Dünyaca ünlü caz dergisi Downbeat son dönem Türk caz albümlerine Eric Fine imzasıyla özel sayfa ayırdı

Dünyaca ünlü caz dergisi Downbeat son dönem Türk caz albümlerine Eric Fine imzasıyla özel sayfa ayırdı

Caz gündemini yakından takip eden okurlarımız hatırlayacaktır, geçen Cumartesi sona eren 2011`in ilk aylarında The New York Times`da Susanne Fowler imzalı geniş içerikli yazı yayınlanmıştı. İstanbul`un caz ortamına ve genç kuşak müzisyenlere yer verdiği yazı ile ilgili haber hem biz de hem büyük basında yer bulmuştu. İşte bu yazının etkisi yayınlanmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen hâlâ sürüyor olacak şimdi caz dünyasının seçkin dergisi Downbeat altı müzisyenimizin son albümleri hakkında Eric Fine imzalı tam sayfa haber ve albüm değerlendirme yazıları yayınlandı.


Yükselen Türkler


Haberin başlığını "Yükselen Türkler" olarak atan Fine yazısında Selen Gülün`ün albümü "Answers", Çağrı Sertel`in "Newborn", Alp Ersönmez`in "Yazısız", Serdar Barçın`ın "Barbun", Ozan Musluoğlu`nun "40th Day" ve Baba Zula`nın "Gecekondu" albümlerine yer vermiş.


Önce başlık konusunda tespitimizi belirtip ardından Eric Fine`ın yazısındaki notlara değinelim. Biz birbirimizi biliriz, açıkçası, ilk okunduğunda pek çok kişide "gelişmekte olan ya da yükselen Türkler" başlığı alınganlık yaratabilir, gerçi dilerseniz "yeni yeni ortaya çıkan Türkler" diye de telaffuz edebilirsiniz ama  doğru olur mu emin değiliz. "Gelişmekte" sözcüğüyle ne ima ettiğini anlarsak işimiz daha kolay. Downbeat gibi 70 yılı aşan tarihe sahip dünyanın en önemli caz dergisinin cazla hemhal olmuş asırlık tecrübesinden bakmayı başarırsak eğer başlığın ardındaki yaklaşımı anlamamız mümkün olur. Onlar için henüz çok yeni ve ayakları üzerinde yeni yeni yükselmeye başlayan bir müzik bizimkisi, söyleyeceği sözleri henüz yeni yeni telaffuz etmeye başlıyor. Biz, burada kendimizle ilgili gözümüzde nasıl bir fotoğraf var az çok biliyoruz ama cazın anavatanından bakınca ortaya çıkan algı bize daha sağlıklı ve gerçekçi bilgi verecektir mutlaka.


Gelelim Eric Fine`ın notlarına


Türk rönesansı olarak isimlendirdiği dönemin ortasına yerleştirdiği müzisyenlerden Selen Gülün ve albümü Answers`ı öne çıkaran Fine, Gülün`ün doksanların sonundaki Berklee eğitimine atıfta bulunuyor. Answers`ı piyano-bas-davuldan oluşan üç temel enstrümanla karmaşık yoğunluğa sahip besteleri ekonomik ifade eden albüm olarak tanımlamasının ardından bu durumun Busy Lady, I Couldn`t Say gibi öne çıkan bestelerle albümde Selen Gülün`ün piyano üzerindeki teknik hakimiyetini yavaş yavaş zirveye ulaştıran yolculuğa dönüştüğünü belirtiyor. Albümlere 5 yıldız üzerinden notlarayarak bir de karne veren Downbeat, Anwers`a 3,5 yıldız vererek ödüllendirmiş.


Fine`ın yazısında ikinci eğindiği albüm Çağrı Sertel`in -doğrusu Cazkolik olarak bizim de son yılların en iyileri arasında sayacağımız albümlerden olan ve daha yoğun ilgiyi hakettiğine inandığımız- Newborn olmuş. Albümün müziğini kapsam olarak belki daha az orijinal ama kesinlikle büyük soundlu, daha uzun parçalarla dolu ve ferah olarak tarif eden yazar albümden B Feeling isimli parçanın McCoy Tyner`ı, Burning Cycles, Cloudy Wheather ve Values gibi bestelerin ise synthesizer ve seslerle örülmüş halinin Pat Metheny`i andırdığını söylüyor. Çağrı Sertel`in müziğini akılda kalıcı ve yoğun olarak tanımlayan Fine yazısında değerlendirdiği tüm albümlerin içinde en yüksek yıldızı 4 ile Alp Ersönmez`in Yazısız albümüyle paylaştırmış.


Downbeat yazarının 4 yıldız verdiği bir diğer albüm Alp Ersönmez`in Yazısız`ı Sertel`in Newborn`una göre daha farklı kulvarda müziğe sahip. Altmışların sonu, yetmişlerin başındaki jazz rock soundunu çağrıştıran müziğiyle Miles Davis, Wheather Report, Return To Forever gibi isimlerin müziğini çağrıştırsa da içinde hiç şüphesiz başka bir çok elementi barındığı tespitini de yapıyor. Jazz rock sevenlerin bu albümü almak isteyecekleri notunu düşen yazar yukarda belirttiğimiz gibi albümü 4 yıldız üzerinden değerlendirmiş.


Eric Fine`ın yazısında ele aldığı üçüncü albüm ise Ozan Musluoğlu`nun 40th Day isimli çalışması olmuş. Albümün New York kökenli müzisyenleri Jeremy Pelt, JD Allen, Danny Grissett ve Darrell Green`i sıralayan yazar örneğin Enjoy Disappointments gibi parçalarda Ozan Musluoğlu`nun kendisi için açtığı özel solo bölümleri de vurgulayarak müziğin köken olarak bebop`a bağlılığının altını çiziyor. 40th Day`i 3,5 yıldızla ödüllendiren yazar solistlerin parçalardaki bşarılı ve kendinden emin yorumlarının altını çizmekten geri durmuyor.


Downbeat yazarının yazısında yer verdiği Serdar Barçın`ın Barbun`unu müzisyenin alto saksofon ve flüt üzerindeki teknik hakimiyetini ve ustalığını sergilediği çalışma olarak tanımlamış. Barçın`ı oldukça etkileyici bir balad yorumcusu olarak tarif eden Fine`ın olumsuz olarak altını çizdiği konu ise albümün fazlaca ticari müzikal içeriğe sahip olması. Herhalde bu nedenle olacak yazıda değindiği albümler arasında en düşük puanı 2,5 yıldızla Barbun`a vermiş.


Yazının en son albümü ise Baba Zula`nın Gecekondu albümü. Bu coğrafyanın enstrümanlarıyla ses ve elektronik unsurların karışımına yer veren müziği dans edilebilir müziklerle folklorik ve saykodelik hibrid olarak tanımlayan yazar albüme 3,5 yıldız vererek kategorik olarak Alp Ersönmez ve Ozan Musluoğlu`nu Amerikan caz mirasına dönük olarak tanımlarken Baba Zula`yı ayrı ve etnik olarak tasnif ediyor.


Cazkolik.com / 02 Ocak 2012, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • ekin cengizkan
    03 Ocak 2012 Salı 09:05

    Merhabalar, Oncelikle bu guzel haberi paylastiginiz ve bir kac yuz kisinin da okumasina olanak sagladiginiz icin tesekkur ederim. Faal bir muzisyen olarak boyle haberleri gormekten hosnutum. Ancak soylemeden gecemeyecegim, belki farkindasinizdir ya da farkinda olmussunuzdur. Bu haberin ana kaynagindaki baslik "Emerging Turks"u en iyi anlatan kelime, "ortaya cikan Turkler"dir. Gelismekte olmak ve ya bir seviye farkiyla alakasi yoktur. Haberde bahsedilen muzisyenlerin hepsi yakin zamanda album cikartmis genc caz muzisyenleridir. Bu sebeple emerging yani ortaya cikan olarak nitelendirilmislerdir. Bu basligi boylesine uzun bir paragraf yapmanizi gayet subjectif ve yaniltici buldugumu belirtmem gerekir. Bu sebepten insanlarin aklinda baska turlu sorular ve gereksiz karmasa uyanir. Uyanmistir. Saygilar ve basarilar. Ekin Cengizkan

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.