Klasik ve caz dahil popüler müzikler yaşanan iklim değişikliği krizi ve gezegenimize yönelik tehditleri artık her zamankinden daha acil bir şekilde gündeme getiriyor. Besteci Keiran Brunt, iklim değişikliğini araştıran en iyi beş albüm, müzik parçası veya şarkıyı BBC Music Magazine okurları için seçti. Aşağıda Brunt'ın kısa yorumlar eklediği seçimlerini dinleyebilirsiniz.
Cazkolik.com
John Luther Adams’ın devasa "Become Ocean" (2013) albümü son yılların iklim değişikliğiyle ilgili belki de en tanınmış büyük ölçekli çalışması. Mekânsal olarak ayrı üç gruba ayrılmış ve büyük orkestra için yazılmış bir çalışmadır. Dinleyiciye geniş dokular dinleten parça bizi geleceğin suyla kaplı karanlık ve aldatıcı geleceğini düşünmeye davet ediyor.
John Luther Adams, "Ve kutup buzu eridikçe, ve deniz seviyesi yükseldikçe, biz insanlar kendimizi bir kez daha tam anlamıyla okyanus haline gelebileceğimiz ihtimaliyle karşı karşıya buluyoruz" diye yazıyor.
Bu çalışma, dünya çapında artan sıcaklık ve deniz seviyesinin neden olduğu tehlikeleri ele alan bir çalışma. Vokal, elektronik ve orkestral katmanları kimi sözler ve açık alan kayıtlarıyla birleştirerek hayali bir geleceğe yönelmeden önce, hayatları çevre değişikliğinden etkilenen insanların hikâyelerini dinlemek için Gana, Mont Blanc ve Kuzey Kutbu'na seyahat ederek bu acil sorunlara dair eğer şimdi çözmezseniz yarın neler olacağına bakın diyor.
Bu parçayı yapmak, bir müzisyen olarak şimdiye kadar yaptığım en zorlu şeydi ve hâlâ bittiğini, dünyayla paylaşılmaya hazır olduğunu düşünmek biraz gerçeküstü. Her şeyi halletmek için bir aydan biraz fazla zamanımız vardı: müziği yazmak, orkestral bölümleri yapmak, uzaktan kayıtları düzenlemek, sesleri kaydetmek, elektronik parçaları üretmek ve alan kayıtları sözlü sözlerle karıştırma işlerinin iki hafta içinde bitmesi gerekiyordu.
Birkaç kez kendimi o kadar geç saatte çalışırken buldum ki gün doğumunu yakaladım ve mixingcimiz Donald'ın da oldukça yoğun çalıştığını biliyorum. Sonunda her şeye değdi ve umarım bu eser dünyamızdaki yıkıcı değişiklikler hakkında harekete geçmek ve gündeme getirmek için gerekli motivasyonu sağlar.
Anohni’nin 2016 tarihli politik albümü "Hopelessness", kendimi sürekli yeniden dinlerken bulduğum bir başyapıt. ‘4 DEGREES’de dans müziği dünyasından çeşitli müzikal ve şiirsel mecazlar baştan çıkarıcı bir şekilde doğal hayatı ve dünyayı apokalitik olarak resmediyor:
Denizde balıkların yüzeye çıktığını görmek istiyorum
Tüm o lemurlar (küçük primatlar) ve tüm o minik yaratıklar
Onların yandığını görmek istiyorum
Bu dört derecelik sıcaklık değişiminin yıkıcı etkisi, "Rising Sea Symphony"nin üçüncü bölümü özellikle de Mont Blanc'ın eriyen buzulları derinlemesine işleniyor.
Cosmo Sheldrake’in son albümü Wake Up Calls, kuş ötüşlerinin canlı kayıtlarından oluşan son derece sevimli bir koleksiyondur. Nesli tükenmekte olan türlerin çağrıları, klavyeli enstrümanlar için elektronik olarak düzenlenirken bir yandan dinleyiciyi giderek yok olan vahşi yaşam hakkında uyarmak amacıyla çalar saat efekti dahil edildi. Benjamin Britten’in Friday Afternoons’daki "Guguk Şarkısı"nın bir nevi yeniden tasavvuru olarak düşünülebilir.
Vampire Weekend son albümü Father of the Bride'dan önceki çalışmalara göre ses ve söz açısından çok daha yalın bir grup. Stil sadeliği şarkı yazımına canlılık tazelik getirdi, bu da genellikle lirik derinliği yüzeysel olarak parlak, pop dış görünüşle karşılaştırılabilir. ‘How Long?’ dünyayı kastederek ölüme ahkum bir ilişkinin şiirini gezegenimizin geleceğine dair kasvetli bir bakışla birleştiriyor:
Denizin dibine batmamız ne kadar sürer?
Ne kadar uzun, ne kadar?
Batmamız ne kadar sürer ve sadece sen ve ben?
Ne kadar uzun, ne kadar uzun?
Cazkolik.com / 23 Ekim 2020, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.