Senfoni, Orkestra ve Filarmoni kelimelerini gerçekte ne kadar biliyoruz?
Senfoni kelimesiyle başlayalım. Almanca’da ‘sinfonie’, İtalyanca ‘sinfonia’, Fransızca ‘symphonie’, Türkçe ‘senfoni’ dediğimiz kelimenin kökeni Yunanca ‘syn’ yani ‘birlikte’ kelimesiyle ‘phone’ (sound veya ses diyelim) kelimelerinin birleşimiyle oluşan, esas olarak ‘biraraya gelmek’ anlamına gelen bir kelimedir. 13. yüzyılın başından itibaren Kuzey Avrupa’da kullanılışı kapsamını geniş olarak tanımlamaya başlamıştır. Ayrıca, karşıt olarak ses çıkaran herhangi iki nota olarak da anlaşılır.
Senfoni kelimesinin Avrupa genelinde ortak kullanıma geçmesi 17. yüzyılı buluyor. Bach üç bölümden oluşan bestelerini ‘smyphonien’ diye nitelendirerek müzikal tonların biraraya gelişini ifade ederken 18. yüzyılda Haydn kimi yaylı dörtlülerine senfoniler demişti. İlginç olan, Handel de ünlü Messiah’ın enstrümental bölümüne pastoral senfoni demişti. Bir de o dönem, şimdi uvertür dediğimiz bir operanın açılış bölümüne sıklıkla ‘açılış senfonisi’ dendiği bilinir. Yani, bu besteler, genellikle iki müzikal ayak üzerinde güvenli şekilde yükselen sofistike kompozisyonlardı. Bu açıdan, kelimenin müzikal kökeninin mütevazı izler taşıdığını söyleyebiliriz.
Bugün senfoni adıyla bildiğimiz üslubu gözönüne aldığımızda doğrudan İtalyanların en eski senfoni bestecilerinden Sammartini ile Manheim’lı besteci Johann Stamitz’in eserlerine gidebiliyoruz. İkilinin besteleri senfonik orkestraya dönüşecek araçsal gruplandırmalar konusunda önemli katkı yapmıştı. Bu ilk senfoni örnekleri düzenli enstrümantasyonlara sahip değildi belki, genellikle eski tip piyano diyebileceğimiz harpsichordun çiftli ağaç nefeslilerle desteklenen müzikal dizeleriydi ama bugün senfoni olarak bildiğimiz müzikal formun, senfoni orkestrası diye adlandırdığımız enstrümanların oluşumunun ilk izleridir.
Orkestra kelimesi klasik dönemde bugün olduğu gibi kullanılıyordu. Senfoninin popülerlik kazanmasıyla yükselen müzikal form orkestrayı da geliştirmiştir. Özellikle oğul Bach (Carl Philipp Emanuel Bach), Haydn ve Mozart’ın çalışmaları orkestra ve senfoninin temel taşlarını yerleştirdi. Kullanılan form Haydn’ın Esterhazy Kont’u ile iken yaptığı bestelerin orkestralarının 25-30 kadar müzisyenden fazla olamayacağı ihtiyacı üzerineydi ama bestecilerin amaçları doğrultusunda orkestraların boyutları da değişti, büyüdü, farklılaştı. Klasik dönem ilerledikçe orkestra formu senfoni orkestralarına dönüştü. Son dönem Haydn senfonileri çift orkestra sayısına ulaşmıştı. Senfoni orkestralarıyla orkestraların da farklı bölümleri oluşmuştur. Birinci ve ikinci keman, viyolalar, çellolar ve kontrabaslar yaylı bölümüdür. Trompetler, trombonlar, Frenchornların yanısıra flüt, obua, klarnet ve fagot gibi ağaç nefesliler ikinci bölüm. Tüm vurmalı çeşitlerinin olduğu üçüncü bölüm üzerine zaman ilerledikçe daha kuvvetli orkestralar oluştu, korolar katıldı, saksofonlar ve elektronik aletler en son dahil oldu. Mesela, Mahler’in 1906 yılında bestelediği “Symphony of a Thousand”ı düşünün, Haydn’ın yazdığı dönemden sonra vardığı noktayı anlatmak için iyi bir örnek olabilir.
Bugünkü tabirle orkestra kelimesi bir grup olarak biraraya getirilen 80-100 müzisyeni çağrıştırıyor olabilir, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Londra Senfoni Orkestrası gibi büyük orkestralar yüzden fazla müzisyene sahip olabilir ama Oda Orkestrası, Yaylı Orkestra, Nefesli Orkestrası gibi orkestraların olduğunu da unutmayalım. Yanısıra, senfonik müzik belirli bir müzikal yapıya işaret eder. Senfonik müzik biçimi 18. yüzyılda yavaş, orta hızlı, hızlı gibi dört hareketli yapı üzerine kurulmuştu. Bu yapının özelliği bestecilerin müzikal fikirlerini rahat ifade edebilmeleri için mükemmel fırsatlar sunmasıydı. Senfonik hareketlerin tamamının müzikteki kökenleri Rönesans ve Barok dönemden gelmektedir. 15. yüzyıldan kalma zarif dans formları zamanla bestecilerin bu erken formlar üzerine yeni müzikler inşa etmelerine ve nihayetinde bugün tanıdığımız senfonik formun oluşmasına imkan verdi. Bu durum zamanla kendi içinden senfonik şiir denen tek bir müzikal fikir ve motif çevresinde inşa edilen bir senfoni de doğurdu. Bu tür müziğe en uygun örnek olarak Hector Berlioz’un Symphonie Fantastique’ini göstermek mümkün.
Philharmonic kelimesinin etimolojisinin Yunanca `Philos` yani `sevgi( ya da `aşk` ile `Harmonia` yani `uyum` kelimelerinin karışımından geldiğini söyleyebiliriz. Bu kelime İngilizcede sadece orkestralar için değil korolar ve orkestra dışı gruplar hatta müzikal cemiyetler için de kullanılırdı, bu anlamda, Filarmoni kelimesi sadece grubun, orkestranın, cemiyetlerin değil sıklıkla performans gösteren grupla doğrudan bağlantılı olan bir toplumun dahil olduğu müzik performanslarına adanmış bir kelimedir denilebilir. Philharmonic kelimesinin ilk kullanımı 1813 yılında Londra’da olmakla birlikte kimi iddialar Academia Philharmonicorum’un 1701 yılında Slovenya’da kurulduğunu söylemektedir.
Senfoni ve filarmoni kelimelerinin birbiriyle değiştirilebilir hale gelmesi sıklıkla muhtemeldir. Bugün bu duruma net bir açıklama bulması zor. Senfoni orkestralarının senfoni olmayan eserler çaldığını görüyoruz. Senfoni ve filarmoni orkestralarında. Kullanılan kuvvetlerin büyüklüğü ve çeşitliliği icra edilen bestelerin ihtiyaçlarına göre eşit olarak değişmektedir. Bu repertuvar aynı zamanda iki orkestra türü arasında hareketli bir müzikal ziyafet ve konserlere yeterli sayıda insanı çekebilmekle ilgili olmak durumunda. Bu durumun en önemli unsuru dünya genelinde o ya da bu ünvanı edinmiş olmaktan ziyade icra ettikleri müziğe karşı sevgileri olmasıdır.
Dr. Justin Wildridge`in makalesinden çevrilmiştir.
Cazkolik.com / 15 Ocak 2019, Çarşamba
CD satışlarına yönelik iyimser haber İngiltere`den geldi
İngiltere Plak Endüstrisi Derneği geçen sene klasik müziğe ait CD satışlarıyla dijital yayın dinlemede toplam 10,2 oranında artış görüldüğünü açıkladı. Dernek tarafından açıklanan resmi verilere göre bir önceki yıla göre fiziksel CD satışlarındaki artış 6,9’u buldu. Dernek, artışı olağanüstü kelimesiyle tarif etmeyi tercih ediyor.
Derneğin vardığı sonuçlardan biri de dinleyicilerin (tüketicilerin) fiziksel ürünlerin çevrimiçi alternatiflere göre daha tercih edilebilir, daha dayanıklı olduğu yönünde. İngiltere’de CD satışları hâlâ klasik müzik tüketiminin yüzde 60’ını oluştururken geçen sene yakalanan oran artış eğilimini gösteriyor.
Derneğin açıkladığı bir başka veri ise en çok satan/tıklanan ilk 30 albümün toplam satışlarının dijital dinleme rakamlarıyla birlikte 650 bine dayandığı yönünde. Fakat, tam bu noktada ilginç olan bu rakamın 200 bininin sadece tek bir albüme ait olması ki o da Andrea Bocelli’nin “Si” isimli çalışması. İngiltere’de 2017’de 1,25 milyon olan toplam klasik müzik CD ‘si satışı 2018’de 2,02 milyona yükseldi. Geçen yıla ait rakamın 2014 yılında elde edilen 2,58 milyonluk toplam satışa göre hâlâ geride olsa da klasik müzik CD satış eğiliminin artış yönünde olması ümitleri artırdı. Müzik sektöründe ‘classical’ tabiri endüstri verilerinin amaçları doğrultusunda film müziklerinden crossover sanatçılara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Cazkolik.com / 14 Ocak 2019, Pazartesi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek kültür sanat dünyasına kazandırılan Şerefiye Sarnıcı`nda klasik müzik konserleri başlıyor. İBB Kültür Daire Başkanlığı ve Kültür AŞ tarafından ”Oda Müziği ve Resital Serisi" ile "Erken Dönem ve Barok Konserleri Serisi" başlığı altında yıl boyu devam edecek konserler serisinin ilki 12 ocakta müzikseverlerle buluşacak. Konserlere katılım ücretsiz olacak.
12 ocak cumartesi saat 18.00`de "İstanbul`un Müziği" konseriyle Etnomüzikolog, Halk Müziği Yorumcusu ve Kemane İcracısı Yrd. Doç. Dr. Mehtap Demir, 16. ve 19. yüzyıl İstanbul saray ve çevresi müziklerini icra edecek.
19 ocak cumartesi saat 18.00`de "Baroktan Klasik`e Yolculuk" konseriyle sahneye, Aslıhan And ve Tolga Kulak çıkacak. Flüt ve keman resitali sunacak sanatçılar; Georg Philipp Telemann, Jean-Marie Leclair, Wilhelm Friedemann Bach, Carl Philipp Emanuel Bach ve Franz Anton Hoffmeister`a ait eserleri icra edecek. Ocak ayında son olarak 26 ocak cumartesi günü saat 18.00`de ise "Sûfi Müzik Konseri" düzenlenecek. Antalya Devlet Opera ve Balesi Sanatçısı, Mezzo-Soprano Serap Çiftçi tarafından Yunus Emre`nin ilahi aşkı konu alan eserleri icra edilecek.
Cazkolik.com / 09 Ocak 2019, Çarşamba
Yunus Emre Enstitüsü, Türk kültürünü ve sanatını tanıtmak amacıyla gerçekleştirdiği etkinliklere Mozart, Vivaldi gibi dünya klasiklerini Türk Halk Müziği ile buluşturma projesini dahil ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığıyla işbirliği halinde Avrupa’da düzenlenecek “Köprü ve Ötesi” konserleri serisinin ilki 7 ocak günü Paris’te, ikincisi 12 ocakta Roma’da, 14 ocakta ise Viyana’da gerçekleşecek, seride 10 kadar ülke ve konser gerçekleşecek.
Anadolu`dan Batı`ya gönül köprüsünde bağlama virtüözü Ahmet Koç`a orkestra şefi Betin Güneş ve 30 kişilik senfoni orkestrası eşlik edecek. Bağlama eşliğinde çalınacak klasik müzik eserlerinin yanı sıra Âşık Veysel`in "Uzun İnce Bir Yoldayım" ve Neşet Ertaş`ın "Gönül Dağı" gibi unutulmaz eserleri çello, viyola ve arp gibi batı müziği enstrümanlarının yer aldığı orkestra tarafından yorumlanacak.
Cazkolik.com / 03 Ocak 2019, Perşembe
Şef Betin Güneş (sol), Ahmet Koç (sağ)
Klasisizmin kuralcılığına başkaldıran romantik dönem ustaları klasik müzik yazarı Serhan Bali’nin “Müzikte Romantik Dönem Bestecileri” isimli yeni kitabına konu oldu. VakıfBank Kültür Yayınları tarafından yayınlanan kitapta 19. yüzyıl müziği incelenirken Paganini’den Donizetti’ye, Brahms’tan Chopin ve Schubert’e kadar 73 bestecinin sıradışı yaşamı ve eserleri yer alıyor.
Serhan Bali kitaptaki “10 Soruda Müzik tarihinde Romantik Dönem” bölümünde öncelikle ‘romantik’ sözcüğünün etimolojik analizini yapıyor, akabinde, belirtilen asırdaki siyasal, ekonomik, sosyolojik değişimleri sıralıyor. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan sanayi devrimiyle 1789’daki Fransız Devrimi`nin dünyadaki toplumsal katmanları değiştirmesi ele alınıyor. Yeni iş alanları doğarken sanayi burjuvazisi ortaya çıkıyor, sanatta kuralları belirleyen aristokratlar geri plana düşünce özgür sanatçıların önü açılıyor. Bu dönem yaşayan klasik müzik sanatçılarının kendi yüzyıllarında müziğe katkıları, etkileri ve üstün yetenekleri kitapta anlatılıyor. Bestecilerin aşk, kahramanlık, ıstırap, ihanet ve yoğun hayalgücünden oluşan kişisel hikayeleri kitabın etkisini artırıyor.
TBMM tarafından 1948 yılında çıkarılan özel kanunla sekiz yaşında Fransa`ya giden İdil Biret, 15 yaşında Paris Konservatuarı`ndan birincilikle mezun oldu. Hiçbir piyano yarışmasına katılmamasına rağmen Boston ve Londra Senfoni, Leningrad ve Dresden Flarmoni gibi dünyanın büyük orkestralarıyla iki bine yakın konser verdi. Van Cliburn, Kraliçe Elisabeth, Busoni ve Franz Liszt gibi piyano yarışmalarında jüri üyeliği yapan Biret, Fransa, Polonya, İngiltere, İtalya, ABD ve Türkiye`de de ödül ve nişanlar aldı. Süleymanpaşa Belediyesi’nce düzenlenen "Bisanthe 4. Oda Müziği Festivali" kapsamında Tekirdağ`a giden Biret, AA muhabirine müzikle tanışma hikayesini ve piyano tutkusunu anlattı.
Müziğe annesinin piyanoya ilgisiyle başladığını aktaran Biret, "Annem de piyano çalıyordu. Çocukluğumda hep onu dinledim. Anneannem piyano çalıyor, akrabalarımız oda müziği yapıyorlardı. Çevremdeki herkes müzikle ilgiliydi. Hep müzik vardı etrafımda." dedi. Sahneye çıkarken sadece çalacağı eserleri düşündüğünü anlatan sanatçı, "Konsantremi, çalacağım parçaya göre sağlıyorum. Sanat benim yaşam tarzım. Gençlerin müzikte başarılı olabilmeleri için daha fazla dinlemeleri ve çok çalışmaları lazım" diye konuştu.
Biret, sahneye çıktığı zaman seyircilere en hisli duyguları vermeye çalıştığını, bunun için de çalacağı parçadan başka hiçbir şey düşünmediğini vurguladı. "Benim temennim her tarafta kaliteli müziğin insanlara dinletilmesi." diyen Biret, şunları söyledi: "Meselâ, oda müziği sanat formlarından, müzik formlarından en güzel, en asil olanıdır. Onun için bunu duyurmak ve tanıtmak çok önemli. Bir sanatçı için müziğin doğru yapılması, tınının istediğimiz gibi gelmesi önemlidir. Her eserin kendi şekli vardır. Sahneye çıkınca bunları düşünüyorum. Dinliyorsunuz ve kafanızda bir form oluşuyor. Bunu da seyirciye en iyi şekilde aksettirmek istiyorsunuz. Eğer aklınızda iki şey varsa sahneye çıktığınızda bu iyi bir etki yapmaz."
AA/Ömer Ural
Cazkolik.com / 28 Ocak 2019, Pazartesi
Kültür ve Turizm Bakanlığının projesi kapsamında, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü iş birliği ile düzenlenecek "Müze Konserleri" başlıyor.
Tarihin ve Anadolu kültürünün önemli eserlerinin sergilendiği müzelerde düzenlenecek konserlerin ilki, Türkiye`nin önemli tarihi eserlerine ev sahipliği yapan Anadolu Medeniyetleri Müzesi`nde gerçekleştirilecek. Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) sanatçılarının vereceği konser, 30 Ocak Çarşamba günü saat 14.00`te sanatseverlerle buluşacak. Solistler Sayra Seyhan Geçim, Nihan İnan, Haser Tek ve Kemal Badem, opera eserlerinden aryalar ve zengin Anadolu kültürünün birbirinden farklı türkülerini piyano sanatçısı Yaman Dikener eşliğinde sunacak.
Cazkolik.com / 24 Ocak 2019, Perşembe
Gürcistan’da 8 eylülde başlayacak Tsinandali Festivali isimli klasik müzik festivali, bünyesinde oluşturacağı Pan-Caucasian Youth Orchestra (Pan-Kafkas Gençlik Orkestrası) Türkiye’den genç müzisyenleri davet ediyor. Türkiye, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Ukrayna’da yapılacak seçmeler sonucu seçilecek konservatuvar eğitimli 18-28 yaş arası müzisyenleri bünyesine dahil edecek. Pan-Caucasian Youth Orchestra Türkiye seçmeleri (Ankara) 21 ocak 2019 Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, 22 ocak 2019 Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, (Istanbul) 24-25 ocak 2019 Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı’nda gerçekleşecek.
Türkiye’den Fazıl Say’ın da yer alacağı güçlü bir programa sahip olan Tsinandali Festival Gürcistan hükümeti ve Silk Road Group ortak projesi olarak hayata geçecek. Tsinandali Festival`i gerçekleştiren isimler arasında; festival direktörü David Sakvarelidze, kurucular Avi Shoshani, Martin Engström, George Ramishvili ve festivalin müzik direktörü olarak da dünyaca ünlü şef Gianandrea Noseda yer alıyor. Seçilen genç müzisyenler, orkestranın parçası olmalarının yanı sıra; efsane şefler Gianandrea Noseda, Jukka-Pekka Saraste, Omer Weir Wellber, Lahav Shani ve ünlü müzisyenler Ying Fang, Ketavan Kemoklidze, Lahav Shani, Fenis Kozhukhin, Yuja Wang, Misha Maisky gibi isimlerle birlikte çalışma imkanı bulacak. Ağustos ve yylül (2019) aylarında, orkestra çalışmaları toplam 6 hafta sürecek. İlk üç haftada, dünyanın önde gelen isimleriyle provalar yapılacak. Takip eden üç hafta içinde Tsinandali Festivali`nin provaları ve orkestranın 5 konseri gerçekleşecek. Başvuru, katılım ve tüm masraflar (seyahat, konaklama, yemek dahil) Tsinandali Festivali tarafından karşılanacak.
16 Ağustos Tsinandali`ye varış // 17 Ağustos - 7 Eylül prova dönemi // 8 - 22 Eylül - Gianandrea Noseda, Jukka-Pekka Saraste, Ömer Meir Wellber, Lahav Shani ile beş festival konseri.
Cazkolik.com / 18 Ocak 2019, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.