Hayata karşı dimdik duran kadın: Sharon Jones

Hayata karşı dimdik duran kadın: Sharon Jones

29. İstanbul Caz Festivali, müzisyen ve müzikseverleri tam gaz ağırladığı Temmuz ayının sıcak günlerinde aynı organizasyonda sahne alan, ama artık aramızda olmayan soul müzisyeni Sharon Jones’u bir vesileyle anımsadım. Tam 10 yıl önce İstanbul’a gelmiş, 17 Temmuz 2012’de santralistanbul’da bizlere şahane bir müzik ziyafeti çekmişti. O anlara geri dönüp sanatçıyı bilmeyenlere/unutanlara daha yakından tanıtıp anayım istedim.

 

2002 yılında ilk albümü piyasaya çıktığında birçok müzik yazarı ve dinleyicisine “Soul ve Funk müziği canlandı” dedirten Amerikalı şarkıcı Sharon Lafaye Jones, 4 Mayıs 1956 Augusta, Georgia’da doğup 18 Kasım 2016’da 60 yaşında Cooperstown, New York’ta hayata veda etti.

 

 

 

Kırkından sonra gelen şöhret

 

 

The Dap-Kings grubunun da aynı zamanda vokalisti olan Jones’un müzik kariyerine pek hızlı bir başlangıç yaptığı söylenemez. Ancak 40’ından sonra başarıyı yakalayan Sharon 1996 yılında Desco Records’tan çıkardığı “Damn It’s Hot” adlı ilk parçasıyla kendinden söz ettirmeyi başardı.

 

Seksenli yıllarda cezaevi gardiyanlığı dahil birçok işle meşgul olan Jones, kariyerine istediği gibi yön verememişti. Çoğu kez “too fat, too black, too short, too old” (fazlasıyla şişko, siyah, kısa, yaşlı) bahaneleriyle geri çevrildi. Müzisyen Lee Fields’in stüdyo kayıtlarında geri vokal olarak başladığı müzik yolculuğunu nihayet 2014 yılında “Give The People What They Want” albümüyle elde ettiği “En İyi RB Albüm” Grammy ödülüyle taçlandırdı.

 

Soul ve funk müzik çevrelerinde “retro soul” tarzını benimsemişti. Kariyerinin ilerleyen safhalarında ona “dişi James Brown” lakabı da layık görüldü. Jones, başta James Brown olmak üzere Sam Cooke, Aretha Franklin, Ella Fitzgerald ve Marva Whitney’i idol olarak gördüğünü söylerdi.

 

 

 

The Dap-Kings ile muhteşem birliktelik

 

 

Sharon Jones, kimyasının %100 tuttuğu The Dap-Kings grubuyla ilk kez 2002 yılında bir araya geldi. Daha önce Soul Providers ve Mighty Imperials adlı gruplarda ayrı ayrı müzisyenlik yapan The Dap-Kings üyeleri plak şirketinin girişimiyle Jones’la birleşip Sharon Jones The Dap-Kings birlikteliğine start verdiler. Aşağıda, en önde Sharon Jones olmak üzere grubun toplu bir fotoğrafını görebilirsiniz.

 

 

 

İKSV 19. İstanbul Caz Festivali

 

 

2012 yılındaki festival çerçevesinde düzenlenen konserin anımsayabildiğim kadarıyla nefis bir ambiyansı vardı. Konser öncesi çimlerin üzerine atılmış sayıca fazla büyük yastıklar gelenlere “rahatınıza bakın” derken bir köşede düzenlenen plak pazarı “gelin bakalım” diyordu. Plak pazarının tam karşı köşesinde harika, geniş geniş bir DJ seti kurulmuş, kabindeki “Soul Sendikası” ikilisi (Dirk Ansel) uyumlu bir şekilde 50’li ve 60’lı yıllara ait soul ve funk seçkilerini sıralıyordu.

 

 

...ve sahnede Sharon Jones

 

 

Sıcak bir yaz akşamında hafif ve kokusuz (!) bir Haliç esintisi ile serinlediğimiz konser nihayet başlamıştı. İdolü James Brown gibi enerjik bir girişle konsere başlayan Sharon Jones dur durak bilmeden şarkılarını sıralarken son derece pozitif bir enerji yayıp seyirci üzerinde müthiş bir etki bırakıyordu. Bizim dili bilmese de iletişim kurma konusunda hiç çekingen davranmadığını, ara sıra patlattığı birkaç Türkçe kelimeyle herkesin sempatisini kazandığı bir geceydi.

 

The Dap-Kings’in enstrüman hakimiyeti, nefesli çalgıların sıra dışı performansı çok hoşuma gittiği anılarımda sağlam bir yer etmiş. Konser boyunca sunulan performans, “işte soul müzik budur” dedirtiyordu. Parmak ısırtan cinstendi.

 

Derlenen konser repertuvarında son iki albümü “I Learned The Hard Way (2010)” ve “Soul Time! (2011)” çalışmalarından daha fazla parça seslendirerek bizlere torpil yapmıştı Sharon Jones. Zira bu albümler müzik yazarları tarafından da grubun o güne dek yapılan en başarılı yapımları olarak ifade ediliyordu. Bunların yanı sıra bazı soul klasiklerini de kavırlayan Sharon bunda da çok başarılı olduğunu kanıtlayıp seyircinin konserden mutlu mesut ve “funky” ayrılmasını sağladı.

 

 

 

Kanser illetine dur diyemedi

 

 

Konserden tam 1 yıl sonra Sharon kanserle tanışmış, bu illete karşı amansız savaşını başlamıştı. Internet üzerinden o zor günlerine dair birçok yazı takip etmiştim. Tedavisine devam edebilmek için bazı konserlerini iptal, bazılarına da tedavi sonrasında devam ettiğini okumuştum.

 

Dinleyicisi tarafından müziği ve kariyer mücadelesiyle kucaklanan Sharon Jones artık kansere karşı o cesur ve kahramanca duruşuyla da insanlara örnek oluyordu. Ama günleri maalesef sayılıydı. 18.11.2016 tarihinde pankreas kanserinin ilerlemesi nedeniyle hayata veda etti.

 

Sondan önceki not: 2015 yılında Sharon Jones’la ilgili bir belgesel yayınlandı. “Miss Sharon Jones!”, halihazırda Netflix’ten izlenebiliyor. İlginç müzik kariyerine ve günbegün hastalıkla trajik mücadele sürecine ışık tutan belgeseli Barbara Kopple yönetmiş.

 

 

Son not: Sharon’un Grammy ödüllü “Give The People What They Want” albümünü Spotify’dan dinleyebilirsiniz.

 

Toprağı bol olsun.

 

Aykut Öger

 

Cazkolik.com / 11 Temmuz 2022, Pazartesi

 

Sharon Jones'un vefatına ilişkin arşiv haberimizi okumak için bu linki kullanabilirsiniz.

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Aykut Öger

Soul, R&B ve Blues yazılarıyla Aykut Öger Cazkolik'te.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.