Kumbaracı Yokuşu`nda tatlı sohbet, sıcak bir kahve ve jazz üçlüsünün buluştuğu küçücük bir Jazz & Cafe.

Kumbaracı Yokuşu`nda tatlı sohbet, sıcak bir kahve ve  jazz üçlüsünün buluştuğu küçücük bir Jazz & Cafe.

Haberi girerken bir yandan da bu küçük ve sevimli caz cafesini en iyi hangi caz parçası anlatır diye düşünürken aklımıza uzun yıllar (ve halen de) en iyi cazın aslında küçücük, insanların sıkış tepiş ama mutlu olduğu klüplerde çalındığı aklımıza geldi ve 1977 yılında İsveç`in ünlü Pawnshop Cafe`sinde kaydedilen Arne Domnerus`un harika albümünü seçtik. İşte, şimdi bir yandan bu albümden "I`m Confessin"i dinliyorsunuz.


2011 yılının Şubat ayında Kumbaracı Yokuşu’nda tarihi bir binanın girişinde caz aşkına bir yer açılmış; Coffee & Jazz demişler adına. 1800’lü yılların sonunda Fransız Kliniği olan binanın içindeki mekan, yaklaşık 5 aylık bir çalışmanın sonucunda ve orijinal taş duvarların muhteşem dokusunun ortaya çıkartılmasıyla yeniden hayat bulmuş, sonunda da bir caz evine dönüşmüştür. Pek çok yer için “kendinizi evinizde hissedeceksiniz” ifadesi kullanılır ama, burası hem dekorasyonuyla, hem sevimli küçüklüğüyle, sahibinin de caza olan ilgisinden dolayı gerçekten de bir caz evi…

Burası caz severlerin gelip sohbet edebilecekleri, müzikle ilgili muhtelif materyallerin bulunduğu, küçük dinleti ve söyleşilerin yapılabileceği, sergilerin workshopların düzenlenebileceği ve zengin kahve çeşitleriyle ev yapımı lezzetleri bir araya getiren, Beyoğlu`nun karmaşasına uzak ama yamacında, sakin ve huzurlu bir caz vahası gibi.

Coffee & Jazz`ın hikayesi ve konsepti böyle ama, bakalım sahibi neler yapmış??

Daha öncesinde yine Galata’da tarihi Doğan Apartmanı altında, bir mekan işleten cafe sahibi Bilgen Korzay’ın müziğe olan ilgisi çocukluk döneminde başlamış ama lise yıllarında caza özel bir ilgi duymuş ve vokal dersleri almaya başlamıştır. Aslında Marmara Üniversitesi Almanca Öğretmenliği mezunu olmasına rağmen, müzik tutkusunun önüne geçemeyip 2009 yılında Modern Müzik Akademisi’nde caz piyano okumaya karar vermiştir. Yine müzisyen olan kızkardeşi Tijen Korzay ile önümüzdeki dönemlerde flamenko ve cazı harmanlayarak yeni bir projeyi gerçekeştirmeyi düşünüyorlar.

Müzisyen kişiliklerinin yanı sıra lezzet konusundaki hünerlerini de cazda olduğu gibi zaman zaman doğaçlama yaparak sergilemekte ve hem alternatif hem de klasik tadları ile misafirlerine sunmaktadırlar. “Tenderly” ve “Jazzcake” cafenin vazgecilmez tatlarından biri haline gelmiş ve şimdiden pek çok kişinin favorisi olmuş bile.

Beyoğlu`nda bir caz yolculuguna çıkmaya ne dersiniz?

Adres: Kumbaracı Yokuşu No: 52/A (Leb-i Derya karşısı), Tünel - Beyoğlu Tel : 0 212 245 4015

Leyla - Diana Gücük
Cazkolik.com / 19 Temmuz 2011, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • harutyun arto peştemalcıgil
    19 Temmuz 2011 Salı 12:18

    Sıcak bir ev ortamı,güzel müzik,sohbet ve de şayet tatlı seviyorsanız harikulade bir "tenderly" : Daha ne isteyebilir insan ? Bu bayıltıcı havalarda gidip dışarda bir masa kapabilirseniz püfür püfür bir esinti de cabası...

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • ender güneş
    03 Ekim 2011 Pazartesi 06:27

    her şeyi harmanlamak gerekmiyor. bırakın olduğu gibi kalsın. jazzcakedeki anlamsız tadı müziğe uyarlamayın, kekle yetinin bence.

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • CEMALETTİN ASLAN
    17 Ekim 2011 Pazartesi 11:30

    Ender Güneş" in yazdığı yorumu pek anlayamadım. Jazz mı yoksa cake mi harmanlanmış :-) Açıklama yaparsanız sevinirim... Cemalettin

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.