Sadece yaşadığı dönemin veya son yılların değil, tüm zamanların en önemli Blues gitaristlerinden B.B. King 89 yıllık ömrünün son nefesini bugün verdiği açıklandı. Onu, en son Açıkhava`daki konserinden hatırlıyoruz, sahneye, orkestrasındaki daimi davetçisinin uzuun bir Biii Biiii Kinggggggggg bağırışıyla çıktığında adeta yer yerinden oynamıştı. Büyük ve cüsseli gövdesi ve kucağında gitarı Lucille ile bir İstanbul yaz gecesi, yüzündeki sevimli ve muzip gülümseme adeta metrelerce yukarıdaki Açıkhava merdivenlerinde sıkışık oturan müzikseverlerin yüzlerine kadar yayılmıştı.
Müzikte bir insana efsane ismi öyle yaşlı ve tecrübeli olduğu için verilmez, yani, sadece o nedenle konmaz, elbette yaşına ve tecrübesine hürmet büyüktür ama onu büyük yapan esas şeyler başkadır, daha derindedir. B.B. King efsanesi T-Bone Walker`ın Teksas blues tarzına nerdeyse edebi bir duyarlılık ve anlam derinliği katabilmesindedir. Blues, esasen Blues`cunun anlattığı hikayeler üzerine kuruludur, bir çeşit bizim halk ozanları gibi, Kürt dengbej`leri gibi, 19. yüzyılın sonlarında doğmuş Blind Lemmon Jefferson`un anlattığı öyküler gibi. Nasıl ki T-Bone Walker bu öyküleri kendi nesline ve kendinden sonraki nesle taşıdıysa, B.B. King`de bu öykülerin müzikal derinliğini artırdı. Onları, saz ve aşığı gibi tek boyutlu olmaktan çıkarıp caz formları gibi nefeslilerle derinleştirdi, müzikal skalasını genişletti. Bu yüzden Blues eleştirmenleri `T-Bone Walker`ın çizdiği fotoğraf genişleten kişi King`dir` der.
B.B. King ayrıca, özellikle Rock müzisyenleriyle yakın ilişkiler kurmuş ve Blues`un dünya çapında ilgi görmesini sağlamıştır. Son yirmi yılın fotoğraflarına bakarsanız eğer her iki resmin birinde ya Eric Clapton`la, ya Rolling Stones`la, bir başkasıyla görürsünüz. Pek çok gitar uzmanı Jimi Hendrix, Eric Clapton ve John McLaughlin üçgenindeki kökenin B.B. King`de yattığının altını kalınca çizer.
B.B. King artık yaşlandığı ve elini ayağını çektiği düşünüldüğü anlarda dahi mesela 1987 yılında U2 ile "When Love Comes to Town"da olduğu gibi bir anda yeniden kendini gösterir ve genç nesillerin ilgisini çeker.
B.B. King gitarı başka bir şeydir... Penadan çıkan ilk notayla kafanıza dank eder, sesi de kuşağının yorgun insanlarını onurlandıran olgunluğa ve yaşanmışlığa sahiptir.
Çok değil, yedi-sekiz yıl önce, seksenli yaşların hemen başında T-Bone Burnett`in prodüktörlüğünde 1998 yılında yayınladığı "Blues on the Bayou" albümünden beri yayınlanan en iyi Blues stüdyo albümü "One Kind Favor"ı yayınlar. "Blues on Bayou"da Blues gitarın nasıl bir şey olduğunun dersini veren King, Eric Clapton gibi bir başka efsane tarafından tüm yaşamı "Riding with the the King" albümüyle onurlandırılır. Videosundaki gibi üstü açık arabada King`in şoförlüğünü yapan Clapton ustaya teşekkür etmektedir, hem kendisi, hem nesli, hem de bizim adımıza.
Cazkolik.com / 15 Mayıs 2015, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.