Chick Corea ve Gary Burton`ın 31 Mart gecesi Cemal Reşit Rey konser salonunda verecekleri konser öncesi arkadışımız Beliz Hazan, New York`da bulunan Corea ile konuştu...

Chick Corea ve Gary Burton`ın 31 Mart gecesi Cemal Reşit Rey konser salonunda verecekleri konser öncesi arkadışımız Beliz Hazan, New York`da bulunan Corea ile konuştu...

Bu yıl büyük ve güzel konserlere aday. Belki en güzellerinden biri 31 Mart akşamı Cemal Reşit Rey`de gerçekleşecek. Cazkolik olarak biz de bu fırsatı kaçırmak istemedik ve arkadaşımız Beliz Hazan büyük müzisyen Chick Corea  ile verecekleri konseri ve Grammy ödüllü albümleri The New Crystal Silence'ı konuştu.

 


 

Gelecek için, hatıralarınızda oluşturduğunuz cazla ilgili anılar bölümünde 31 Mart gecesi için şimdiden özel bir yer açın ve oraya Chick Corea ile Gary Burton konserinin izlerini yerleştirmeye hazırlanın. Peşinen söylüyoruz, daha ne kadar iddialı olabiliriz ki.

 

Dönem, altmışlı yılların en başları, şimdilerde tüm basında kırk yıllık müzikal birlikteliklerinden söz edilen iki önemli müzisyenin o yıllardaki ilk tanışma sebeplerinin ilginç olduğunu biliyor muydunuz, evet, yer büyük tenor saksofonist Stan Getz`in orkestrası, caz vibrafonunda günümüzün tanrı katında kabul gören ismi Gary Burton, Getz`in orkestrasından ayrılırken Chick Corea gruba dahil olur. Yolda giderken karşılaşmak gibi... İşte, bu iki büyük müzisyeni taa bugünlere kadar kolkola taşıyan ilk tanışma böyle bir ayrıntıya sahip.

 

Cazkolik olarak bir önemli söyleşiye daha imza attık. Cazkolik sayfalarında yaptığı güzel söyleşilerle tanıdığınız sevgili Beliz Hazan maceralarla dolu bir labirentin ardında Chick Corea ile görüşmeyi başardı. Öncelikle bu görüşmenin yapılabilmesi için bizlere verdikleri destek ve sağladıkları bağlantılar nedeniyle Cemal Reşit Rey`den sevgili Sümeyra Gümrah Teltik`e, konserin organizasyonunu üstlenen değerli dostumuz Necati Tüfenk`e çok teşekkür ederiz.

 

Cazkolik.com

 


 

 

 

Chick Corea: "İstanbul konseri için Gary ile birlikte oluşturduğumuz ve içinde kendi parçalarımızın yanısıra Bill Evans gibi usta piyanistlerin parçalarının olduğu özel bir repertuvar hazırladık"

 

 

Chick Corea ile yapacağım görüşmenin saatini iple çekerken hazırladığımız bir çok soru kafamda hızla dolanıp duruyordu. Burton Corea ikilisinin son günlerde birlikte verdikleri konserleri buldum, Mart başında San Diego konserini izleyerek kaleme alan Robert Bush`un ilk dikkatini çeken şey Corea`nın geçen yıllara göre ne kadar zayıfladığı olmuş. Gerçekten de geçen yaz İstanbul konserinde hayli toplu ama sevimliydi büyük piyanist. Zaten konser sırasında mikrofonu alarak girdiği diyet ve egzersiz döneminden bahsederek bilgilendirmiş izleyenleri. San Diego konseri Corea`nın 1976 tarihli albümü "My Spanish Heart"tan gelen "Love Castle" ile başlamış. Bu yüzden hemen İstanbul konserini sorduk, neler dinleyeceğiz, bizi neler bekliyor diyerek.

 

"İstanbul dinleyicisi için Gary ile birlikte içinde kendi parçalarımızın yanısıra Bill Evans gibi usta piyanistlerin çalışmalarının da olduğu özel bir repertuvar hazırladık... Bir çok konserimizde ortak parçalar oluyor ama başka parçaları da araya kattığımız oluyor. Amerika konserlerinde Art Tatum, Thelonious Monk gibi ustaların parçalarına yer vermiştik, İstanbul da da Bill Evans çalacağız..."

 

Aklım hep Corea`nın Burton ile çok uzun yıllara varan dostluğundaydı, merak ediyordum, hemen bunu sormak geçti içimden; "Bunca yıl birlikte müzik yapmak nasıl bir his, nasıl bir sırra sahip?"

 

Telefonun ucunda bir an düşünen Corea ardından "Biliyor musun, Gary ile ikimizin bence en önemli yanı birbirimizin yaratıcılıklarını besleyen özelliklere sahip olmamız. Sürekli birlikte çalmıyoruz elbette, proje bazında buluşup organizasyonlara yöneliyoruz, ikimizin de başka çok ayrı işleri var, kimi zaman uzun süre görüşmediğimiz oluyor ama bir araya geldiğimizde aradan geçen zaman içinde biriktirdiğimiz şeyleri hemen paylaşmaya başlarız, bu bizim dostluğumuzu perçinleyen çok önemli bir unsur olduğu gibi müzisyen olarak da ikimizi tazeleyen bir süreç oluyor..." cümleleriyle özetledi. Gerçekten dikkat çekici, özü itibariyle muhtemelen başka pek çok söyleşide verilmiş cevaplardı ama içten ve dürüsttüler.

 

Uzun ve bol sorularla hazırlanmama rağmen iki müzisyenin ertesi gün Atlantiğin bu yakasına doğru yola çıkacakları için erkene aldığımız ve süresini hayli kısaltmak durumunda kaldığımız söyleşinin tek bir kelimesini dahi kaçırmamak için gözüm kayıt cihazında, kulağım Corea`nın söylediklerinde, aklım ise bir sonraki sorum "Cyrstal Silence" (1973) ve "The New Crystal Silence" (2008) albümlerindeydi.

 

"Sizi 35 yıl sonra aynı albümü bir kez daha kaydetmeye iten şey neydi?"

 

"Özel bir şey olduğundan değil ama ilk tanıştığımızdan bugüne Gary ile epey görüşmediğimiz olsa da her yıl mutlaka birlikte bir-iki konser yapmayı başardık. Bu konserleri de dünyanın çok değişik yerlerinde yaptık. Sözünü ettiğiniz bu çalışma Avustralya Norveç ve Kanarya Adaları`nda verdiğimiz konserlerin kayıtlarından oluşuyor. Bu kayıtları bir araya getirip seçtiğimizde 35. yıl fikri de ortaya çıkmış oldu zaten."

 

"Peki ya Grammy? Herkes hayatı boyunca sadece birinin peşinde koşarken sizin 15 kadar ödülünüz var?"

 

"Kazandığım her ödül bir sonraki için beni cerasetlendiren, destekleyen ve umut veren bir motivasyona dönüştü. Yaptığınız işi ödül kazanmak için yapmazsınız, istediğiniz ve sevdiğiniz için yaparsınız ama sonunda ödülle de buluşursanız eğer yaptıklarınızın doğru bir karşılığı olduğunu anlarsınız."

 

"Geçen yaz Roy Haynes, Christian McBride, Kenny Garrett ile harika bir konseriniz olmuştu, önünüzde yeni olarak ne gibi çalışmalar var sizi bekleyen?"

"Şimdiden, Kasım ayında "Five Peace Band" ile Blue Note New York`da yapacağımız konseri düşünmeye başladım..."

 

"Farklı bir şey mi olacak?"

 

"Çok güzel bir konser olacak, bakalım, göreceğiz..."

 

"Peki ya bizler, Türk dinleyicisi?"

 

"Bence Türkiye deki konser izleyicisinin derin bir müzik algısı var, bunu her seferinde görebiliyorum..."

 

Kısa söyleşimiz böyle bitti ama "The New Crystal Silence" ile ilgili son ve önemli bir notu mutlaka ekleyelim, İstanbul konseri için belki önemli bir detay değil ama 35 yıl sonra gelen albümü "yeni" yapan detay çift CD`li çalışmanın ilkinde yatıyor. Bu ilk CD`de ilkinden farklı olarak ikisinin dışında İngiliz müzisyen ve besteci Tim Garland`ın bir üçüncü olarak kayıtta yer alması ama sadece ilk CD`de. "The New" yapan detay bu.

 

Gerisi 31 Mart gecesi CRR sahnesinde bizi bekleyen iki büyük müzisyenin kırk yılı aşan dostluklarına bizim İstanbul dinleyicisi olarak kendi anı dağarcığımıza kendi sayfalarımızı eklemek olacak.

 

Beliz Hazan

 

Cazkolik.com / 23 Mart 2011, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.