Cazkolik okurlarını bir İtalyan kadın davulcu ile tanıştırmak istiyorum; Cecilia Sanchietti
Tanıyanlar olduğu gibi, tanımamış olanlar da vardır. Bizi bir araya getirerek röportajın gerçekleşmesine vesile olan Gonca Açıkalın’a teşekkür etmek isterim. Gonca Açıkalın ve Sina Hakman Açık Radyo’da „Sosyal Müzik“ programında Cecilia Sanchietti’den parçalar çaldıklarını paylaşınca iletişim başlamış. Bir röportaj vermek istediğini söyleyince sevgili Gonca beni aradı ve Cazkolik olarak memnuniyetle bu söyleşiyi yapmak istedim. İşte röportajın kısa hikâyesi.
Röportaja geçmeden kısacık Cecilia’dan bahsetmek isterim. İtalya’nın ödüllü ve övgü dolu caz davulcusu 2018 yılında ülkesinin Yeni Caz Yeteneği Yarışması'nda üçüncülük elde etti. 2017’de dünya davulcularının uluslararası yarışması NYC HLGC 2017'yi kazandı. 2009’da Boston Berklee College tarafından Outstanding Musicianship Award ödülüne layık görüldü. İki albümü olan genç sanatçı İtalyan Kültür Enstitüsü’nde 2019 Temmuz’unda İstanbullu seyirciyle buluşmuştu. İstanbul’u çok seven Cecilia Türk müzisyenlerle bir araya gelmeyi hedefliyor.
Şimdi sıra röportajda. Buyrun...
Profesyonel büyüme gerçekten zor ve pek çok kadın müzisyen bu duvarı aşamıyor
Leyla Diana: Öncelikle, müziği seçme nedenin, özellikle de davulu seçmende etken neydi, sobbetimize bu soruyla başlayalım mı?
Cecilia Sanchietti: Öncelikle tüm okuyucularınıza çok özel selamlar ve Leyla bu fırsat için sana ayrıca çok teşekkür ederim.
Leyla Diana: Seni tanıma fırsatını verdiğin için ben çok teşekkür ederim.
Cecilia Sanchietti: Yani... Bu zor bir soru, müziğin hayatınızda neden olduğunu ifade etmek ve gerçekten anlamak her zaman zordur. Bu çok doğal, kendiliğinden ortaya çıkan bir şey. Müzik benim içimden gelen güçlü ve derin bir tutku, ruhumun tutkusu. Yani, çok basit sanırım, müzik beni seçti ve alıp götürdü. Beste olarak, davul olarak, başkalarıyla birlikte çalmak ve etkileşimde bulunmak olarak müzik ve tabii müziği dinleyerek beni tutsak etti.
Çocukken piyano çalmaya başladım sonra biraz daha büyüdüğümde davula başladım hiç bırakmadım. Davulcular beni çok etkiledi, ruhlarıyla, gruptaki büyük rolleri ve bir grubun temelini oluşturmalarıyla. Bu yüzden başlangıçta davul seçtiğimi düşünüyorum. Çünkü bu sevinç, dinamizm ve aynı zamanda bir grubun parçası olmama yetişkin bir yaşta izin verdi. Davul, iletişim kurabileceğiniz müzikalitesi yüksek, ritmik olağanüstü bir enstrüman. Ailemde benden başka kimse profesyonel müzisyen değil ama ailem ve özellikle annem, müziğe güvenmemizi istemişti, biz beş kardeşiz ve hepimiz piyano çalmayı öğrenmiştik.
Gözlerim kapalı çalıyorum
Leyla Diana: Davul çaldığında neler hissediyorsun?
Cecilia Sanchietti: Tamamen enstrümanda ve müzikteyim. İfade etmek gerçekten zor ama müzikle birlikteyim, o anda ne oluyorsa, müzisyenlerimle bir iletişimde oluyorum. Canlı konserim sırasında genellikle gözlerim kapalı çalıyorum, bu rahatlamamı sağlıyor ve duyguları takip etmeyi başarabiliyorum. Davullarımı tamamen kucaklamak istiyorum ve duruşuma bakarsanız bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz! Mutlu hissediyorum ve neşemi dinleyicilerle paylaşmak istiyorum. Dinleyicilere müziğimle ulaşmak bu çok önemli.
Leyla Diana: Caz hakkında ne düşünüyorsun, bu müzik senin için ne ifade ediyor?
Cecilia Sanchietti: Benim için caz bir yaşam tarzı, sadece müzik değil, günlük yaşam tarzı. Etkileşim, doğaçlama, dinlemeye dikkat verme, tek başına ve birlikte yaratımdır. Kendinizi, ruh halinizi, ruhunuzu ifade ediyor. Bu müziği seviyorum çünkü gerçekten kendimi ifade edebildiğim ve kendim olabileceğim tek müzik. Aynı melodiyi defalarca çalabilirim ve her seferinde farklı bir şekilde çalabilirim, bu harika bir şey. Tıpkı yaşam gibi, aynı olabiliriz ve her seferinde farklı olabiliriz, değişebiliriz, değişmeliyiz, değişiyoruz ve müziğimiz ve çalma şeklimiz de aynı şekilde değişiyor.
30 yasındayken cazla profesyonel müziğe adım attım ve o zamandan beri hiç durmadım. Cazı ve müziği kesinlikle hayatım olarak seçtim. Ayrıca, caz ile davullarda ve dışarıda feminenliğimi/kadınlığımı daha fazla keşfettim. Aynı anda melodik ve ritmik çalmanın önemi, fırça baget (süpürge) kullanmak, müdahaleci olmamak, yüksek volümle çalmamak, parçayı bitirmek için değil diğer müzisyenlerle uyum içinde olmak için çalmak.
Cazda cinsiyet dengesi zerinden çalışan bir platformun kurucusu
Leyla Diana: WinJazz - Women In Jazz festivalinin direktörüsünüz. Bu fikir, 'Kadın Caz' festivali fikri nasıl ortaya çıktı?
Cecilia Sanchietti: Evet yıllarca Winjazz'in direktörüydüm, şimdi JazzMine Network'un direktörüyüm. WinJazz ile aynı amacı taşıyan, cazda cinsiyet dengesi üzerinde çalışmak için başka bir ağ/platform. Bu fikir, kişisel yolumdan ve birçok kadın meslektaşlarımın hikayelerinden ortaya çıktı. Onların zorlukları bu erkek arenasında cazda kadının kendini yeterince gösterememesi, reklamını yapamaması konusunda yaşanan güçlüklerden ortaya çıktı. Profesyonel büyüme gerçekten zor ve pek çok kadın müzisyen bu duvarı aşmayı aşaramıyor. Cazda kadınların sayısının erkeklerden daha az olduğu doğru, bu da pedagojik ve kültürel bir gösterge.
Kadınlar kendilerini yeterince gösteremediklerinden genç kızlar da motive olamıyorlar. JazzMine cinsiyet dengesi üzerinde farklı yönlerde çalışmak istiyor: Tanıtım, kültür ve eğitim, lobi gibi. WinJazz ile daha çok cazdaki kadın lidere adanmış uluslararası bir festivalde çalıştım.
Şimdi de albümlere geçelim
Leyla Diana: İki albümünüz var. Birincisi Circle Time” 2015 yılında piyasaya sürüldü ve ikincisi 2018'de “La Terza Via” olarak adlandırıldı "Madalyonun üçüncü yüzü” (Üçüncü Yol). İkinci albüm adı gerçekten çok ilginç ama önce ilk albümünüzü anlatabilir misiniz? Tüm besteler size mi ait? Müzisyenlerle bir araya nasıl geldiniz ve besteleriniz nasıl ortaya çıktı?
Cecilia Sanchietti: İlk albümümü (Circle Time) seviyorum. Uluslararası bir dayanışma üzerinde çalışırken, hayatımın önemli bir bölümünden geliyor. O dönem STK'larda aynı anda hem çalıyor hem alışıyordum. Bu yüzden bu CD önceki hayatım için bir "veda"dır. Aslında, şarkıların çoğu etnik bir ses ve ruh haline sahip. Bir döngüde olmaya, etkileşim ve doğaçlamanın önemine adanmıştır. Yaşam, yaptığımız her şeyin diğerlerinin nedeni ve sonucu olduğu bir döngüdür.
Tüm besteler benim değil, müziklerin bazıları İtalyan aranjör arkadaşım Federica Zammarchi’nin düzenlemeleriyle birlikte bir araya getirdik. Saksafoncu Rosa, Pixinguinha'nın da bir bestesi var. Ben besteledigimde (biliyorum bir davulcu icin biraz garip!) insanlara/dinleyicilere melodik bir şekilde, kalbe giden, hafızalarda kalan melodilerle ulaşmak istiyorum.
Yo hiç garip degil bir davulcunun bestelemesi. Zira onlardan çok iyi besteler çıkıyor.
Bir mesaj bırakmak istiyorum. Bu yüzden bestelediğimde dinleyiciye ulaşmak için her zaman kalbimle düşünürüm. Bir fikir aklıma geldiğinde (melodi ya da mesaj) önce piyanoda besteliyor sonra onu geliştiriyorum. İkinci adımda bilgisayarda yazıya döküyorum.
Müzisyenleri müziğimin sesini düşünerek seçtim, etnik müziğe de duyarlı insanların olması ve müziğin kimyasında birleşebileceğine inandığım müzisyenleri sectim. Onların da müzikte rahat olmalarını istedim ve gerçekten hepsi harika müzisyenlerdi.
Madalyonun üçüncü yüzü
Leyla Diana: İkinci albüme gelecek olursak. Madalyonun üçüncü tarafı nedir?
Cecilia Sanchietti: İkinci CD'mi de seviyorum, bu kişisel ve profesyonel yaşamım için gerçekten önemli. Farklı bakış açısından cesaret sorununa adanmıştır. Kalitenin cesareti, önemli seçimler yapma cesareti, gerçeğin cesareti, davullarda cazda bir kadın olma cesareti. “La terza via (Üçüncü Yol)”, kendi yolunuz, arzunuz ve cesaretinizle inşa etmeniz gereken yeni bir yol. Zor seçimlerle dolu gerçekten cesur bir yol. Ancak ifade edebileceğiniz tek yol bu. Gerçekten kendin gibi ol ve mutlu ol! Neden madalyonun üçüncü tarafı? Çünkü genellikle hayatta iki seçeneğimizin olduğunu düşünürüz; Ya sadece yazılı olan (kader) ana yolu kabul etmeye devam edersiniz ki bu genellikle daha kolay olanıdır ancak sizi temsil etmeyen, gururlu bir seçim olmadan, tatmin edici olmayan bir hayatı seçmiş ya da hep verici olup hayallerinizin peşinden gitmemeyi tercih etmiş olursunuz. Diğer seçenek ise, madalyonun üçüncü tarafı, bunlardan hiç biri sizi temsil etmiyorsa, yeni bir çözüm bulup, kendi yolunuzda ilerleyip yeni bir gelecek kurabilirsiniz.
Eşitlikten çok uzağız
Leyla Diana: Uzun zamandır ben de caz tarihinde kadın müzisyenleri araştırıyorum. Şarkı söyleyenlerin çoğunlukta olduğunu enstrüman çalanların sayısının düşük olduğunu görüyoruz. Enstrüman çalanların da çoğunluğu piyano çalıyor. Ancak son yıllarda durum değişiyor gibi görünüyor. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz? Bir enstrümanda kadın ya da erkek çalgısı gibi bir ayırım olabilir mi? (Bu soruda, caz tarihinde okuduğumuz kaynaklarda sıkça rastladığımız için dikkat çakmeye çalıştım)
Cecilia Sanchietti: Maalesef bu sorununun hala devam ettiğini söylemem gerek. Cazda cinsiyet dengesi üzerinde durum biraz iyileşti ama biz gerçek eşitlikten çok uzaktayız. Bu yüzden JazzMine Network'u oluşturmuştum. Bazı ülkeler, örneğin Kuzey Avrupa daha ileride, ancak dünyada bu artmalı. Bir enstrümanın erkeklere veya kadınlara ait olabileceğini düşünmüyorum. Kültürel ve eğitimle ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorum. Kadınların görünürlüğne daha çok ihtiyacımız var, bu zorlu bir süreç tabi. Yeni jenerasyon karşılarında rol model görmeyince motivasyonları da olamıyor. Bunu iki önemli kısmı var. İnsanlar (erkek müzisyenler) kadınların bazı enstrümanlarını çalabilmelerine şüpheyle bakıyorlar. Öyle ki bu önyargılar ve ayırımcılıklar, kadın müzisyenleri de durduruyor ve birlikte çalmak için çağırılmıyorlar. Kadınlar başlatıyor ama sonra duvarı aşamıyorlar. Bu nedenle festivalleri, programları kaçırıyorlar ve sonuç olarak da başlamak için motivasyonları düşüyor. Ben gerçekten karmaşık bir argüman. Bazen sorunlar da kadınlar arasında ve bunu konuşmak istemeyen, desteklemek istemeyen kadınlar arasında oluyor. Sorunun üstesinden gelen kadın modellere ihtiyacımız var. Örneğin Esperanza Spalding. Gerçekten birçok kadının bas çalmasına öncülük etmiştir.
Leyla Diana: Sizce İtalyan ve Amerikan cazı arasında benzerlikler ve farklılıklar var mı?
Cecilia Sanchietti: Dürüst olmak gerekirse bilmiyorum. Muhtemelen ABD'de caz daha geleneksel, ancak küresel bir dünyada şimdi her şeyin her yerde olduğunu ve her ülkenin farklı caz tarzına sahip olduğunu düşünüyorum. Örneğin İtalya'da şimdi yeni nesil çağdaş caz, deneysel caz var ve aynı zamanda swing yine moda! Yani, insanlara bağlı. Ama bu hem dogru hem yanlış, çünkü farklı caz akımlarına odaklanmış birçok yeni sanatçı biliyorum. Müzik, dinlediğinizin ve ruhunuzun ifadesidir, böylece her müzik her yerde olabilir.
Leyla Diana: İtalyan caz müzisyenlerinden kimi seviyorsunuz? Kimi dinliyor, kimin sizi etkilediğini düşünüyorsunuz?
Cecilia Sanchietti: İtalya'da modern caz tarzını ve müzisyenleri sever ve takip ederim. Profesyonelliğe adım atmadan evvel çok fazla swing ve standartları dinledim. Şimdi sık sık meslektaşlarımın konserlerini dinlemeye gidiyorum, bence müzisyenlerin birbirini takip etmeleri ve desteklemeleri çk önemlidir. Onları ve ünlü olanları dinlemeyi tercih ederim. Sanırım İtalyan müzisyenlerin hepsini aynı kategoriye koyabilmek mümkün değil. Müzik farklı insanlardan ve farklı hikâyelerden oluşuyor. Eğer ortak bir şey varsa o da etkileşim. Bu da İtalyanların ortak karakteri olan cömertlik, açıklık ve dostluklarından kaynaklanmakta.
Kadın müzisyenlerinizi destekleyin
Leyla Diana: İstanbul'a 2019 yılında gelmiştin. İstanbul’u ve seyirciyi nasıl buldunuz? Türk caz müzisyenlerini tanıyor musunuz? Bizde de birkaç kadın davulcu var, tanıştınız mı?
Cecilia Sanchietti: Şehrinizi ve izleyiciyi çok sevdim. Konserde tüm biletler satılmıştı ve büyük beklentilerim vardı. İtalyan Kültür Enstitüsü çok güzeldi. Konser bir buçuk saat kadar sürdü. Konserin sonunda birçok dinleyiciyle bir araya gelerek CD ile ilgili sorular soruldu cevaplar verdim. Birçok müzisyen de beni daha sonra sosyal medyadan takip etmeye başladı.
Tahmin ediyorum sizde de kadın davulcularınız var ama onları tanımıyorum fakat eminim ki onlar da çok iyi müzisyenler. Destekleyin onları!
Leyla Diana: Türk caz müziği hakkında fikriniz var mı? Ve ortak bir projee çalışmak ister misiniz?
Türkiye'de ortak bir projede çalmak isterim
Cecilia Sanchietti: Ne yazık ki Türk caz müziği hakkında çok şey bilmiyorum ama gerçekten harika müzisyenler ve harika caz olduğunu sanıyorum. İtalya’da ülkenizdeki festivallerden haberdar oluyoruz.
Elbette ortak bir projede yer almak isterim. Farklı ülkelerden buluşmaları seviyorum ve o ülkelerin müzisyenleriyle performanslarımız da oluyor. Özellikle Türkiye gibi farklı geleneksel tarzlara sahiplerse.
Leyla Diana: Sevgili Cecilia bu içten cevapların için teşekkür ediyorum ve sevgili Gonca Açıkalın’a da tekrar sevgilerimi ileterek, ilk fırsatta biraraya gelebilmek üzere hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Cecilia Sanchietti: Ben de sana ve sevgili Cazkolik okurlarına çok teşekkür ederim, herkese iyilikler diliyorum. Siz ve müzikteki tüm kadınlar. Tanrı hepimizi korusun.
Leyla Diana Gücük
Cazkolik.com / 02 Mayıs 2020, Cumartesi
The woman whose passion for music and life is reflected her words; Cecilia Sanchietti
With this interview, I would like to introduce the Cazkolik readers to an Italian female drummer. Cecilia Sanchietti. Some of you may already know her.
I want to thank Gonca Açıkalın, who brought us together and made this interview possible. Communication started when Gonca Açıkalın and Sina Hakman on Acik Radio played the songs from Cecilia Sanchietti in "Social Music" programs and shared them on social media. Gonca called me when she said that she could give an interview and we gladly accepted it to make this news as Cazkolik. Here is our short story.
But before I go on to the interview, I would like shortly to talk about Cecilia. She is an Award-winning and praised jazz drummer of Italy.
In 2018, she won third place in Italy's New Jazz Talent contest. In 2017, she won the international competition of world drummer “NYC HLGC 2017”. In 2009, she was awarded the "Outstanding Musician Award" by Boston Berklee College. The young artist, who has two albums, met the audience in Istanbul at the Italian Cultural Institute in July 2019. The artist, who loves Istanbul, is also aiming to come together with Turkish musicians.
Now it's time for the interview.
Leyla Diana: First of all, why did you choose the music and what was the factor in choosing the drums, let's start here?
Cecilia Sanchietti: First of all a special greetings to all of your readers and to you Leyla and thanks for this opportunity. So ...This is a difficult question, it’s always hard to express and really understand why the music is in your life. This happened, in a really natural way, music is for me a strong and deep desire, a desire of my soul. So, simply, I think the music has chosen and kidnapped me, music as composition, music as drums, music as playing with others and interact, music as listening. I have started playing piano when I was a child and then I have continued on drums when I was a teenager and I never dropped. I was really attracted by drummers, their spirit, they leading roles in the band, their way to be the real engineer! So I think that I’ve chosen drums at the beginning because it is joy, vitality and also because it’s let me to be part of a group and then in an adult age, because it’s an extraordinary instrument that can communicate at the same time sensibility, groove, musicality and rhythm! Nobody in my family plays in a professional way except me, but my parents, specially my mother, wanted all of us had confidence with music, especially with piano. So, we were five children and all of us have played piano.
Leyla Diana: What do you feel when you play the drums?
Cecilia Sanchietti: I’m totally in the instrument and in the music, it’s really difficult to express, but I’m with the music, with what is happening in that moment, I create and communicate with my musicians in that specific moment. During my live concert I often play with my eyes closed, only in this way I manage to relax and follow the emotions. I completely feel to embrace my drums and, if you look to my posture, you can understand! I feel happy and I want to share my joy with the audience, this is important, to reach the people with my music.
Leyla Diana: Can you tell us what you thing about jazz music? What is jazz for you or what is the meaning jazz for you?
Cecilia Sanchietti: Jazz for me is a way of life, it’s not only music, it’s a daily style of living. It’s interaction, improvisation, attention to the listening, creation alone and together. It’s expressing yourself, your mood, your soul. I love this music because it’s the only one with which I can express really myself and be myself. I can play the same tune more times and every time in a different way, this is fantastic. It’s like in the life, we can be the same and every time differently, we can change, we must change, we are the change and so our music and our way to play. Jazz for me was the step to become a professional musician, when I was adult, around 30 years old, I met jazz and never stopped then. With jazz I definitely have chosen the music as my life. Furthermore with jazz I discovered more my femininity on drums and out of there. The importance of playing melodic and rhythmic at the same time, to use brushes, to not be intrusive, don’t play loud, to play with the others and not over.
Leyla Diana: You are the director of WinJazz – Women In Jazz festival. How did this idea came ‘woman Jazz’ festival, come about?
Cecilia Sanchietti: I was the director of Winjazz for lot of years, now I’m the director of JazzMine Network, is another Network that has the same aim of WinJazz, to work on gender balance in jazz. The idea came from my personal path and from the stories of lot of my females colleagues and their difficulties in affirming in a male contest as jazz. The professional growth is really hard and not lot of female musicians manage to overcome this wall. It’s at the same true that there are not so many female musicians in jazz, less than men, but also this aspect is the consequence of an educational and cultural aspect. Female models are missing and if there are not concrete examples of women that “made it”, the younger girls are less motivated to start. JazzMine wants to work on gender balance under different aspects: promotional, cultural and educational, lobby. With WinJazz I worked more on a international Festival dedicated to women leader in jazz
Leyla Diana: You have two albums. The first one “CIRCLE TIME” was released in 2015 and the second was released in 2018, called “La Terza Via” The Third Side of the Coin”. The second album’s name is very interesting. But can you first tell us about your first album. All compositions are yours, aren’t they?
Cecilia Sanchietti: I love my first Album, it comes from an important passage of my life, when I was working on international cooperation. In that period I was playing and working at the same time in NGO’s, so this CD is a “goodbye” to my previous life, in fact most of songs have an ethnic sound and mood. Circle time is dedicated to the important of interaction and improvisation, the life is life a circle where everything we do is the cause and consequence of the others. Not all the compositions are mine, some of the tunes were composed together with me and a great Italian arranger and friend of mine, Federica Zammarchi. There is also a composition of the sax player and Rosa, Pixinguinha. When I compose (I know it’s strange for a drummer!) I think in a melodic way, I want to reach the people with tunes that arrive to the heart and keep in the memory. I want to leave a message. So when I compose I always think with my heart, to reach the audience. I compose firstly on piano having an idea in mind (a sound or a message) and then I will develop. Only in a second moment I write sheets of PC. I have chosen my musicians thinking about the sound of my music, I wanted people really sensitive in ethnic music, too, comfortable in contaminations music. And I had really great musicians.
Leyla Diana: And about your second album, what does it mean the Third Side?
Cecilia Sanchietti: I love my secondo CD, too, this is really important for my personal and professional life. It’s dedicated to the courage issue, on different point of view. The courage of quality, the courage of make significant choices, the courage of truth, the courage to be a woman in jazz on drums, today. So the “La terza via (the third way)”, is a new way that you must build with your own path, desire and courage, it’s a really courageous path full of difficult choices, but it’s the only way with which you can express really your self and be happy. Why “The third side of coin”? Because often in life you have two choices: you can go on accepting the main way just written, often the easier one, but non representative of you, a way without proud choices, fashionable for market with a life unsatisfactory. Or you decide to give, to don’t follow your dreams because you don’t see something representative. Or, the third side of the coin, you can invent a new solution, a your own way, new one, no present, if no other represent you.
Leyla Diana: For a long time, I have been researching female musicians in the history of jazz. The number of those who sing outweighes the number of instrument players. Those who play an instrument usually play the piano. Except Bigbands. But it seems like the situation has been changing in recent years. What would you say about this? Can an instrument be considered as a feminine or masculine one? (I have wanted to ask this question because in writings on Jazz history, there is this stereotyping!)
Cecilia Sanchietti: I think that, unfortunately, we have a problem, yet. The situation on gender balance in jazz is a little bit improved, but we are so far from the really equality. This is the reason I’ve created JazzMine Network. Some countries, eg in the North Europe, are ahead, but the most of the world must increase the process. I don’t think that an instrument can be for men or for women. I think that there is a cultural and educative problem. We miss female models in jazz in instruments considered masculine, or there are a few, because the process and the growth are so hard, so the new generations of ladies are less inspired to start a similar path. These are two aspects really closed. People (and men musicians) think that women can’t play some instruments or are suspicious, so stop the female artists that want to growth, with prejudice, discriminations, don’t calling them to perform together. Ladies start, but then don’t manage to overcome this wall. So, women miss in Festivals, programmes, magazines and consequently the new female generations are less motivated to start. It’s really a complex argument and sometimes the problem is also between women too, that don’t want to speak about this and don’t support each other. We need model of women that overcome the problem, e.g. Esperanza Spalding really helped the new female double bass players in coming out.
Leyla Diana: In your opinion, what are the similarities and differences between Italian and American jazz?
Cecilia Sanchietti: Honestly I don’t know, probably in USA jazz is more traditional, but I think that in a global world now everything is everywhere and every country has different jazz style. E.g. in Italy we have now a new generation of contemporary jazz, experimental jazz and, at the same time, Swing is trendy again! So, it depends by the people. Probably we have an important connotation, that is the melody and melodic sound. But it’s true and false, because I know lot of new artists focussed on different jazz aspects. The music is the expression of your listening and your soul, so every music can be everywhere.
Leyla Diana: Which Italian jazz musicians do you like? Who do you listen to, who are the musicians that have influenced you?
Cecilia Sanchietti: I like and follow in Italy modern jazz style and musicians, I have played and listened a lot of swing and traditional, but at beginning of my professional path. Now I often go to listen for concerts of my colleagues, I think it’s important to follow and support each other’s. I prefer go to listen for them then the famous ones. About Italian musicians, I think it’s impossible to put in the same category, the music is done by different people with their history. Probably if we have one, is the capacity of interaction and listening, it comes from our Italian character, to be friendly, open, generous.
Leyla Diana: You visited Istanbul in 2019 and how did you find the city and the audience? Do you know any Turkish jazz musicians? Which ones? We have a few female drummers in Turkey, do you know any of them?
Cecilia Sanchietti: I loved so much your city and your audience, the concert was sold out and I felt great expectation, the reference of Italian Institute of culture in Casa Italia were so nice. The audience were good and listen carefully a long concert, 1 h and half. At the end some of them got me closed for questions and CD’s. But to be honestly some of musicians contacted me on social media also before the gig. I imagine you have a few ladies drummers, I don’t know them, but I’m sure they are really good. Push them!
Leyla Diana: What do you think about Turkish jazz music? And would you like to work on a joint project?
Cecilia Sanchietti: No unfortunately I don’t know so much about Turkish jazz music, but I know that there are really great musicians and great jazz. In Italy we know that there is a great jazz contest in your side. And yes! I would like so much to play in a join project, I really like contaminations and perform with musicians of other countries, further more if they have strong traditional styles as Turkey.
Leyla Diana: Thank you so much. I wish you all the best. God Bless us
Cecilia Sanchietti: Thank you to you and your readers! I wish you too all the best, for you and your ladies musicians! God bless us.
Leyla Diana Gücük
Cazkolik.com / May 2, 2020, Saturday
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.