Stacey Kent`in cep telefonlarına dair zarif çağrısı konsere damgasını vurdu

Stacey Kent`in cep telefonlarına dair zarif çağrısı konsere damgasını vurdu

Dün akşam mayıs ayına damgasını vuran Zorlu PSM Caz Festivali`nde izlediğim Stacey Kent konseri sanatçının sahneden söylediği bu sözlerle aklımda kalacak. Aslında, Kent`in böyle bir cümle kurmaya niyeti yoktu. Sahneye her zamanki zarafetiyle geldi ve gelir gelmez şarkılarına başladı. Hepsi enstrümanının ustası başta eşi Jim Tomlimson olmak üzere oldukça tecrübeli, yıllarını bu işe vermiş isimlerden oluşan bir kadro vardı arkasında.


Kent, dün akşam İstanbul`a, kendisiyle özdeşleşmiş şarkıları söylediği big band aranjmanları albümünü yayınlayarak gelmişti. Orkestral kayıtları sevenler için rahatlıkla önereceğim bir albüm "I Know I Dream". Albümün her santiminde eşi Jim Tomlimson`ın katkısı açıktı, zaten kendi de söyledi. Tüm nefeslileri çalan da oydu. Flütler, soprano ve tenor saksofonlar, muhtelif mini vurmalılar vs.


Dün akşam konsere yine kendi çizgisindeki şarkılarla başladı. Caz standartları ama ille de bossa novalar, sambalar, Jobim`ler... Allahı var, çok da güzel söylüyor. Arkasında nefesli, piyano, bas, davul caz dörtlüsüyle büyüteçle arasanız eksiklik bulması zor bir gece hediye etti müzikseverlere. Türkiye`de iyi bir dinleyici kitlesi var Kent`in. Onu burada hatırı sayılır kez izledik. Gülümseyen, zarif, çocuksu yüzü ve sempatisiyle dinleyiciyle iyi ilişki kuruyor ve karşılığını da alıyor.



Fotoğraf: Yusuf Biton

Her konser bir yolculuktur


Konserin, sanatçı, sahne ekibi, salon, akustik ve organizasyon tarafında hiçbir sorun yoktu, hatta, dinleyicinin de büyük bölümü Kent`i dinlemek için gelmişti ama son yıllarda benim sık altını çizmeye çalıştığım hastalığımız dün akşam da kendini gösterdi. Cep telefonları... İlle de sahnede olan biteni cep telefonlarına kaydetmek isteyen dinleyiciler oluyor ve sorun da burada başlıyor. Salon kararmış, herkes sahneye ve müziğe konsantre olmuşken, salonun birçok yerinde her biri birer pabuç büyüklüğünde cep telefonlarının ekranları karanlık salonda birer projektöre dönüşüyor ve haklı olarak sahnedeki müziği dinlemek isteyenler çok rahatsız oluyor. Doğrusu ben de oluyorum. Sanatçılar da oluyor. Niye olmasın ki? Sahneye yakın oturduğum için sahnedekileri mimiklerine kadar görebiliyordum ve inanın ilk andan itibaren Kent`in rahatsız olduğu gözlerinin takılmasından belli olmuştu. Zaten bir süre sonra olanca zarafetiyle başlıktaki cümlenin çevresinde dolaşan şeyler söyledi ve müziğin, anın, konserin zevkini çıkarmamızı rica etti. Daha ne söylesin... Zarif uyarısının salondan aldığı alkışla konseri sadece sahneye ve müziğe odaklanarak bitirdik. Bundan sonra ben de bu cümleyi ara sıra kullanmaya karar verdim. Her konser bir yolculuktur... hatta, bu cümleye bir de `iç yolculuk` eklemesi yapmalı; "Her konser bir iç yolculuktur".


Feridun Ertaşkan


Cazkolik.com / 10 Mayıs 2018, Perşembe


Fotoğraf: Yusuf Biton


Kaydet

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.