, sevdiklerini kaybeden herkesin özdeşleşebileceği bir ayin yaptık Aya İrini’de.
Yasmin’in şarkılarındaki Arap etkileri, flamenko ve batı sazları ile birlikte Ermeni bir müzisyenin çaldığı klarnette bu şarkı ağlıyordu. Bu kadar kederden sonra öyle bir zurna coştu ki, Aya İrini’de düğünümüz oldu. “Una Ora" şarkısını ezbere biliyordum, tüm izleyicilerle bir olup, hepimize düğün yapıyordu Levy. Hepimizin çok iyi bildiği Sefarad şarkısı Los Bilbilicos’u, nitekim Yasmin: "Bu şarkıyı hepiniz çok iyi biliyorsunuz”, diyerek bizlere armağan etti. Çoğu dinleyici “Yastayım” sözleriyle Ferhat Göçer’den biliyordu bu şarkıyı.
Yasmin Levy’nin tüm güzel aşk şarkıları ve acıya yaktığı ağıtlarıyla, Aya İrini öyle bir büyüyle kaplandı ki “Naci en Alamo" şarkısını dinlerken hepimiz baştan aşağı aşk olduk. İspanyol filmi Vengo’da kullanılan bu şarkının orijinali bir Yunan şarkısı ama Yasmin: "yerim yok, yurdum yok“ diyerek bu çingene şarkısını öyle bir söylüyor ki, yine kalbinden çıkıyor o güzel sesi. Şarkının sözlerinde: "kalbimle sana şarkı söylüyorum” diyor… Ve bu şarkıdaki klarnet nasıl can yakıyor tarif edemem. Yüreğine sağlık Yasmin Levy, zamanında tüm farklılıkları kucaklayan İstanbul yine bir mayıs gecesi aşkla dolu şarkılar duydu… Giderken bize bir elveda şarkısı söyletti Yasmin: Adio Kerida, Elveda Aşkım... Adio Yasmin, sen aşksın…
Cenk Erdem
Cazkolik.com / 29 Mayıs 2010, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.