Babylon sahnesi üç yıl aradan sonra geçtiğimiz günlerde Carmen Souza`yı ağırladı. Başarılı vokalistin Afro-Latin ve World Music olarak adlandırabileceğimiz müziği buram buram Batı Afrika`nın kıyısında küçük bir ada olan Cape Verde kokuyor. Souza`nın performansı başladığı andan itibaren siz olduğunuz yerde mıhlanmışken ruhunuz yükselerek okyanusları, çölleri aşarak Afrika kıyılarına doğru yola çıkıyor.
Carmen Souza müziğini Cape Verde ruhuyla birleştirirken repertuvarında kendi müziğinde yorumladığı caz standartlarına da yer veriyorlar. Onu keşfeden, yolları kesiştiğinden bu yana gideceği yolu bulmasında yardımcı olan Portekiz`li Theo Pascal ile o gece ilk defa Carmen Souza`nın sahnesinde tanıştım. 2003 yılında Souza`nın ilk albümü "Esse nha Cabo Verde" üzerine çalışmaya başladıkları günden beri Londra`da kayıtlarına devam ettikleri ve iki hafta içinde bitirmeyi planladıkları Pascal, Souza projesine gelene kadar dinlenmeden çalıştıklarından bahsetti. Souza`da müziğinin insanların her günün bir önceki güne göre daha iyi yapabilmenin mümkün olduğundan, bir fırsat varsa kaçırmamız ve bunun için savaşmamız gerektiğinden bahsetti. Sahneye çıkarken tercih ettikleri yerel giysilerden, Souza`nın gitarındaki motiflere kadar icra ettikleri müzikle tam bir konsept bütünlüğü içindeler. Cape Verde (Yeşil Burun Adaları) diye bahsettiğimiz ülke Wikipedia`ya sorarsak Atlas Okyanusunda Senegal ve Moritanya açıklarında bulunan bir Afrika ülkesi. Wikipedia`ya sormamın sebebi, salonda sadece bir iki Cape Verde`li dinleyici dışında hiçbirimizin oraya gitmemiş olmasından başka bir şey değil. Souza`da buna gönderme yaparcasına "Keşke gitmiş olsaydınız bu güzelliği daha önce görmediğiniz için kendinizden utanırdınız" dedi ve konser sırasında söylediği bir parçayı ingilizceye çevirip salona tekrar ettirerek bisini tamamladı. Souza`nın oldukça geniş aralıkta gidip gelen vokal performansı, Mozambik`li Elias Kacomanolis`in yoğun alkış alan davulu ve Theo Pascal`ın ilk defa izlemiş biri olarak beni kendine hayran bıraktığı bas performansına Cazkolik arşivimizde bir çok yazımızda bahsedildiği gibi ben de çok beğendim ve yakında olmasını umduğum büyüleyici şehir diye adlandırdıkları İstanbul`u tekrar ziyaretlerinde salonun bugünkü kadar dolacağına inanıyorum. Cape Verde kadar küçük bir ülkenin tarihi mirasından gelen güzel müziğinin usta müzisyenlerin elinde yeniden şekillendiğinde dünyanın heryerinde beğeni toplayan uluslararası bir başarıya dönüştüğünü görmek müziğin evrenselliğinin en büyük kanıtı. Umarım herseferinde daha çok kişi güzel müzikle güzel mekanlarda tanışır ve farkındalıkları onların hayatlarına mutluluk getirir.
Burak Sülünbaz
Cazkolik.com / 23 Nisan 2014, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.