Fotoğraf: Nevzat Yıldıran (CRR Konser Salonu, Şubat 2023, Dave Holland, Zakir Hussain ve Chris Potter konserinden)
Dünyanın en büyük tabla sanatçılarından -bence en büyüğü- Zakir Hussain'in 73 gibi yaşlı kabul edilmeyecek bir yaşta hayata veda etmesi içimizi üzdü.
Her ölüm kötüdür şüphesiz, bir yaşamın kopup gidişini izleriz. Zakir Hussain'in tablasından çıkan sesler onun ölüm haberi geldikten sonra hâlâ kulağımda tınlıyor.
San Francisco'da, bir akciğer hastalığı olan Idiyopatik Pulmoner Fibrozis nedeniyle öldüğü açıklanan sanatçı müzik dünyasının gerçek ikonlarından biriydi.
Dört Grammy ödüllü sanatçı ülkesi Hindistan'ın en yüksek ikinci sivil ödülü kabul edilen Padma Vibhushan'a layık görülmüş ulusal ve uluslararası bir değerdi.
Zakir Hussain'e kadar tabla müzik dünyasında yereli pek aşamamış bir çalgı iken onun elleri sayesinde benzeri olmayan bir değere kavuştu. Benim gözümde mesela, İspanyol Paco De Lucia, Pakistanlı Kawwali ustası Nusrat Fateh Ali Khan ne ise Zakir Hussain de o isimlerden biriydi ve tabi çok daha fazlası.
Hindistan'ın bir diğer tabla üstadı Nayan Ghosh, Zakir Hussain hakkında “O bir çığır açıcı, ezber bozan, türlerin sınırlarını aşarak tabla ve Hint müziğini dünya haritasına yerleştiren ve sanatçı nesillerine ilham veren bir ikondu” açıklamasında bulunmuş.
Bir çoğumuzun Zakir Hussain'i İngiliz gitar virtüözü John McLauhglin ile tanıdığı sanatçıya dair Mclaughlin uzun süreli yoldaşını "ellerinde ritmin büyüye dönüştüğü bir kral" olarak tanımladı.
McLaughlin'in bu doğru tespitine çoğumuz sahnelerde canlı tanık olduk. Bugüne kadar dinlediğim hiç bir tabladan çıkan sesler onunki gibi değildi. Gerçekten derinliği olan seslerin su gibi akan ve yükselerek alçalan bir duygusu vardı. Ellerinin, parmaklarının her birini, her bir boğumunu müziğin ritmik unsurlarına katabilen büyük sanatçı yedi yaşına kadar babasıyla sahnelerde büyümüştü.
Daha çocuk yaşında Hint müziğinin efsanevi isimleriyle beraber çalan Hussain kendisi de büyük bir efsaneye dönüşerek aramızdan ayrıldı.
Hussain'in müzikal geçmişine hakim olanlar onun Beatles'dan George Harrison veya çellist Yo Yo-Ma, Van Morrison ile yaptığı işleri hatırlayacaktır. Henüz 15 yaşında Hindistan'da yılda yaklaşık 150 konser veren sanatçı seksenlerden itibaren dünya müziğine açılmaya başladı ve ilk uluslararası başarısı davulcu Mickey Hart ile 1992 yılında ödül aldığı Planet Drum albümü olmuştu.
Az biliriz ama Hussain hayatının son yirmi yılında aslında dünyaca ünlü sanatçılarla giderek daha az sayıda konser veriyor, vaktinin çoğunu genç müzisyenlerle beraber çalarak geçiriyordu.
İsminin çevresinde oluşan virtüöz yıldız büyüsünü mütevazı bir tavırla genç sanatçılar için kullanan Hussain aynı tevazusunu yaptığı son açıklamalardan birinde gözler önüne sererek; "Müzikle telaşsız bir ilişki kurma şansına sahiptim ve aynı zamanda dalga beni bir yerlere götürdü" diyordu.
Biz o dalgaya şahit olduk. Kendi zamanın en önemli müzisyenlerinden biriydi, hayatımızda duymadığımız sesleri onun tablasından işitme şansına sahip olduk. Sahnede bağdaş kurmuş otururken yüzünden sakin gülümsemesi eksik olmazdı, müzik bittiğinde önemli bir iş yapmamış gibi yine sakinliğini korur, dünyevî olmaktan uzak bir ermiş gibi görünürdü.
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 17 Aralık 2024, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.