PSM Caz Festivali bu yıl programına dünyanın en önemli caz gitaristlerinden John McLaughlin ile başlıyor. Cazkolik olarak biz de bu kez bir farklılık yapalım dedik ve bir ilk olarak bir büyük starla aynı anda 2 farklı röportaj imkanı elde ettik. Bu fırsatı bize sağladığı için PSM Caz Festivali`ne çok teşekkür ederiz. Sevgili Cenk Akyol ve Nazlı Toprak`ın röportajları sanatçıyı yakından tanımak bakımından bize fırsatlar sunuyor. Her iki dostumuza emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz.
Cazkolik.com
John McLaughlin genç müzisyenler için en önemli sırrı veriyor;
Cenk Akyol: Bay McLaughlin öncelikle bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Sizi 3 farklı ensemble ile seyretmekten büyük zevk almıştım. İlki 1990`da Trilok Gurtu ve Dominique Di Piazza ile, ikincisi yanılmıyorsam iki sene sonra Joey De Francesco ve Dennis Chambers ile. Sonuncu ise 2010 yılında 4th Dimension grubunuz ile (Vinnie Colaiuta, Etienne Mbappe ve Gary Husband). Kariyerinize İngiltere`nin Rhythm Blues klüplerinde pop şarkılarını yorumlayarak , dans müzikleri çalarak başladınız. New York`a gidişiniz ile hala devam etmekte olan yeni bir hikayeye evrildi. Kariyeriniz sürekli kaliteli ve yetenekli müzisyenlerle gelişti ve yükseldi. Cazın ağababalarından biri olarak kariyerlerini oluşturacak vizyon sahibi çaylak müzisyenlere ne gibi önerileriniz olur?
John McLaughlin: İnce sözleriniz için teşekkür ederim. Caz ben doğmadan önce varolmuş bir gelenek o sebeple kendimi cazın ağababası olarak görmem zor. Vizyon sahibi kariyer planı yapan çaylak müzisyenler konusuna gelirsek; ilk önce ne tür müzik üzerine ilerleyeceklerine açıkça karar vermeleri lazım. Bu şayet caz olacak ise kayıtsız şartsız bir adanmışlıktan gayrı her şey etkisiz ve eksik olacaktır. Klasik müzisyenler bile armoni, ritm ve melodi üzerine özgürce doğaçlama yapabilmek için ne kadar çok çalışmaları gerektiğini bilmiyorlar. Cazın özü doğaçlamadır.
Cenk Akyol: Röportajlarınızda daima Miles Davis`in hepinize Herbie Hancock, Chick Corea, Dave Holland`a ağabeylik, akıl hocalığı yaptığını bahsedersiniz. İlişkiniz bir çeşit usta çırak ilişkisi miydi? Caz dünyasında halen bu tür ilişkiler sürüyor mu? Sizin de böyle destek olduğunuz çıraklarınız oldu mu? halen var mı?
John McLaughlin: Miles`a borcum hiç bir zaman ödenemeyecek. Bana kişisel olarak kattıkları, onunla çalışma ayrıcalığına ulaşmış müzisyenlere yaptığı destekler, yardımlar tahminlerin ötesindedir. Miles ile olan ilişkim olmadan ben bugünkü ben olamazdım. Çok uzun zamandır genç müzisyenlere gelişimlerinde yardım ederim. Bazılarını müzik kolejlerine yazdırdım. Yaşamım boyunca çok yardım aldım. Genç müzisyenlere yardım etmek boynumun borcudur.
Cenk Akyol: Internet sonrası müzik dünyasındaki değişikliklere baktığınızda müziğin insanların hayatında daha az yer kapladığını düşünüyor musunuz? Müzikkseverlerin tutkusu buharlaşıyor mu? Soruyu belki şu şekilde sormam daha doğru olur; 60`lardaki müzik endüstrisi nasıldı? Şimdi nasıl? Gelecek için bir öngörünüz var mı?
John McLaughlin: Müzik daima insanlar için önemli olmaya devam edecek. Şöyle diyebilirim; insanlar farklı koşullarda müzik dinleyeceklerdir. Bir albümü almak yerine akış servislerinden dinleyecekler. Müzik sanayisindeki değişim radikal. Ve bu insanların müzik dinleme alışkanlıklarının değişimindeki en önemli etken. 60`lar ve 70`ler müzik sanayisinin altın çağıydı ve ben ne şanşlıydım ki tam da içindeydim. Bence şu andaki yegane problem genç sanatçıların plak firmalarından sözleşme alamamaları. Plak firmaları esasında bu geçiş sırasında büyük problemler yaşadılar ve bu sebeple küçülmeye ve görece yeni ve bilinmeyen sanatçılara sözleşme sunma yetilerini yitirdiler. Plak kontratı olmayan yeni sanatçıların konser verme imkanı neredeyse yok. Bu bir Catch 22 (*) durumu. Plak sektorünün geleceği konusundaki tahminime gelince; yetenekler daima kazanmaya devam edecekler fakat daha önce bahsettiğim gibi bir adanmışlık olmazsa bu başarının gelmesi artık daha zorlaşacak.
Cenk Akyol: Müzik dışındaki tutkularınız nedir?
John McLaughlin: Eskiz ve yemek yapmak
Cenk Akyol: Veda turnenizin tam olarak manası nedir? Ne tür bir emeklilik tasarlıyorsunuz kendinize? Artık sadece bir kayıt sanatçısı mı olacaksınız? Sadece özel etkinliklerde, konuk sanatçı olarak mı konserlere katılacaksınız? Wayne Shorter`ın Grammy`sinden sonra bunu tekrar düşündünüz mü?
John McLaughlin: Bahsettiğiniz veda turnesi sadece A.B.D. için söz konusu bir veda turnesiydi. Amerikan kültürüne bana verdikleri için teşekkür etmem gerekiyor. Emeklilik planlarım yok. Mevcut Avrupa turnesi bu sene planladığım ilk turne. Şimdilerde Shankar Mahadevan ile birlikte yıl sonunda yayınlanacak çok heyecanlandığımız bir kaydı bitirdik. Ayrıca yılsonunda yayınlanacak bir film için müzik yazıyorum. Anlayacağın emekli filan olacağım yok.
Cenk Akyol: Hangi tür müzik grupları ile çalmaktan hoşlanıyorsunuz ve rahat ediyorsunuz? İkili, Üçlü, dörtlü, big band?
John McLaughlin: Her tür müzikal oluşum ile mutluyum. 4th Dimension, Shakti, senfoni orkestrası... fark etmez...
Cenk Akyol: Grupta çalmanın ilk kuralı nedir? Gruba müzisyen seçerken neye dikkat edersiniz?
John McLaughlin: Genel olarak bir müzisyeni duymak ilk ve en önemli emaredir. Çalgısındaki mahareti en önemli şey. İkincisi, tanıştığınızdaki tinsel etkisi. Bu ilk anda olur ve yanılgıya yer vermez.
(*) Joseph Keller`ın 1961`de yayınlanan romanından ortaya çıkan bir terim. Yumurta - tavuk ikilemi olarak bilinen, neden - sonucun bakış açısına göre yer değiştirebileceği ikilemler için kullanılıyor.
Cenk Akyol
Cazkolik.com / 12 Nisan 2019, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.