İngiliz modern caz topluluğu Roller Trio daha ilk albümleriyle üç önemli başarıya imza attı
British caz dünyasında yeni hareketlenmeler mi var? 21. yüzyıl müzisyeni kendini türler üstü görüyor. Geçtiğimiz günlerde Amerikalı bir caz eleştirmeni yazısında hayıflanıyordu, "Allahaşkına" diyordu "Müzikte tarzlara ne oldu? Eskiden herkes çalacağı tarzı bilirdi, bu kötü bir şey değil ki! Yeni dinlediğin bir müzisyen için caz ya da rock müzisyenidir bu diyebiliyor musun? Kendini bırak, müzisyen bizzat kendisi için bunu söyleyebiliyor mu? Tarzlara hala ihtiyacımız var..." diyerek de sözünü bitiriyordu. Eleştirmenin haklı olduğu yerler var, bugün müzisyenlerin beyanatlarında en sevdiği anahtar cümle "ben her tür müzikten beslenmeye çalışıyorum" değil mi?
Roller Trio yeni müzisyen kuşağın en yeni üyelerinden. Henüz yirmili yaşlarının başındaki tenor saksofoncu James Mainwaring, gitarda Luke Wynter ve davulcu Luke Redding Williams`ın okulda birlikte jam yapmalarıyla başlayan serüven daha henüz bir yol bile katmemişken 2011`de kazandıkları Peter Whittingham Jazz Award ve bir sonraki yıl, 2012`de çok daha prestijli Mercury ödüllü trio ile ilk albümleriyle çok şeyin üstesinden gelmiş görünüyor.
Böylesi progressive gruplar için iki şey önemli, içlerinden en azından ikisinin müthiş bir kimya yakalaması, ikincisi ise onları ödüllere sürükleyecek yaratıcılık konusunda yeni şeyler söylemeleri.
Bu açıdan baktığınızda Roller Trio elimizdeki ilk albümü [ROLLER : TRI-O] ile günümüz caz sounduyla geleneksel tavırlı rock`ı ceplerindeki taze fikirlerle buluşturuyor.
Elektronik altyapılardan da sorumlu olan saksofoncu James Mainwaring`in `dubstep groovy riff`leri üzerine elektrik gitarlı Luke Wynter ile rol dağılımlı pasajları kesik kesik ve strange duygular yaratan ilginç müzikler. Sis düdüğü gibi fonda biteviye çalan elektronik loop`lar girdap gibi dinleyeni içine çeken illüzyona sahip olsa da ortada daha iyi bir oyun döndüğünü bilenler ise saksofon ve gitarın kısa ve köşeli, sertliğe prim tanıyan cümlelerindeki deneysel tadı üçlünün `unique` ifadeleri olarak tanımlamakta gecikmiyor.
Bizim, Cazkolik olarak The Roller Trio ile ik tanışmamız ise Aralık da yaptığımız Besf Of 2012`ler için Jazzwise dergisini karıştırırken eleştirmenlerin seçimlerine dahil ettiklerini farketmemizle oldu. Hatta notların arasına ilk albümleriyle eleştirmen listelerine girmelerini kayda değer bulmuştuk. İşe bakın ki, üzerinden daha bir ay geçmeden Salon`un Ocak programında grubun konseri ayın 24`ünde değil mi.
Cazda yıllardır sorulan sorulardan biri cazın nereye doğru gideceği ile ilgilidir. Bu sorunun kendisi bir çeşit fenomene dönüştü. Şubat ayında Dublin`de yapılacak 12 Points festivali tümüyle bu sorunun peşinde koşan ve tartışmasız hepsi genç Avrupalı müzisyenlerin birbirinden ilginç arayışlarıyla dolu. Bu arayışları arka arkaya dinlediğinizde farkediyorsunuz ki bu genç müzisyenler de aslında özünde çekici gibi duran sorunun peşinde koşarak kimi anlam yitimine uğramış, kimi şaşırtıcı sonuçlar veren bir dolu cevaplara ulaşıyor.
Roller Trio ise daha ilk albümünde kendine ait ipuçlarını bulmuşa benziyor. Şahsen bizler, buna dair en net fikre ancak 24 Ocak akşamı Salon sahnesinde kendilerini izlerken varabileceğiz. ma sonunda frakedeceğiz ki tüm bu süreçte ortaya çıkan şey sürecin kendi başına heyecan verici izleği.
Cazın nereye doğru gideceği de bu arayışın hep süreceği gerçeğiyle paralel belli ki.
Cazkolik.com / 18 Ocak 2012, Carşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.