İran`ın ünlü müzisyenlerinden tar sanatçısı Ali Ghamsari, "Ümit ediyorum ki siyasetin giderek kalınlaştırdığı sınırlar, Doğu kültürünün güzellikleriyle, sanatla ortadan kalkar." dedi.
Farsça geleneksel müzik bestecisi Ghamsari, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geleneksel Türk müziğinden her zaman etkilendiğini söyledi. Bugüne kadar Fransa, Fas, İspanya, ABD, Hollanda, İsviçre, Kanada ve Hollanda gibi birçok ülkede konserler veren sanatçı, "Türk müzikleri açıkçası İran müziğini bana daha iyi öğretiyor. Çünkü İran müziği, Türk müziğinin içerisinde bir köşede. Bu durum da bence eskiden olan karşılıklı kültür alışverişlerinden kaynaklı." diye konuştu.
Son olarak Türkiye`ye Tellerin Aşkı projesi için gelen genç Ghamsari, projenin sahibi bağlama virtüözü Coşkun Karademir`le yaklaşık bir yıl önce İran`da tanıştıklarını belirterek, şunları anlattı:
"Coşkun Bey, bu projeyi anlattıktan sonra birkaç kez doğaçlama olarak beraber çaldık. Bu esnada iki kültürün müziklerinin benzerlikleri daha da net ortaya çıktı. Konser provalarında da çok acayip bir hisse kapıldım. Sanki hepimiz aynı ülkedendik. Hiçbir şey konuşmadan, birbirimizin dilini çok iyi anlıyorduk. Ayrıca bu projede Derya Türkan gibi isimlerin yer alması da benim için bir ayrıcalıktı. Kendisini İran`da da takip ediyoruz. Onunla projede yer almak, gerçekten benim için gurur kaynağı."
Tar sanatçısı Ali Ghamsari, Türk müziğinin İran`da iki farklı yönden tanındığına işaret ederek, "Biri modern, biri de klasik olmak üzere, prodüksiyon kalitesi çok yüksek popüler olan işler, İran`da özellikle Kuzey Batı`da takip ediliyor. Diğeri geleneksel dediğimiz, sanatsal müziklerin de Türk klasik müziğiyle çok benzerliği var." değerlendirmesinde bulundu.
Osmanlı döneminde iki ülkenin de klasik müzik alt yapısının aynı aydın isimler tarafından ortaya çıkarıldığını söyleyen Ghamsari, şöyle devam etti:
"O zamanlar aramızda böylesine sınırlar yoktu. Daha sonra sınırlar oluşturulunca kültürler birbirinden biraz uzak kaldı ama bu iki kültürün müziklerinin kökleri aynı yere dayanıyor. Her iki müzikte de çeşitli makamlar var. Her biri modelasyon ve çok çeşitli melodilere sahip. Aynı şekilde ritmik çeşitlilikler var ve Türk müziği bu ritm çeşitliliğini kendisinde koruyarak çekiciliğini artırmıştır."
Ghamsari, Türkiye`nin müzik alanına verdiği desteklerin takdire şayan olduğunu ifade ederek, "Bizim ülkenin aksine müzik alanına verilen destekler, buradaki sanatçıları daha bir aşkla kendi sanatlarını yapmalarına fırsat veriyor." dedi.
Yaklaşık 10 yıl önce Türkiye`de bir müzik festivalinde Tunuslu sanatçılarla beraber sahne aldığını aktaran Ghamsari, "O zaman da Türk dinleyicisinin yaptığımız müziklere ilgisi çok güzeldi. Çok iyi geri dönüşler aldık. Dinleyiciler, müziği daha çok analiz ediyorlardı sanki. Bu benim için müthiş bir şeydi. Yeni nesillerin müzikal bir alt yapıya sahip olması, benim için ilginç ve güzel bir şey. Daha önce da Türk sanatçı Yurdal Tokcan`ın bir eserini beraber kaydettik. O da benim için çok iyi bir tecrübeydi." diye konuştu.
Ali Ghamsari, Hamnavazan e Hesar grubuyla İran`da turneler düzenlemeye devam ettiklerini belirterek, yakın zamanda yeni bir albüm çıkarmak istediğini ve kaleme aldığı İran Musikisinin Harmonisi adlı bir kitabını da yakın zamanda okuyucularla buluşturacağını kaydetti.
"Beden perküsyonu" üzerine çeşitli çalışmalar yaptığına dikkati çeken Ghamsari, "Ümit ediyorum ki siyasetin giderek kalınlaştırdığı sınırlar, Doğu kültürünün güzellikleriyle, sanatla ortadan kalkar ve iki ülkenin insanları birbirine daha yakın olur." dedi.
İran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi`nde eğitim alan, 1983 doğumlu sanatçı, henüz 18 yaşındayken Sarmad adlı bir müzik grubu kurdu.
Arkasından Hamnavazan e Hesar ve İran yaylı dörtlüsü gruplarını oluşturan İranlı sanatçı, Hümayun Şeceryan`ın albümlerindeki performansıyla adını duyurmayı başardı.
Ayşe Hümeyra Bulovalı/AA
Cazkolik.com / 02 Ocak 2019, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.