Asıl adı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ) olan, modern mimarinin ve İstanbul'un önemli yapılarından, duvarları Kuzgun Acar, Füreya, Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi çağdaş sanatçıların eserleriyle dekore edilmiş istanbul'un ticari ve kültürel nabzının attığı Manifaturacılar Çarşısı'nı daha ziyade 1167 adet mağazanın bir kısmına yerleşmiş olan Unkapanı Plakçılar Çarşısı olarak tanıyoruz.
Yakın tarihlere kadar müzikle profesyonel ya da amatör herkesin yolunun düştüğü müzik sektörünün merkezi. Sıradan dinleyicilerin dahi müzik albümlerini ya daha ucuza bulurum, ya bulamadıklarımı orada bulurum ya da meraktan neler var diye uğradığı canlı bir merkez.
Bu merkez bugün hâlâ orada ama artık eski canlılığı yok. Mağazalar yerini tek tek manifaturacılara bırakıyor. Daha doğrusu, bir dönem, bir kültür ve bir sektörel iletişim şekli son dönemlerini yaşıyor.
Anadolu Ajansı, İstanbul Plâkçılar Çarşısı'nı muhabiri Hikmet Faruk Başer'in kalemi, foto muhabiri Yasin Aras'ın objektifinden özel haber yapmış.
Dijitalleşmenin yok ettiği bu olağanüstü sektör Türkiye'de sahip olduğu kültürel miras ve fizikî sektörel özelliğe sahip tek merkezini kaybediyor. Tıklım tıklım dolu koridorlarda yankılanan sayısız türden şarkı ve şarkıcılar artık yok, mağazalarda Anadolu'ya yollanmak için yüklenen koli koli kasetler, CD'ler de artık yok kadar azaldı. Bir kültür tümüyle yok olurken Anadolu Ajansı'nın gözlemleri bu yokoluşa tanıklık ediyor.
Cazkolik.com
Unkapanı Plâkçılar Çarşısı, bir zamanlar Türkiye'de müziğin buluşma noktasıydı. Anadolu'nun çeşitli yerlerinden şarkıcı olma hayaliyle tutuşanlar evini, toprağını sattıktan sonra sazıyla birlikte İstanbul'a gelip çarşının yolunu tutuyordu.
Öyle ki Türk müziğinde akıllara gelen ilk sanatçıların ilk durağı ve meşhur olduğu yer, Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'ydı.
Müslüm Gürses, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Gülden Karaböcek, Müzeyyen Senar, Ajda Pekkan gibi birçok sanatçının yolu Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'ndan geçti. Hepsi müzik kariyerine bu çarşının basamaklarında adım attı.
Sanatçılar için aynı zamanda "okul" görevi gören Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'nda eskiden boş dükkan bulmak zordu. Teknolojinin gelişmesiyle Unkapanı Plâkçılar Çarşısı da eski günlerini yitirmeye başladı. Son günlerde çarşının gürültüsü de, kalabalığı da azaldı.
Çarşı esnafı eskiden olduğu gibi her sabah dükkanını yine açıyor ama artık günübirlik ve anında satılacak ürünleri satmaya çalışıyor.
Geçmişte kaset, plâk kuyruklarının oluştuğu çarşıya artık ünlü olmak isteyenler elinde sazıyla gelmiyor. Sanatçı adayları, çarşıya gelmek yerine sosyal medya gibi dijital platformlar üzerinden ünlü olmanın yolunu arıyor.
Unkapanı esnafı, sanatçı adaylarının bu durumundan oldukça rahatsız. Esnaf, dijital platformlardan ünlü olan kişilerin eserlerinin ancak kısa süre dillerde kaldığını belirterek, bu durumun müzikteki kaliteyi azaltmasından şikayetçi.
Buna rağmen, çarşıda hâlâ Türk müziğine kalıcı ve kaliteli eserler hazırlanıp, beğeniye sunuluyor. Unkapanı esnafı, eskiden olduğu gibi hâlâ güzel eserleri gelecek nesillerin dillerinde yer etmesi için mücadele ediyor.
Dijitalleşmeye rağmen hâlâ Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'nda şansını denemeyi düşünen sanatçı adayları yok değil. Öyle ki, bazı sanatçı adayları eserlerini çarşıda çıkarmak istiyor. Umutlarını çarşıya bağlayan sanatçı adayları, geçmişten bugüne kalan stüdyolarda hocalarının eşliğinde türkü ve şarkılarını heyecanla dillendiriyor.
"Eski günlerin kalabalık ve neşesini görmüyor olmak üzüyor"
Sektörde 50 yıldır hizmet veren Uzelli Kaset Sanayi ve Ticaret AŞ Yöneticisi Metin Uzelli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçmiş yıllarda müziğe bir şekilde bulaşan kişilerin kitlelere ulaşmak ve ünlü olmak için birtakım safhalardan geçmesi gerektiğini anlattı.
Bunun içinde de eserin profesyonel bir kayda alınması, bunun da üretilip kaset, plâk gibi formlara basılıp dağıtılması gerektiğini belirten Uzelli, "Geçmişte o insanların bunu yapması mümkün olmadığı için bu alanda uzmanlaşmış Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'na gelir ve burada o insanları kendilerince kabul ettirmeye çalışırlardı." diye konuştu.
Uzelli, ünlü olmak isteyen kişilerin mektuplar, fotoğraflar, ses kayıtları göndererek şirketlerin dikkatini çekmeye çalıştığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Bunu yıllar boyunca denediler. Günümüzde ise insanların geçmişte kitlelere ulaşmak için yol aldığı süreçler, bugün daha farklı bir noktada. Artık bu insanların eskisi gibi büyük yatırımlara ihtiyacı yok. Bunu kendileri de evlerinde yapmayı deniyorlar. Artık ünlü olmak isteyenler profesyonel destek almak yerine YouTube gibi sosyal mecralardan kitlelere ulaşmaya çalışıyor. Ama burada ne kadar başarılı oldukları şüpheli. Sonuçta profesyonel bir iş, profesyonelce yapılmadıkça sonuçları iyi olmuyor. Bu kişilerin çok azının başarılı olduğunu görüyoruz. Bu piyasada uzman kişilerle hareket edilmesi önemli."
Teknolojinin ardından dijitalleşmeyle birlikte Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'na ilginin azaldığını belirten Uzelli, her şeye rağmen firmaların gelişmelere ayak uydurduğunu söyledi.
Metin Uzelli, Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'nın eski kalabalığını özlediğini dile getirerek, "Eskiden çarşıda fiziken ürün vardı. Burada koli taşırdık. Ürünler buraya kamyonlarla gelir ve buradan her yere yollanırdı. Çarşıdaki insan hareketliği bütün sektörün bir arada olması neşeliydi. Burada acıyla tatlıyı paylaşırdık. O eski günlerin kalabalık ve neşesini görmüyor olmak üzüyor beni." ifadelerini kullandı.
"Ünlü olmak isteyenler artık Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nı solumuyor"
Mega Müzik'in sahibi Ethem Zeytinkaya da ikinci kuşak olarak mesleğini çarşıda sürdürdüğünü söyledi.
Geçmişte, Anadolu'dan Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'na göç yaşandığını hatırlatan Zeytinkaya, "Bu gelen kişilerden bazıları sanatçı oldu. Burada 80'li yıllarda çocuk sanatçılar furyası oldu. Çarşıya akın vardı. Şimdi dijital çağdayız ve o günden bugüne pek çok şey değişti." diye konuştu.
Zeytinkaya, son yıllarda ünlü olmak isteyen kişilerin sosyal platformlara yöneldiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önceden insanlar sanatçı olmak için plâkçılar çarşısına geliyordu. Ama zamanla bu durum YouTube'a kaydı. Sosyal medyada, YouTube'da meşhur olmak çok sağlıklı bir şey değil. İnsanlar internete bir şarkı atıp bir anda ünlü oluyor. Ama bu ünlü olma durumu kısa sürüyor. Bir müddet sonra bu ünlü olanlar unutuluyor. 1970 yılında yapılan bir şarkı, türkü hâlâ dillerde ve severek dinleniyor. 50 yıl daha geçse yine dinlenecek. YouTube'da patlayan şarkılar eski şarkıların tadını vermiyor. 20 yıl önceki şarkılar hâlâ akıllarda ve dillerde. Eskiler, insanın kalbine dokunan şarkılar. Ünlü olmak isteyenler artık Unkapanı Plâkçılar Çârşısı'nı solumuyor. Buranın havasının solumak çok farklı."
"Sosyal platformlardaki işler bir Müslüm Gürses etkisi bırakmıyor"
Bamy Müzik'in sahibi Bülent Ateş ise 40 yıldır çarşıda bulunduğunu ve müzik işinin mutfağında olduğunu vurguladı.
Eski yıllarda köyünden sazını alanın çarşıya ünlü olmaya geldiğini belirten Ateş, "Saz çalamayan da sesiyle buraya gelirdi. Buraya gelen insanların sesine bakılır, iyi olanlara firmalar tarafından albüm yapılırdı." dedi.
Ateş, Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'nda eskiden bir hareketlilik yaşandığını dile getirerek, "Eskiden çarşı cıvıl cıvıldı. Kaset çıktığında firmaların kapısında kuyruklar oluşurdu. Şimdi burası biraz boş. Bunun nedeni günümüzde şöhret olmak isteyenlerin YouTube gibi platformlara yönelmesi. Orada da bir seviyeye geliyorlar ama bu şöhret ömürleri uzun sürmüyor. Sosyal platformlardaki işler bir Müslüm Gürses etkisi bırakmıyor. Müslüm Gürses'in etkisi halen sürüyor. YouTube'daki eserler geçici, birkaç aylık. Ama Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'nda yapılan plak ve kasetler hâlâ dillerde."
MP3 sitelerinin sektöre büyük zarar verdiğini anlatan Ateş, yakında bu sitelerle ilgili yasanın çıkacağını ve bu durumun kendilerine fayda sağlayacağını kaydetti.
"Dijital sistem gelince buradaki yoğunluk azaldı"
Kadir Şeker Recording'in sahibi Kadir Şeker, 1976'da Unkapanı Plâkçılar Çarşısı'na geldiğini belirtti.
Eskiden bağını, bahçesini satan insanların ünlü olmak için çarşıya geldiğini vurgulayan Şeker, "Unkapanı Plâkçılar Çarşısı eskiden çok hareketliydi. Bütün firmalar buradaydı. Burada hareketlilik olurdu. Satışlarda büyük rakamlara ulaşılıyordu." dedi.
Şeker, dijitalleşmeyle birlikte çarşıdaki hareketliliğin azaldığını aktararak, şunları kaydetti:
"Dijital sistem gelince buradaki yoğunluk azaldı. Artık herkes bir türkü yapıp, klip çekiyor ve YouTube'a atıyor. Çarşının yerini YouTube aldı. Bizde artık bu yönde işler yapıyoruz. Bize yurt içi ve yurt dışından kayıt atıyorlar ve biz onların işlerini yapıyoruz."
Haber: Hikmet Faruk Başer/AA
Fotoğraflar: Yasin Aras/AA
Cazkolik.com / 01 Şubat 2021, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.