Sevgili müzik dostlarım,
Yaz geldi, havalar artık adamakıllı ısındı, bu hafta sonu OSS sınavı var, liseyi bu yıl bitiren öğrencilerimiz önümüzdeki Pazar günü geleceklerini belirleyecek bir sınava girecekler. Ben üniversitelere her zaman ilgi duymuş bir insan olarak bu sistemi yıllardan beri akademik çevrelerde tartıştım durdum. Gencecik bir canın tüm istikbalini tek bir sınava bağlamanın saçmalığını, yarattığı ruhsal darbenin ömür boyu süren etkisini çevremde erişebildiğim herkese haykırdım durdum. Tek bir sınavla doktorları, mühendisleri, sosyologları, psikologları, linguistleri velhasıl cümle meslekleri seçecek insanları ölçmenin mümkün olmadığını anlatmaya çalıştım.
Dünyada kişi başına kendi bütçesinden en çok çocuğunun eğitimine para ayıran güzel ülkemin insanları bu fedakârlıklarının karşılığını hiçbir zaman alamadı. 45,000 Türk çocuğu için Amerikan Üniversitelerine 1,5 milyar dolar harcayan Türkiye kendi üniversitelerine para harcamak yerine dershane sarmalına tıktığı çocuklarını göz göre göre harcamaya devam ediyor. Şimdi toplumda bir uyanış başladı, hükümet iyi kötü bir takım şeyler yapmak üzere çabalıyor ama 30 yıl önce kurulmuş olan YÖK üniversiteleri geliştirmek üzere önlerini açmak yerine onları eğitim kalitesi olarak fakirlikte ve yoksullukta aynı hizaya getirmeye çalışıyor. Sabancı Üniversite’sine yönelik olarak başlatılan hareket şu anki YÖK yönetmeliğine dayanarak bu üniversitenin öğrencilerine verdiği üniversiteye girdikten sonra seçim yapabilme özgürlüğünü kısıtlamaya çalışıyor. Güler Sabancı Hanım bu konuda görüşmek üzere devletin Cumhurbaşkanına kadar gitti ve bu haber bazı gazetelerde küçücük bir haber olarak yer aldı. Aynı gün futbolun en ölü sezonunda spor sayfaları transfer dedikoduları ile çalkalanıyordu.
Ben hukuka karşı değilim ama hukuk insanların, vatandaşların gerçek ihtiyaçlarına cevap vermeli, onların gelişimi önünde asla engel olmamalı. YÖK hukuka dayanarak üniversitelerin önünü tıkamamalı, Sabancı Üniversitesi’nden yetişen gençleri dinlemeli ve onların bu üniversite sayesinde geldikleri yerleri değerlendirmeli, diğer üniversitelere benzer programları sunabilmeleri için destek vermeli. Umarım çok yakında bu konuda iyi haberler duyarız.
Bu haftaki konuğum son dönemlerde “Jazz Istanbul 1” albümü ile güzel bir çıkış yakalayan son derece ilginç bir müzisyen olacak. Jülide Özçelik ile bu albümü, yaşamı, hayalleri üzerine güzel bir sohbet yapacağız ve aynı zamanda albümden seçmiş olduğumuz parçaları sizlerle paylaşacağız:
1-Mecnunum Leyla’mı Gördüm
2-Kendinle Kalırsın
3-Nisan Valsi
4-Sıradan Bir Gün
5-Kara Toprak
6-Sebep
Jülide hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için lütfen aşağıdaki web sitesine bir göz atın:
www.myspace.com/julideozcelik
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Bu hafta neler öğrendiğime gelince;
Üniversiteleri kurmak yetmiyormuş, onuh misyonunu halka anlatmadan, halk onu içtenlikle sahiplenmeden üniversiteleri geliştirmek mümkün değilmiş.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Hepinize güzellikler ve müzik dolu bir haftasonu diliyorum
Tunçel Gülsoy
tuncelgulsoy@gmail.com
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.