Boks ve müziğin ahenk dolu dansı

Boks ve müziğin ahenk dolu dansı

 

Büyük şampiyon Muhammed Ali

 

 

Karizmatik, çenebaz, özgüven ve yaşama sevinciyle dopdolu, ringde kuğu edasıyla dans eden büyük boksör, büyük karakter! Say say bitmiyor. İşte Ali’den sizlere bir özgüven örneği:

 

“I'm young, I'm handsome, I'm fast, I'm pretty, and can't possibly be beat!”
“Gencim, yakışıklıyım, hızlıyım, çekiciyim ve yenilmezim!”

 

Doğrusunu söylemek gerekirse, gençliğimde boks sporuna olan ilgim birçoğumuzda olduğu gibi sadece Rocky film serisinden ve Muhammed Ali’den ibaretti.

 

Ali’nin maçlarına sabah dörtte sahura kalkar gibi hazırlanmak bizde olduğu gibi birçok ailede ritüel haline gelmişti. Annem, ablam ve ben, Ali’nin maçlarına abone olan babamı gece boyunca yalnız bırakmayalım diye ona çoğu kez yârenlik ederdik. Ali-sever komşumuz Güler Teyzeyi de zaman zaman ağırlardık. Hayal meyâl de olsa, güzel anılar.

 

 

Bölüm 1: "Rumble In The Jungle" (Ormandaki Kavga)

 

 

2000’li yılların başlarında 1996 yapımı “When We Were Kings” (Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım) DVD’si elime geçtiğinde Muhammed Ali’nin hayatına dair enteresan bir bölümüne tanık olacağımı bilmiyordum. DVD’yi de zaten üstte bahsettiğim boks nöbetlerimizin hatırına edinmiştim. Bu minvalde, 1997 yılında “En İyi Belgesel Oscar Ödüllü” filmi izlemeye koyuldum.

 

“When We Were Kings” sadece bir boks belgeseli değildi. Muhammed Ali’nin Zaire’nin (şimdiki Demokratik Kongo Cumhuriyeti) başkenti Kinşasa’da George Foreman ile yaptığı maçın ekseninde Zaire’nin içerisinde bulunduğu durumu az çok kavrama şansım oldu. Zaire’nin politik ve sosyo-ekonomik koşulları, diktatör Mobutu‘nun ve Kongoluların bu dövüşe ve dövüşçülere bakış açısı çok başarılı biçimde yansıtılıyor. Ali’nin espritüel, samimi ve çok yönlü kişiliğinin yanında müthiş sporculuğu, Foreman’in irikıyım cüssesine rağmen çekingen kişiliği, yerli halkla başını belaya sokacak olan Alman Çoban köpeği sevdası*. İnsanı düşündüren ve gülümseten derin konular var.

 

* Yüzyılın başından 1960'a kadar Belçika işgalı altında olan Zaire'de Zairelilere bu cins köpeklerle işkence edilmiş.

 

 

Dönemin PR’cıları karşılaşmayı dünyaya “Rumble In The Jungle” etiketiyle pazarlamışlar. İğneleyici ama etkili. Organizatörler kralı Don King ve müzik adamı Jerry Masucci’nin yönetiminde Ağır Sıklet Boks karşılaşması ön planda olmak üzere birbirini tamamlayan iki organizasyon planlanmış.

 

Önce üç günlük bir müzik festivali, hemen ardından büyük unvan maçı. Organizasyonu kimseye kaptırmamak için para ödülünü yüksek tutan Don King amacına ulaşmış, ancak cebinde de tek kuruş yokmuş.

 

 

King ve Masucci’nin yolları bir şekilde Zaire ve ülkenin devlet başkanı Mobutu ile kesişince şovu seven diktatör, sanırım öncelikle Don King’in çenesinden kurtulmak (!), sonrasında ülkesini dış dünyada tanıtmak için projeye onay vermiş.

 

Boksörlerle beşer milyon dolarlık sözleşmeler imzalanmış, ama paranın kaynağı hakkında günümüze kadar hâlâ çelişkili bilgiler verilmekte. “Soul Power” belgeselinde ödülün ve harcamaların kaynağı olarak Zaire başkanı Mobutu işaret edilirken başka iddialara göre Libya lideri Muammer Kaddafi de işin içindeymiş (Kaynak Wikipedia).

 

 

 

Peki, bu boks maçına nasıl gelinmişti?

 

 

Bilindik bir hikâye belki, ama hatırlamakta fayda var.

 

1960’ların Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Muhammed Ali memleketinde Vietnam Savaşına gitmeyi reddettiği için kazandığı şampiyonluk unvanları elinden alınır. 1970’lerin başından itibaren sportif başarı sağlayıp saygınlığını geri kazanmak için birçok dövüşe çıksa da eski formunu yakalayamaz. Nitekim Frazier’i 1974'de yenerek şeytanın bacağını kıran Ali, yenilgisiz şampiyon George Foreman’la unvan maçı yapmaya hak kazanır.

 

Nakavt!

 

25 Eylül 1974 tarihi için planlanan müsabaka biraz sonra daha detaylı olarak anlatacağım nedenlerden dolayı 30 Ekim 1974 tarihinde gerçekleşir. Kinşasa 20 Mayıs Stadyumunda yüz bin kişinin “Ali boma ye” yani “Ali, gebert onu” tezahüratı eşliğindeki tarihi maç için zaten söylenecek tek şey var: Mükemmel!

 

Spoiler vermiş gibi olmayalım, ama Ali, “20. yüzyılın tartışmasız en büyük spor olayı” çerçevesinde Foreman’i sekizinci rauntta nakavt etmek suretiyle maçı kazanır.

 

 

 

Bölüm 2: Zaire ‘74

 

 

Boks maçının paralelinde bir müzik etkinliği de organize edildiğinden bahsetmiştim. Hazırlıklar maça eş zamanlı olarak yürütülmekteydi. “Black Power“, yani siyahi güç temalı Zaire ’74’ü gerçekleştirmek üzere ABD’de dönemin en şöhretli siyahi müzisyenleri ve Afrika kıtasının popüler şarkıcı ve grupların sahne alması planlandı. Siyah bir Woodstock hedeflenmişti.

 

25 Eylül 1974 tarihindeki Ali – Foreman müsabakasından 3 gün önce başlayacak olan müzik festivalin amacı boks maçına ilgi çekmek, desteklemekti. Zaire ‘74 etkinliğinin kamuoyuna lanse edilen bir diğer amacı da Afrikalı Amerikalılar ve Kara kıtanın insanları arasındaki ırksal ve kültürel dayanışmayı pekiştirmek ve teşvik etmekti. Güney Afrikalı trompetçi Hugh Masekela ve müzik yapımcısı Stewart Levine, asrın spor müsabakasına yakışır konser/tanıtım etkinliği için kollarını sıvadılar.

 

 

Davet edilen sanatçılar arasında günümüzde efsane sayılan 70'lerin soul ve funk yıldızlarının yanı sıra Afrika kıtasının önde gelen sanatçıları yer aldı.

 

 

Maç erteleniyor

 

 

Müzik sahnesini yapmakla görevli teknik ekip, araç gereçlere fazlasıyla ihtiyaç duyulacağı düşüncesiyle Kinşasa’ya tedbirli gelmişti. Altyapı sıkıntılarına rağmen her şey istendiği gibi ilerliyordu. Festival organizasyonu tarafında hazırlıklar tam gaz sürerken George Foreman cephesinden gündeme bomba gibi bir haber düştü.

 

George Foreman antrenmanda gözüne aldığı talihsiz bir dirsek darbesiyle ciddi bir sakatlık geçirmişti.

 

Muhammed Ali, müzisyenler ve organizatörlerde büyük bir şaşkınlık baş gösterdi. Şaşkınlık kısa bir süre sonra belirsizliğe dönüştü. Ali, Foreman tekrar sağlığına kavuşana dek ne kadar bekleyecekti, bekleyecek miydi? İki uçak dolusu, bin bir rica minnetle getirilen dönemin en şöhretli müzisyenleri sahneye çıkacak mıydı, yoksa sahneye çıkmadan geri mi döneceklerdi?

 

Doktorlardan ve Foreman ekibinden açıklama geldi. 5-6 haftalık bir iyileşme süresi ön görülmüştü. Bu nedenle müsabaka zorunlu olarak 30 Ekim 1974 tarihine ertelendi.

 

Muhammed Ali çok kızgındı. Kızgınlığını da gizlemiyordu. Ama yapacak tek bir şeyi vardı. Foreman’in sakatlık sürecini antrenmanla geçiştirecekti. Müzisyenler ise planlanan gibi hareket edecekti.

 

 

 

Müzik festivali plânlanan tarihlerde gerçekleşiyor!

 

 

80.000 seyircinin izlediği bu sıra dışı müzik festivali, Afrika kıtasından ve kıta dışından yaklaşık 31 şarkıcı, grup ve müzisyen ağırladı. 22-24 Eylül 1974 tarihleri arasında gerçekleşen etkinlikte göz kamaştırıcı performanslar sergilendi.

 

Sahne alan bazı isimler şöyleydi:

 

James Brown
The Spinners 
Bill Withers 
Miriam Makeba 
B.B. King 
The Crusaders 
Celia Cruz Fania All-Stars
Danny "Big Black" Rey
Tabu Ley Rochereau
The J.B.'s
Manu Dibango

 

 

 

 

22 senelik bekleyiş sona eriyor

 

 

Uzun yıllar boyunca ne dövüşe ne de müzik festivaline dair görüntülere erişmek mümkün değildi. Boks maçının belgeseli “When We Were Kings”in yapımcıları Leon Gast ve David Sonenberg projeyi tamamlama sürecinde yaşadıkları maddi ve teknik sorunlar nedeniyle görüntüleri ancak 1996’da piyasaya çıkarabildiler. 22 senelik bekleyiş sona ermişti.

 

 

Görüntüler, şahane bir belgesele dönüşmüştü

 

 

"When We Were Kings", 1997 yılındaki akademi ödüllerinde “En İyi Belgesel” dalında Oscar ödülü kazandı. Sahnedeki takdim seremonisi sırasında yapımcıların yanına seyircilerin arasında bulunan Muhammed Ali geldi, üstelik George Foreman’in yardımıyla. Zaire'deki "orman kavgası" sonrasında dost alan ikili buraya da beraberce, yan yana, kol kola gelmişti.

 

Yine Gast ve Sonenberg yapımcılığında, Jeff Levy-Hinte yönetmenliğinde müzik festivaline odaklanmış olan “Soul Power” belgeseli ise seyircisiyle ancak 2008 yılında buluşabildi.

 

 

Bölüm 3: Director’s Cut

 

 

Johnny Wakelin 45’likleri, Round One Maxi Single ve The Greatest OST

 

Dünya üzerinde “Rumble In The Jungle” dövüşüyle ilgili olarak piyasaya onlarca film, belgesel, şarkı, albüm ve türlü türlü materyal çıktı. Bu tarihi olayla ilgili belge/bilgi seyircisi/dinleyicisine kavuştu, şu veya bu sebepten gün yüzü görememiş olanlarsa çıkmaya devam ediyor. Düşünün, üstte bahsi geçen üç günlük müzik festivalinde sahne alan Afrikalı müzisyenlerden oluşan “Zaire ’74 – The African Artists” albümü ancak 2017 yılında yayınlanabildi.

 

Ben de kendime göre yıllar içerisinde fiziksel kopya olarak edindiklerim var, sadece dinleme veya izlemeyle yetinebildiklerim oldu.

 

Yazımın ilk iki bölümünde detaylı olarak anlattığım <Zaire, boks ve müzik> üçlemesine dair plak koleksiyonumda dört adet konuya ilişkin “özel” saydığım plak, bir tane de DVD bulunuyor:

 

- İki tane John Wakelin 45’liği, 
- Bir tane Round One grubuna ait Maxi-Single, 
- Bir tane “The Greatest” filmine ait soundtrack albüm ve 
- Yazının ilk bölümünde bolca bahsi geçen “When We Were Kings” belgesel DVD’si.

 

Onları da burada belirtmeden geçemeyeceğim. O sebeptendir ki bu bölüme “Director’s Cut” yakıştırmasını yaptım.

 

 

 

1970'li yıllarda Muhammed Ali dövüşlerini müzikal anlamda kendine yontan bir İngiliz şarkıcı arzı endam etti. Johnny Wakelin'i hatırlayanınız var mıdır bilmiyorum? Ama böyle pat diye sorunca zor tabii. Bu zatı muhterem ilk kez, Foreman - Ali dünya ağır sıklet boks unvan maçı döneminde çıkarttığı "Black Superman (Muhammed Ali)" şarkısıyla gündeme gelmişti.  Şampiyon Muhammed Ali'nin Zaire macerasını benim gibi merakla takip etmiş olup müziği seven biri için önemli bir detaydır Wakelin.

 

“Black Superman” şarkısının çıkış hikayesi biraz da Wakelin’in ticari zekasını anlamak açısından önemlidir diye düşünüyorum. İngiliz şarkıcı, 1972'nin sonlarında Macaristan doğumlu İngiliz-Avustralyalı boksör Joe Bugner’e saygı niteliğinde "Hungarian Superman (Joe Bugner)" adlı bir şarkı çıkardı. Lakin başarısız oldu. Hatta ve hatta şarkıda hürmetlerini sunduğu boksör ertesi yıl hem Muhammed Ali’ye hem de Joe Frazier'e mağlup olunca tüm bu saygı, sevgi, takdir işinin üzerine tüy dikilmişti.

 

Ancak Wakelin pes etmedi, 1974 yılının sonlarına doğru Macar boksör için yazmış olduğu parçayı Muhammed Ali – George Foreman maçı sonrasında şampiyon Ali’ye uyarlayınca dibi görmüş olan şarkıcı kendini birdenbire zirvede buldu. Tüm evrenin diline pelesenk olmuş yüzyılın boks maçından kurnazca istifade etmiş, tüm ilgiyi üzerine çekmişti. Şampiyona saygı çerçevesinde yazıp söylediği şarkıyla Avrupa müzik listelerinde kendinden bolca söz ettirdi.  Bu bir başarı hikayesi değil de ne?

 

 

 

Aynı Wakelin bununla yetinmedi, yetinir mi? Boks ve Ali temasını işlemeye devam etti. Bu kez de 1976 senesinde ülkemizde de çok sevilmiş olan “In Zaire”yi yayınladı. Asıl popülaritesini bu parçasına borçluydu.

 

Muhammed Ali methiyelerinin notalara döküldüğü parça, bu kez Zaire'deki müsabakaya dair seyirci ve sporcular açısından yaşanan gerilim dolu ambiyansı aktarıyordu. Çocukken bayılırdım bu şarkıya.

 

 

 

1985 senesiydi. Önce Italo disco, sonra Euro disco Avrupa’daki popüler müziği domine ediyordu. Dönemin rüzgarına yelken açan ve harikulade bir marş niteliği taşıyan “In Zaire”nin o ritmik yapısından bu kez Round One grubu faydalandı. Afrika tamtam davulların orijinal altyapısını muhafaza eden grup, akıcı bir rap vokalini ilave ederek bu şarkıyla Avrupa diskolarını kısa sürede fethetmişti. 12 inç 45 devirde dinlemek apayrı bir zevk tabii ki.

 

 

 

 

Muhammed Ali, başrolde kendi hayat hikayesini canlandırdığı “The Greatest” filminde aktör olarak çok başarılı bir performans sergiliyor. 1977 yılında çekilen biyografik filme eşlik eden bu olağanüstü soundtrack; yapımcı, şarkı yazarı, besteci Michael Masser imzasını taşıyor. Usta gitarist/şarkıcı George Benson ve funk topluluğu Mandrill’in katkı sağladığı bu albüm, olağanüstü bir Muhammed Ali saygı duruşu desek yeridir.

 

Soundtrackte George Benson’un yorumladığı ve sonradan Whitney Houston’un ilk albümünde yer alacak olan hit parça “The Greatest Love Of All” bulunuyor. Yüzyılın müsabakası, yani Zaire dövüşü ise iki adet “Ali Boma Ye (Zaire Chant)” şarkısıyla temsil ediliyor. Mandrill tarafından seslendirilen parça iki farklı yorumuyla karşımız çıkıyor.

 

Rumble In the Jungle ve Zaire ’74, yani boks ve müzik her ne kadar birbirinden uzak gibi dursa da harikulade bir uyum ve ahenk yakalayıp raks ettiklerini kanıtladılar bize.

 

Ruhun şâd olsun büyük şampiyon.

 

Aykut Öger

 

Cazkolik.com / 30 Eylül 2022, Cuma

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Aykut Öger

Soul, R&B ve Blues yazılarıyla Aykut Öger Cazkolik'te.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.